32. BÖLÜM | Ben zekiyim!

2.7K 161 137
                                    

Medya: kapüşonlu

HEPİNİZ HOŞGELDİNİZZZZ!

Nasılınız? Okullar nasıl gidiyor?

Kısa kesip bölüme geçmek istiyorum. Yıldızı patlatmayı, takip etmeyi ve bol bol yorum yapmayı unutmayın 🤍

İyi okumalar 🌸

~~~~~~

Ara sokağa girdiğimizde beni yere indirdi ve yere oturmamı sağlayıp önümde eğildi. Sıcacık elleri ayak bileğime dokunduğunda bacağımı çekmemek için zor tuttum kendimi

Kendime gelmem gerekiyordu. Ben... ben bu değildim. Kendime nasıl gelecektim.

"Morarmamış ve şişmemiş. Acıyor mu"

Yutkundum. Bana dikkatle bakmaya devam ederken ağzımı açıp tek kelime dahi edemiyordum. Sanki... her şey çok saçmaydı. Tek gerçek olan da şu anki bana olan bakışlarıydı. Karnım ağrıyordu ve kalbim sanki depar atmışım gibi atıyordu. İçimde yabancı bir his vardı. Bu his neydi bilmiyorum ama yüzüne bakarken saçma sapan sırıtmak istiyordum. Yanındayken her şeye gülmek, hiç ağlamamak istiyordum.

Daha önemlisi yanındayken normal insan gibi davranmak istiyordum. Sanki hiç bıçak veya silah kullanmıyormuşum gibi çünkü normalde öyle olması gerekmez miydi? Ya da yüksek sesten korkuyormuş gibi. Ben yüksek sesten korkuyordum ama yüksek ses artık hayatımın bir parçası olmuştu. Ben bunu hiç istememiştim, ben buna mecbur bırakılmıştım, bana istediğim şeyleri veya yapmak istediklerimi sormamışlardı. Yapmazsan sevdiklerin ölür denmişti

Hayat çok acımasızdı

Çok iyi hatırlıyordum; ikinci sınıfa gidiyordum. Herkesi annesi veya babası almaya gelirdi ama ben eve kırk dakika yürüyerek giderdim. Arada dedem beni almaya gelirdi, arada amcalarım, arada kuzenlerim. Beni hiç annem veya babam almaya gelmedi. O yüzden son derse girmezdim. Kaçardım okuldan. Annesi ya da babası gelenleri izlemek, onların çocuklarını nasıl sevdiğini gözlerim dolu dolu izlemek çok acıtıyordu.

Oysa herkesi en az bir kez annesi veya babası almaya gelmez miydi? Gelirdi. Çocuklarına okulda ne yaptıklarını sorarlardı, duyuyordum hep. Bana bir kere bile sormamışlardı. Hocalar son derste kaçtığımı anladıkları için beni yakalar ve sınıfa girmemi sağlarlardı, girerdim. Çıkışta da bahçedekileri bir köşeden izler sonra evin yolunu tutardım. Ama yolda da görüyordum onları. Neşeli neşeli konuşuyorlardı. O yüzden yolda hep başımı eğerdim ve ağlayarak yürürdüm.

Özenirdim onlara. Kıskanırdım onları. Yalan yoktu, normal bir hayatım olmadığı için herkese özenirdim. Oysa bir annenin veya babanın çocuğunu okuldan en az bir kere alması kadar normal bir şey yoktu. Ben o yüzden okulu hiçbir zaman sevmemiştim, hâlâ da sevmiyorum. Aklım hep o zamanlara gidiyordu

Beni acıtan şey, şimdi bile görsem başımı eğip ağlayacağım şey: yaşanması mümkünken yaşayamadığım mutluluklardı. Ya en kötü ebeveynler çocuklarına kızım desler çocuklar mutlu olurdu ama ben hiç duymamıştım kızım kelimesini. Ben hiç normal olan kızım kelimesinden mutlu olmamıştım. Oysa mutlu olmak çok kolaydı. Ben her şeye mutlu olan bir kızdım. Cem ve Nora bana bağırmadan, iğnelemeden, bir şey ima etmeden konuşsalar ben zaten mutlu oluyordum.

Normal bir hayatım yoktu, hiçbir zaman normal şeyler için mutlu olamamıştım. Çünkü normal şeyler yaşamamıştım.

Şimdi normal yaşamak istiyordum. Aşkı veya aşk acısını tatmak. En normal şey değil miydi? Herkes aşık olurdu. Ben fazla bir şey istemiyordum, mutlu olsam yeterdi

Abilerim mi ?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin