12.Bölüm

776 59 27
                                    

"Başınız sağolsun"

Yazardan

Dila duyduklarıyla birlikte daha fazla dayanamamış yere öylece yığılmıştı, onun için tüm bu olanlar çok ağır, kaldırılamazdı. Ama şöyle bir gerçek vardı ki bir gün herkes elbet toprak olacaktı.

Bayılan Dilaya müdehale uygulamak için odaya götürüldü, arkadaşının ölüm haberini alan Kaan yerinde sendelemiş daha fazla duramamış arkasındaki koltuğa oturuvermişti. Selen ise daha yeni yeni tanıdığı bu adam için arkadaşını düşünerek oldukça üzülmüştü.

Ailesine nasıl haber verecek diye çaresizce düşünen Kaan'ı düşüncelerinden kurtaran yüksek sesle bağıran hemşire olmuştu.

"Hocam, çok acil gelmelisiniz beklenmedik bir durum oldu!" üzgün dileklerini belirtip uzaklaşmaya başlayan doktor arkasından gelen ses ile geri dönerek hızlı adımlarla koma bölgesine doğru ilerledi.

Hiç birinin dikkati şuanlık onlarda değildi çünkü içeride bir çok hasta vardı ama onlar, çoktan arkadaşlarının ölüm haberini almışlardı.

Yıkık durumda olan iki genç açılan kapıdan yavaşça gözükmeye başlayan doktora baktılar. Doktor yanlarına yaklaşıp,

"İnanın sizi kısa süreliğinede olsa üzmek istemezdim ama neyseki Doruk bey yeniden aramıza döndü" diyen doktora karşı Kaan,

"N-ne demek aramıza döndü" telaşla ayağa kalkmıştı genç adam böyle bir şeyin olması imkansızken nasıl olduğunu düşünüyordu.

"Kalbi durmuştu, ben çıkarken beyin ölümü henüz gerçekleşmemişti ama dediğim gibi kalbi çoktan durmuştu, bu gibi durumlarda ilk 4 dakika çok önemlidir beyin ölümü için ben çıktıktan sonra hemşire tekrar Defibrilatörü (şok cihazı) uygulayınca hasta geri döndü" onu dikkatle dinleyen iki gence bakınca içini huzur kaplamıştı doktorun,ardından söze devam etti.

" Aslında bu gibi durumlarda doktorsuz işlem uygulanması doğru değil, ama bir yanlış Doruk beyi hayata bağladı... " sonu güzel biten Doktorun cümlesinden sonra, Kaan kendini Selen'in kolların atmıştı, bunun tamamen bir mucize olduğunu ikiside farkında en çokta bunun için mutluydular.

Selen'in aklına üzüntüden bayılan arkadaşı geldiğinde, Kaan'ın kollarından ayrılıp, ona haber verip uzaklaşmıştı.

ASELDEN

Yine bir hastane odasındaydım, ama bu sefer beni sarıp sarmalayacak, yüzümü güldürecek, bana iyi gelen tek kişi yoktu, artık Doruk yoktu.

Şimdi ise zaafı olan mavi gözlerimden onun için yaşlar süzülüyordu, üzerinde bulunduğum yatak göz yaşlarımla ıslanmıştı. Yattığım yerde öylece durmuş bembeyaz gözüken tavanı seyrediyordum, gerçekle yüzleşmek istemiyordum bu yüzden onu düşünmemeye çalışıyorum, henüz şokta olduğumdan sakinleştiricininde etkisiyle sakin kalıyor sadece ağlayabiliyordum.

İçeriye bağırarak giren Selen'e boş anlamsız bakışlar attıktan sonra konuşmasını sessizce, ağlayarak bekledim.

"Aseel, ağlama kuşum Doruk bırakmadı bizi gitmedi Asel Doruk yaşıyor!"

Duyduklarımla dumura uğramıştım, nasıl oluyordu ki bu, tamamen şoktayken ölüm haberinin ardından bile bağırarak ağlamam gerekirken sessiz kalmıştım, şuan nasıl tepki vermem gerektiğini bilmiyordum.

" N-nasıl yani, ne demek yaşıyor" Selen parlayan gözleriyle bana heyecanla bakıyordu.

"Bak şimdi seni odaya götürdükten sonra, doktor tam gidiyordu, içeriden hemşirenin bağırış sesi geldi, meğer içerideki bir hemşire doktor çıkınca aklına esmiş tekrar şok uygulamış tamamen şansa tekrar atmaya başlamış kalbi."

LAVİNİAWhere stories live. Discover now