Açığa Çıkan Gerçekler

178 43 62
                                    

İhtaf: Bir_gece_mavisi
    Düşünceleri içinde boğuluyordu yine. Günler geçiyor, haftalar geçiyor aylar geçiyordu ama hâlâ aynı soruların cevabını arıyor bir türlü kendini tatmin eden bir cevap bulamıyordu. Son zamanlarda iyice hayatını sorgulamaya başlamıştı. Yaşantısı dinden çok uzaktı sanki ve bir şeyler eksikti. Sık sık "Şimdi ölsem cennete gidebilir miyim" diye soruyordu kendisine ve her seferinde kendi içinde bu soruya verdiği cevapla umutsuzluğa kapılıyordu. Bu soruya olumlu bir cevap verebilmek için Kur'an'ın mealini okumaya hadis kitaplarını incelemeye ve bulduklarıyla amel etmeye başlamıştı.

  Ancak ilme ihtiyacı vardı ve hak olan dinini nereden öğreneceğini bir türlü bulamamıştı. Her türlü cemaate ve tarikata gitmiş ancak hepsinde kendisine yanlış gelen birşeyler olmuştu. Ne vicdanı rahattı nede içine sinen şekilde dini kendisine anlatacak bir tanıdığı vardı. Gece gündüz sadece Rabbine dua ediyor, kendisine doğru yolu bulmasında yardımcı olmasını ve kendisine bir ilim kapısı açmasını istiyordu.. Ve inanıyordu ki Rabbi onu yalnız bırakmayacaktı. "Dua edin icabet edeyim" (Mümin) ve "Rabbin seni terketmedi ve sana darılmadı da" (Duha/3) buyuran bir Rab mi ondan yüz çevirecekti? Bu mümkün olan bir şey değildi ve Akif Rabbinin "Rabbin sana verecek ve sen hoşnut olacaksın" (Duha/5) vadiyle yola çıkmıştı...
Biliyordu ki asla pişman olmayacaktı ve Rabbi ona en hayırlı kapıları açacaktı...

******
-"Akif! Haydi oğlum geç kalacaksın işine."

Gülümseyerek onu uyandırmaya gelen annesine tebessümle karşılık verdi Akif. Ardından yatağından kalktı ve tüm aile efradının çoktan oturmuş olduğu sofraya kendinden sekiz yaş küçük kız kardeşiyle şakalaşarak oturdu.

"Abi! Senin benden başka işin yok mu?"
"Yok tabi. Uğraştığımda beni senden daha fazla eğlendiren hiçbir işim yok benim."
Azra abisinin bu sözüne tebessüm ettikten sonra günlerdir devam eden düşünceli haline büründü yine. Annesi, babası ve abisi onun bu halinden endişe duymaya başlamışlardı ama şimdilik kimse ses çıkarmıyor 'Bu yaştaki gençler hep böyle' deyip geçiyorlardı. Hem abiside ondan farklı değildi zaten. Yemek bitmiş herkes kendi köşesine çekilmişti.

- Azra! Hemen gel buraya.
Korkmuştu Azra babası ona hiç bağırmazdı. Niyeydi ki bu tavır? Yaptığı ortaya mı çıkmıştı yoksa? Korkudan titreyerek yavaş adımlarla gitti babasının yanına. Babası Semih bey kendisini sakinleştirmeye çalışan hanımını iterek ayağa kalktı. Azra ya doğru hızlı adımlarla gelip sert bir tokat attı. Neye uğradığını şaşırmıştı Azra on sekiz senedir tanıdığı babasına ne olmuştu ki böyle? Hiç ona bağırmazken bağırmış, on sekiz yıldır hiç vurmamışken bugün vurmuştu. Tokatın etkisiyle savrulan saçlarını eliyle düzeltip babasına döndü.
"Ben bu tokatı hakedecek ne yaptım baba?"
"Bide hâlâ bilmiyormuş numarası yapıyor. Bir haftadır okula gitmiyormuşsun bununla birlikte komşumuz Dilek hanım seni bugün peçeli bi kaç kadının yanında başörtülü görmüş bu ne demek oluyor? Söyle!!"
İşte korktuğu başına gelmişti. Babası herşeyi öğrenmişti. Elinde sonunda ortaya çıkacağını biliyordu ama bu kadar erken beklemiyordu. Madem herşey ortaya çıkmıştı saklayacak birşey kalmamıştı artık.

TEVHİD'İN SEDASI (ASKIDA! DEVAM EDECEK!)Where stories live. Discover now