Düşman Sınıflar Serisi

By Edacigrc

1.9M 98.5K 43K

• Bu kurgu, kafa dağıtmak amacıyla yazılmıştır. • Ön sezileri normal insanların sezilerinden üstün olan Mira... More

1.Bölüm: Düşman Sınıflar
2.Bölüm: Garip His
3.Bölüm: Başlangıç Sonrası
4.Bölüm: Savaş
5.Bölüm: O Benim Düşmanım
6.Bölüm: Karşılaşma
7.Bölüm: İntikam Ateşi
8.Bölüm: Çıkış Yok
9.Bölüm: Kaçış
10.Bölüm: Unutma
11.Bölüm: 1 Adım Daha
12.Bölüm: Banshee (Ölüm Meleği)
13.Bölüm: Sessiz Çığlıklar
14.Bölüm: Çılgın Çete
15.Bölüm: Plan
16.Bölüm: Geceler
17.Bölüm: Sinir Krizi
18.Bölüm: Olay
19.Bölüm: Kavga Pt.1
20.Bölüm: Kavga Pt.2
21.Bölüm: Kavga Pt.3
22.Bölüm: Rüzgar
23.Bölüm: Pijama Partisi
24.Bölüm: Karanlık Koridor
25.Bölüm: Yüzme Dersi
26.Bölüm: İntikam Oyunu
27.Bölüm: Hastane
28.Bölüm: Sebastian?
29.Bölüm: Acı Olay?
30.Bölüm: Kesit
30.Bölüm: Geri Dönüş
31.Bölüm: Kız Kavgası
32.Bölüm: Ceza
33.Bölüm: Sorgu
34.Bölüm: Yanlış Anlaşılma
35. Bölüm: Alya Yıldırım
36.Bölüm: Karşı Atak
37.Bölüm: Mola Vereceğiz
38.Bölüm: Gidiş Günü
39.Bölüm: Otel
40.Bölüm: Şaka
41+42.Bölüm: Başka Düşmanlar, Sığınma
43.Bölüm: Arada Kalmak
44.Bölüm: Niye Bunu Yaptı?
45.Bölüm: Çok Yakınsın
46.Bölüm: Başbelası
48.Bölüm: Anlaşma
49.Bölüm: Su Savaşı
50.Bölüm: Buldum Seni *Sezon Finali*
Sezon 2, Bölüm 1: İkili İttifak
Sezon 2, Bölüm 2: Yıllarca Bekledim
Sezon 2, Bölüm 3: Bütün Hikaye Bundan İbaretti
• Karakter Resimleri •
Sezon 2, Bölüm 4: Bir Umut
Sezon 2, Bölüm 5: Kesit
Sezon 2, Bölüm 5: Kesit 2
Sezon 2, Bölüm 5: Siyah Yılbaşı
Sezon 2, Bölüm 6: Beni Kurtardın
Açıklama Bölümü
Sezon 2, Bölüm 7: Ateşkes?
Sezon 2, Bölüm 8: Kesit
Sezon 2, Bölüm 8: Artık Düşman Sınıflar Yok.
Sezon 2, Bölüm 9: Bitiş Partisi (Part l)
1M!
Sezon 2, Bölüm 9 Bitiş Partisi (Part II) Kesit
Sezon 2, Bölüm 9: Bitiş Partisi (Part II)
Sezon 2, Bölüm 10: Kesit
Sezon 2, Bölüm 10: Aşkta bir suç mudur? (Part I)
Sezon 2, Bölüm 11: Değil. (Part II)
Sezon 2, Bölüm 12: Hatalar
Sezon 2, Bölüm 13: Nefretten Doğan Aşk
İLETİŞİM
PHILOPHOBIA (HITREADS)

47.Bölüm: Mutfak Eğitimi

24.1K 1.6K 817
By Edacigrc

Yukarıdaki müziği açarak okumanızı daha da keyiflendirin♪

İyi okumalar dilerim ^^

...................................................................................

° Mutfak Eğitimi °

"Hızlı olan kazanır."

_______________________________________________

"Evet..., bugün güzel bir başlangıç olarak yemek eğitimi alıcaksınız." dedi şef ellerini birbirine kenetliyerek.

Bugün büyük bir mutfağın içindeydik ve büyük masaları ikişerli bir şekilde önündeydik. Önümüzde ki masada bütün mutfak eşyaları sıralanmıştı ve sadece dalgınca masada ki eşyalara bakıyorduk.

Ada yanımda ofladı. "Yemek eğitimi ne ya? Başka tecrübeli birşey bulamadılar mı?" dedi bıkkınca. Omzumu silktim.

Ben nereden bileyim? Buranın sahibi yan masamda.

Kafamı yan masaya çevirdiğimde iki çift bana bakan deniz mavisi gözler ile karşılaştım.

Bana bakıyordu...

Bana bakıyor...

Bana bakıyor lan!

Gözlerimi kırpıştırıp önüme döndüm. Hiç bir erkek ile böyle bakışmamıştım.

Gözlerim yeniden o tarafa kaydığında bana bakmadığını fark etmiştim. İçimden bir 'oh' çektim. Ne bakıyorsa artık. Birde benim ona borcum varmışta..., mış mışta..., var işte ya! Var! Her bir olayda kazanan hep o olunca artık kabullenmek kolay geliyordu.

"Önünüzde ki malzeme kağıtı ile kağıtta yazan yemeği yapmanızı istiyorum. Hızlı ve dakik olucaksınız. Tam 1 saatiniz var. Bunu yemek yarışması olarak ta düşünebilirsiniz aslında. Ama bu sefer ikili grup olarak yarışma olucak." dedi ve yineledi. "Hiçbir hata kabul edilmiyor. Ne kadar hızlı o kadar iyi. Hızlı olan kazanır yani." dedi şef ve duvarda duran saat bir anda çalısmaya başladığı anda herkes hareketlenmişti.

Kağıtta yazan malzemeleri dolaptan çıkarırken, Ada'da tencereleri ayarlıyordu. Herkes o kadar kendilerini işe kaptırmışlardı ki kafalarını çeviripte kimseye bakmıyorlardı. Bir bir kağıtta yazılanları uygulayarak hazırladığımız yemeği fırına koyduğumda Ada'da şefin yapmamızı istediği sosu kaynatıyordu.

Hiçbir sorun yokken bir anlık sostan ses gelmesi ile bakışlarım o tarafa döndü. Bir ses gelmişti ama sosta herhangi bir sorun görünmüyordu. Yanlış duyduğumu öne sürerek işime geri dönmüştüm ki yeniden aynı ses gelmişti kulağıma. Kafamı yeniden çevirdiğimde sos olabildiğince kaynıyor ve altında ki ateş gazın etkisi ile harmanlanıyordu. Ateşin büyüklüğü artmaya başlayınca kaşlarımı çattım biz kısığa almıştık oysaki. Tam kapatmak için harekete geçicekken sosun tenceresinden büyük bir ses geldi. Gözlerimi kırpıştırdım ve geriye çekildim.

Yeniden büyük bir patlama sesi ile arkaya doğru sendeleyerken ayaklarımın kayması ile yere düşmem bir oldu. Yaptığımız sosun sanki yavaş çekimde ayarlanmış olarak bana doğru tencerinin gelirken Ada'nın ismimi bağırışını duydum.

Gözlerimi sıkıca kapıyarak ellerimi kafama siper ettiğimde bir anlık sağa doğru çekilmem ile ani kalkarak beni çekenin göğsüne yaslandım. Gözlerim hâlâ kapalı bir şekildeydi ve hâlâ ellerim kafama siper halindeydi. Kimin beni çektiğinden haberdâr olmasamda korkudan derin nefesler alıyordum. Bedenimi ani çekişle sarmalayan kollar hâlâ beni tutuyordu.

"Ne oluyor!?" diye bağıran şefin sesi mutafkta yankılanırken gözlerimi açtım ve kafamı beni tutan kişinin göğsünden çekip mutfağa çevirdim.

"İyi misin?" diye bir tanıdık sesin gelmesi ile gözlerimi beni hâlâ tutan Bora'ya diktim.

Şimdi bir durun...

Bora ve beni tutmak? Bora ve beni kurtarmak?

Galiba kıyamet yaklaşıyor.

Hâla sorusuna cevap vermediğimi anlayınca kafamı yavaşça yukarı aşağı salladım ve geri mutfağa çevirdim. Şef herkesin yemeklerine bir bir bakarken Bora'nın sakin sesi yine kulaklarıma doldu.

"Kolun..." dedi mırıldanarak. Kaşlarımı çattım ve yavaşça onun kollarından ayrılıp koluma baktım. Kolumun küçük bir yeri sosa bulanmıştı ve sosun sıcaklığı yüzünden yanmıştı. Acısını hissetmediğim için fark etmemiştim.

"Revire gidelim." dedi Bora bakışlarını koluma dikerek. Kafamı yavaşça iki yana sallayıp tam yanından gidecekken kolumu tutup beni kendisine çekti ve mutfağın çıkış kapısına doğru ilerlemeye başladık.

Gözlerimi devirdim ve kolumu ondan çektiğimde o da yerinde durup bana tek kaşı havada yukarıdan baktı.

Some height problems...

Herneyse.

"Ayağım var. Kendim gidebilirm" dedim ve üstümü sirkeleyip yineledim. "Ve sen ne zamandır düşmanlarına yardım etmekte karar kıldın?" dedim onun gibi tek kaşımı kaldırarak.

Ellerini cebine koydu. "Kılmadım, bende insanım, Mira. Ben de yardım edebilirim." dedi beni şaşırtarak. İşaret parmağım ile onu gösterdim. "Sen mi?" dedim.

Kafasını iki yana sallayıp beni yeniden kolumdan tutarak revire doğru ilerlemeye başladık.

"Şu kolumu bırak ya! Kendim yürüyebilirim. Ne bu klişe sahneler?" dedim kaşlarımı çatarak. "Seni sevmiyorum. Bu yeter." dedi hâlâ kafasını bana çevirmeden ilerliyerek. "Ben de sana bayılıyorum zaten." dedim sinirle. "Bayılmanı çekemem." dedi umursamazca. "Ya sabır..." diye mırıldandım. Ayaklarım yavaş ilerlerken artık sabredemeden durup bana döndü ve kaşlarını çattı. "Yürüyebileceğin hız seviyesi bu kadar mı?" dediğinde umursmazca omuzlarımı silktim. İç çekip etrafa bakındı ve ani bir hareketle bana dönüp beni kucağına alması ile ağzımdan bir çığlık koptu.

"Gerizekalı! Niye beni kucağına aldın!? İndir hemen!" diye bağırdım üst üste cümlelerimi sıralıyarak.

Cevap dahi vermeden ilerlerken omzuna vurarak onu durdurmaya çalışıyordum ama hâlâ beni umursamıyordu. İç çekip ağzıma bir gülümeseme koydum. "Beni indir, Bora." dedim ama cevap vermemişti. Boğazımı temizledim. "Beni indirir misin, Bora?" dedim. Bora tek kaşını kaldırarak bana baktığında gözlerimi devirdim ve yineledim. "Lütfen?..."

Bora'nın ani bir hızla bırakması ile ayaklarım yere bastığında hafif bir sendelemiştim tam düşecekken beni belimden tutarak durdu.

"Bir yerinde dur kızım ya." diye kızdı.

"Ani bırakan sensin. Şimdi suç bende mi?" dedim kaşlarımı çatıp ona bakarak. Sırıttı. Aklımda değişen düşüncelere yönelik ağzıma bir sırıtma koyarak iki elim ile onu göğsünden arkaya doğru itmem ile afallamıştı. Hızla arkamı dönüp koşarak koridorları geçerken arkamdan gelen adım sesleri ile arkamdan olduğunu anlamıştım.

Hızla koşarken kafamı arkama çevirip baktığımda arkamdan koştuğunu görünce geri telaşla kafamı önüme çevirdim. Koridorda sadece bizim adım seslerimiz duyulurken ani karar ile yeniden kafamı arkaya çevirdim ama daha görüş açım odaklanamadan bir bedene çarpışmıştım. Hafif sendeler gibi olup kendimi düzeltip çarptığım bedene baktığımda gözlerim şaşkınlıktan irileşti.

Yok artık burada da mı?

"Kaçabilirsin ama saklanamazsın, küçük fare." dedi adam sırıtarak.

****

"Pardon?" dedim anlamamazlığa gelerek. Geçen ki olayda akşam yüzümü karanlıkla göremediklerini umarak. Adam bir anda kahkaha atması ile irkilip arkaya doğru bir adım geriledim.

Hay şansıma!

"Sence oradan 'gerizekalı' gibi mi görüküyorum?" dedi adam tek kaşını kaldırıp bana bir adım atarak. Yutkunup geri adım attım. Omzumu silktim. Korktuğunu belli etme. Sen kaç yıldır bunlarla uğraşıyorsun...

"Sizi tanımıyorum." dedim umursamazca. İç sesim buna kahkahalar ile gülerken dışım sert ve kararlı bir şekilde karşısında ki duvar gibi büyüklükte ki adama bakıyordu.

"Bu bir anlama gelmiyor." dedi ve bana yeniden bir adım attığında refleksle ben de geri adım attım. "Biz seni tanıyoruz." dedi.

Lanet olsun!

"Bu da bir anlam yüklemiyor." dedim derin bir nefes alarak. Adam sırıtarak kafasını yavaşça iki yana salladı ve arkasında ki önce ki akşam adını öğrendiğim Fetih isimli adama beni işaret ettiğinde adam haraketlenince geri adımlar adarak kafamı iki yana salladım.

"Bu sefer kaçışın yok." dedi Fetih denen adam. Kafamı arkaya çevirince Bora'nın bizi çatık k kaşları ile izlediğini gördüm. Hiçbir şey belli etmeden ağzımı oynatarak 'ikinci iyilik' dediğimde ağzının kenarı kıvrıldı ve başını kaldırarak tek kaşını kaldırdı. Kafamı adamlara çevirdim, "Kaçmak isteyen kim?" dediğimde Bora'nın bir anlık arkamda belirmesi ile Fetih denen adama ayağı ile tekme atması bir oldu. Adam yere düştüğü gibi inlediğinde diğer adam bana doğru gelirken Bora adamın yüzüne sert bir yumruk atmış ve onu yere sermişti.

"Senin yumrukların insanları nasıl bayıltıyor anlamıyorum." dedim yanına yaklaşarak.

"Adım Bora, Bora Yıldırım. Yıldırım ne kadar zarar verirse ben de o kadar zarar veririm insanlara." dedi omzunu dikleştirerek.

"Egon mu konuştu yoksa sen mi?" dedim gözlerimi devirerek.

"Egom eğer konuşsaydı, emin ol bana hayran bakışlar ile bakmaktan başka bir şey yapamazdın." dedi gözlerini karşımızda ki son kalan adama çevirerek.

"Sana sadece gözümü devirirdim." dedim ve bende bakışlarımı karşımızda duran adama çevirdim.

"2 iyilik borçlusun." dedi. Omzumu silktim.

Biliyordum ve ne kadar kötü bir durumda olsamda beni kurtarmıştı. Borçluydum.

Bora, adama karşı yumruk attığında adam sadece hafif sendelemişti. 2 adamdan daha güçlü görünüyordu.

"Ne oldu, Bora bey. Egon balon gibi söndü." dedim kahkaha atarak. Gözlerini devirdi.

Bora'nın bozulduğunu da görmek varmış.

Hızla koşarak etrafıma dönüp adamın tam suratına ayağımı geçirdiğimde duvara çarpıp yere düştü. Zaferle ağzımın kenarı kıvrılmıştı.

"Sen bu hareketleri nereden biliyorsun?" dedi Bora şaşkınlıkla.

"Bizde de birşeyler var." dedim tek kaşımı kaldırarak.

Adam yerden kalkarken bu sefer yeniden hamle yapıcakken beni kolumdan tutup duvara ittiği gibi yere düşmüştüm. Kafamı yere çarpmamın etkisi ile ağrırken başımı tutup kafamı adama çevirdim. Adam bana doğru gelirken arkadan çekilmesi ile adam yerdeydi. Bora adamın üstüne çıkıp yumruklarken adam kanlı ağzından çıkan cümleler onu bir anlık durdurmuştu.

"O senin sevgilin mi?" dediği anda Bora afallıyarak adam baktı. Adam, Bora'nın boşluğundan yararlanıp onu altına alması ile gözlerim irileşti. Adam yumruklamaya çalışsada Bora onun yumruklarından profesyonelce kaçıyordu.

Peki Bora, sen bu teknikleri nereden biliyorsun?

Yerden yardım alarak ayağa kalkmam ile onlara doğru ilerleyip sırıttım.

"Yanlış, biz düşmanız." dediğim gibi bedenine tekme atmam ile Bora'nın bedenin üstünden çekilip yere yağıldı. Bora hızla ayağa kalkıp adamın yakasından tutarak duvara yapıştırdığı gibi kolunu adamın boğazına yaslıyarak nefes almasını engelledi.

"Kimsin lan sen oruspu çocuğu!?" diye bağırdı Bora, adamın yüzüne doğru. Adam nefes sorunu yüzünden kesik kesik gülmeye başladı.

"Bunu asıl şu kıza sorman lazım." diyerek nefeslikle konuştu. Bora kaşlarını çatark kafasını bana çevirdi.

Birisinin dilini kesmek günah mı?

Bora yeniden kafasını adama çevirip kolunu biraz daha bastırdı boğazına.

"Ne diyorsun lan it!?" diye bağırdı yeniden Bora.

"Sence bu kızı niye takip ediyoruz?" dedi kesik kesik.

Dudağımı ısırdım.

"Net konuş lan!" diye bağırdı Bora, adamın yüzüne doğru.

"Bu kızı takip etmemiz emir edildi. Bu kızı boşu boşuna takip etmiyoruz." dedi adam nefessizlikle arada öksürerek.

Bora'nın omzuna dokunduğumda Bora hâla bakışlarını adamdan çekmemişti. "Gidelim." dedim.

"Küçük fare yine gerçeklerden kaçıyor." dedi adam kesik kesik.

"Bora." dedim yeniden ona seslenerek. Bora adamı yere savurduğu gibi adam sert darbe yüzünden bayılmıştı. Bora'nın bakışları bana döndüğünde yutkundum.

Hadi gelde durumu düzelt.

"Gidelim artık." dedim. Bora'nın bakışları beni delip geçerken yerimde rahatsızca kımıldandım.

"Hadi." dedim ve tam arkama dönücekken beni kolumdan tutu. Önce kolumdan tutan eline ve sonra ona baktım. Kaşlarımı çattım. "Ne?"

"Adam ne demek istedi?" dedi gözlerimin içine bakarak.

"Ben nereden bilebilirim acaba? Tanımıyorum dedim ya?" dedim biraz sesimi yükselterek. Tek kaşını kaldırdı. "Bana doğruyu söyle, Mira. Adam ne demek istedi?" dedi gözlerini benden ayırmayarak. Derin nefesler aldım. Şuan zamanı durdurmak ve sonsuza kadar böyle kalmak istiyordum.

"Bilmiyorum." dedim kısık ses ile. Bakışlarımı adama ve sonra Bora'ya çevirdim. Kolumu savurarak elinden kurtardığım gibi arkamı dönüp yürümeye başladığımda Bora'nın sesi kulaklarıma dolduğu anda yerimde donup kaldım.

"İyiliğimin karşılıği soruma cevap ver." dedi kesin bir ses ile. Yutkundum.

Lütfen şuan, şuan zaman dursun.

_______________________________________________

Herkese yeniden selam canlar :)

Biliyorsunuz derslerime ve yeni kurguya yoğunlaşırken geç atmam olanaklı demiştim. Bu sefer biraz daha zaman ayırıp uzun bir bölüm ile geldim.

Umarım beğenmişsinizdir^^

Yeni kurgu için belki tanıtım hazırlarım diye çalışmalara da başladım. Yeni kurgumu yakın bir zamanda okumaya başlayacaksınız. Şuanlık tarih vermiyorum ama gelicek diyebilirim.

Herneyse. Yeni bölümdegörüşmek üzere o zaman, kendinize iyi bakın, sağlıkla kalın, hepinizi seviyorum, by.

Oy sınırı: 460

🖤

Continue Reading

You'll Also Like

958K 63.1K 50
Çilek Alança Yıldırım mı yoksa Çilek Alança Saruhan mı demeliyiz? 17 yaşında tam bir neşe patlaması olan Çilek, ailesinin gerçek olmadığını ve küçük...
KODEX By R.GAYEÖNEL

Teen Fiction

2.9M 81.9K 31
Hafızanı kaybedersen düşmanına âşık olabilir misin? Karaca Yıldırım, ailesini kaybettiği kazadan aylar sonra iyileştiğinde teyzesinin yanına taşınır...
197K 13.3K 21
17 Yıl sonra gerçekleri öğrenen Bade, yıllardır onu arayan abilerine giderse. Azıcık dram. Bolca eğlence. Bolca aksiyon. Bir tutam da kaos. Daha...
1.7M 91.6K 48
En yakın arkadaşının hattını değiştirmesi sonucu, ona yeni numarasından mesaj atmaya çalışan Ada, aslında mesajı attığı kişinin bir yıldır hoşlandığı...