7. Bölüm - Güneş En Tepedeyken

1.9K 231 44
                                    

Güneş En Tepedeyken                             

Ekim ayının son haftasında yağmurun artması ve havaların da soğumasıyla kafelerde takılma oranı da haliyle artış gösteriyordu. Bugün de Green Dream'ın en yoğun ayını yaşıyorlardı. Ancak kafede dün akşam yaşanan tatsız olay yüzünden garson açıkları vardı, mutfaktakiler de servis kısmına yardımcı oluyordu ancak iki işi yaptıkları içinde aşırı yoruluyorlardı. Tek garson Barış'tı o da hem servis işine hem de arada bir kasaya bakıyordu.

Barış bu kafede bir senedir çalışıyordu, tabii herkese kendini de sevdirmiş ve fazlaca güvenlerini kazanmıştı. Hazırlık döneminde daha az yoğun olduğu için burada çalışmak elbette ki daha kolaydı ancak şimdi lisans dersleri tam başladığı için zorlanıyordu. Yine de bu onu yıldırmıyordu zira hayatı boyunca hem çalışıp hem okumuş ve hep de okul hayatında başarılı olmuştu. İş hayatında da tecrübeli olduğu için kafede biraz daha gözde olmuştu. Kendi başladığından beri dört farklı garson değişmişti. Mutfaktaki aşçılar ve kafedeki temizlik yardımcıları kendisinden eskiydi sadece. Onlar tam bir aile olmuşlardı bu nedenle de güven çok önemliydi. Barış bu bir senede bunu hızla kazandığı için mutluydu. Özellikle dün gece yaşanan hırsızlık olayından sonra şimdi tam anlamıyla kahraman gözüyle bakılıyordu ona.

Okulların tatil olmasıyla iki garson mezuniyetleriyle birlikte işi bırakmışlardı, yerine iki başka garson alınmıştı. İki yakın arkadaşlardı ve sınava girmemişlerdi anlattıklarına göre, daha sıkı çalışıp girmeyi planlıyorlardı. Barış da sadece bir ay izin istemişti ailesini ziyarete gitmek için, normalde kafenin sahibi Erdi Bey bu kadar uzun izinler veren biri değildi ancak Barış'ı cidden çok sevdiği ve güvendiği için ona tolerans gösteriyordu. Hem Erdi Bey öğrencilere karşı başka bir zaafı vardı, onların kafe çalışmasını, kendi ayakları üzerinde durması ayrı bir severdi. Tabii dün yaşadığı hayal kırıklığı onu oldukça üzmüştü.

Barış geri döndüğünde alınan iki garsonla da tanışmış fakat gözü zerre tutmamıştı. Tabii kimsenin ekmeğiyle oynayacak değildi, üstelik bir şey de yapmamışlardı. Bu sebeple sadece onları izlemeye odaklanmıştı. Dün sabahtan geldiği için akşam çalışmayacaktı zaten olanda o zaman olmuştu. Kapanacakları saatlerde Barış unuttuğu bir kitabını almak için kafeye gelmişti. Kafenin ön girişi kapanmıştı bu sebeple arka kapıdan girmişti. Derken önce ön taraftakilere selam vermek için o tarafa geçmişti direkt. Çünkü bu saatlerde keyif yaparlardı. Işıklar loştu ve ses yoktu. Tam mutfağa döneceği sırada fısıltılı sesler kulağına ilişince kaşlarını çatıp adımlarını sessiz moduna almıştı. Zaten dört adımdan sonra da kasanın oradaki iki salağı görmüştü. Kasadaki paraları ceplerine dolduruyorlardı. Erdi Bey de normalde çalışanları keyif yaparken kasadaki hesaplamayı hallederdi. Barış varken de bu işi ona bırakırdı. Damarlarındaki kan öyle hızlı bir akışa geçmişti ki arkalarından onlara yaklaşmış ve ikisini de kafasından tutup birbirine yapıştırıp ağzına geleni sırlayıp ikisini bir güzel dövmüştü. Zaten sonrası da polisin gelmesiyle işler bir şekilde hallolmuştu. Kasadaki parayı da kurtarmışlardı. Bugün sabahtan dersi olacağı için kafeye öğleden sonra gelecekti, yine de Erdi Bey'e 'geleyim ben abi' demeden içi rahat etmemişti. Erdi Bey yarım günü illaki kurtaracaklarını söylemişti.

Sabahki dersi biter bitmez soluğu hemen burada almıştı. Kafeyle kampüsün arası yirmi dakika filandı. Kafeyle evin arası da otuz-otuz beş dakikaydı. Bu sebeple sadece okula direkt gidince otobüse biniyordu. Bu sayede spor da yapıyordu. Zaten sigara içtiği için bir yerden sağlıklı yaşama tutunmak zorundaydı. Kafeye geldiğinde herkesi arı gibi çalışırken görmüş ve hemen üzerini değiştirip ön tarafa geçmişti. Yeni bir yüz görünce de şaşırmıştı, hemen birini bulmuş olamazlardı?

YILIN BULUŞMASIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin