»6.Bölüm«

128K 6.9K 429
                                    

6 ~

Arka taraftan el ele okulun kalabalık olduğu yere doğru yürürken herkes hayretle bize bakmaya bazıları ise yanındakiyle konuşurken bizi işaret etmeye başladılar. Ulaş kimseye aldırmaksızın özgüvenli ve havalı bir şekilde yürürken endişeden elini sıktığımı o da benim elimi uyarır bir şekilde sıkınca fark ettim.

Başım yerde yürürken Ulaş saçlarımın arasına ufak bir öpücük kondurdu ve gözlerimi sorarcasına çevirip ona baktığımda oyunbaz bir şekilde dışarıya karşı hiç bozuntuya vermeden gülümsedi. Lakin kulağıma mırıldanarak konuştuğu ses tonu sempatik değil, aksine uyarır nitelikteydi.

"Şu suratındaki ifadeyi sil. Sevgili gibi davranmak zorundayız ve yaptığım her şeyde seni yemişim gibi bakma" dedi oldukça rahat bir şekilde.

Onun bu rahatlığı resmen beni deli ediyordu ancak idare etmeye çalıştım. Daha önce kız arkadaşları olduğu bariz belliydi ve bunun neden beni rahatsız ettiğini düşünmeyi bırakmam lazımdı. El ele okul binasından içeri girip sınıfa yönelirken koridorda kızlarla konuşan Çiğdem'i gördüm ve arkasını dönüp bizi görünce gözleri hayretle kocaman açıldı.

Uzun koridorda okulun sevilen, en çekici, en akıllı ve enleri olan çocukla el ele yürümek gurur vericiydi ancak hemen hemen gördüğüm çoğu kızın yüzündeki kesif bir çekememezlik bakışı ona daha çok yaslanmama neden oluyordu.

Kulağına eğilip alaycı olmasına çabaladığım lakin ciddi izler barındıran ses tonumla "Sevgililerine sağlık sigortası yaptırıyor musun?" dedim. Ulaş güzel, beyaz dişlerini gösterircesine gülümsedi ve elini elimden çekip bu sefer omzuma attı. Bildiğiniz coşmuştu yani.

"Sen diyince gerçekten düşünmem gerektiğine karar verdim. Haklısın, eğer ayrılırsak o zaman sağlığından şüphe et. Benimle beraberken kimse sana bir şey yapamaz. Senin sağlık sigortan benim" dedi kendinden emin bir sesle. Koridordaki insanların hayret eden ve kıskanç bakışları altında sınıfa girdiğimizde bu sefer sınıfta da aynı tepkilerle karşılaştım. İnsanlar bu çocuğun yanında hiç mi kız görmemişlerdi de böyle anormal bakışlara maruz kalıyordum anlamamıştım.

Ulaş'ın kolunun altından çıkıp sırama geçerken serseri bir şekilde göz kırpıp o da kendi sırasına oturdu. Sınıf yavaş yavaş dolarken ders zili çalmıştı. Yanıma sınıfın erkeklerinden biri oturmaya yeltenince birden 4 kişi birden tepemize dikildi. Yutkunup iri gözlerle, ne yaptıklarını anlayamaya çalışırcasına yaşlarına göre fazlasıyla iri yarı duran çocuklara baktım.

Onlar ise bana değil yanımdaki çocuğa bakıyorlardı lakin o bakışlar dostça değil aksine dikte edercesine tersti.

"Oradan kalkman kendi güvenliğin için iyi olur" dedi aralarından biri. Sarı dağınık saçlarıyla serseri bir şekilde gevşek duran kravatıyla yakışıklı biriydi. Omuzları yaşıtlarına göre geniş, bakışları ise kendi hasımlarını hizaya sokabilecek kadar soğuktu. Sürekli lafını dinletmeye alışık, despot birine benziyordu.

Yanımdaki çocuk ikiletmeden ayağa kalkmaya yeltenince öfkeli bir şekilde elimle çocuğun kolunu tutup tekrar yanıma oturtmaya çalıştım. Fakat o tırsmış bir vaziyette çocuklara bakıp kolunu benden kurtarmaya çalışıyordu.

"Otursana! Saçmalama. Onların dediklerini yapacak değilsin" deyip dik dik tepemizde dikilen çocuklara baktım. Sarı kafalı bana kibar bir gülümseme gönderip gözleriyle kendi arkasını gösterdi. Benim de bakışlarımı oraya kayınca Ulaş oturduğu yerden tam gözlerimin içine bakıyordu.

Başka Bir Lise Hikayesi (1)Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon