6. Bölüm -Emanetin Acısı-

121K 6.8K 1K
                                    

Konağın kapısından girdiğim anda taş zeminde çıkan topuklu ayakkabımın tok sesi beni mest ediyordu. Bakışlarımı Aziz'e çevirdim. Belkide o yatağa mahkum kaldıktan sonra ilk defa kalkıyor ve etrafa bakıyordu. İlk kez kendi evinin avlusuna çıktığında gözleriyle etrafı iyice incelemişti.

Orada biraz oyalanarak ona zaman tanımıştım ve şimdi de elini tutarak, Ömer'in tekerlekli sandalyeyi sürmesiyle arka bahçeye ilerliyorduk. Etraftaki geçip giden çocuklar garip buldukları için gözlerini Aziz'in üzerine dikiyor sonra oyununa devam ediyorlardı.

"Siz Zelal Akhanoğlu, Fatih Torhan'ı kocalığa kabul ediyor musunuz?" yetişmenin mutluluğu ile Aziz'e döndüm. Gözlerinin içi parlayarak kardeşine bakıyordu.

Tüm kalabalık susmuş Zelal'in vereceği cevabı beklerken ondan tek bir şaşkınlık nidası dökülmüştü.

"Abi!" masadan kalkıp gelinliğiyle buraya koşan kızla herkes şaşkınlıkla ayaklanmış ne oluyor diye beyazlar içinde koşan kıza bakıyordu.

Gelir gelmez abisinin ayakları dibine çöktü, ağlıyordu.

"Abi..." diyebildi sadece ağlıyor ellerini bacaklarını öpüyordu en sonunda kalkarak boynuna sarıldığında benimde gözlerim dolmuştu.

"Kızım sen ne yaptın?" gözlerimi sarılan abi kardeşten alarak bana şaşkınlık ve çatallanmış bir ses ile hayretle konuşan Hakan Ağa'ya döndüm. Titreyen elini ağzına götürmüş şaşkınlıkla kapatırken dolmuş gözleriyle Aziz'e bakıyordu.

Etraftaki insanlar yaklaşıp onu incelerken Zelal'in ağlamasıda dur durak bilmiyordu. Anında kalkıp boynuma sarıldığında gülümseyerek karşılık verdim.

"Teşekkür ederim, teşekkür ederim, bana bu mutluluğu yaşattığın için teşekkür ederim..." benden ayrılarak konuştuğunda tebessüm ederek arkası sıra gözüken kadına baktım, Fatma Hanım'a.

Yavaş adımlarla önüne geçip dik bir şekilde bakarken tek kaşımı meydan okurcasına kaldırdım.

"Bakın Fatma Hanım dediğinizi yaptım. Kocam nerdeyse ben ordayım." dişlerini sıktığını kasılan çenesinden görürken bir hırs ile arkasına dönerek ilerlemeye başladı. Galibiyet sevinci ile arkamı dönerek olaya el attım.

Masalara geçip Zelal'i de tekrar nikah için kendi yerine dönderirken Aziz'i yerleştirdiğim aile masasında hemen yanına sandalye çekerek oturdum. Gözlerini dahi kırpmadan kardeşini izliyordu.

Nikah kıyılmış, ilk dans gerçekleşmişti ve şimdi herkes halay çekmek için kızları ayrı erkekler ayrı grup oluşturmuştu. Boğazından ses duyduğum adama çevirdim başımı hemen.

"İyi misin?" olumlu şekilde tepki verdiğinde göğsündeki kemeri biraz gevşettim. Vücudunu tutamadığı için akülü sandalyeyi alırken fazladan ayaklarına, bacaklarına, kasıklarına, göğsüne ve kollarına güvenli kemerden ekletmiştim. Ve bu yüzden pahalıya patlamıştı.

Gözleriyle boynuma bir bakış attığında elbisemi düzelttim. Ve biraz ona yaklaştım. "Kardeşini böyle gördüğün için mutlu musun?" dedim masada gülerek oturan kıza bir bakış atıp ona dönerken. Anında olumlu yönde cevap verdiğinde masaya yaklaşan Hakan Ağa ve Fatma Hanım ile ayaklandım.

Hakan Ağa tebbessüm edip kalktığım sandalyeye otururken oğluna eğilmişti.

"Bunun sonucunu eve gidince ödeyeceksin." içinde tiksintinin belli olduğu sesini duyduğumda gülümseyerek döndüm.

"Siz bana kocamın yanında durmamı söylediniz, bende dediğinizi yaptım. Bu kadar mı memnun olmayan bir insansınız?" dişlerini yine sıkarken elini kaldırarak koluma koydu. Sıkmadan öylece tutarken gülümseyerek parmağının ucuyla okşadı ve elini geri çekti.

BERDELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin