İlme Giden Adımlar

108 35 147
                                    

  İthaf; htcsym93
   Uzun bir düşünce sürecinin ardından şimdi sorularının cevabını alabileceği o evin kapısının önündeydi. Aşağı kapısı açık olan binaya girdi ve merdivenlere yönelip iki kat çıktı. Azra'nın söylediği 7 numaralı kapıyı gördüğünde tam zili çalacakken kapının birden açılmasıyla elini yavaşça zilden çekti.

  Ne Akif karşısında gözü haricinde hiçbirşeyi görünmeyen simsiyah birini görmeyi bekliyordu ne de Atike hızla açtığı kapının önünde şaşkınlıkla kendine bakan ve eli havada kalmış birini görmeyi bekliyordu. Başını önüne eğerek kısık bir sesle:

"Kime bakmıştınız?" Diye sordu.
"Ben Salim abi ile görüşmeye gelmiştim. Evinizi kardeşim Azra'nın aracılığıyla buldum."
Atike, Akif'in söyledikleriyle birkaç gün önce Azra ile olan konuşmasını ve dün akşam ona, abisinin babasıyla görüşmek için gelebileceğini söylediğini hatırladı. Karşısında kendinden bir cevap bekleyen adamı hatırlayınca:

"Anladım. Azra benimle konuşmuştu. Biraz beklerseniz hemen babama haber vereyim" dedi ve kapıyı hafif aralık kalacak şekilde bırakıp içeri girdi.

   Akif olanlara tam bir mana veremiyordu. Daha önce hiç bir kadının veya kızın kendini bu derece kapattığını ve bu şekilde sakındığını görmemişti. Aradığı soruların cevaplarını bulmak için doğru yere geldiğini düşündü. Kızını karısını bu derece sakınan bir baba, bir eş dinine de aynı hassasiyetle sahip çıkıyor olmalıydı. İslam'a adım adım yaklaştığını hissetti bir kere daha. Bu düşüncelerle içi ferahlamıştı gülümsedi. Hamdetti bir kez daha Rabbine ve bir kere daha aynı dua döküldü dudaklarının arasından:

"RABBİM BENİ SEN YARATTIN,YOLUMU GÖSTERECEK OLANDA SENSİN HERKESİN DİNİNİ FARKLI ANLATTIĞI ŞU ZAMANDA BANA GERÇEK OLANI DOĞRU OLANI BULMAMDA YARDIM ET"

  Birazdan kapı tekrar açıldı. Bu sefer Akif'i karşılayan Atike değil babasıydı.
"Buyur buyur evladım. Geç içeri kapıda kaldın" dedi babacan bir tavırla ara ara gri ve beyaz renkte ki sakalları boğazını bile kapatacak uzunlukta olan 45 - 50 yaşlarındaki Salim bey.
 
   Akif gördüğü samimiyet karşısında mutlu olurken bir yandan da ilk defa bu kadar uzun sakallı ve vücut hatlarını belli etmeden giyinmiş bir adam görmenin şaşkınlığını yaşıyordu. Adamı şaşkın şaşkın göz ucuyla incelerken gelen ikinci uyarıyla kendine geldi:
"Buyursana evladım. Daldın gittin."

  Utanmıştı Akif. Salim bey bu halini görünce en içten şekilde gülümseyerek;
"Utanma. Sende haklısın bu şekilde giyinen bu şekilde sakal bırakan insan sayısı az. Önce tamamen örtüsüne bürünmüş bir kız tarafından karşılandın şimdide benle"

  Bu sırada kendisine gösterilen odaya geçti Akif aynı mahçubiyetle. Akif'in içeri girmesiyle Atike de az önce çıkmaya yeltendiği ancak Akif'ten dolayı çıkamadığı evden çıkmıştı.

Akif koltuğa otururken cevap verdi karşısında hâlâ tebessümle kendisine bakan amcaya:
"Evet ilk defa görüyorum Salim bey."
"Dediğim gibi şaşırmanı anlıyorum evladım. Önce kendimi sana kısaca tanıtayım sonra şaşırmanın sebebini sana açıklayayım o halde. Ben Salim 45 yaşındayım. Bir kitabevi işletiyorum. Dört çocuğum var iki kızım iki tanede oğlum. En büyük oğlum 27 yaşında Psikolog. Diğer iki kızım ve oğlum da ilim talebesi. Seninde doktor olduğunu ve bu dava hakkında bilgi sahibi olmak istediğini duydum."

