29. BÖLÜM | Poyraz ve Dede bey

2.8K 151 135
                                    

İlk önce depreme yakalanan herkese geçmiş olsun dileklerimi gönderiyorum. Ve lütfen herkes elinden geldiğince bir şey yapmaya çalışsın. Herkes zaten bir şeylerler gönderdi benim göndermeme gerek yok demeyelim. Herkese ihtiyacımız var.

Daha sonra da Bu bölüme kadar gelebilenleri gönülden tebrik eder ve yirmi dokuzuncu bölümü onlara ithaf ediyorum. İyi okumalar

~~~~~

(Salı)

Eve geldiğimde kapının önünde hafifçe kendime çeki düzen verip kapıyı çaldım.

"Saat kaç" diye yorgunca soran Baran'a "10.30" diye cevap verdim.

Kapı Meryem abla tarafından açıldığında hafifçe gülümsedim. Meryem abla da hain miydi bilmediğim için buraya gelmeden önce Baran'a araştırmasını söylemiştim. Yorgun olduğu için sonra araştıracaktı

"Bunu mutfağa bırakır mısın" diyerek elimdeki poşeti Meryem ablaya verip içeri geçtiğimizde direkt salona girdik. Kimse yoktu. Girer girmez Baran kendini koltuğa attığında başını geriye atıp gözlerini kapattı

"Kalk duş al önce. Ben de bir şeyler hazırlayım"

"Yorgunum" diye mırıldandı yerinde kıpırdamadan "birazdan kalkarım"

"O zaman önce ben duş alayım sen dinlen"

"Tamam"

Odama çıkıp duş aldıktan hemen sonra iç çamaşır ve siyah geniş sweat, siyah eşofman giydim. Ayağıma da kalın çoraplardan birini giydiğimde Baran için de ince kumaş şort ve benim giydiklerimin aynısını yatağın üstüne koydum.

Merdivenlerden indiğimde salona girdim. Demir tekli koltukların birine oturmuş ve tabletle test çözüyordu. İki gün önce gece vakti de odasında ders çalıştığını görmüştüm.

Bunu bir ara Demir'e sormalıydım. Ablalık görevi. Belki yardımım dokunurdu

"Hadi kalk"

Oflayarak ayağa kalktı Baran ama o kadar sersem yürüyordu ki sarhoş gibiydi. "Odam üçüncü katta sağa dönünce ikinci kapı" diyerek annemin bana ilk gün dediği şeyi dedim. Bir şey demeden odadan çıktığında Demir'e baktım

"Yemek yapacağım bir şey ister misin?"

"Hayır" dedi bana dönmeden "dolapta bir şeyler var hem yapmana gerek yok"

"Baran başkasının yaptığı yemekleri yemiyor. Ben yapacağım. Sen ister misin?"

"Fark etmez ne olsa yerim. Olsa da olur olmasa da yani"

Mutfağa girdiğimde poşetin içindekileri tezgahın üstüne koydum ve fırında tavuk patates için sosu hazırlamaya başladım

Sos bittikten hemen sonra fırının içinden bir tane küçük kare tepsi alıp tezgahın üstüne koydum. Poşetin içindeki tavuğu aldığımda birkaç parçaya bölüp tepsinin üzerine yerleştirdim ve tavuğun üstüne de yaptığım sosu döktüm. Şu an fazla vaktim olmadığı için de hemen patatesleri soyup tavuğun üstüne yerleştirdim. Ardından üzerine domates doğradım ve biberi öylece koydum. Baran öyle seviyordu. Üzerine tuz ve baharat ekledikten hemen sonra da kenarına su ilave ettim ve fırını 190 derece alıp tepsiyi içine koyarak kapağını kapattım.

Alt dolaptan bulduğum rastgele tencereye de yoğurt çorbasının malzemelerini ekleyip ocağa koydum ve kesilmemesi için karıştırmaya başladım. Baran imkanı yok kesilmiş çorba içmezdi

Evden çıktıktan hemen sonra ufak bir şeyler yapıp Baran'la tanımadığımız bir kişinin villasında dip köşe temizlik yapmıştık. Böylece sinirimi güzelce atmıştım ama ikimiz de çok yorgunduk. Gerçi Baran bana fazla iş vermemiş her işi kendi yapmaya çalışmıştı ama olsun.

Abilerim mi ?Where stories live. Discover now