Çok önemli bir işin ortasında (webtoon okumak sksjjsj) olduğum için gece atabildim kusura bakmayın pastırmalı kreplerim. Bölüm sonuna bıraktığım nota mutlaka bakın çünkü gelecek bölümle ilgili.
Vote ve yorumlarınızı bekliyorum.
İyi okumalar...
EREN
-bir iki sağ ve dön. Güzel devam. Üç dört ve sola kay.
Nefes nefese durduğumda Mr Son yanıma geldi ve gülerek omzuma vurdu.
-Eren ilk geldiğin zamana göre daha iyi iş çıkarıyorsun. Jiminle evde fazla çalışmış olmalısın.
Ühüü tabiki çok çalıştım. Bana ölüm pratiği yaptırdı!
-hahaha öyle mi. Teşekkür ederim efendim elimden geleni yapıyorum.
Dedim ve önünde eğildim.
-bugünlük burada bitirelim. Hala mükemmel değilsin ama bu fazladan çalışmaların sayesinde daha iyi olacaksın. Ayrıca seni daha iyi hissettirecekse bi şey söylemek istiyorum.
Dedi ve kulağıma eğildi.
-Namjoon ve Jinden daha iyi dans ediyorsun.
Kulağıma fısıldmasıyla gülmeye başladık.
-sakın bunu onlara söyleme tamam mı ufaklık?
Gülerek başımı salladım.
-emredersiniz!
Hazırola geçip bunu söylediğimde saçlarımı karıştırdı.
-kendini fazla yorma tamam mı? Ben şimdi gidiyorum dikkat et kendine.
Ona el salladığımda o da odadan dışarı çıkmıştı. Havluyla yüzümü ve boynumu sildikten sonra kumandayla tekrar parçayı açtım. Ardından da dans etmeye başladım. Bu tempoda ilerlersem hiçbir pürüz olmadan sahneye çıkabilirim.
-Eren?
Duyduğum sesle karşımdaki aynadan odanın kapısına baktım. Jungkook gelmişti.
-çok sıkı çalışıyorsun ama bu kadar yeterli. Dinlenmeye ihtiyacın var.
Dedi ve elinde tuttuğu iki kutu ramyeonla bana doğru yürümeye başladı.
Tam yanıma geldiğinde yere bağdaş kurarak oturdu ve elinde getirdiği ramyeonu bana uzattı.
-biraz yemek yemelisin yoksa bu rutine dayanamazsın.
-teşekkür ederim.
Dedim ve ben de yere oturarak bağdaş kurdum. Ardından çubuklarımı kullanarak bana getirdiği ramyeonu yemeye başladım. Sıcak olduğu için üfleyerek yiyordum. O sırada izlendiğimi fark etmiştim. Gözlerimi kaldırarak beni izleyen Jungkook'a baktım.
-bir şey mi oldu?
Dedim yemeye devam ederken. O yemek getirene kadar acıktığımı fark etmemiştim. Yüzünde tatlı bir gülümseme oluştuğunda elimle gözlerimi kapadım.
-aağh öyle gülme çok parlıyorsun.
Şakamla kahkaha attı.
-abartma o kadar da yakışıklı değilim.
nE¿
-hahaha güzel şakaydı.
Kaşları havaya kalktı.
-cidden bak kendimi o kadar yakışıklı bulmuyorum. Jin hyung kadar yakışıklı bile değilim.
Huh... Biri onu tokatlayıp "SEN YAKIŞIKLISIN BENİ DELİ ETME" diyebilir mi?
-evet Jin hyung da çok yakışıklı. Şimdi düşündüm de... Hepiniz öylesiniz.
Dedim ve biraz daha yedim. Bu bol baharatlı ramyeon gerçekten en iyisi.
-peki en yakışıklımız kim?
Bu soruyu sorarken yüzünü bana biraz daha yaklaştırmış ve merak dolu gözleriyle bana bakıyordu. Cevabı gerçekten merak ediyor olmalı. Yüzümü ona doğru yaklaştırdım ve sessizce fısıldmaaya başladım.
-bana sorarsan en yakışıklı ve havalınız Suga.. Ama sakın bunu ona söyleme tamam mı?
Gülümsediğimde o biraz üzgün görünüyordu. Neden bir anda modu düştü ki? Yoksa ona en yakışıklı demediğim için mi üzüldü?
-şey, aslında bakarsan sen de çok yakışıklısın ve Sugayla birincilik için yarışacak kapasiten var.
Yüzü tekrar aydınlandığında gülmeye başladım. Gerçekten çocuk gibiydi.
-Eren sana bir soru daha sorabilir miyim?
Sorusuyla başımı aşağı yukarı salladım.
-tabi.
-eğer gruptan birisyle çıksaydın bu kim olurdu?
Sorusuyla durdum, bu beklenmedik bir soruydu.
-ımm... Suga korkutucu olduğu için onu eliyorum. Jiminle sevgili olmayı hayal bile edemiyorum çünkü o uğrşaması zor biri. Onunla sevgili olacak kişi ona her gün iltifat etmeli sanırım yoksa küsüp Bay Bobsla beraber depresyona girebilir.
Jungkook kahkaha attığında gülerek devam ettim.
-ne, ama haklıyım. Her neyse o ikisi elendi. Jinle de olmam çünkü onun Mario aşkıyla başa çıkabilecek biri değilim. Liderimizi de eliyorum çünkü onun yanındayken bazen o kadar zekice şeyler söylüyor ki kendimi salak hissetmeme neden oluyor. Jhope'un sevgilisi var ama sevgilisi olmasaydı sanırım o olabilirdi. Çünkü sevdiği insana çok değer verecek ve onun üzülmesine izin vermeyecek kadar hassas kalpli biri. Taehuunga gelirsek...
Dedim ve durdum. Sahi onunla sevgili olur muydum?
-neden durdun?
Gülümsedim.
-yok bir şey. O da nişanlı onu da eliyoruz. Sanırım geriye bir tek sen kaldın. Seninle sevgili olurdum.
Dedim ve kocaman gülümsedim. O da aynı şekilde yüzünde tatlı bir gülümsemeyle bana bakıyordu.
(Buraya kalbimi bırakıyorum)
-Eren, sana bir şey söylemek istiyorum.
Yerinde hafif doğrularak bana baktığında gözlerimi ona çeviridm.
-tabi sorbilirsin.
Uzanarak elimdeki ramyeonu ve çubukları aldı ve hemen yanımıza koydu. Ardından sol elimi avuçlarının arasına alarak kendine doğru çekti.
-b.ben bunun yeri ve zamanı olmadığını biliyorum. Ama şuan söylemezsem bir daha söyleyemeyecekmiş gibi hissediyorum. Umarım söyledikten sonra bana yine şuan olduğu gibi bakarsın.
Şey... Ne isteyecek olabilir ki? Acaba borç para falan mı isteyecek? Yada belki... TAEHYUNG'DAN HOŞLANDIĞINI İTİRAF EDECEKTİR!
Heyecanla diğer elimi uzattım ve bende onun elini tuttum.
-hadi hadi söyle, ben hazırım.
Jungkook derin bir nefes aldı.
-Eren ben... Ben aslında uzun zamandan beri aşığım.
-kimeeeğ!!
Dedim sesimi yükselterek. Açıl artık Kookiee!
-Ben sa-
-MERHABAAAAA!!
Taehyung kollarını açarak odaya koşa koşa daldığında sıçrayarak ona dönmüştüm. Hızla ikimizin arasına oturarak ellerimizi ayırdı ve kocaman gülümsedi.
-hahahaha neler yapıyorsunuz burada?
Jungkook sanki onu öldürecek gibi bakışlar atarken bense olayın farkına varmış içten içe zekiliğimi övmeye başlamıştım. Huh... Tabiki Jungkook biraz önce Taehyung'u sevdiğini bana açılacaktı. Taehyung da bu durumdan utandığı için bana söylemesini engelledi. Sanırım fazla zekiyim. Bu gidişle Namjoon hyungdan daha zeki olacağımdan korkuyorum.
-yemek yiyorduk. Sen de ister misin?
Tabağımı ona uzattığımda gözlerini bir tabağa bir bana çevirdi.
-senin çubuklarınla mı?
Başımı salladım.
-merak etme ben iğrenmem.
Yüzünde hafif bir gülümseme çubuklarımı aldı ve tabağın içindeki ramyeona doladı. Tam ağzına götürüyordu ki bir anda Jungkook kendi çubuğuna doladığı ramyeonu onun ağzına soktu.
-hahaha hyung, benim çunuklarımdan yemelisin. Eren aç olduğu için bırak o kendininkini yesin.
Dedi ve ona pis pis bakarak çubuklarımı geri bana uzattı.
-güzelce ye Eren, sıkı çalışman için bu gerekli.
Taehyung ağzındakini çiğnemeye çaşışırken bir yandan da Jıngkook'a bakıyordu. Neden öyle bakışıyo- Ah şimdi anladıım... Jungkook Taehyung'u benden kıskandığı için çubuklarımdan yemesini istemedi. Aw çok tatlılar. Bu şekilde birbirlerini kıskanmaları kalbimi çarptırıyor.
-bu arada diğerleri nerede?
Soruma cevap veren Taehyungdu.
-Yoongi hyung dinlenme odalarından birinde uyuyor. Diğerleri de eve gitti.
Başımı salladım.
-peki siz neden gitmediniz?
Sorumla ikisi de birbirlerine baktılar.
-eee Kookieyi burada bir başına bırakamazdım. Onu da beraberimde götürmek için geldim.
Dedi ve kollarını Jungkook'un boynuna sardı. Kocaman gülümsediğinde Jungkook eliyle onun yüzünü itti.
-ahahaha hyung beni bu kadar düşünmemelisin. Ben henüz gitmeyeceğim yani sen gidebilirsin.
-olur mu öyle şey canım sensiz bir yere gider miyim ben?
İkisi birbirleriyle atışırken ben onları izliyordum. Sevgili tartışması her zaman görebileceğim bir şey değ- bir anda ışıklar gittiğinde şaşkınlıkla etrafıma baktım.
-n.ne oluyor?
-bekleyin.
Jungkook telefonunun fenerini açarak bize tuttu.
-neden gitti bir anda? Jeneratör yok mu?
-var, birazdan çalışır.
Diyen Taehyungla elimi cebime sokup telefonuma baktım. Fener yakamak için yeterli şarjı yoktu.
-korkuyorsan bana sarılabilirsin Eren.
Tahyung oturduğu yerden bana doğru kaydığında Jungkook konuştu.
-h.hayır! Korkuyorsa bana sarılmalı.
-sen telefonla ışık tutuyorsun nasıl iki işi aynı anda yapabilirsin ki?
-al o zaman sen tut!
İkisi tartışırken Jungkook'un arkasında bir kıpırtı hissettim. Gözlerimi ovuşturarak montları attığımız yere baktım. Kesinlikle biraz önce montlar oynamıştı.
-şşşştt sessiz olun. Şu montlar hareket etti.
Konuşmamla ikisi de tartışmayı kesip telefonun fenerini işaret ettiğim yere tuttular.
-ben bir şey göre-
Üst üste yığılı montlar tekrar hareket ettiğinde Jungkook konuşmasını yarıda kesmişti. Evet şimdi eminim, orada kesinlikle bir şey var.
-hadi gidip bakalım.
Sessizce konuştuğumda hepsi benimle beraber ayağa kalkmıştı. Yavaşça odanın en köşesine doğru ilerledik. Montların yanına geldiğimizde Taehyung ve Jungkook beni arkalarına aldılar.
-biz bakarız.
İkisi de uzanarak montları çektiklerinde korkuyla Jungkook'a sarıldım.
-ANNEEEEEĞ!
Benim bağırmamla Jungkook da yerinde sıçramıştı.
Suga?!
-hyung? Sen yan odada uyumuyor muyd-
-seni*********sonra*******ve********ardından********
(Videoda kime küfür ettiğini hatırlayanlara çatal bıçak seti gönderiyoruz dkdjsj)
Onun bilmediğim küfürler etmesiyle gözlerim kocaman açıldı.
-n.ne?
Taehyung ve Jungkook da şoka girmiş olacaklar ki benim gibi donmuş ona bakıyotlardı. Küfür etme konusunda abimi geçebilecek biri olduğunu bilmezdim. Şuan fenerin altında parlayan ürkütücü suratı olmasa onu alkışlardım.
-şimdi defolun.
Montlarla tekrar yüzünü kapadığında şaşkınca birbirimize baktık. Biraz önce ne olmuştu? Sanırım onu rahatsız ettiğimiz için bize küfür etmişti.
-hani dinlenme odasında uyuyordu?
Jungkook'un sorusuyla Taehyug elini ensesine götürdü.
-ama onu orada gördüğümden emindim... O zaman oradaki kimdi?
Üçümüzün arasında geçen kısa bir bakışmadan sonra tam teçhizat dinlenme odasına doğru yola çıkmıştık. Elimde bir sopa yavaş adımlarla oraya ilerliyorduk. Taehyung ve Jungkook'un Suga'nın bir uzaylı olduğundan haberleri olmadığı için kendini klonlayabildiğini de bilmiyor olmalılar. Acaba onlara Suga'nın bir uzaylı olduğunu ve dinlenme odasındakinin de klonu olduğunu söylesem mi?
-Eren oraya gittiğimizde sen dışarıda bekle. Ben Jungkookla içeri girip kontrol ederim.
-hayır olmaz. Birbirimizden ayrılmamalıyız.
Tereddüt etseler de başlarını salladılar. Dinlenme odasının önüne geldiğimizde Taehyung elini kapı kulbuna uzattı ve yavaşça kapıyı açtı. Kapının açılmasıyla hızla ellerimi gözlerime götürdüm.
Peki... Bugün garip şeyler oluyor.
-h.hyung! Nasıl bu şekilde dolanabilirsin ki?!
Jungkook bağırdığında Jhope hyung konuştu.
-neden, ne oldu? Sonuçta erkek erke- ah... Kusura bakma Eren.
-haha sorun değil.
Biraz hışırtıdan sonra gözlerimi açtım. Jhope üzerini giyinmişti.
-pratikte çok yorulduğum için duş almıştım kusura bakma. Bu arada siz ne yapıyorsunuz?
Sorusuyla birbirimize baktık.
-biraz önce burada uyuyan sen miydin hyung? Odadan çıkarken burada biri uyuyordu.
Jhope hyung başını iki yana salladı.
-hayır, ben odaya girdiğimde burada kimse yoktu ve ben de duşa girmiştim. Başka birini görmedim.
Yo yo sakinim. Alt tarafı Suga'nın klonlanarak ortadan kaybolduğu gerçeğini birinci elden kanıtlamış oldum.
-her neyse burada elektrikler gitti ve jeneratörde de sorun var gibi. Birazdan eve geçeceğim siz ne yapacaksınız?
Sorusuyla Jungkook konuştu.
-eve geçeceğiz bizde. Elektrikler gitmişken burada bir şey yapamayız öyle değil mi?
Başımı salladım.
-elektriklerden dolayı daha fazla çalışamayacağım. O zaman şimdi geçelim mi eve?
Sorumla hepsi başını salladı.
-o zaman gide-
-Jungkook, Taehyung ve Eren bizi aşağıda beklesin. Benim seninle konuşmam gereken bir iki şey var.
Jungkook gözleriyle bir bana bir Taehyung'a baktıktan sonra başını salladı.
-tamam hyung.
-hadi biz gidelim o zaman.
Taehyung elini sırtıma koyarak beni ittirdiğinde yürümeye başladım. Jhope çok iyi görünmüyordu. Acaba Rose'la ilgili bir şeyler mi oldu? Bunu bir ara onunla konuşmalıyım. Sonuçta onları bir araya gelmesine yardım eden kişi benim ve bu şekilde aralarında sorun olmasını istemiyorum. Bir sorun varsa belki yardımcı olabilir- bir anda koridorun aydınlanmasıyla gülümsedim. Elektrikler gelmişti!
-eve gidiyoruz değil mi? Umarım elektrikler geldiği için çalışmaya gitmeyi düşünmüyorsundur.
-bugün biraz dinleneyim. Yarın fazladan çalışırım.
Dedim ve yanında yürümeye devam ettim. Biraz yürüdükten sonra göz ucuyla yüzüne bakmaya başladım. Sanırım o da Sugayla yarışabilir. Gerçekten güzel bir yüzü var. Hatta her ne kadar kabul etmek istemesem de cildi benim cildimden daha güzel. Tam kaymak gibi. Gözlerini bana çevirdiğinde hızla gözlerimi çektim.
-bir şey mi söyleyeceksin?
Tam başımı iki yana sallayacaktım ki vaz geçerek arkamı döndüm. Ardından yüzüm ona bakacak şekilde geri geri yürümeye başladım.
(Buraya da böbreğimi bırakıyorum)
-şey... Aslında bir şey soracağım.
Çarpık bir şekilde güldü.
-sor bakalım.
Huh...
-gruptan biriyle sevgili olsaydın bu kim olurdu?
Ne? Jungkook bana grup arkadaşım olarak bu soruyu sormuştu. Ben de ona sorabilirim. Üstelik cevabının her ne kadar Jungkook olduğunu bilsem de yine de ne diyeceğini kendim duymak istiyo-
-seninle.
-ha? Anlamadım?
Dedim gözlerimi kırpıştırarak. Şaşkınlıktan adımlarım durmuştu ve ben durduğumda o da durmuştu. Sanırım... Yanlış duydum... Elleri cebinde yüzüme doğru eğildi ve gözlüğünün üzerinden bana baktı.
-dedim ki seninle sevgili olurdum.
Yüzümün yanmaya başladığını hissederken öylece kalakalmıştım. Neden beni söyledi ki? Jungkook'u sevdiğini belli etmemek için mi? Ya da beni sinir etmek için mi? Gülerek omzuna vurmaya başladım.
-haha beni nasıl sinir edeceğini iyi biliyorsun.
Ben sanki o dünyanın en komik fıkrasını anlatmış gibi gülerken bir yandan da onun omzuna vuruyordum. O ise sanki beni daha çok utandırmak istiyor gibi yüzündeki aynı ifadeyle bana bakıyordu. Bir anda sol elini cebinden çıkardı ve omzuna vuran elimi havada yakalayarak parmaklarını parmaklarıma kenetledi. Ben donmuş şekilde ona bakarken yüzünü bana biraz daha yaklaştırdı.
-seni sinir etmek için söylemedim. Sadece sorunun cevabını verdim. Gruptan biriyle çıkmam gerekseydi o kişi sen olurdun.
Şaşkınca ona bakarken bir anda birinin beni diğer kolumun bileğinden çekmesiyle kenetlenen ellerimiz birbirinden ayrılmıştı. Hemen ardından sırtımın birinin göğsüne çarptığını hissetmiştim. Başımı kaldırıp baktığımda beni çeken kişinin Jungkook olduğunu gördüm. Eli bileğimi kavramış, gözleri dimdirekt Taehyung'a bakıyordu. Taehyung ise aynı şekilde gözlerini dikmiş ona bakıyordu.
Eee... Burada neler oluyor?
Abi sonu Kore dizisinde bir bölümün son sahnesi gibi olmadı mı skjskshs Hayır hayal edin harbiden dizi sahnesi gibi oldu sksjjs
Öhö öhö her neyse. Karaborsaya Suga'nın klonlarını çıkaracağım almak isteyen arkadaşlar bana ulaşsın. (İndirim yok)
Şimdi duyuruya geçiyorum. İki hafta sonra vize sınavlarım başlayacağı için ders notlarını çıkarıp ders kayıtlarıyla çalışmam gerekiyor. O yüzden sizden 3-3.5 haftalık bir mola istiyorum. Sınavlarım biter bitmez yine kaldığımız yerden devamke. Bir sorunuz olursa bana instagramdan ulaşabilirsiniz efenim.
İnstagram hesabım: vaveylai_ruhl_wattpad
Vote ve yorumlarınızı bekliyorum.
Hepinize BTS'li günler🐒