11. Bölüm -Karışık Duygular-

120K 6.9K 1K
                                    

"Aziz utanıyorum bakma artık."  elimdeki çatalla ağzıma birazcık peynir parçasını atarken utanarak gözlerimi önüme indirdim.

Dün gece onu öpmemden dolayı gece uyuyamamıştım. Aziz ise uyandığından beri bana gülümseyerek bakıyor arada dudaklarını öne çıkararak beni taklit ediyordu ve sonra kendince kahkaha atıyordu.

Önündeki çorbasından bir kaşık alıp dudaklarına yaklaştırdım ama içmeden hemen önce dudaklarını hafif büzüp öpücük atmıştı. Gözlerimi büyüterek yüzümdeki gülümsemeyi silemezken gözlerimi kaçırdım.

Benimle uğraşmaktan zevk alıyordu.

Başbaşa odaya getirilen servis ile balkona çıkmış yeşil yapay yapraklar ile yapılan güneşliğin altında kahvaltı yapıyorduk.

"Aziz bir kez daha yaparsan ısırırım." söylediğim garip tehdit ile gözlerini büyütürken ciddiliğimi sorguluyordu. Ya da ısırmaktan ne kast ettiğimi. Sanki bunu denemek için tekrar öpücük atıp meydan okurcasına tek kaşını kaldırdığında aynısını ben yapıp iki kaşımı birden kaldırdım.

Sandalyeden bir hızla kalkıp omuzuna dişlerimi geçirdiğimde öylece bakıyordu. İyi de bu adam vücudunu hissetmiyordu ki.

Birden yanaklarından kafasını çekmesin diye sıkıca tutup dişlerimi sağ elmacık kemiğine geçirip ısırırken çok fazla acıtmadan geri çekildim. Dişlerimi tamamen bastırmamıştım bile.

Yüzünü buruşturup çatık kaşları ve sert çehresiyle bana bakan adama aynı onun yaptığı gibi öpücük atıp yerime oturdum.

Benim üzerimden bakışlarını çekmezken ona dönmeden kahvaltıyı bitirmeye koyulmuştum. Arada onunda ağazına çorbasını uzatıyordum ama içmiyordu.

"Aziz iç hadi çocuklaşma." havada kalan elime bakıp tekrar kafasını başka yöne çevirdi. Bıkkınlıkla kaşığı bırakırken ayağa kalkarak yanağını baş parmağımla okşayıp az önce ısırdığım yere öpücük kondurarak geri doğruldum.

"Affettin mi?" gözlerini anında olumsuzca sallayıp denize bakmaya devam etti. Dudaklarımı yalayıp tekrar eğilirken hızlıca dudaklarına dudaklarımı değdirmemle geri çekilmem bir olurken utançla içeriye geçmek için hızlıca kaçacağım sırada kolumu balkon kapısına çakmıştım.

Acıyı ve arkamdan Aziz'in gülme sesini umursamadan Aziz'in beni göremeyeceği kısıma geçerek duvara yasladım sırtımı.

Dün bir bugün ikiydi. Tam iki kez öpmüştüm ve şu an deli gibi göğsümü parçalayıp çıkmak isteyen kalbime söz geçiremiyordum. Derince nefesler veriyor kendimi toparlamaya çabalıyordum.

Aziz'e çok farklı duygular besliyordum. Üstelik bunlar benden habersiz ve istemsizce oluyordu. Onu mutlu etmek için çabalıyordum sürekli. Bir gün onunda bana böyle hisler beslediğini görmek istiyordum.

Bir süre sonra utançtan kızaran yanaklarımı saklamaya çabalayarak balkona çıkmıştım ama bana ne kadar seslenirse seslensin ona bakmadan kısaca masayı toparlayıp odanın içerisinde bulunan tezgaha koydum ve geri dönerek onu aldım.

Kafasını geriye atıp benim yüzüme bakmaya çabalıyordu. Odaya koyup telefonumu elime alarak Zelal'i aradım.

"Alo." Telefonu yanıma koyup sesini dışarı verirken kendime ve Aziz'e küçük bir çanta hazırlıyordum.

"Efendim Suna."

"Biz hazırız ne zaman çıkarız?" elime aldığım Aziz için olan kısa şortu çantaya koyarken sormuştum.

"Fatih duştan çıksın geliriz yanınıza." konuyu çok uzatmadan bitirirken elime aldığım kısa şort ile bakışlarımı hemen önümdeki Aziz'e çevirdim.

BERDELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin