2.Bölüm

3K 168 43
                                    

Hiçbir şey bilmiyorum. Bildiğim hiçbir şey yok. Ama kalp bazı şeyleri hisseder. Kalbin konuşsun, yüzleri sorgula, dilleri dinleme. - Umberto Eco

Asel Güneş

Lavobodan çıktıktan sonra dikkatim kapıda sesli bir şekilde muhabbet eden adamlara kaydı ne olurdu sanki kimseyi rahatsız etmeden sessiz konuşsanız, diye düşünürken bir anda sarılarak duraksadım. Sanırım birine çarpmıştım ve şuan onun kollarındaydım...

Önce belimdeki ele hemen sonrasında da onun sahibine çevirdim kafamı,bu karşı masada bana bütün heybetiyle gözlerini dikmiş olan adamdı.Ona baktığım ilk andaki his tekrar içimi sarmış,kasıp kavuruyordu tüm bedenimi. Gün içinde o kadar çok kişiyle bakışıyordum ki, e güzelliğimden biraz dikkat çektiğimden de dolayı çok insan görüyor bir çoğuylada selamlaşmak zorunda kalıyordum işimden dolayı,ama neden onlarla değilde sadece bu adamda oluyordu bu.O kimdi ve neden bu kadar güzel kokuyordu? yok yok ondan uzaklaşmam gerekiyordu yoksa düşüncelerim beni yönetmeye başlayacaktı.

Geri çekilerek gidecek iken "pardon" demekle yetindim. Ne diyecektim çok özür dilerim yakışıklı kumral beyefendi sizin o kaslı harika kollarınızı da yordum ama...

Tam usul usul düşüncelerimden kurtulup gidecek iken beni durduran yeniden o olmuştu.Kolumdan tutup gözlerimin içine bakıyordu bana bir şeyler sormak, anlatmak istediği çok belliydi ama neden yani niye ben?

Doruk Çevik

Bir süre aynı pozisyonda kaldıktan sonra bu anı bozan o olmuştu. Kollarımdan ayrılıp gidecek iken onu tutup durdurdum.O narin ince bileği bile bana onu anımsatıyordu... Hayır yanılıyor olamazdım bu koku bu bakış başkasına ait olamazdı...

Ona sorular sorarak bir şeyleri kesinleştirmek istiyordum. Evet yada hayır kesin bir sonuca ulaşmak. Kalbimin tam içinde olan ve kalan ufak umut kırıntıları zorluyordu beni onu bulmaya.

O kadar merak ediyordum ki Asel Güneş kim? Güneşlerin bir kızı mı vardı? Tüm bunlar kafamda dört dönerken her ihtimali ele alıp ona soracaktım ki,Berkan Güneş araya girene kadar.Bu adam onun neyi oluyordu neden Güneşlerin yanındaydı o kadar merak ediyordum ki. Asel'e seslendiğinde bütün dikkatimiz dağılmış benden uzaklaşmıştı.

Berkan yanımıza ulaştığında gözdağı vermek istermişçesine sorun olup olmadığını sordu. Ardından Asel bir sorun olmadığını belirtti,bana sert bir bakış atarak yanımdan uzaklaştılar. Arkalarından kısa bir süre bakıp lavoboya girdim.Ellerim titriyordu hislerimi kontrol edemiyordum. Kontrol bağımlısı olan biri için bu çok anormal bir durumdu. Ellerimi lavobonun mermerine dayamış aynada kendime anlamsız ama bir o kadar da dolu bakıyordum.Bu işin peşini bırakmamam gerektiğini söylüyordu kalbim,ama ben hep aklıyla hareket eden biriydim şimdi ise aklımla kalbim arasında sıkışıp kalmıştım.

Düşüncelerimden zorda olsa kurtulup masaya dönmüştüm,dedemin yanında duran Kaan'ı görünce keyfim yerine geldi. Kaan benim hem şirkette hemde kendi hayatımda her zaman yanımda olan en yakın arkadaşımdı. Birlikte düşer birlikte kalkardık,çoğu zaman hep birlikteyizdir tek arkadaşım o değil tabiki ama hepsine bedeldir o.

Hemen masaya geçip onunla tokalaştım sıkıldığımı anlamış bunun için gelmişti belli ki.Dedeme bir şeyler anlatıyordu aileden biri gibi olduğu için dedemde yabancılamazdı onu.Artık her ne anlattıysa dedem gitmemize izin verip bizi kovmuştu?

Kaan tabiki çenesini 10 sn kapalı tutamayıp bana bir sürü soru sormuştu ama kafam o kadar dalgın ve doluydu ki hiç birine cevap vermedim.

LAVİNİAWhere stories live. Discover now