Bölüm 26

207 12 0
                                    

Büyük aşkın küçük kahramanı.

Yaşamak harikulade bir sanat olmalı. Özellikle benimkini böyle boydan boya çizip sergilemeliyim. Vahşi doğaya çıksam bu kadar şey yaşamazdım.
Daha otuzuma gelmeden yaşlandım. Bu yaşamın gizli saklı bir hilesi varda ben mi bilmiyorum. Duvarlara ilan yapıştırıp şifresini isteyeceğim az kaldı.

Sabırda bir yere kadar diyorum. Bu bir dilek değil ama hep bununla uğraşıyorum. Benim ayağımda şu anda pofuduk terliklerim, üzerimde tiril tiril bir elbise olması lazımdı. Elimde de kahve fincanlarını taşıdığım tepsi olacaktı ama görüyorum ki kocaman lastik bir teker var. Neden acaba?

Peri ile geri dönerken ve çok çok çok hızlı olmamız gerektiğini söylerken lastik  patladı. Gerçekten mükemmel zamanlama! Sanki evren giyinip kuşanıp beni beklemiş. Sonra ben deli oluyorum nedense, e delirtiyorlar! Şu anda ben ikinci kez isteniyor olabilirim.

Bilin bakalım damadın yanında ne eksik? Aa, gelin! Tüh neredeymiş bu? Hayır yani insanlar yanlış düşünecek. Tekrar evlenmek istemediğimi falan sanacaklar oysa can atıyorum.

"Peri sen büyü mü yaptın bize?"

"Şekerim saçmalama ben ne alaka?" Dedi şaşkın şaşkın bakarak.

"Farkındaysan ne alaka diyorsun, ben büyüden anlamam falan demedin."

"Tabii ki anlamam nereden bileyim ki inanmam da yani. Ayrıca neden size yaptırayım. Madem o riski aldım büyük hedefler koyarım."

Bu da mürekkep yalamış belli kafası çalışıyor. Haklı sonuçta riske girmişken sizinle mi uğraşayım diyor.

"Ya ben seninle veya Çınar'la yan yana olunca işim gücüm rast gitmiyor."

"Enerjini o yöne veriyorsun çünkü şekerim. Değiştir şunu."

Tuşu mu var bunun nasıl şak diye değiştireyim?

"Kodlamışsın kendini. Benim ya da Çınar'ın yanında başına bir şey geleceğine inanıyorsun ve geliyor. Bunu değiştir bak en güzel zamanlarını bizimle yaşarsın."

Ha o kadar kolay yani. Bilseydim baştan yapardım ya. Yahu benim, sizin geleceğinizden bile haberim yoktu. İlk geldiğiniz andan itibaren belayı saçıma toka diye takmaya başladım. Sence bunu nasıl düşünmüş olabilirim?

"Neyse ne artık. Ne zaman tamir olacak bu?"

"Bu kadar gerginlik sana zarar verir yani ben söyliyim de. Ayrıca bekliyoruz gördüğün gibi."

Bir saattir bekliyoruz ama gelen giden yok. Dayanamayıp aradığı numarayı tekrar aradım ve telefonu tamirci yerine bisikletçi açtı.
Adama anlatıyorum derdimi anlamıyor.

"Bana ne ablacım yolda kaldıysan git tamirciyi ara. Ben bisikletçiyim." Dedi ve üzerine bir posta daha laf edip kapattı.

"Peri, sen bisiklet tamircisini mi aradın?"

"İnternetten baktım ilk çıkan numarayı aradım." Dedi omuz silkerek.

"Sen bu akılla bu yaşa kadar nasıl geldin acaba?"

Kendi telefonumdan Fırat'ı aradım, durumu izah ettim ama kendisi denize açılmış. Çevremde tanıdığım birçok kişi şu anda bizim evde ve benim istememe şahitlik ediyor.

"Ben taksi durduracağım artık başka çare yok." Diyerek yola doğru çıktım.

"Ay ben gidemem arabamı bırakamam."

Umursamadan devam ettim. Kocaman insan kendi başının çaresine de bakabilir.
Çevirdiğim taksiye bindiğim an yan koltuğa başka biri daha bindi.
Ya ben dizi mi çekiyorum? Lütfen bu bir şakaysa bitsin artık.

Pırlantaların HanımefendisiWhere stories live. Discover now