22. Bölüm - Güneş Doğdu

1.9K 255 88
                                    

Güneş Doğdu

Ekim ayının ilk haftası kara bulutları da yanına getirmişti. Havanın kasvetli olması tüm enerjisini emmişti Fulya'nın. Adliyeden bir türlü çıkamadığı bir gün olmasından kaynaklı artık boğazı ağrıyordu konuşmaktan. İki heybetli boşanma davanın ardında bir tane de velayet davası vardı. Saati çok fiyasko olduğu için adliyenin çevresinde dolanıyordu. Bu sırada Barış'ın kimlik için açılacak davası için evrakları bıraktıktan sonra yakın bir mekâna geçip kendine sert bir kahve söyledi.

Tam yerine oturmuştu ki ileride Barış'ı gördü. Birkaç kişiyle el sıkışıyordu, büyük ihtimalle vedalaşıyordu. Tek kaşını kaldırıp gözünü kısarak diğerlerinin arkadaşının yanından uzaklaşmasını bekledi. Diğerleri uzaklaşınca Barış'ın yerine oturmasıyla kahvesini ve eşyalarını alıp hızla Barış'ın masasına ilerledi. Yanına gelince de selam vermeden masaya oturdu.

"Kimdi onlar?" diye hızla hesap sordu Fulya Barış'tan.

Barış ne olduğunu anlamadığından şaşkınca Fulya'ya bakakaldı öylece. Fulya'nın 'ne var' gibilerinden başını salladığını görünce ilk önce başını kaldırıp gökyüzüne baktı. Fulya da merakla gökyüzüne bakınca Barış bir anda ona dönündü ve "Cidden tepeden düştün mü diye baktım da sonra şeytan olduğun aklıma geldi. Dur şöyle bir de yere bakayım," dedi sinsi bir gülüşle.

Fulya'nın bir anda yüzü asıldı. "Akrep kadınların çilesi şeytan ilan edilmek zaten!"

Barış da onun haline üzülerek dudak büzdü ve ona uzanıp yanağından öptü. "Meleğimsin tabii ki de."

"İnandırıcı gelmedi. Seni nikah şahidi yapmıyorum."

"Ne nikahı?"

"Duyarsızlık da var!"

"Yoo. Ne nikahı?" dedi Barış yeniden. Elbette ki hangi nikahtan bahsedildiğini biliyordu ama Fulya'ya bu sıralar takılmak ekstra hoşuna gidiyordu.

Fulya kaşlarını çatarak çantasından elektronik sigarasını çıkartıp sinirle içmeye başladı. "Bak beni deli etmeye son ver cidden iyi olmayacak."

"Bak Fulya," dedi ciddi bir sesle. Uzanıp Fulya'nın elini tuttu Barış. "Arslan gelip seni benden istemeden bu nikah olmaz."

Fulya sigara dumanını Barış'ın yüzüne üfleyerek "Tüm karın ağrın bu muydu? Sence ben geleneklere uyacak birine mi benziyorum. Çok istiyorsan Arslan'ı gelip isteyeyim senden," dedi gözlerini devirip.

"Aslında Arslan'la bunu da konuştuk, bu daha uygun olacak gibi geliyordu ama senin bu evlilik merakından sonra bir tereddüt etmedik değil."

"İttifak mı kurdunuz oğlum siz! Kırk yılın başında evlenesim geldi, burnumdan getirmeyin bak kötü olur."

"Bu güzel mi güzel burna bunu yapamam. Ne dersen kabulüm. Ama seni istemeye gelsinler, bu sıralar inanılmaz baba modumdayım. Kız babası olarak neler yapılması gerektiğini biliyorum," dedi Barış omuzlarını dikleştirerek.

Fulya gülerek başını salladı. "Haberim var, notlarında varmış konu hakkında. Yaprak sana paternity meetingleri yapıyormuş."

"Bence inanılmaz bir baba oldum, ne olur gelsinler istemeye ya çok istiyorum," dedi Barış yeniden.

"Tamam söylerim Arslan'a ama zaten öncesinde Adana'ya ailesini ziyarete gideceğiz. Zeynep teyzeye bir takım hava atma operasyonum var, sen de ona geleceksin. Daha doğrusu siz. Ve tabii bu durumda kız tarafı olduğunuzu da dememe gerek yok."

"Ben her zaman kadınların yanındayım güzelim."

"Etkilendim," deyip Barış'a sarıldı Fulya. "Gerçekten de beni senden istesin mi Arslancık?" dedi gözlerini kırpıştırarak. Amacı birinden istenmek değildi ya da birinin buna onay verip vermemesi de değildi. İşin ucunda hasretle yandığı bir özlemi vardı, her anını deli gibi merak ettiği bu özlemden bu tarz şeylere içi ister istemez gidiyor.

YILIN BULUŞMASIWhere stories live. Discover now