Belkide İlk Aşk İlk Delilik

By Vaveylai_Ruhl

214K 29.5K 31.5K

Yeniüye #1 Jisoo #3 Mecburi bir evlilikten kaçmaya çalıştığınızı düşünün. Tek arkadaşınız internet üzerinden... More

Yine Beeen!!!
👏Sizin İçin👏
♒1.BİAİD♒
♒2.BİAİD♒
♒3.BİAİD ♒
♒4.BİAİD♒
♒5.BİAİD♒
♒6.BİAİD♒
♒7.BİAİD♒
♒8.BİAİD♒
İnstagram
♒9.BİAİD♒
♒10.BİAİD♒
♒11.BİAİD♒
Soru-Cevap
♒12.BİAİD♒
♒13.BİAİD♒
♒14.BİAİD♒
♒15.BİAİD♒
♒16.BİAİD♒
♒17.BİAİD♒
♒18.BİAİD♒
♒19.BİAİD♒
♒20.BİAİD♒
♒21.BİAİD♒
♒22.BİAİD♒
♒23.BİAİD♒
♒24.BİAİD♒
♒25.BİAİD♒
♒26.BİAİD♒
♒27.BİAİD♒
♒28.BİAİD♒
♒29.BİAİD♒
♒30.BİAİD♒
♒31.BİAİD♒
♒32.BİAİD♒
♒33.BİAİD♒
♒34.BİAİD♒
♒35.BİAİD♒
♒36.BİAİD♒
♒37.BİAİD♒
♒38.BİAİD♒
♒39.BİAİD♒
♒40.BİAİD♒
♒41.BİAİD♒
♒42.BİAİD♒
♒43.BİAİD♒
♒44.BİAİD♒
♒45.BİAİD♒
♒46. BİAİD♒
♒47. BİAİD♒
♒48. BİAİD♒
♒49. BİAİD♒
♒50. BİAİD♒
♒51. BİAİD♒
♒52. BİAİD♒
♒53. BİAİD♒
♒54. BİAİD♒
♒55. BİAİD♒
♒56. BİAİD♒
♒57. BİAİD♒
♒58. BİAİD♒
Soru - Cevap
♒60.BİAİD♒
♒61.BİAİD♒
♒62.BİAİD♒
♒63.BİAİD♒
♒64. BİAİD♒
♒65.BİAİD♒
♒66.BİAİD♒
♒67.BİAİD♒
♒68.BİAİD♒
♒69.BİAİD♒
♒70.BİAİD♒
♒71.BİAİD♒
♒72.BİAİD♒
♒73.BİAİD♒
♒74.BİAİD♒
♒75.BİAİD♒
♒76.BİAİD♒
♒77.BİAİD♒

♒59. BİAİD♒

640 89 122
By Vaveylai_Ruhl

Suga'nın mütüş performansını instagramdan gönderdim. Oradan ayrılıp gelebilenler bölüme başlasın efenim sksjsksh

İyi okumalar...

EREN

Jimin havalı bir şekilde yanımıza gelerek sol eliyle saçlarını geriye taradı.

-hazır mısınız?

Chanyeol ve ben heyecanla başımızı salladık.

-evet!

Jimin sırıtarak şapkasını başına taktı.

-o zaman operasyon başlasın.

⏳1 gün önce⏳

-su istiyorum.

Huh... Suga'nın kölesi olmak nasıl bir şey hayal edebiliyor musunuz? Aranızda bazı manyaklar "keşkeeğ bende kölesi olsaağm" diyebilir, ancak durum kesinlikle düşündüğünüz kadar masum değil değil. Suga'nın kölesi olmak, her an uzaylılarla karşılaşmaktan korkarak onun isteklerini yerine getirmek demek. Üstelik tüm bunları Suga benden "Benim istediklerimi yap köleeğ" dediği için yapmıyorum, yapmak zorunda hissettiğim için yapıyorum. Bu yüzden de Suga'nın kölesi olduğumdan onun haberi yok. Neden mi bu kadar derde katlanıyorum? Çünkü uzaylılardan korkuyorsanız, ona hizmet etmek zorundasınız.

-hahaha tabi hyung.

Ayağa kalkarak mutfağa ilerledim. Acaba Sugasavar bir alet falan var mı merak ediyorum. Eğer varsa neye mal olursa olsun onu elde edeceğim. Evet şuan buna kafa yormayıp ona su getirmeliyim. Mutfaktan içeri girdiğim vakit gördüğüm görüntüyle olduğum yerde kalakaldım.

Eee...

Peki...

Sanırım bu çifte kumruları rahatsız etmeden suyumu alıp defolmalıyım. Onlara bakmadan elime bir bardak alarak sürahiye uzandım.

-Eren!

İkisi de bir anda yanımda bittiğinde yerimde zıplamıştım.

-ne bağırıyorsunuz ya korktum!

Bihte- öhö öhö şey, Jungkook kocaman gülümseyerek ocaktaki yemeği gösterdi.

-Eren, akşam senin için yemek hazırlıyorum. İçecek olarak ne istersin?

O heyecanla konuşurken Taehyung onu omzuyla iterek önüne geçti.

-yemeği birlikte yaptık Eren o kesinlikle tek başına yapmadı. İstediğin başka bir şey varsa bana söyleyebilirsin. Hemen yaparım.

Eee... Neden bu kadar heyecanlılar? Acaba ilk defa mı beraber yemek yapıyorlar...

-ahahaha içecek olarak bir şey almayayım. Yemeğin yanına da ayrıca bir şey hazırlamanıza gerek yok çocuklar ikinize de teşekkürler.

Gülümseyerek sürahiye tekrar uzandığımda Taehyung benden önce davranarak sürahiyi aldı ve gülümsedi.

-yardım edeyim.

Şey... Peki... Bu iyilik meleği tavırları nereden geldi bilmiyorum ama sanırım bundan sonuna kadar yararlanmalıyım.

-teşekkür ederim Taehyung.

Gülümsediğimde Jungkook biraz üzgün görünüyordu. Sanırım ikisini rahatsız ettiğim için üzgündü. Uzanarak koluna birkaç kez vurdum.

-hahaha hadi ben gideyim de sizi yalnız bırakayım. Siz de birlikte yemek yapın ahahhaha...

Onlar neden at gibi güldüğümü anlamak istercesine bana bakarlarken ben aradan sıvışarak salona girdim ve Suga hazretlerine suyu uzattım.

-buyrun majes- şey yani hyung.

Suyu alarak kitabını okumaya devam ettiğinde yanından ayrıldım. Bir gün o kitapta ne yazdığını bulacağım...

Kendimi koltuğa atıp telefonumu elime aldığım sırada bir ses duydum.

-şşt!

Kaşlarımı çatarak etrafıma baktım ama kimseyi görmedim. Sanırım yanlış duy-

Kafama gelen pembe terlikle sızlanarak tekrar etrafıma baktım. O sırada merdivenlerin dibine çömelmiş bana bakan Jimin'i gördüm. Bana gel işareti yapıyordu. Telefonumu cebime koyarak yanına gittiğimde elimden tutarak beni merdivenlerden yukarı çıkardı. Ardından onun odasına girdik ve o kapıyı kapayarak beni yere oturtturdu.

-ne oluyor?

Dedim şaşırarak. Önemli bir şey mi diyecekti?

-şşşt! Sessiz konuş.

Evet, herkes delirdi...

-tamam sessizim. Ne oldu neden buraya geldik?

Tam karşıma oturdu.

-bir konuda bana yardım edeceksin.

-edeceksin?

Dedim şaşkınca. Benim niye bundan haberim yok?

-ilk önce yardım eder misin demen gerekmiyor mu?

Sorumla güldü.

-kaslı, yakışıklı, 18 baklavalı ve uzun boylu muhteşem bir erkek olduğum için bana hayır deme lüksün yok. O yüzden çeneni kapa ve beni dinle.

Sanırım bana bir de Jiminsavar lazım.

-tamam dinliyorum.

Jimin Bay Bobs'ı kucağına alarak konuşmaya başladı.

-benim Aybükeyle konuşmam lazım ve sende onunla konuşmam için bana yardım edeceksin.

Telefonumu çıkararak ona gösterdim.

-tamam arayıp söyleye-

Telefonu bir anda elimden kaptı.

-hayır olmaz! Benim olduğumu söyleyemezsin!

-neden?

Dedim merakla. Aybükeyi tanıyorsam Jimin seninle konuşmak istiyor dediğim an ayaklarını totoşuna vura vura buraya gelirdi.

-b.bir nedeni yok. Sadece o benimle küs ve konuşmuyor. Seninle beraber onun okuluna gideceğiz ve içeri sızıp onu bulacağız. Sonra da ben onunla konuşacağım. Dışarıda buluşursak beni görmezden gelir ama okuluna gidersem konuşmak zorunda kalır.

İçeri sızmak mı? Plan bu mu yani? Hayır, bizi bir wattpad kitabının içinde falan mı sanıyor acaba? Gidip düzgünce konuşmak varken bu atraksiyon niye?

-peki bu müthiş planı ikimiz nasıl gerçekleştireceğiz? Eğer o okula gider de yakalanırsan haberlere çıkarsın biliyorsun değil mi?

Başını salladı.

-tam da bu yüzden dolayı senden yardım istiyorum. Grupta senden başka kimseye söyleyemedim çünkü diğerleri Namjoon hyunga söylerdi.

-benim söylemeyeceğimi nereden biliyorsun?

Güldü.

-kaslı yakışıklı, 18 bakla-

-tamam tamam anladım. Ama bu plan için yanımıza bir kişi daha bulmalıyız.

Başını salladı.

-haklısın... O zaman bu işi sana bırakıyorum. Yanımıza güvenilir birini bul ve yarın için hazır ol tamam mı?

Başımı salladım.

-ama yeni klibimizin hareketlerinde bana yardım edeceğine söz ver. Üstelik hareketlerin hepsini fotoğraf çekimlerindan önce öğrenmemi sağlayacaksın tamam mı?

Sırıtmaya başladığında korkmuştum. Yanlış bir şey mi dedim?

-madem öyle ölüm pratiğine hazır ol. Pratik odasından ancak ölün çıkabilir anladın mı?

-eveet! O zaman sana yardım edeceğim!

⏳Şimdiki Zaman

Şapkamı ve maskemi takıp Chanyeol'e döndüm. O da şapka ve maskesini takıp okulun kapısına doğru ilerledi. Planımız şuandan itibaren başlamıştı. Okula girebilmemizin tek yolu kapıydı çünkü duvarlar çok uzundu. Merdivenle girmeye çalışsak bile üzerindeki demirlerden geçebilmemiz imkansızdı.

-başlayabilirsin Ajan Kepçük.

Chanyeol güvenlik görevlisinin tam önüne gittiğinde 40lı yaşlarını geçmiş olan adam ona yaklaşmıştı. Chanyeolün kulaklığından onun sesini duyabiliyorduk.

-yah! Sen kimsin? Öğrenci misin?

Chanyeol cevap vermeden adama bakmaya devam ettiğinde adam sinirlenmiş gibiydi.

-cidden, gençlerin yaşlı adamlara hiç saygısı kalmamış. Yah! Sana diyorum!

Adam Chanyeol'ün şapkasını almak için elini uzattığında Chanyeol adamın dikkatini dağıtabilmek için garip bir şekilde dans etmeye başlamıştı. Ellerimi ağzıma kapayarak gülmemek için kendimi sıkmaya başlamıştım. Bu planın bu kadar komik olmaması gerekiyordu.

-Lan, sıra sende.

Lan omzumdan atlayarak güvenliğe görünmeden onun kulübesine girdi ve okulun arkasında, yalnızca personellerin girebileceği kapının anahtarını çalarak hızla yanımıza geldi. Okulun içinde bir güvenlik daha olduğundan personel kapısından girecektik.

Yaşlı adam bir anda Chanyeol'ü kovalamaya başladığında Jimin, ben ve Lan onlara görünmeden okuldan içeri girdik ve hızla okulun arka kapısına ilerledik. Ardından elimizdeki anahtarla kapıyı açarak içeri girdik. Planın ilk kısmını tamamlanmıştık.

-içerideyiz Ajan Kepçük.

-anlaşıldı Ajan Cücük.

Ne? Birbirimize isim taktıysak ne olmuş? Ben de Ajan Bücürüğüm!

-Eren birazdan öğle arası olacak. Şimdi dağılacağız ve Aybükeyi arayacağız. Aybükeyi bulan kişi buraya getirsin tamam mı? Eğer planda bir aksaklık olursa...

Dedi ve derin bir nefes aldı.

-B planına geçeceğiz.

-B planı?

Dedim şaşkınca. Bir B planımız olduğundan haberim yoktu.

-B planı şu. Eğer yakalanırsak ben bir anda kaslarımı açıp onları şaşırtacağım. Sen de kaçacaksın tamam mı?

Ee... Peki... Bunu sorgulamayacağım çünkü o yakalanırsa ben kurtulurum ve olay üzerime kalmaz.

-tamam ben Lanla gidiyorum o zaman..

Başını salladığında kapüşonlumun fermuarını açarak Lan'ı içeri soktum. Eğer Lan'ı öğrenciler görürse bir karışıklık çıkabilirdi. Jiminle ayrılarak okulun farklı yerlerine dağıldığımızda çoktan zil çalmış, öğrenciler koridorlara çıkmıştı. Her ne kadar tamamen siyah giyinip öğrencilerin dikkatini çeksem de hiçbiri yanıma gelip konuşma başlatmamıştı. Gizli gizli Aybükeyi ararken bir anda çarptığım iri bedenle başımı yavaşça yukarı kaldırdım. Üzerinde takım elbisesi olan, 50li yaşlarda bir adamdı. O anda çıktığı odanın kapısında yazan yazıyı gördüğümde dona kaldım.

Müdüy api?

-öğrenci, okul içinde bu şekilde dolaşamazsın.

-ehehehe...

Dedim adamın suratına bakarak, sanırım s*çtım.

-efendim şimdi şöyle ki-

Bir anda arkamı dönüp koşmaya başladığımda kapüşonlumun şapkasını tutarak beni yakalamıştı. Kolumdan sıkıca tutarak beni kendine çevirdi. Elini maskeme uzattığı sırada kaçmak için bir yol arıyordum ama kaçacak yer yoktu! Jimin'in B planını kendim uygulayıp karnımı açarsam sanırım kurtulamam... Etrafımız öğrencilerle kaplanmış merakla bize bakıyorlardı. Gözlerimi sımsıkı kapamış maskemin açılmasını beklediğim sırada beklemediğim bir şey oldu.

Hehehe sizce ne oldu?
















































Lan bir anda fermuarımı açarak karnımın içindne çıktı ve öğrencilerin çığlıkları eşliğinde müdürün yüzüne atladı. Tüm öğrenciler bir kaos eşliğinde oradan oraya koşarken ben de kaçmaya başladım.

Lan'ı feda etmiştik... Ühü ühü onun için daha sonra üzüleceğim.

-BİR GÜN KAVUŞACAĞIZ LAAAAAAĞN!!!

Bağırdığımda o da bana bağırmıştı.

-UUAUAUAUAUUAAAUA!!!

Ühüü... Seni geri alacağım Laaağn!!

BEREN

Üzerime son kez bakarak kapıyı çaldım. Bugün Koreli kızların giyim tarzını esas alarak bir kombin yapmıştım. Artı olarak makyajımı da yine onlar gibi doğal ve tatlı hale getirmiştim. Yine her zaman olduğu gibi tatlı ve güzeldim..

Yoongiyle fotoğraf çektirememiş olsam da onu kendime aşık edip bunu kullanacaktım. Bu sayede hiçbir erkeğin bana itiraz edemeyeceğini, hatta beni rezil edemeyeceğini ona kanıtlayacağım. Yoongi bu şekilde bana yaptıklarının hesabını verecek.

Kapının açılmasıyla gülümseyerek başımı kaldırdım.

-merha-

Karşımda gördüğüm kişiyle gülümsemem soldu. Aren uzun boyuyla tepeden bana bakıyordu.

-ne işin var yine burada? Bana haber vermeden gelme demedim mi?

Sorusuyla gözlerimi devirdim.

-Aren, bu eve yalnızca seni görmek için gelebileceğim kanısına nereden vardın? Buraya başka birini görmeye geldim.

-Başka biri? Eren'i mi kast ediyorsun?

Başımı iki yana salladım.

-hayır, Yoongi ile görüşmeye geldim.

Aren gülerek kapıya yaslandı.

-Yoongi? Neden onunla görüşmeye geldin? Üstelik kendinden 7 yaş büyük birine neden ismiyle sesleniyorsun?

Sorusuyla gözlerim kocaman oldu.

-7 mi?! O kadar büyük göstermiyor ama...

Hala şoktaydım. Bebek yüzü yüzünden küçük görünüyordu. Aramızda 3 ya da 4 yaş falan var sanıyordum.

-huh... Anladığım kadarıyla onu kafana takmışsın ve bir şekilde oyuncağın yapmaya çalışıyorsun.

Sırıtarak kulağıma eğildi.

-ama üzülerek söylüyorum ki o senin parmağında oynatabileceğin bir adam değil. Dikkat et, onu etrafında pervane yapmaya çalışırken bir anda onun parmağında oynamaya başlama gelecekteki karıcığım.

Yüzündeki keyifli ifadeyle geri çekilip yürümeye başladığında sinirden kıpkırmızı olmuştum. Beni nasıl küçük görebiliyor? Üstelik ben onun parmağında mı oynayacağım? Hah! Hiçbir erkek beni oyuncağı olarak kullanamaz. Onlar yalnızca benim oyuncağım olabilir. Buna Yoongi de dahil.

-bu arada o evde değil! Evin arkasındaki kulübeye git!

Bahçenin dışından bağırdığında ona bakmadan evin arkasına dolandım. Madem onu elde edemeyeceğimi iddia ediyorsun, o zaman bekle Aren. Sana kimin patron olduğunu göstereceğim.

Derin bir nefes alarak kendimi rahatlattığımda tarif ettiği kulübeye doğru yürümeye başladım. Çok büyük olmamakla beraber yaklaştıkça içeriden piyano sesi yükseliyordu. Piyanodan gelen rahatlatıcı tınıyla elimi kapı kulbuna uzattım ve yavaşça açtım. Açmamla piyanodan çıkan o ses daha da artmıştı. Elimde olmadan olduğum yerde kalmış, parmakları dans eder gibi piyanonun üzerinde dolanan Yoongi'yi izlemeye başladım.

Bu da onun farklı bir tarafıydı. Onu her gördüğümde başka bir yüzünü tanıyorfum ve ne kadar bu fikri sevmesem de onun bana gösterdiği her yüzünü seviyordum. Bana diklenmesi, asil konuşma tarzı, kelimeleri, umursamazlığı ve şimdi de piyano çalması. Bütün bu özellikler beni mest etse de bana karşı davranışları affedilemezdi. O beni görmezden gelemezdi. Herkes gibi o da benim dediğimi yapacaktı. Çünkü ben Kadir Vuslat'ın kızı Beren Vuslat'ım.

Kulaklarıma dolan melodi bir anda durduğunda kendime geldim. Yoongi başını çevirmiş omzunun üzerinden bana bakıyordu.

-üzgünüm dalmışım. Seni rahatsız mı ettim?

Tatlı kız rolüme bürünerek gülümsediğimde yüzündeki o donuk ifadeyle başını önüne çevirdi.

-çıkarken kapıyı kapa.

Çıkarken kapıyı kapa mı? Bana gitmemi mi söylüyor?

-seninle konuşmak için gelmiştim. Bana gelmemi söyle-

-benden izinsiz buraya girebileceğini söylemedim. Konuşmak istiyorsan işim bitene kadar evde bekle.

Dedi ve piyano çalmaya başladı. Geçen gün beni buraya çağıran oydu. Tamam, evde beklemeyip Suga'dan izinsiz onun kişisel alanına girmek benim suçum ancak bu durum onun bu kadar kaba davranması gerektiğini göstermez. Üstelik geçen gün geldiğimde benimle daha yakın konuşmuştu. Neden şimdi böyle davranıyor?

-gitmek istemiyorum, burada kalacağım.

Lafımı bitirmemle bir anda parmaklarının hepsini piyano tuşlarına bastırdı. Bunu yapmasıyla karma karışık bir melodi bu küçük odayı doldurmuştu. Oturduğu yerde yavaşça bana dönerek bacak bacak üzerine attı ve eliyle saçlarını geriye atıp yine aynı elini çenesine dayadı. Yüzünde beni tedirgin eden bir gülümsemeyle baştan aşağı süzdü. Genelde diğer insanlar tarafından süzülmeye ve iltifatlar almaya alışıktım ancak bu sefer farklıydı. Bakışları beni rahatsız etmişti.

-güzelsin.

Bir anda dudaklarından çıkan kelimeyle dona kaldım. Güzel olduğumu biliyordum ancak bir anda ondan gelen bu iltifat afallamama neden olnuştu. Aklından ne geçiyor?

-çekicisin.

Ayağa kalkarak bana doğru yürümeye başladı. Yüzündeki o sıcak ifadeyle beni övmesi keyfimi yerine getirmişti. Sanırım bu sefer ben kazanmıştım.

-havalısın.

Bir adım daha yaklaştı.

-kokun muhteşem.

Bir adım daha yaklaştı.

-hiçbir kız seninle karşılaştırılamaz.

Ve bir adım daha... Tam önüme geldiğinde yüzümde kocaman gülümseme ona bakıyordum. Bana dayanamamıştı, tıpkı diğer erkekler gibi. O da avcumun içine düşmüştü. Elini uzatarak önüme düşen saçlarımı kulağımın arkasına sıkıştırdı ve yüzündeki gülümsemeyle bana yaklaşmaya başladı. Gözlerimi kapayarak ondan gelecek öpücüğü beklerken bir anda nefesini kulağımda hissetmiştim.

-kibirlisin.

Duyduğum kelimeyle gözlerimi açtım.

-burnun havada.

Onu itmeyye çalıştığımda kolunu arkamdaki duvara koyarak beni sıkıştırdı.

-ben merkezcisin.

Korkudan artık kımıldayamıyordum.

-ve dudakların benim öpemeyeceğim kadar mide bulandırıcı.

Son sözleriyle gözlerimden yaşlar akarken o kulağıma fısıldamaya devam etti.

-ilk söylediklerim senin duymak istediklerin, ikinci söylediklerimse benim kendi düşüncelerim. Unutma, erkekler senin etrafında dönmek için yaratılmadı. O yüzden bu iğrenç tavırlarını bir kenara koyarak doğru kişiyi aramaya başla. Bu da benden sana bir abi tavsiyesi.

Geri çekilerek sanki biraz önce bana bu şekilde davranan o değilmiş gibi kocaman gülümsedi. Ardından elimi tutarak içine geçen geldiğmde alıkoyduğu telefonumu bıraktı.

-kapı orada. Umarım bir daha görüşmeyiz Beren hanım.

Arkasını dönerek tekrar piyanonun başına geçmiş ve çalmaya başlamıştı. Bense gözlerimden akan yaşlarla koşarak buradan ayrılmıştım. Tamamen boşluktaydım ve ne yapacağımı bilmiyordum. O beni reddetmiş, üstelik aşağılamıştı. Dudaklarım mide bulandırıcı mı? Sinirden gülmeye başladım. Ben Beren Vuslat, onu kendime aşık edemiyorsam rezil edeceğim. Rezil edemiyorsam onun kariyerini bitireceğim. Ben, onu tamamen bitireceğim.

Yav he he Beren demek için bölüm sonuna kadar zor tuttum kendimi. Hayır yani sen kimsin de Sugayı pervane edeceksin? Çok sinirlendim şuan sksjskshak

Sizce Beren mi Sugayı alt edecek yoksa Suga mı Beren'i?

Salak üçlü (Lan değil diğer üçü sksjsj) okuldakilere yakalanmadan planlarını başarabilecekler mi?

İnstagram hesabım: vaveylai_ruhl_wattpad

Vote ve yorumlarınızı bekliyorum.

Hepinize BTS'li günler🐒

Continue Reading

You'll Also Like

243K 9.2K 76
Ailesinden kalma küçük ve güzel pastanesiyle ilgilendiği sırada rastgele bir mafyadan gelen mesaj ile dalga geçip uğraşan bir kızın hikayesi
27.5K 1.6K 38
Komşunuz Barış Alper Yılmaz olursa ne mi olur?
120K 7.6K 32
'Bilinmeyen numara. Diyorum ki, o güzel kalçalarını biraz daha camının önünde sallaya sallaya odada tur atarsan boxer denen bir şey kalmaz üstünde. ...
95.3K 10K 25
Ve senin için memnuniyetle kalbimi kıracağım. By akina