46. Bölüm FİNAL -Sonsuz Tebessüm-

96.2K 5.3K 980
                                    

{45 Günde 1 Milyon olduk :) Çok teşekkür ederim ♡}

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

{45 Günde 1 Milyon olduk :) Çok teşekkür ederim ♡}


"Suna!" karnımdaki derin sancıyla bir önüme ani şekilde diz çöken adama dolu gözlerimle bakıp alt dudağıma sancımı bastırmak adına dişlerimi geçirdim.

Her zamankinden farklı olan bir sancıydı, diğerlerinde gelip geçecek düzeyde acısına dayanabileceğim sancılar ve ufak kramplar oluyordu ama bu hepsinden farklı ve acı doluydu.

"Çekilin." üzerime gelen Aziz'in sabah ayarladığı ambulans görevlilerine bakıp olduğu gibi yüzlerce insana rağmen konağın içinde kendimi tutamadan acı dolu çığlığımı basıp yankılanmasına sebep olurken göz yaşlarım dahi sıcak akıyordu.

"Aziz!"

"Burdayım güzelim." olduğum yere sırt üstü yatırıldığımda saçlarımı geriye tarayan adama baktım, endişe kırıntılarının parladığı gözleri çok şey anlatıyordu.

"Erkekler dışarıya çıksın, bez getirin şuraya!" Hatice Ana'nın sesi kulaklarıma gelirken gözlerimin içine bakarak konuşmaya çabalayan hemşireye dolu gözlerimle baktım.

Bu zamana kadar içimde nazladığım, bir an önce çıkmasını ve kollarımın arasına almak istediğim oğlum tahminimden ve kararlaştırılan günden daha erkenden gelmek için can atıyordu.

"Aziz sende çık dışarıya." Hatice Ana'nın sesini duyar duymaz saçlarıma parmaklarını geçiren adamın kolunu tuttup, bırakmamak adına daha çok sıktım. Aziz giderse herşey tersine giderdi, ondan güç alıyor onun sayesinde az da olsa acımı dindiriyordum.

"Aziz gitme!" gözlerine bakmaya çalıştığım adamla bir karnıma hepsinden daha ani ve acı dolu olan sancı girdiğinde attığım çığlık ile Aziz'in yüksek sesten dolayı yüzünü buruşturması bir oldu.

"Gitmiyorum güzelim." kendimi daha fazla sıkamadan bir anda karnımda ılık bir akıntı hissetmeye başladığımda sonuna kadar açtığım gözlerimle bir bakışlarımı büktüğüm dizlerimin arasından gördüğüm hemşireye çevirdim.

"Şimdi sık kendini." karnıma yukarıdan aşağıya doğru bastıran hemşireyle bir dediğini yaptığımda avucumun içinde sıktığım Aziz'in parmaklarının kırmızıdan beyaza dönüştüğünü görüyordum, benim parmaklarımında ondan aşağı kalır yanı yoktu.

"Daha sert ıkın!" içimdeki acı buna engel olurken daha fazla dayanamayarak bir kez daha ıkınıp kendimi sıktığımda anlıma bastırılan sıcak dudaklar ile kendimi sıkarken gözlerimi kapatarak ağlamaya başladım.

Başımdakiler komut veriyordu ama ben sadece anlıma önce dudaklarını bastıran sonra ise alnını dayayan adamı duyuyordum.

"Sabret güzelim, az kaldı."

"Aziz..." anlımdan anlını çekip bana çevirdiği gözleriyle hafif kaşları çatılan adamın göz altları parlak duruyordu, galiba ağlamıştı.

BERDELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin