»4.Bölüm«

132K 5.8K 485
                                    

4 ~

"Hadi Cemre gidelim buradan" diyen Akın'ın sesini duyunca irkildim.

Herkesin öldürücü, öfkeli bakışları arasında Akın ve benim arkadaş çevremin yanına doğru yürüdüm. Başka zaman olsa sevinçten çıldıracağım, arabalarına atlayıp peşlerinden gideceğim bu davet beni cezbedebilirdi lakin Ulaş'ın öldürücü bakışlarını görmezden gelemiyordum. Sonrasında olayı fazla dramatikleştirdiğimi düşünüp ilk günden yokluklarını hissettiğim kız arkadaşlarıma sarıldım.

Geri çekildiğimde yine de nedenini bilemediğim bir sebeple "B-Ben eve gitmeliyim" dedim Akın'a. Normalde Akın'a hep çemkirirdim fakat bu kadar kalabalığın ortasında onu incitmek istememiştim. O kimdi ki beni ziyarete geliyordu? Üstelik bu kadar arkadaşımı peşinden sürüklemesi de canımı sıkmıştı. Akın'ın beni ziyaret etmek istemekten ziyade daha yeni öğrendiğim bu psikolojik savaşta karşı tarafı tahrik etmeye çalıştığını anlıyordum. 

"Saçmalama. Tabii ki öyle bir şey olmayacak. Arabama atla, gidiyoruz buradan" dedi Akın Ulaş'a kötü bakışlar atarak. Aynı bakışların karşılığını hasmından aldığına zerre şüphem yoktu lakin ben daha fazla diğer çocuğa bakamıyordum.

"Gelmiyorum. Takılın siz" dedim ifademi bozmadan. Kimse bana zorla bir şey yaptıramazdı. Bunu en iyi Akın bilirdi aslında ama bunca kişinin ortasında reddedilmek hoşuna gitmeyen bir durum olacaktı. Tabii onu bana emrivaki yapmadan önce düşünmeliydi.

Ulaş önce bana sonra Akın'a ters bakışlarını attı. Çatık kaşları ve ürkütücü çehresiyle korkunç görünüyordu. Ardından dilini dişlerinin arasına alıp ezerken bir şey demeden kafasını çevirdi.

"Burada okumaya başladın diye bu ezikle muhatap olmak zorunda değilsin Cemre. Biz seni biliyoruz" dedi piç bir sırıtışla. Ulaş'tan hazetmediğini zerre saklamıyordu. Gerek ses tonu gerekse tavırları bunu açıkça ortaya koyuyordu. Onun beni kullanarak Ulaş'ı vurmaya başladığını anlayıp sinirlendim ve ona istediğini vermemek için yoldan geçen bir taksiyi elimle durdurup kimseyi takmadan bindim.

Bugün yorulmuştum, benim için yeni bir çevre, yeni bir ortam yeterince dertti zaten ve kimseyi çekmeye niyetim yoktu. Hem de hiç yoktu!

>><<

Akşam yemeğinden sonra babam her zamanki gibi toplantı odasına kapanırken annem yüz maskesi için çalışanlardan birini çağırmıştı. Sıkıntıyla iç geçirip odama yürürken bugünü düşündüm. İlk güne göre fena değildi lakin eski düzenimi, eski arkadaşlarımı özlüyordum. Buraya ait olmadığım açıkça belliydi ve derslerden bile eskisi kadar keyif alamıyordum.

Yatağıma uzanıp karanlıkta gözlerimi yumdum. Benim için en rahatlatıcı terapi yöntemi buydu ve baş ağrılarım da bu sayede azalıyordu. Kişiliğimin bu olmadığını bende biliyordum. Ama şu an göründüğümden farklı görünmek gibi bir niyetim yoktu. Fark ettiğim kadarıyla böyle yaptıkça ailemin dikkatini daha çok çekiyordum.

5 yaşından beri ailesi tarafından boş verilmiş bir çocuk olarak çokta güzel günler geçirmemiştim. Bakıcım beni giydirir, yemeğimi o yedirir, okula giderken yanağıma o öpücük kondururdu. Annem yoktu, babam yoktu...

Başka Bir Lise Hikayesi (1)Where stories live. Discover now