15. Bölüm -Üç Maymun Benlik Değil-

114K 6.9K 693
                                    

Diğer gilinin adını unuttum o yüzden Leyla yaptım gitti, haberiniz olsun aksjajabaj

~

"Şu konağa gelmemeyi o kadar çok istiyorum ki." kendi kendime arabadan indiğimde kurduğum cümle ile Zelal gülümsedi. Aziz'in geçmeyen hastalığının ikinci gününde tekrar dönmüştük.

Havadan ve yer değişikliğinden dolayı hastalığının ağırlaştığını düşündüğümüz için erkenden dönmüştük. Ömer'in Aziz'i sürmesi ile yandaki iki valizi alacakken kapıdaki bekleyen adamların Ömer'in bir kafa işareti ile elimden almaları bir olmuştu.

"Oo bakın kimler gelmiş." duymayı hiç özlemediğim ses kapıdan girer girmez kulaklarıma dolduğunda derin bir nefes almama sebep oldu.

"Ne demişler, tilkinin dönüp dolaşıp geleceği yer kürkçü dükkanıdır." sallanarak yavaş yavaş yürüyerek bize doğru yaklaşan kadına baktım. Doğrudan küçümseyerek attığı bakışlar bana denk geliyordu.

"Tilki dediğin kırk takla atar, kürkçüyü kendi dükkanında boğar Fatma Hanım, hoş bulduk." dedim.

Yüzündeki küçümseyen ifadeyi silmeden bakışlarını bana atmaya devam etmesini Zelal kesip sarılarak sonlandırdığında Ömer'e yolladığım kaş göz işareti ile anında koridoru yürüyüp odamızın önüne geldik.

"Ah! canım, hiç özlemediğim odam!" kendimi bir eda ile odaya atıp etrafımda dönerken kapıda bana gülen adamlara bakıp göz devirdim.

Aziz'in uzun süre oturmasından dolayı hemen yerine yatırırken Ömer'in çıkması ile rahat kıyafetler alıp banyoya geçtim. Hızlıca giyinip odaya geçerken gözlerini kapatarak dinlenen adama baktım.

"Gerçekten hiç özlememişim." dedim gözlerimi odada gezdirip. Aziz dudağının kenarını kıvırmış gülmeye devam ediyordu.

Yatağa yüz üstü yatıp kollarımın üzerinde dururken ayaklarımı havada sallıyordum.

"Canım kocam." gözlerini kısıp ne diyeceğimi bekliyordu.

"Sen kendi kendine, benim güzeller güzeli, hayatımın tek anlamı, biricik eşimi, tepeden tırnağa Rabbimin özene bözene yarattığı canından çok sevdiğin eşini sırf canın sıkıldı ve konakta aksiyon var diye mi hasta oldunda buralara geri geldik biz? Hm? Canım kocam açıkla, açıkla. Dök içini."

Dediğim her kelimede gülmekten güzlerinin içi yaşarırken güldüğü için titreyen göğsüne baktım.

"İnan aksiyonu ben orda da yapardım senin için gerçekten inan bana. Oteli yakardık, kapılara vurur kaçardık, odalara sipariş gönderirdik." kendi kendime bile ikna olmazken onu ikna etmeye çabalıyordum.

"Bak, bak şu afet gibi karına bak." yatakta ayağa kalktığımda boy gösterisi yapıyordum. Bir kez zıplayıp geri yerime oturduğum anda kapı tıklatıldığında yüzümdeki gülümseme soldu.

"Hâlâ geç değil." dedim kafamı iki yana sallayıp geri dönebiliriz gibisinden ima yaparken. Kapıyı açıp karşımdaki yardımcıyla baktım.

"Hakan Ağa'm akşam yemeğinde herkesi masada görmek istiyor efendim, Aziz Ağa'mı da."

"Haber verdiğin için teşekkürler." nazikçe kıza gülümseyip yolladıktan sonra kapıyı kapatıp gülen adama döndüm. Gözlerimi kıstığım anda gülüşünü kesip anında kafasını diğer tarafa çevirdi.

"Bunlar iyi günlerimiz Aziz bey, bekle bekle çok güleceğiz beraber." kaşlarını çatarak bana dönen adama baktım. Beni bazen anlamıyor gibiydi.

Akşam yemeğine kadar oturmuş daha doğrusu Aziz'in beyninin etini yiyerek koca günü geçirmiştim ve akşama misafir geleceğini söyledikleri için Aziz'in gömleğinin düğmelerini ilikliyordum.

BERDELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin