13. Bölüm - Güneş Doğarken

1.6K 243 137
                                    

Güneş Doğarken

Yüzüne vuran güneş ışığıyla keyifsizce araladı gözlerini. Yerinde kıpırdanırken her yerinin tutulduğunu anlayınca kısık bir küfür savurdu. Yatağı açmadığı için iki büklüm kalmıştı burada böylece. Gerinerek ve esneyerek yerinden kaldığında hemen Barış'a baktı. Ve onunla göz göze geldikleri anda kalbi acıyla titredi.

Dün o yoğum bakımdayken üç arkadaş da onun normal odaya alınmasını beklemişlerdi hastanede. Üçü de inat yaptığı için eve gitmemişti. Hastanenin bahçesinde oturup çoğunlukla sessizliklerine gömülmüştü. Dün Barış akşamüzeri normal odaya alınınca da Fulya onun yanında kalmak için inat konusunda üstün başarısını Arslan ve Yaprak üzerinde bir güzel denemişti. Aslında Yaprak ve Arslan kendi işlerinin patronu olduğundan hastanede kalmaları daha iyi olacaktı. Hatta Fulya iş konusunda sıkıntı yaşamasın diye bunu dile de getirmişti Arslan ama nafileydi. Fulya uzun süredir aynı şirkette çalıştığı için izin konusunda sorun yaşamazdı. Onunla baş edemeyeceklerini ve tabii hastanede de tartışma yaratmamak adına kabul etmek durumunda kalmışlardı.

Barış dün gece bir kere uyanmıştı bilinci tam yerinde değildi bu nedenle bir bardak su içip yeniden uyuduktan sonra Fulya'da neredeyse sabaha kadar Defne ve Ekin'in Instagram profilini inceleyerek elinin tersiyle ittiklerini düşünerek uyuyakalmıştı.

Fulya boğazını temizleyerek "Günaydın Barış'ım," diyerek yanına yaklaştı.

Barış cevap vermeden arkadaşına uzunca baktı. "Biliyor muydun?" dedi sadece. Boğazında düğümlenen acı bir yumru nefesinin kesilmesine neden oldu biraz.

Bir kızı vardı.

Yaşamdan umudu son bulmuş ve son kez arkadaşlarını görmek için geldiği bu noktada, kızı olduğunu öğrenmişti.

Neyden bahsettiği açık ve netti. Fulya başıyla onayladı. Ondan sakladığını düşünmesin diye "Çok yeni ama. Senden bir gün önce filandı," dedi.

"Söylemek için neyi bekledin peki?" Sesindeki acı Fulya'nın yüzüne vuruyordu sanki.

"Barış bunları daha sonra eve geçtiğimizde sakince konuşuruz. Daha yeni kendine gelebildin, hemen yüklenme."

"Bunun sakinliğimi kaldı Fulya?" diye bir anda çıkışsa da acıyla gülerken "Kızım var Fulya, kı-zım var!" devam etti. Yanağından düşen bir iki damlanın eşliğinde "Ela'ya benzeye bir kız. Yaprak ve benim kızım!" derken sesi gittikçe kısıldı ve yaşlarını akıttı.

Fulya hemen arkadaşına sarıldı. "Canım benim! Keşke acını dindirecek tek kelimem olsaydı da sızlayan kalbine derman olsaydım. Ben çok üzgünüm." O da ağlamaya başladı. Zaten bu konu beyninde döndükçe hıçkıra hıçkıra ağlayası vardı.

Barış serumsuz koluyla sıkıca sarıldı dostuna. "Nefret ediyor benden. Hepiniz nefret ediyorsunuz hatta. Ben bile nefret ediyorum kendimden gerçi, sizin etmemeniz saçma olurdu."

"Doğru senden nefret ediyorum. Ama bu dostluğumuzun üstüne, sana olan sevgimin önüne geçmiyor. Hadi toparla şimdi kendini. Her şeyi en baştan konuşacağız, lazımsın bize. Böyle ucuz numaralarla filan kurtaramazsın kendini, bu sefer gittiğin yere daha kolay gelirim," derken geri kaçındı ve gülümsemeye çalıştı Fulya. Dostunun yanaklarına dokunup sıktı. Sonra onu her iki yanağından öptü. Sonra hemen ayaklanarak "Hemşireye haber vermem lazımdı bak! Unuttum!" dedi.

Barış onun hareketlerini izlerken "Adı ne?" dedi.

Fulya kapının koluna sıkıca sarıldı. "Defne," dedi ve odadan çıktı.

Oda da yalnız kalan Barış ise bir noktaya kilitlenmiş bir şekilde "Defne," dedi birkaç kez. Yaprak'la hayallerindeki gibi... İlk kızları olacaklardı ve adı Defne olacaktı. O hayalin içinde kendi de vardı, onlara yakın... Şimdi ise onlardan uzaktı ve bu gerçeğin tam kendisiydi.

YILIN BULUŞMASIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin