Another Day | Seungmin

By cileklisut00

83.4K 6.2K 8.6K

"Gülümsediğinde gözlerinin kaybolmasını seviyorum." [Lise hayatımın sıradanlığı, beden dersinde çıkan kavgayl... More

⚠️⚠️⚠️
1. Bölüm
2. Bölüm
3. Bölüm
4. Bölüm
6. Bölüm
7. Bölüm
8. Bölüm
9. Bölüm
10. Bölüm
11. Bölüm
12. Bölüm
13. Bölüm
14. Bölüm
15. Bölüm
16. Bölüm FİNAL
Özel Bölüm

5. Bölüm

4.6K 393 391
By cileklisut00

5. Bölüm ▪︎Benim Yüzümden İncindiğin Gün▪︎

Hyunjin'in çığlığından ürkerek bir adım gerilediğimde, koluma sıkı sıkı giren Seungmin de peşimden gerilemişti.

"Daha başlayalı iki dakika oldu ve o gördüğün şey gölgelerimizdi." dedi Felix, sesi bıkkın geliyordu.

Bugün haftasonuydu ve tarih ödevinden iki takımın da güzel notlar almasını kutlamak için sabahtan beri birlikte takılıyorduk. Felix'in yoğun ısrarları sonucu korku evine gelmiştik.

İçeri girip de görevimizi anlatan robotsu ses konuşmaya başlayınca Seungmin korkarak koluma yapışmıştı. Robotsu ses kesildiğinde derin bir nefes alarak yürümeye devam ettik. Sadece Felix, Jisung ve Seoyoon'da fener vardı ve pek işe yaradıkları söylenemezdi.

En önde Felix ve Seoyoon, ortada Jisung ve Hyunjin, en arkada da ben ve Seungmin vardı. Birkaç saniye sorunsuzca yürüdük fakat ensemde hissettiğim nefesle titredim. Seungmin benden önce tepki vererek çığlık attı ve arkasına döndü. Ne gördüğünü bilmiyordum ama aniden yere yığılınca telaşla yere eğildim.

"Seungmin?" dediğimde öndekiler de bir sorun olduğunu anlayarak yürümeyi bırakmış ve bize bakmıştı. Hyunjin ve Jisung hemen arkamızda duran ve elinde testere tutan adamı görünce Felix'i ittiler ve bağırarak koşmaya başladılar. Sesleri uzaklaşırken ağlamaklı bir ifadeyle oturan Seungmin'e baktım. "İyi misin?" diye sordum adam yanımızdan giderken.

Cevap vermeden kalktı ve tekrar koluma girdi. Bu kadar rahat koluma girmesini korkmuş olmasına yordum ve Felix ile Seoyoon'a baktım.

"Tamamsanız gidelim. Salakların sesi kesildi, kesin bayıldılar." dedi Seoyoon. Başımızı sallayarak onayladık ve yürümeye devam ettik.

Bir odaya girdik, burada bir yatak vardı ve çarşafların altında bir beden vardı. "Kesin gerçek. Yanından geçerken ayağa kalkacak." diye fısıldadı Seungmin.

"Bence de." dedim korkuyla kasılırken. Felix öne geçti ve dikkatlice yatağa yaklaştı.

"Gitme oraya." Seungmin fısıldadığında Felix başını olumsuz anlamda salladı ve, "Burada ipucu olabilir." dedi.

"Sıçarım ipucuna, ben de gidiyorum." dedi Seungmin kolumdan çıkıp odanın çıkışına ilerlerken. Tam kapıyı açmıştı ki karşısında beliren ve korkunç bir maske takan adamla kalbini tutarak yere düştü.

"Mal." dedi Seoyoon ve Felix'in yanına gitti. Felix çarşafı kaldırdığında sadece manken olduğunu görüp rahatladım ve yerde hareketsiz yatan Seungmin'in yanına gittim. Kolunu tutup yukarı çekerken gülmemek için kendimi zor tutuyordum.

"Burada yok."

"Belki şu kitaplıkta bir şeyler vardır."

Felix ve Seoyoon bu oyunu oynayan tek kişilerdi. Odanın kapısında bizi izleyen ve az önce Seungmin'i korkutan adama baktım. "Birkaç adım geriler misiniz?" dememle tam aksini yaparak hırladı ve üzerimize yürüdü. Seungmin benim arkama saklanırken adamla burun buruna gelmiştim.

Seungmin hatırlat bir ara sana bunu ödeteyim.

Adamla bakışırken Seoyoon, "Buldum!" diye bağırdı.

"Niye hırlıyorsunuz?" dedim kaşlarımı çatarak. Cevap olarak tekrar hırlayınca, "Seungmin, havla." dedim.

Hah, bizde de köpek var.

Arkamdan cılız bir sesle, "Hav hav." diyince adam kıkırdayarak birkaç adım geriledi. Rahat bir nefes alırken Seoyoon ve Felix bizi boş vermeye karar vermiş olacak ki yanımızdan geçip odadan çıktılar.

Seungmin ellerini omzuma koyarak arkamdan beni yönlendirdi ve adamın yanından geçip ikisini takip etmeye başladık.

Odadan çıkar çıkmaz karşımıza büyük bir kafes çıkmıştı. "Birini buraya kapatıp anahtarı bulmamızı istiyorlar." dedi Felix elindeki kağıda barak.

"Ben girmem." dedi Seungmin. Üçü de bana bakınca başımı hızla salladım.

"Asla olmaz, karanlıktan korkarım ben."

"Fener veririz, anahtarı bulunca hemen gelip çıkartacağız zaten." Seoyoon beni ikna etmeye çalışınca ofladım.

"Yalnız girmem. Biri benimle kalsın." dediğimde Felix baygın baygın baktı bana.

"Tamam, sen gir. Seungmin sen de dışarıda onunla bekle."

"Olmaz." dedi Seungmin.

Arkama saklanırken iyiydi ama köpecik.

"Pardon da biz mi girelim? Biz olmazsak oyunu bitiremezsiniz." dedi Seoyoon.

Lanet, haklıydı.

"Tamam, beklerim dışarıda." Seungmin pes ettiğinde omzumdan tutmayı bırakıp yanıma geçmişti.

Felix kafesin kapısını açtığında içeri girdim. Üzerime kilitlerlerken, "Çabuk gelin tamam mı?" dedim.

Seoyoon gülümseyerek yanağımı sıktı ve "Tamam bebek. Senin için hemen halledeceğim." dedi. Felix elindeki feneri bana verdikten sonra ikisi gitti.

Yere oturup dizlerimi kendime çektim ve sırtımı demir parmaklıklara yasladım. Seungmin bir süre ayakta tetikte beklemişti, yine biri çıkakacak diye korkuyordu.

İçeriden çığlık sesi gelince ikimizde korkuyla sıçramış ve birbirimize bakmıştık. "Bu Hyunjin'in sesiydi." dediğimde omuz silkerek, "Ayılmış demek ki." dedi.

Hemen peşinden Seoyoon'un sesi duyuldu. "Kulağıma tükürdün!" Anlaşılan dördü karşılaşmıştı. Seoyoon kaçtıkları için ikisini azarlarken seslerini rahatlıkla duyabiliyorduk. Seungmin sırıtarak benim gibi yere oturduğunda korkusu biraz azalmış gibiydi.

"Bak bakayım oralarda bir ıslaklık var mı?" dedim ciddiyetle.

Eliyle yeri yoklarken sordu. "Niye?"

"Hiç, sadece bir ara altına yaptın sandım da." dediğimde güldü.

"Çok fenasın." demişti gülmeye devam ederken.

Eh, biraz öyleyim.

"Oyun oynayalım ki kafamız dağılsın." dedim ve ona yaklaştım. Aramızda demir parmaklıklar varken kendimi hapiste gibi hissetmiştim.

"Tamam, kelime oyunu oynayalım mı? Son harfiyle başka bir kelime söyleyeceğiz." dedi o da biraz daha yaklaşarak. Dizlerimiz birbirine değiyordu.

Başımı aşağı yukarı salladım. "Ben başlıyorum. Yağmur."

"Resim."

"Melek."

"Kalp."

"Para." dediğimde gülümsedi.

"Araba." Tekrar a harfi geldiği için birkaç saniye düşündükten sonra cevap verdim.

"Arı."

"Işık."

"Kelime."

"Eş."

"Şeker."

"Rakip."

İçeriden gelen çığlık sesleri ikimizi de ürküttü. Bu sefer Felix ve Seoyoon da bağırmıştı. "Çok korkutucu." dedi Seungmin. "Bir daha asla gelmeyeceğim."

"Haklısın ama oyun sonuçta. Gerçekten bize zarar vermeyecekler." Onu rahatlatmak için söylediklerime karşılık gergin gergin kapıya bakmıştı. Dizinin üzerindeki elini tutunca irkilerek bana döndü. "Çok korkuyorsun şu an. Belki rahatlarsın diye tuttum." diyerek açıkladığımda başını aşağı yukarı salladı ve iki eliyle tuttu elimi sıkıca.

Bir süre konuşmadan oturduk ve diğerlerinin çığlıklarını dinledik. Seungmin cidden korkuyordu ve her çığlıkla elimi daha çok sıkıyordu. Küçük bir çocuk gibi gelmişti gözüme, çok sevimliydi.

Biraz sonra kapı açıldı ve az önce çığlıklarıyla evi inleten dörtlü içeri girdi. Ortam karanlık olsa bile hepsinin renginin bembeyaz olduğunu fark edebilmiştim. Felix kafesin kilidini açarken Seungmin ile aynı anda ellerimizi ayırdık ve ayağa kalktık. Kafesten çıktığımda sonunda rahat bir nefes almıştım.

"Devam edelim hadi." dedi Seoyoon.

"Ben gelmiyorum, dışarıda bekleyeceğim." dedi Seungmin. Bana bakarak konuştuğu için benim de çıkmamı istediğini düşündüm.

"Ben de çıkıyorum." dedim diğerlerine.

"En ilk ben çıkıyorum." dedi Hyunjin. Jisung'a baktığımda saçlarının birbirine girdiğini ve boş boş etrafa baktığını görmüştüm.

"Öyleyse hepimiz çıkalım." dedi Felix. Herkes onaylayınca görevlilerle konuştuk ve oyunu bitirmeden çıktık.

Bir kafeye gidip oturduğumuzda kimse konuşmuyordu. Jisung hâla boş boş bakmaya devam ediyor, Hyunjin ve Seungmin başlarını masaya yaslamış hareketsiz duruyorlardı. Felix ve Seoyoon telefonlarıyla uğraşıyordu.

Önümdeki papatya çayından bir yudum aldım. Sakinleşmek için bunu içmeye ihtiyacım vardı. Güzel başlayan günümüz fiyaskoyla bitmişti.

"Jisung, iyi misin?" dediğimde Seungmin başını bize çevirerek yatmaya devam etti. Jisung bana bakıp elini kalbine koyduktan sonra, "Öldüm sandım." demişti.

"Ben de." dedi Hyunjin ve başını masadan kaldırdı. Korku evinden çıktığımızda Hyunjin bir süre ağlamıştı, şimdi kendine gelmiş gibiydi.

"Abartın biraz daha." derken telefonunu kapatıp masaya koydu Seoyoon.

"Sen korkmuyorsun diye biz korkamaz mıyız?"

"Korkmadığımı kim söyledi? Oyunun amacı bizi korkutmak."

Esnedim ve arkama yaslanıp gözlerimi kapattım. "Eve gidebilir miyiz artık? Çok uykum geldi." diye mırıldandım.

"Bence de, saat geç oldu zaten. Kalkalım hadi."

***

Sırama oturur oturmaz başımı masaya koyup gözlerimi kapattım. Dün gece ders çalıştığım için sadece iki saat uyuyabilmiştim. Sınavlar bugün başlıyordu.

"Günaydın." dedi Seoyoon yanıma otururken.

"Günaydın." diye mırıldandım.

"Uyuyamadın mı?" dedi o da başını bana dönük bir şekilde  masaya koyduğunda.

"Ders çalıştım." dediğimde birkaç saniye bakıştık ve gözlerimi kapattım. Öğretmen içeri girene kadar uyuklamış, sonra da derste gizli gizli tekrar yapmıştım.

Sınavdan sonra sırama tekrar yatmıştım. Öğle arasındaydık ama yemek şu an hiç umurumda değildi. Uyumam lazımdı. Bizimkilere uyuyacağımı ve bensiz gitmelerini söyledikten sonra uyuyakaldım.

Saçlarımda gezinen bir el hissedince gözlerimi araladım, kimdi bu saçlarımı okşayan?

Yanımda oturan ve çenesini eline yaslayan, bana futbol sahasında itiraf eden çocuğu görünce yerimde doğruldum. Elini saçımdan çekip gülümsedi. "Sınavın nasıldı?" diye sorduğunda ellerimle saçlarımı düzelttim.

"İyi." dedim sadece. Önünde duran, tabaktaki tostu önüme itti.

"Sana aldım. Yemek yemedin."

"Sen beni mi izliyorsun?" derken yanlış anlamış olmayı ümit ediyordum. Başını olumlu anlamda sallayınca ürpererek ondan uzağa kaydım çaktırmadan.

"Teklifimi düşünmen için hâlâ zamanın var, sınav haftası seni rahatsız etmeyeceğim. Sadece yemek yemediğini görünce tost getirmiştim, sonra dayanamayıp yanına oturdum." diyerek ayağa kalktı. "Gidiyorum, tamamını ye."

Sınıftan çıktığında öylece arkasından bakakalmıştım. Korkunçtu ama farkında değildi ne yaptığının. Gizli gizli izliyor, uyurken yanımda oturuyordu. Kim bilir ben farkında değilken daha neler yapmıştı?

Bizimkiler gülüşerek içeri girdiler ve bana baktıklarında hepsinin yüzü düştü. "Bir şey mi oldu? Rengin kaçmış." dedi Felix.

"Tost mu aldın?"

"Kantinin tostları berbat oluyor, boşuna para harcamışsın."

"Be-Ben almadım. Geçen gün itiraf eden çocuk almış."

"Ne? Bir şey mi dedi? O yüzden mi böylesin?" diye endişeyle sordu Jisung.

Seoyoon elimi tuttuğunda gözleri büyüdü, "Ellerin buz gibi olmuş."

"Hyejin konuşsana, bir şey mi yaptı o piç?" Seungmin sinirle sordu.

"Yok, bir şey yapmadı." dedim sessizce. "Abartıyorum galiba."

"Adamı delirtme de söyle işte." dedi Hyunjin. Hepsi oldukça ciddiydi. Kuruyan dudaklarımı yalayıp anlatmaya başladım.

"Uyuyordum, birinin saçımı okşadığını hissedince uyandım." dediğim anda hepsinin gözleri büyüdü.

"Hadi, gidip haddini bildirelim." dedi Hyunjin diğerlerine. Durdurmaya vakit bulamadan dördü de sınıftan koşarak çıkmıştı. Seoyoon'a baktığımda o da sinirli görünüyordu.

"Neden abarttığını düşündün ki? Buna taciz denir, senden izin almadan tek bir saç teline bile dokunamaz." derken elimi sıkıca tutmuştu.

Haklıydı, ben de farkındaydım. Bazen insanlar gözümde büyüdükçe büyüyor ve beni korkutuyordu, sanırım bu yüzden abarttığımı düşünmüştüm. Yine gözümde büyüttüğümü sanmış olmalıydım.

Zaten sonrasında dördü de derse girmemişti ve büyük bir kavga çıktığını diğer öğrencilerden duymuştuk. O çocuğun arkası baya sağlammış, öyle demişlerdi.

Seoyoon ile tenefüste revire gittiğimizde dördü de koltuğa dizilmiş, somurtarak oturuyorlardı. Yüzlerinde ve ellerinde yaralar vardı. Karşılarındaki koltuğa oturan Seoyoon'un yanına oturdum.

İki taraf arasındaki sessizlik sürünce Seoyoon, "Biriniz ne olduğunu anlatsın." demişti.

"Bir şey olmadı." dedi Seungmin.

Aynen, hiçbir şey olmamış gerçekten. İnandık şu an.

"Saçmalama. Çocuk hepinize yüz nakli yapmış resmen, kim olduğunuzu boyunuzdan ayırt ediyorum şu an." dedi Seoyoon alayla.

"Ayıp oluyor yalnız."

"Tamam, uzatmayın hadi. Ne oldu?"

"Ne olacak, gittik dövdük çocuğu. Arkadaşları da bizi dövdü. Sonuç olarak onlar da biz de iki gün uzaklaştırma aldık ama sınav haftası bitince geçerli olacak." diyerek açıkladı Hyunjin.

"Benim yüzümden oldu, cidden özür dilerim." derken ayaklarıma bakıyordum.

"Senin yüzünden değil, o pezevenk yüzünden. Sakız gibi yapıştı sana." dedi Seungmin.

"Her neyse. Sınavlardan sonraki geziye katılacağız değil mi?" diye sordu Felix.

"Elbette. Nereye götüreceklermiş?"

"Bilmiyorum, daha belli değil galiba."

Onlar aralarında konuşurken üzgün üzgün hepsinin yaralarına baktım. Umarım bir daha benim yüzümden incinmezlerdi.

Onlar benim arkadaşımdı ve hepsine değer veriyordum.

°°°°°°°°

Bütün Mallar Toplandık

Hyunjin
Sevgili bütün mallar toplandık grubu
Bugün itibariyle sınavlar bitti
Ve uzaklaştırma cezamız başladı
Yani
Oyuna gelen var mı
Tek oynamak sıkıcı
Hem boş vaktimizi değerlendirelim

Jisung
Çamaşırları asmayı bitirince gelirim

Hyunjin
Çamaşır mı asıyorsun cjskcnskcorysjcn

Seoyoon
Senin perde astığın zamanları da gördük
Çok havalanma yani

Hyunjin
Bir şey mi dedim
Hemen üstüme geliyorsunuz

Felix
Evde tekim
Annemler işteler
Bana gelin burada oynayalım

Seungmin
Geliyorum

Hyunjin
Beni de sayın

Jisung
BEN GELMEDWN BAŞLAMSYIN

Seungmin
Tamam başlamayız
Diyeceğimizi mi sandın
Bjdbhsicogjw

Jisung
GELİRKEN PİZZA GETİRİRİM
BENSİZ BAŞLAMAYIN TAMAM MI

Felix
Rüşvet ha
Kabul edildi

Seoyoon
Susun be
Dersteyiz biz
Bildirim gelip duruyor

Hyejin
Evet
Hem sabahın bu saatinde pizza yemeyin
Mideniz bozulur

Hyunjin
Sus
Sen ne anlarsın eğlenceden
İnek

Hyejin
Bana bak
Seni gebertirim ha

Hyunjin
Fiske atsam uçarsın
Kimi kandırıyorsun
Hayırdır
Niye yazmıyorsun

Seoyoon
Hoca yakaladı
Telefonunu aldı

Hyunjin
AJCISKCJSNCIDIANBCJKSALAK

Jisung
DJDIVYJSBFNSM

Seungmin
Yazık GHSHKENF

Felix
Kusura bakma Hyejin ama
Cgodnshzivkrm

Seoyoon
Ölümlerden ölüm beğenin
-Hyejin

▪︎

Continue Reading

You'll Also Like

59.5K 5.8K 25
[Geçmişe dönseydiniz, ne yapardınız?] Kapak: @stay_rsn ♡♡
43.1K 4.1K 54
Sosyal anksiyetesi yüzünden içine kapanık olan genç kız ve ona iyi gelecek olan Lee Minho. Minho, yeni geldiği okulda sıra arkadaşı olan İm Jae hakkı...
261K 19K 28
"Burdayım güzelim, seninleyim." Hayatımın, oldum olası tuhaflıklardan ibaret olması sebebiyle, sen de tuhaf bir şekilde giriş yapmıştın hayatıma. Öyl...
5.9K 854 30
Sonraki hayatlarda buluşalım seungmin-ah