"Merhaba"
Arabaları geçerek yanıma geldi. Saçları özenle taranmış yine her zaman ki gibi özel detaylarla harikaydı
Karşılık olarak ayıp olmaması adına bende "Merhaba" dedim. Sonra ise pek konuşmadık.Normalde olsa okulun kapının önünde öylece Ho Min'i beklerdim ve beraber girerdik okula ancak şimdi Namjoon ile okula gitmiş üstüne üstlük yine aynı anda sınıfa gitmiştik.
Çantamı sırama koyduktan sonra tekrar onun yanına gittim. Şu kalem işini ayarlamalıydım. "Şu müdürün kalemini alma işini bugün yapmanı istiyorum hatta ilk teneffüs"
"Neden istiyorsun bu kadar o kalemi?"
"Sorgulama yap köle"
"Pekala,o kalem her neyse onu alacağım."
"Aferin kuçu kuçu böyle devam."
"Dediklerine dikkat et Hana-ah bilirsin ya hani annene yanlışlıkla ağzımdan bir şeyler kaçırabilirim."
"Hah!" Sinirimi bozmaya yemin etmiş gibiydi bu aptal herif "Benim neyim varmış ki anneme söylememek için duruyorsun. Git söyle,hemen yetiştir."
"Emin misin?"
"Hiç olmadığım kadar eminim."
"Yani annene benim peşimde adeta sasaeng gibi olduğunu söylemeli miyim?"
"Söylediğin doğru bile değil ki sana inanacağını pek zannetmiyorum."
"Dünü hatırlatmayayım istersen"
"Hain!"
"Sen bana düzgün davranana kadar sana asla düzgün davranmayacağım Choi Hana. Ayağını denk al."
"Biliyor musun bu dediklerini o kalemi aldıktan sonra konuşalım. Çünkü zaten gidicisin fazla iddialı konuşmayalım."
"Gideceğimden eminsin yani?"
"Evet,eminim."
"Aptalsın Hana-sshi. Sorup soruşturmayacağım konulardan gelmelisin. Ne olduğunu biliyorum. Eminim ki müdür ayağa kaldıracak ortalığı ancak ben yinede o kalemi aldım."
Ne ara?
Hızlıca çantasından kalemi çıkarttı ve avucumun içine koydu. "Senden her zaman öndeyim ben,bunu asla unutma."
Kalemi elimde çevirdim. Aynı zamanda bana olan bakışlarını hissedebiliyordum. Garip duruyordu ya da farklı bir şeyler var gibiydi. Bir kaç kişinin sınıfta ki sesleri ile elimi Namjoon'un saçına koydum. Dışarıdan birbirimizi çok seven 2 kişi gibi görünsekte ona olan bakışlarım ve onu öldürme isteğim tüm olanı karalıyordu.
"Asıl aptal olan sensin."
Dişlerimin arasından tıslıyordum adeta.O ise hala sırıtıyordı. Karşısında ciddi anlamda sinirlerim bozulmuştu
"Çakmasını getirdiğin bu kalemi anlayacak kadar kapasitem var. Bunu sana düşündüren ne bilmiyorum ancak o odaya gireceksin Kim Namjoon."
Arkaya bi havalı müzik alabilir miyiz hocam? Şu an aşırı bir Bruh havası var da
Alayla güldüm,karşısındakini iyi tanıyamamıştı heralde. Aklıma koymuştum ve yapacağım da
Kim Namjoon bu okuldan gidecek!
~
O malum olaydan sonra yerlerimize geçmiş ve bir daha da konuşmamıştık.
Zaten sonra da hocanın gelmesiyle derse başladık. Genel olarak dersleri severdim.Hocası iyi olunca sevilmeyen ders yoktur aslında.
"Evet çocuklar" dedi Bay Hoseok aynı zamanda elinde ki kitapları masaya koyuyordu. Kendisi edebiyat öğretmenimizdi ve hiç kuşkusuz harika biriydi.
"Bugün ki konumuz aşk"
Kitaplarının arasından tahta kalemi çıkardı ve tahtaya 'aşk' yazdı. Eminim ki bu tembel sınıfın her konu da olduğu gibu bu konuda da bildikleri olduğunu sanmıyordu. Gerekte yoktu zaten benim gibi biri varken
"Yazmak yerine tartışacağız, fikrini en iyi savunan kişi sözlüden 100 olacak. Öncelikle sizce aşk nedir?"
Şu aşka inanmayan insanlar olur ya hani kendini bir halt sanan ama sonrasında göt gibi aşık olanlardan. Ben onlar gibi değildim aksine inanırdım. Güçlü bir duygu olduğuna inanıyordum. Kim aşık olmak istemezdi ki? Sevilmek ya da? Duygularımızın karşılığını almak...bana göre pahabiçilemez bir duyguydu.
Sınıftan çıt çıkmıyordu eminim ki aklında ki fikirleri kelimelere dökecek kadar kelime hazneleri geniş değildi. Fırsattan istifade parmağımı kaldırdım.Zaten notumun 100 geleceğini biliyordum fakat hocanın gözüne girmektende bir sorun göremiyorum.
"Evet Hana,sendeyiz."
Ayağa kalkmak için sandalyemi çektim ve olduğum yerde doğruldum. "Aşk,bence insanları yaralayan ama elbet mutlu oldukları duygudur. Ne olduğuna karar veremeyiz. Bize zarar mı veriyor yoksa biz aşktan mı besleniyoruz? Bu duyguyu tatmayan biri hayranlığı aşk bile sanabilir ama yanılıyordur aşk o kadar basit bir duygu değildir."
"Haklısın Hana,dediklerine hak veriyorum. Sizcede öyle mi?"
Sınıfa sorduğu soru ile hepsi olmasa da bir kaç kişi evet nidalarında bulundu. 100 almamı istemedikleri için böyle davrandıklarından eminim, birazcıkta kıskanıyor olabilirlerdi tabi.
Benden sonra bir el daha kalktı havaya. Kendini bir halt sanan Kang Oh
"Evet Kang Oh,sendeyiz"
"Hocam açıkçası Hana'ya hem katılıyorum hemde katılmıyorum. Hayatımızda istemezsek aşka önem vermeyiz,iş hayatımız daha önemli olur.Aşkı anlayabiliriz. Ki günümüzde bir çok örneği var. Herhangi bir kitapta bile aşkın ne olduğu geçer. Artık bu konuda öyle bilgiliyiz ki kategoriye bile ayırmış durumdayız. Örneğin ilk görüşte aşk,nefretle başlayan aşk. Günümüzde genelde ikisi çok popülerdir. Böyle bir dönemde dedikleri biraz safça kalıyor."
"Kang Oh'a katılan veya itiraz etmek isteyen var mı?"
Bu sefer de Namjoon elini kaldırdı.
"Evet Namjoon"
"Ben açıkçası Kang Oh'a katılıyorum. İlk dediğine. Aşkı istemezsek hayatımıza sokmayız. Kitaplarda ki ya da dizilerde ki şeyler uydurulmuşun önüne geçmez. Bunu söylediğimizde ise ergen diyip geçecekler ya da sen kaç yaşındasın ki? Ne anlayacaksın aşktan gibi sözler söylerler. Bu kalıplar kırılabilir basit kalıplar. Kalpte her organımız gibi bize ait. İstersek bu olur."
Hiç beklemeden ayağa kalktım.
"Dizilerde ki ya da kitaplarda ki konuları saçma buluyor olabilirsin saygı duyuyorum ancak öyle bir şey var ki esinlenerek yapıyorlar. Aşk her zaman vardır.Kalp organını eline alabilirsin fakat aşkı alamazsın. Engelleyebilirsin ancak kaçamazsın. Bilmediğin için bu amotörlüğün normal."
Bu sefer Kang Oh ayağa kalktı.Bay Hoseok ise öylece bizi izliyordu.
"Yalnız amotörce demen pek doğru değil. İstememiş ve olmamış. Bunu yargılayamazsın,aşk güçlüdür evet ama biz ondan daha güçlüyüz, istemezsek olmaz."
Konuşmama izin vermeden Namjoon atıldı ortaya.
"Beni savunduğun için teşekkür ederim, dediğimiz gibi bu bizim elimizde. Hayatımızı yönetbiliyorsak neden ağlamak gibi aşkı da yönetmeyelim? Boş konuşmalarınız göz yaşartıcı"
Onca teze karşı çıkıyorlardı, anlayabiliyordum onların kendi düşünceleriydi ancak bana karşı laf etmek pek yakışı kalır değildi.
"Aşık olmak, hem yönetebilirsin ama aynı anda yönetemezsinde. Çünkü kalp eşini bulduğu an ona doğru atar ama sen kendini ondan soğutarak bunu engelleyebilirsin,senin elindedir ancak kalp onu gördüğü an atmaya devam edecektir ve bu böyle sonsuz bir döngüdür.Bunu kırmak sevgili olmakla başlar o yüzden üçünüz de haklısınız. Daha fazla konuşmaya da gerek yok bence."
Sanırım Baekhyun haklıydı. Bir şeyler demek istiyordum ancak sözlerinin doğruluğu beni engelliyordu.
"Aferin Baekhyun. 100 aldın,diğerleri oturabilirsiniz. Çıkışta benimle gel Baek seni yarışmalara sokacağım."
Baekhhyun üçümüzede baktı ve kısaca gülümsedi "Memmuniyetle"
Neden bize meydan okumuş gibi hissediyordum?
~
"Evet Namjoon seni bekliyorum."
Derste ki o kaos dolu ortamdan sonra Namjoon'u sıkıştırmış zorluyordum. Takmıştım işte,bu okuldan gidecek. Ayrıca hala üzerimde derste ki Baekhyun'un bakışlarının siniri vardı. Garip duruyordu ve beklemediğimiz bir anda bizleri haklı çıkararak kazanmıştı.
"Şu geveze ağzın için artık gireceğim ve geldikten sonra tek laf etmeye kalktığın an yemin olsun seni annene söylerim."
Resmen bölümde içimde ki edebiyatçıl yanım parladı shwjrjejd
Aşırı hojuma kaçan bölümle sizleri uğurluyorum efenim
Bir sonra ki bölümde görüşürük <3
Sizleri seviyorum♡