45. Bölüm -Curcuna-

60.8K 3.8K 412
                                    

Derin nefeslerim arasında aynadaki yansımalarımıza bakıp tebessüm ettim.

Bunca zamana rağmen, bu kadar çok çekilen acılara rağmen birbirimizin yaralarını sarmayı başarmıştık. Ben ona kimseden görmediği sevgiyi, merhameti, aşkı verip içindeki derin boşluğu doldurmuştum.

O ise şimdi saçlarımı özenle tarayarak yıllar önce kaybettiğim annemin yokluğunu, bu zamana kadar görmediğim sevgininin yerini kendi sevgisiyle dolduruyordu.

Ben onun acılarını, bu odaya hapsolmuş hayallerini, bu odanın tavanına mahkum bırakılan bakışlarını, acılarını susturmak için kapatılan, kilit vurulan sesi olmuştum.

O benim annemin boşluğunu dolduran hayatımı adayacağım adam olmuştu.

"İncili tokayı ver." özenerek taradığı saçlarımı tutarken diğer elini yanıma uzatmasıyla önümdeki masanın üzerindeki tokayı eline verdim, gece mavisi elbisem ile uyumlu bir tokaydı. Birazdan Ceren'i beyaz gelinliği ile evinden alacaktık ve buraya getirecektik.

Aziz, Ömer'e ne kadar çok bizim düğünümüzün olduğu kır bahçesine yapalım desede Ömer konakta yapmak istediğini ve fazla kalabalık istemediğini söylemişti. Aziz ise konakta yapmaya tamam desede sen bu konağın ağasısın diyerek aynı bizdeki gibi bütün aşiret ağalarını çağırıp herkesi gelmeleri için davet etmişti.

Saçlarımı özenle bir kez daha uçlarını taradıktan sonra dudaklarını omuzuma bastırıp arkamdan kalktı. Önüme gelir gelmez ellerimden tutarak kaldırdığında kısa sürelikte olsa acı ile nefes verirken ayağa kalktım.

Dolan gözlerim ile aynadaki yansımama bakarken Aziz dudaklarını iki yana kıvırmış bu halime gülüyordu. Doğumuma, oğlumun dünyaya gelişine, kollarımın arasına alıpta kokusunu içime çekmeme bir hafta kalmıştı.

Son zamanlardan yerimden kalkamayacak kadar fazla sancım vardı ama doktor daha bir hafta olduğunu sancılarında gayet doğal olduğunu söylemişti.

Karşımdaki uykusuz gözlere gözlerime bakan adama tebessüm edip elimi yanağına çıkararak avuç içimi yanağına bastırdım, gece boyu sancılarımdan dolayı ben uyumamışken Aziz'de acılarımı biraz dindirmek adına belime ve bacaklarıma sürekli masaj yaptığından dolayı uyuyamamıştı.

"Bugün daha iyi misin?" aslında değildim midemde hafif bir bulantı ve bacaklarımda doğru olan ufak sızılar ve ani kramplar vardı.

"İyiyim Aziz." yavaş ve yorgunca kapattığı gözleriyle bir tebessüm edip boyun girintime kafasını sokup dudaklarını uzun uzun bastırdı, baba olmak için can atıyordu.

Kapının tıklatılmasıyla bir benden uzaklaşırken mayışık adımlar ile gidip beni kontrol ettikten sonra kapıyı açtı.

"Bu Ömer bayılacağım galiba diyor kalbini falan tutuyor." Karan abim pekte önemli birşey değilmiş gibi gömleğinin kolundaki olmayan tozları silkelerken konuştuğunda Aziz panikleme ile odadan çıktı.

"Abi niye yalnız bırakıyorsun?" gözlerimi açıp odadan çıkarken hayretle benim ne suçum var gibisinden bana bakıyordu ama umursamadan Aziz'in gittiği koridoru takip edip sonuna kadar açık olan kapıdan içeriye girdim.

"İç şunu." Aziz elindeki bardağı gömleğin yakalarını çekiştiren adama verdiğinde hafif sancılanan karnımı tutup yanına ilerledim.

"Çok gerildim abi, ben Ceren'i görürsem bayılırım. Beni orada tutun." kalbini tutup suyu içmeden konuşan adamla genişçe gülümsedim, Aziz'in yüzünede tebessüm yayılmıştı.

"Evlenme diyorum, sana ben bakarım." Ömer'in bariz şekilde abimin cümlesine göz devirmesini gördüğümde kendimi tutamadan kahkaha attım.

En son bunu dediğinde bir ay öncesiydi ve gözlerini bilmedikleri bir yerde açtıklarında Ceren ortalığı ayağa kaldırıp aralarına mesafe koymalarını istemişti ama görünen üzerine araları daha da sıkı olmuştu.

BERDELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin