»9.Bölüm«

120K 5.8K 378
                                    

9 ~

Neyin yüreğimi bu denli kırdığının farkında olmamakla birlikte boğazıma dizilen yumruyu birkaç kez yutkunarak gidermeye çalıştım lakin gitmedi. Gözlerimin doluluğunu gizlemeye çalışarak tebessüm edip apar topar kendilerine çeki düzen veren ikiliye bakmaya gayret ettim.

Şüphesiz iki dakika etrafı saran yoğun sessizliğin ardından kızıl saçlı kız Ulaș'ın da ona ters bakışlar atmasının ardından sınıfı terk ederken Çiğdem de ufak adımlarla sınıftan çıkıp kapıyı arkamızdan kapattı. Bizi yalnız bırakmalarını sağlayacak sebebimiz yoktu ki; o zaten hiçbir zaman benim olmamıştı, olmayacaktı.

Ağzımı açtığım anda dudaklarımdan neler döküleceğine emin olamadığım için söze onun bașlamasını istiyordum ancak karşımda bir şey söylemeden öylece gözlerimin içine bakıyor, benden ne haltsa bir hareket bekliyordu. Belki de çıldırıp üstüne atlamamı, tırnaklarımı ona geçirip çileden çıkmıș halimi görmeyi umuyordu. Açıkçası yapmamak kendimi zor tutuyordum lakin o da put gibi durmaktaydı.

Ben. Deli. Gibi. Kıskandığım. Heriften. Açıklama. Bekliyordum!

Elini sallayıp 'boş ver' gibisinden bir hareket yapınca șok olmușluğumla kalakaldım ancak kendimi toparlamaya çalıșıp o anda patladım.

"Sen var ya, def olup git! Akın'dan intikam istemiyorum, senin gibi iğrenç biriyle muhatap olmak bile istemiyorum. Aramızda geçen bu.." deyip duraksadım ve aramızda parmağımla ikimizi göstererek "..adını bile koyamadığım 'ortaklığı' bitiriyorum. Seni terk ediyorum!" dedim kendimden bile beklemediğim bir öfke patlamasını serbest bırakarak. Kendime içimden sakin kalmayı telkin ettiğim onca laf boșa gitmiști ancak daha fazla içimde tutamıyordum. Kinimi kustukça belki rahatlamıyordum, kalbim daha çok acıyordu lakin sustuklarım da beni yiyip bitiriyordu.

Ulaş laflarımdan sonra öfkeden tir tir titreyen bana bakıp sözlerimde ciddi olduğumu anlayınca aniden sinirli bir biçimde dirseğimi yakaladı. Parmaklarının baskısı ne kadar sıkı olsa da aslında acıtmıyordu çünkü acıyan çok daha başka yerler vardı.

"Biz bir anlaşma yaptık, bunu yüzüme haykıran sendin hatırladın mı? Sana açıklama yapmayacağım çünkü sevgilim olmadığını söyleyen sendin Cemre, SEN!" diye bana bağırdığında şu haksız olduğu durumda bile üste çıkmaya çalıșmasına öfkelendim lakin benim sözlerimi bana satamazdı.

İkimizde öne doğru hindi misali kabarmıș nefes nefese bakıșırken göz pınarlarıma biriken gözyașlarımı ondan saklamaya çalışarak kolumu elinden kurtardım.

"Bendim çok haklısın ama git hemen kızın birini kucakla demedim! Yine de çok tepki gösterdim, hata benim kusura bakma. Kişiliksiz insanları bünyem kaldırmaya müsaade etmiyor galiba" deyip başımı sınıftaki herhangi bir yere sabitlerken dudaklarımda plastik bir tebessüm vardı. Gülümsemem ne kadar gerçekçiydi tartıșılır ancak bundan sonra olduğu yerde sayan bir Cemre olmayacaktım.

"Farkında olman güzel. Gerçek sevgilimmiş gibi davranmayı kes" dedi ters bir sesle. Sanki canımı yakmak için özellikle, gözlerime baka baka yapıyordu. Onun kalbini kırmış yok etmișim de o da intikamını bu denli alıyordu. Halbuki ne dün benim söylediklerim, ne șu an onun söyledikleri yalandı. Her şey gerçekti, sadece ikimiz yalandık.

Başka Bir Lise Hikayesi (1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin