23. BÖLÜM | Okyanus

4.3K 198 190
                                    

MERHABA OKURLARIMMM! HEPİNİZ HOŞ GELDİNİZ!

Özel hayatıma fazla değinmek istemiyordum ama bunu sizinle paylaşmak istiyorum.

13 Aralık benim doğum günüm! Çok heyecanlıyım

Sizi seviyorum ve bu yolda beni yalnız bırakmadığınız için teşekkür ederim. Benim en değerli hediyem sizsiniz. Size sonsuz teşekkür ediyorum

Ah! Çok duygusal bir anneyim şu an KDKSNSKKFKFN

NEYSEE! sizi daha fazla bekletmeden hikayeye geçiyorum.

İyi okumalar 💐🎉🤗

~~~~~~

(PAZAR SABAHI)

Kerim abimle gezdikten sonra birbirimizle vedalaşıp yollarımıza gitmiştik. Gitmeden önce de hatıra olsun diye bana buluşmaya gelirken aldığı

Pardon

Çaldığı eş bilekliklerini vermişti. Benim bilekliğim siyah renk ve üzerinde küçük beyaz bir nokta vardı. Her zamanki gibi siyah olanını seçmiştim. Kerim abimde ise beyaz rengin üstünde siyah nokta vardı ve bu iki bileklik birleşince daireyi oluşturuyordu

 Kerim abimde ise beyaz rengin üstünde siyah nokta vardı ve bu iki bileklik birleşince daireyi oluşturuyordu

Oops! Questa immagine non segue le nostre linee guida sui contenuti. Per continuare la pubblicazione, provare a rimuoverlo o caricare un altro.

Sol bileğime bakarken gülümsedim.

Sol bileğimde asla çıkamadığım nazar boncuklu bilekliğin yanına Kerim abimin verdiği bileklik vardı. Sağ bileğimde ise çıkarmadığım, rüzgar abimin hediyesi olan gümüş dijital saat

Nazar boncuklu bilekliği efsun öldüğünde almıştım ve sürekli kendime nasıl öldüğünü veya kimin yüzünden öldüğünü ve intikamımı unutmamam gerektiğini hatırlatıyordu

Kerim abimin hediye ettiği ise şu andan itibaren benim için umudu simgeleyecekti. Ben bugün aile olmanın ne demek olduğu belki de anlamıştım. Bugün hayatımın en eğlenceli günlerinden biri olmuştu. Hatta ben bugün ölmekten tamamıyla vaz geçmiştim.

İntikam ve umut yan yana. Bu işin sonunda biri gidecekti

Belki eşyalara fazla anlam yüklüyordum ama kendime tutunacak bir dal inşa ediyordum. Gelecekte ayakta dim dik durmam için bana lazım olacaktı.

arabamı park ettiğimde anahtarı üzerinde bırakarak indim ve beklemeye başladım. saat altıya geliyordu üstüne bir de gece uyuyamamış olmanın verdiği yorgunluk vardı. Ellerimi soğuktan korunmak için bedenime doladığımda arkamdan gelen sesle adama baktım "buyurun efendim" anahtarı elime alıp sıkıca tuttuğumda kaybetmek son isteyeceğim şey bile değildi

abayı satsan rahatça iki tane villa ve sıfır araba alınırdı!

ah şu zenginliğin gözü kör olsun

on sekiz yaşına girdiğim gün rüzgar abimden beni ehliyet sınavına götürmesini isteyecektim. her ne kadar araba kullanmayı bilsem de ufak eksiklerim vardı ve ehliyet almak daha havalı olurdu

Abilerim mi ?Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora