»23.Bölüm«

105K 5K 176
                                    

23 ~

Cemre karışmış aklıyla eski okul müdürü ve babasına baktı. Ümit amcayla babasının sıkı dost olduklarını biliyordu ama ikisinin birden buraya gelmesinin nedeni neydi?

Selim bey kızına kaşlarını çatarak kötü bakışlar atarken genç kız derince yutkundu. O sırada tekrar çalan kapıyla bu sefer orta yaşlı fakat karizmatik bir adam içeri girdi ve onun da gözleri direk Selin'i buldu. Cemre onun yanındaki kızıl saçlı yaratığın babası olduğunu anlamıştı.

Veliler büyük bir utanç ve öfkeyle koltuklara oturduklarında okul müdürü boğazını temizledi.

"Cemre ve Selin'den beklemediğimiz hareketler bunlar fakat kızlarını kavga etmiş. Üstelik sebebini söylemiyorlar bile ve bu nedenle ilk olarak sizleri çağırmak istedik. Aksi takdirde disiplin kuruluna gidecekler" dedi sert sesiyle.

Selin'in babasının konuşmasına fırsat kalmadan Selim Bey konuştu.

"Böyle bir şeye gerek yok. Zaten Cemre okuldan ayrılıyor" dediğinde Cemre gözlerini irileştirerek babasına baktı.

Kulakları yanlış duymamıştı değil mi? Okuldan mı ayrılıyordu? Daha da kötüsü Ulaş'tan, Çiğdem'den hatta şu sıralar araları limoni olan Emre'den ve diğer tüm çocuklardan! Üstelik bunu bu okula başladığı ilk zamandan beri istiyordu ama şimdi babası söyleyince hiçte... sevinememişti. Bu nasıl bir ikilemdi böyle?

Sevgilisinden, yeni arkadaşlarından ayrılmak istemiyordu. Eski okuduğu o zevksiz, sıkıcı ve yapmacık insanların bulunduğu koleje gitmek istemiyordu. Selen, İrem ve Pelin'in artık en yakın arkadaşları olduğunu düşünmüyor, Demiral kolejindeki popülerliğini istemiyordu.

Müdür Selim Bey'in sözleriyle düşünürcesine kaşlarını çattı.

"Evet kaydı alınmıştı değil mi?" dediğinde Cemre kendine hakim olamadan "Ne!?" diye ciyakladı. Kaydı mı alınmıştı? Ne zaman, nerede, niçin alınmıştı ki? Gözlerini sorarcasına babasına yöneltse de bir tepki alamadı. Selin yanında haince sırıtırken gözleri dolmuştu. Kahrolsun! Tüm aksilikler başına gelmek zorunda mıydı?

Büyükler kendi aralarında konuşurken Cemre olayları bir sis perdesinin arkasından izlemişti. Ne zaman Selim Bey ve Demiral kolejinin müdürü Ümit Bey ayağa kalktı Cemre de direk gözlerini onarla dikti. Babasıyla konuşmalıydı.

Müdürün odasından çıktıklarında Cemre'nin gözü hemen köşede merakla kendisini bekleyen Ulaş, Çiğdem ve Emre üçlüsünü fark etti. Fakat ilk olarak babasıyla konuşmalı ve bu saçma hatayı düzeltmeliydi.

"Baba-," diyecekken Selim Bey öfkeyle kızına baktı ve sözünü sert bir dille kesti.

"Evde konuşacağız Cemre. Kavga ettin ve okula çağırıldım fark ediyor musun? Beni nasıl bir utancın içine soktuğunu bir düşün!" diye bağırdığında koridordaki birkaç öğrenci dönüp onlara baktı. Daha da kötüsü Ulaş, Çiğdem ve Emre de telaş ve endişeyle onları izliyordu.

"Özür-," diyecekken Cemre, Selim Bey onu dinlemeksizin arkadaşıyla beraber oradan ayrıldı.

Genç kız boğazındaki yumru ve içindeki sıkıntıyla köşede kendisini bekleyen diğerlerinin yanına gitti ve Ulaş'ın kendisini sımsıkı sarmasına izin verdi. Zira şu an en ihtiyacı olduğu kişi oydu.

"Gidip kavgayı benim başlattığımı söyleyelim Cemre. Böylece sen temize-," diye konuşan Çiğdem'in sözlerini Cemre kesti.

"Saçmalama Çiğdem. Kavgayı sen mi başlattın? Tabii ki hayır. Selin'in üzerine atlayan bendim, sende bana yardım edendin" dedi net bir sesle.

Başka Bir Lise Hikayesi (1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin