♣♣♣

1K 63 23
                                    

Merhaba benim siyah beyazlığıma renk saçan okuyucularım.

Bu notu yazıyorum çünkü final sahnesine bulaştırıp, orijinalliğini kirletmemek için içimde biriktirdiğim cümleleri ancak bu şekilde sizinle paylaşabilirdim.

Nefes iki yıldır gerek sallantılarıyla, gerek keyifli günleriyle artık bitti. Finali yazarken o kadar canım acıdı, o kadar depresif bir hal aldım ki; etrafımdaki insanlar bendeki bu değişime ad koyarken çelişkide kaldılar. Bir kitap uğruna bu denli bir iç çatışma yaşayan biri olarak söylüyorum, Nefes benim hayatımda her zaman ayrı bir noktada, kalbimin en derininde kalacak. Bitirdiğim, kurgusunu aklımdaki tüm haliyle kaleme alabildiğim tek çalışmamın olmasının yanı sıra Deniz ve Ada karakterlerinin ruhları dünya üzerinde görüp görebileceğiniz en özel ruhlar. Onları harcamak istemedim.

Finalin herkesin açısından farklı yorumlanacağını biliyorum, bunu doğal karşılayacağım çünkü birçok yerde, birden fazla bakış açısına yönelik konuşmalar oldu. Neden böyle bir son olduğunu açıklarken Deniz'le gurur duyuyorum; hayat akışkan ve kısa, gerçek dünyada hiçbir zaman hayatlar istendiği yönde hareket etmiyor. Her şeyin ucu kurgulandığı yere varmıyor. Bir noktada, talihsiz bir kaza ya da Deniz'de olduğu gibi karar sonucu hayatınız ikiye bölünüp yarım kalabiliyor. Hayat bu kadar acıyken, neden bir hikayeyi yalanlar torbası halinde okumak isteyesiniz? Evet, kitaplar bizim soluk aldığımız duraklardır ama ben o soluğu alırken rahatlamanızı değil, yaşamdaki olağanüstü durumları hiçe sayarken içine çektiğiniz nefese şükretmenizi istiyorum. Şikayet ettiğiniz, ettiğimiz şeyler bazen o kadar saçma ki; aslında biz neye üzülüyoruz? Sınavdan düşük almamıza mı, oyuncağımızın kırılmasına mı? O zaman döktüğünüz gözyaşlarının, Deniz'in ve Ada'nınkiyle bir olduğunu düşünmüyorsanız, belki de görmeye başladınız demektir. Deniz'in yaptığını yargılamıyorsanız, anlamaya başlıyorsanız, teşekkür ederim çünkü o hayatına son vermeyi bir anda kafasına koyan, ergenlik çağında bir adam değildi. Yılların katran bağlamış acıları artık öyle bir kıvama gelmişti ki; kendini öldürmeseydi, acı çukurunda yavaşça boğulacaktı.

Bundan sonra ne olacak, final boşlukta kaldı diyecek olursanız; zaten final bölümünün girişindeki paragraf her şeyin özeti diye düşünüyorum. Hayat yarım. Tamamlarsak bir anlamı kalmaz. Belki Ada da ölümle taçlanacak, belki ertesi gün hastaneden çıkacak, belki evlenecek, belki bekar kalacak. Mesele bunun devamı değil, mesele mutlulukların uğrayabileceği sekte. Bir insanın bugün gülüyor olması, yarın da güleceği anlamına gelmediği gibi; o insan ertesi gün yaşamıyor bile olabilir. Anı yaşayın. Ada, ölümünden çok az bir süre önce Deniz'i öptü diye ömür boyu kendiyle gurur duyacak. Deniz, Ada'yı tanıdığı için cehennemde huzurla yanacak. Ölüm onların dünyalarını mahvetmedi, sadece birbirlerini tanıdılar, yaşadılar, bitti. Bundan daha azı da değil, çoğu da. Biriyle tanışıyorsunuz diye, onun sizinle sonsuza yürüyeceğini düşünmeyin. Deniz, Ada'yla bir hayat sürmek zorunda değildi. Kendi idealleri canından çok sevdiği Ada'dan bile önemli olduğu için Ada'yı bıraktı çünkü doğrusu bu. Hayatına giren ona muhtaç bir kız çocuğu bile olsa ön planda olan kendisi, onun hayalleri, onun amacı. Ada için bundan vazgeçseydi, o zaman suçlama hakkınız olurdu ama Deniz, 24 yaşına girince öleceğini yıllar öncesine kurmuştu. Bozamazdı.

Umarım Nefes, sizin hayatınızı ufak bir sallantıya uğratabilmiştir. Ne yapıyorum ben, algısını yaratabilmiştir. Çok okunup okunmamasıyla zerre kadar ilgilenmiyorum, her biri sadece rakamdan ibaret. Ben az insanla, Nefes'i gizli mabedimiz yaptım. Kimseler duymasın, bırakın özümüzle kalalım.

Sizleri seviyorum, gelecek sene, Deniz'in ölüm yıldönümünde görüşmek üzere. Sizlere Deniz'in ağzından bir Nefes sunmayı hedefliyorum, yine bu kitap üzerinden aynı gün içinde bütün hikayenin Deniz bakış açısıyla yazılmış halini yayınlamak istiyorum ama hayırlısı, hayat akışkan!

Çok seviyorum sizleri!

NEFESDonde viven las historias. Descúbrelo ahora