Bölüm 7

19 5 0
                                    

"Baba!"

Mutfaktan çıkarken ayağıma batan ufak cam parçasıyla birlikte ona seslendiğim an kapıda belirmişti Deniz Elçin.

"Ayağım," diye sızlandım ağlayarak, "Çok acıyor!"

"Tamam güzelim! Gel bakalım buraya," deyip beni kucağında banyoya götürmüştü. Ayağıma pansuman yaptıktan sonra yanağıma bir öpücük kondurmuş, sonra da yine kucağında yatağıma götürmüştü.

"Dişler fırçalandı ?"

"Evet!"

"Peki ya kitabını okudun mu bugün?"

"Evet! Bir tane daha bitirdim. Baba, bak..." deyip elimi havaya kaldırdım. "Bak ne yapabiliyorum..."

Parmaklarımın ucunda ufak bir su girdabı oluştuğu anda ifadesi değişmiş, taş gibi olmuştu. O gözlerini kapatıp derin nefes alıp verirken dudaklarını okumaya çalıştığımda birden ona kadar saydığını fark etmiştim. Neden sayıyordu ki? Bana bunu sinirlendiğimde yapmamı söylemişti. Sinirli miydi? Ama az önce mutluydu.

Küçüklük halim muhteşem olduğunu düşündüğü o ufacık su girdabına tebrik alamayınca hıçkırarak ağlamaya başlamıştı. Bense bir anda onları kapıdan izlemeye başlamıştım. Az önce çocuk değil miydim?

"Biraz sessiz ol!"

"Ama baba... Beğenmedin mi? Ben çok sevmiştim." diyordu küçüklüğüm minik alt dudağını sarkıtarak.

"Uyu artık Delfin!"

Babamın her zamanki ani mod değişimi beni ekstra şaşırmıştı. O günü hatırlıyordum ama gecesini unutmuştum. Mükemmel bir gündü. Böyle bitmemeliydi...

Deniz Elçin ışığın düğmesine kırarcasına basarken gözleri gözlerime dokundu. "Seni hiçbir zaman sevmedim," dedi yüzüme doğru. "Hiçbir zaman! Hayal kırıklığısın!" diye bağırdığında ses tonu gittikçe korkunç ve kalın bir tona dönüşüyordu.

"Baba-"

"Ben senin baban değilim! DEĞİLİM!" diye öyle bir haykırdı ki artık sadece küçük halim ağlamıyordu, ben de ufak bir çocuk gibi ağlamaya başlamıştım.

Bir anda olduğumuz yer değişmişti. Tapınağa gelmiştim ama o gitmişti. Tam olarak her doğum günümde annem için geldiğim noktaya gelmiştim. "Her doğum gününde... Senin gibi bir aptal için kendini feda eden birini andın!" Tanıyamacağım kadar kalın bir ses yankılanıyordu. "O seni sevmedi zaten! O kardeşini seviyordu!"

Ağlamamı durduramıyordum. Su'yu boğduğum sarmaşıklar bana doğru yaklaşırken hareket bişe edemiyordum. Zehirli sarmaşıklar boynuma dolanıp yavaşça boynumu sıkmaya başlarken ağlayarak çırpınıyor, dizlerimin üzerine çökmemi engellemeye çalılıyordum ama nafileydi. Anne diye seslenmek istedim, ama yoktu. Baba demek istedim, o da yoktu. Kimsem yoktu. Oldukça yalnız hissediyordum, kendimi bırakmak üzereyken gerçekten yanındayken kendimi güvende hissettiğim tek ismi haykırdım.

"Kaya!"

--------

"Kaya!"

"Delfin?" Hayır, hemen yanımda bitmesini beklemiyordum. Hatta yanıma gelmesini bile beklemiyordum. Kendi odasında uyuyor olması gerekmez miydi?

Elementlerin VarisiWhere stories live. Discover now