24. Bölüm - Güneş En Tepede

2K 236 78
                                    

Güneş En Tepede

Güneş gözlüğünü biraz aşağıya indirip gözlüğün üstünden kendisine doğru gelen kardeşlerini, annesini ve haftalar önce öğrendiği teyzesini izlemeye başladı. Yüzü asildi ama durum anını kurtartmayı her zaman başardığı için sahte bir tebessümle onları seyretti. En çok da annesini inceledi, zayıflamış ve yaşlanmış haline bakarken acı bir tebessüm eşlik etti ifadesine... Onu bu şekilde görmeyi hayal etmiyordu, bir gün karşılaşacaklarını biliyordu hatta dayanamayan taraf kendisi olur gibi de geliyordu. Onu botokslu filan görmeyi bekliyordu, karşısında o fit vücuduyla çıkıp hiç yıkılmadığını gözüne sokardı gibi hayalleri vardı. Annesi en son gördüğünden daha da kötü bir haldeydi. Annesi olarak bir şey hissetmiyordu ama bir insanı böyle görmek canını sıkmıştı.

Başını çevirip dikiz aynasından kendiyle göz göze gelince yansıması çok net kendini kandırdığını söylüyordu. Yutkunarak sinirle güneş gözlüğü gözüne yeniden yerleştirdi ve arabadan indi.

Normalde izin için annesiyle konuşmuştu, çok sorun etmemişti zaten. Bugünse onu eve davet etmişti ama Fulya ölse o eve gitmeyeceğini bildiğinden kibar bir şekilde bahaneler dizerek gitmemişti. Ancak şimdi annesi yanına geliyordu, hem de hasta hasta, bu vicdanlı her insanı üzen bir durumdu. O da üzüldü buna sebep verdiği için.

Melin bavulunu abisine tutuşturup hemen ablasına doğru koşturdu. Fulya da ona gülümseyerek el salladı. Bu kızın bu oldukça fazla içten sevgisine karşı daha ılımlı olmaya çalışıyordu ancak pek kan bağı tarafından böyle çoşkulu sevilmediğinden olsa gerek bünyesi bir yabaniydi bunlara...

Önce Melin'le sonra da Kuzey'le kucaklaştı Fulya. Melin ve Kuzey eşyalarını bagaja yerleştirdiğinde annesi ve teyzesiyle yalnız kalınca çok kısa bir sessizlik oldu.

"Arslan'la evleniyormuşsun," dedi Mine Hanım.

Fulya burukça gülümsedi. "Öyle evet. Bu sefer aptal olduğumu filan söylemeyeceksin sanırım, ne de olsa gençliğimi yaşamayacağımdan korkmuştun, pişman olacağımdan filan..." Mine Hanım gözlerini kapatıp derin bir nefes alıp verirken, Kuzey ve Melin de onları çaktırmadan dinliyordu. "Gençliğimi yine de yaşayamadım, pişmanlığım daha büyük oldu. Kısacası daha çok aptallık yaptım. Kendimi dinlediğimi sanıyordum ama hep seni dinlediğimi yeni fark ediyorum."

"Sadece hata yapmanı istemediğim için seni tüm bunları yaşamış biri olarak uyarmaktı niyetim."

"Teşekkür ederim, uyarıların hayatımın ağzına sıçtı. Neyse bunları konuşmak bir şeyleri sildirmiyor ama içimi rahatlatıyor yine de... Ancak karşımda keşke o zamanki Mine olsaydı, o zaman dişe diş olabilirdik. Keşke yolculamaya da gelmeseydin, yorgun görüyorsun."

"Buna rağmen annen seninle konuşmak için geldi, daha kibar olabilirsin Fulya." Mina Hanım tek kaşı havada Fulya baktı.

Fulya, teyzesinin koluna dokunup "Kötü kalpli bir komşu kızına denk geldiğiniz için üzgünüm. El kızıyım işte, el kızları genel de nankör olur derler, kusura bakmayın," deyip güldü. Annesinin üzgünce kendisine baktığını görünce "Hadi siz vedalaşın da burada daha fazla ayakta kalmayın boşuna. Ben böyle fedakarlıklara değen biri değilim. Mine Hanım'ın anneliği benim vicdanımı ılıtamaz," deyip eliyle baş selamı verdikten sonra arabasına bindi.

Kuzey ve Melin anneleriyle ardından teyzeleriyle vedalaştılar. Kendi aralarında ön koltuğa oturma savaşı verdikleri bir anda Fulya yan tarafın camını açmak için düğmeye basıp onlara bakarak "İkinizi de bagaja atmadan binin şu arabaya. Ayrıca Kuzeyciğim arkaya geç, benim arabamda da kadınların önceliği var," diyerek tek kaşını kaldırınca Kuzey tek kaşını kaldırıp arkaya geçti. Melin de omuzlarını dikleştirerek ön koltuğa oturdu.

YILIN BULUŞMASIWhere stories live. Discover now