Akif: "Doğru duymuşsunuz. Dinimi merak ediyorum. Şaşırma sebebimden başlayabiliriz isterseniz?"
  
    Salim, Akif'in sorusunun cevabını merak ettiği için  kendisini tanıtırken geçiştirdiğini anlayınca tebessüm ederek sorusunu yanıtlamaya başladı.

Salim: "Tabi oğlum. İnsanlar ne yazık ki fazlasıyla batıya yönelmiş durumdalar oğlum. Düşünce tarzları, konuşmaları, birbirlerine olan muameleleri her konuda batıyı örnek alıyorlar. Giyim kuşam ise bu konulardan yalnızca bir tanesi. Kadınlar Islam'ın anlayışında kapandıkça güzelleşirken her geçen gün biraz daha batıya yönelen kadınlar açıldıkça güzelleşeceklerine inandırılarak bir eşya haline getiriliyor, kirletiliyor ve öldürülüyorlar. Batı açılma fikrini onların beyinlerine işledikçe açılmanın özgürlük değil nefse tutsaklık ve korunmasızlık olduğunu ne yazık ki farketmiyorlar. Bu meselenin kadınlar yönü.

    Erkekler de aynı şekilde streçlenmiş tavuk gibi üzerlerine yapışan şeyler giyip tüm vücut hatlarını belli etmeyi tarz olarak adlandırıyorlar. Sakal erkeğin süsüyken sinek kaydı traşlar bırakıp patik çoraplar giyerek kızlara benziyorlar ve buna moda diyorlar. Ahh gençler kanayan yaralarımız. Kadınlarda bundan farklı değil tabi. Ya kadınlıklarını kullanıp açıldıkça açılıyorlar. Dişilikleriyle değer görmeye çalışıyorlar yada erkeğe benzer tarzda saçlarını kestirip erkek gibi gözüküyorlar. Yazık bize yazık insanlara ki dışarı çıktığımızda kafamızı nereye dönsek ayrı kanıyor yüreğimiz. Allah Resulü lanet etmiş olmasına rağmen kıza benzeyen erkekler erkeğe benzeyen kızlarla her türlü Allahın haram kıldığı şeyle dolu etrafımız. Sözün özü şu bu bilinçte ve bu tip insanları görerek büyüyen çocuklar yani gelecek nesiller bu tiplerin dışında bi giyim tarzı, bir yaşayış tarzı gördüklerinde şaşırıyor, hatta bazıları korkuyor, bazıları da öcü diyerek dalga geçiyorlar. Allah hepimizi ıslah etsin"

  Derin bir ah çekip kendini onaylar şekilde kafa sallayıp dikkatle dinleyen Akife tekrar tebessüm etti Salim bey:
"Eee evlat hep ben konuştum. Sende kendinden pek bahsetmedin geçiştirdin az önce sorunun cevabını alabilmek için" diyerek güldü Salim bey.
"Biraz da sen anlat bakalam hangi rüzgar attı seni buraya kimsin necisin biraz da ben seni dinleyeyim."

  Akif kapıya gelene kadar olan gerginliğini atmıştı üstünden. Bu huzurlu buram buram huzur kokan  ortam ve karşısındaki samimi adamı dinlemek rahatlatmış mutlu etmişti onu. Kendini uzun zamandır hiç bu kadar huzurlu da hissetmemişti. Salim beyin sorduğu soruyla ona gerekli cevabı vermek için söze başladı.
"Salim bey ben..."
Odanın kapısının tıklatılmasıyla sözü yarım kaldı.

Bölüm sonuu🥀
Yorum eleştiri ve beğenilerinizi lütfen eksik etmeyin...
Hayırlı iftarlar 🌼🌼

TEVHİD'İN SEDASI (ASKIDA! DEVAM EDECEK!)Where stories live. Discover now