~3~

6.3K 290 57
                                    

Medya:Alper

Bir önceki bölümde medyayı yanlış yazmışım. Oradaki Yamaç şimdi düzelttim.

İyi okumalar ❤️

Merdivenin üzerinde oturmuş kapşonumu kafama geçirmiş sınıftan çıkan giren insanları izliyordum. Canım derse girmek istememişti. Ne Denizi ne Alperi görmek istemiyordum. Bana kalsa bütün gün burada böyle duracaktım. En sonunda birinin yanıma oturması ile oraya doğru baktım. İdil...

"Adel bana olanları anlatır mısın onların ağzından dinledim ama bir de senden dinlemek istiyorum. Gerçekten Yamaçlar'ın grubuna mı girdin?" Yamaçlar'ın grubunda filan değildim ki. Başımı olumsuz anlamda salladım.

"Niye o zaman dün gece yarış alanına onla beraber gelmişsin ki."

"İdil yemin ederim ki hiç bir şeyden haberim yoktu."

"N-nasıl yani? Tamam tamam sakin ol gel kantine inelim orada anlat." Dediğini yapıp kantine indik. Gördüğüm manzara karşısında gerildim. Yine Yamaç ve o şahane grubu vardı. Bunlar neden derslere girmiyorlardı ki. İdil'e dönüp alçak bir sesle konuştum.

"Onlar hep burada. Derse filan gitmiyorlar mı?"

"Yani genelde ilk iki ders filan hep buradalar." Biz de geçip bir masaya oturduk. İdil'e dönüp dün geceyi anlattım. İkimizde sustuk ne o konuştu ne ben. Bir an bakışlarım Yamaçların tarafına döndüğümde Yamaç ile göz göze geldik. O bir şey diyince savaş ve Enis'in de bakışları buraya döndü. Geri İdil'e döndüm. İdil,

"Adel sanırım Yamaç seni grubunda istiyor. Yani seni onların mekanına bile sokmuş. Asla ama asla bir kızı sokmazdı. O kadar sevgilisi oldu yine de hiçbirini sokmadı."

"Saçmalama İdil daha beni tanımıyor bile. Tanımadığı birini neden gruplarına sokmak istesin?" İdil de düşünceliydi.

"Bilmiyorum ama eğer öyleyse çok şanslısın." Alayca güldüm.

"Şans mı? Şaka mısın? Bunun adı şansızlık olur İdil şans değil!" Daha o bir şey diyemeden kantinin kapısı açıldı. Vee kim geldi tahmin edin. O sevgili Deniz ve Alper... Direk bize yöneldiler. İkisi de beni görünce yüz hatları gerilmişti. Yamaçlar da bu tarafa bakıyorlardı sanki her an hamle yapacakmış gibi... Ben çantamı da alıp ayaklandım.

"Ben gidiyorum." İdil daha bir şey diyemeden hareketlendim. Tam onların yanından geçip gidecekken Alper'in kolumdan tutmasıyla kalakaldım. Çok sıkı tutuyordu.

"Geç masaya! Konuşacağız." Kolumu ondan kurtaramadan kendisi beni masaya sürüklemişti. Yamaç'ın olduğu masaya bile bakmak istemiyordum. En sonunda beni masaya doğru fırlattığında masa karnıma çok pis batmıştı.

"Alper siktirme belanı!" Ve Yamaç kadrosu karşımızda... Adını bilmediğim üç çocuk daha vardı. Elimi karnıma koydum. Aşırı kötü olmuştu. Alper yaramaz bir edayla küçük bir ıslık çaldı. O ıslıkla beraber ne zaman geldiğini anlamadığım üç dört çocuk daha geldi. Evet burası ciddi bir şekilde birazdan patlayacaktı

"Eeee Yamaç kusura bakma ama grubunuzun o yeni üyesi benim olmak zorunda!" Bana neden hep eşya mualemesi yapılıyordu ki gerçekten bıktım. Yamaç'ın yüzünde alaycı bir sırıtış meydana geldi. Bu sefer konuşan Bora oldu.

"Yaa öyle diyorsun yani?" Arkamızda duran Deniz konuştu.

"Aynen kanka öyle diyoruz sorun mu var bakın işinze." Çok arada kalmıştım şu an aferin! Enis lafa atladı.

"Ya onu filan geçtim de sizi fena benzetmişler be bro. Kim yaptı size bunları? Kendinizi koruyamadınız mı?" Yamaçların grup sırıtmaya başladığında Alperler bozulmuştu. Alper dişlerini sıkarak konuştu.

ÇıkmazWhere stories live. Discover now