fuckmates | styles

By garygoodspeeds

100K 4.9K 12.2K

"İnsan arzularını sever, arzuladıklarını değil." More

asshole
i hate the beach
i need you, i don't need you
intoxicated
dazed and confused
canyon moon
shitty feelings
unclear emotions
problems and measures
fuck off
jealous
gloom
unwell
welcoming party
broken
bad liar
love birds
how to disappear
anger
sorry
dinner with new family
she before me
always you
happiness and sadness
falling all in you
to be a family

wild

3.7K 180 799
By garygoodspeeds

Dağ evinden gelmemizin üzerinden tam tamına dört gün geçmişti. Dört gün boyunca kimseyi görmeye gitmemiş, sadece telefondan haberleşmiştim.

Bilmiyorum, moralim bozuktu ve kimseyi göresim gelmiyordu.

Babam durumumu anlamış ve elinden geldiğince yardımcı olmaya çalışmıştı. Ama anlatamadığım bir durum karşısında bana yardımcı olmaya çalışması zordu değil mi?

Dün gece iş seyahatine çıkmıştı. Neyse ki bu suratsız halimden kurtulmuştu. Onun da moralini bozmak istemiyordum.

Bugün daha iyiydim. En azından sinirim geçmişti. Hatta kendime güzel bir kahvaltı hazırlayıp yemiştim bile.

Çocukları özlediğimden yanlarına gidecektim. Harry ve Mia'ya tavır aldığım için onları boşlamıştım ve gerçekten bu daha iyi hissettirmiyordu.

Kötü arkadaş olmak yani.

Bu yüzden olabildiğince hızlı bir şekilde üstümü giyinip evden çıktım.

Evlerine geldiğim zaman kapıyı çaldım. Zayn'in açtığını görünce boynuna atladım. "Bırak beni kaşar." dedi gülerek.

Gülüşerek içeri geçtik. Louis, Luke, Aurora ve Harry vardı. Neyse ki Mia yoktu. Keşke Harry de olmasaydı.

Ona kırgındım. Hem de çok.

Herkesle gülümseyerek selamlaşırken onun yüzüne bile bakmadım. Belki de böylesi daha iyiydi.

Hem onu da bir dertten kurtarmış oluyordum.

"Öldün sandık amına koyayım. Sesin çıkmıyordu."

"Zayn cenaze işlemlerini başlatıyordu da zor kurtulduk."

Güldüm. "Siktir git, dalga geçme."

"June'un ayın her günü regl olduğuna yemin edebilirim ama kanıtlayamam." dedi Zayn.

"Evet amına koyayım yedi yirmi dört kanıyorum."

Zayn'in kafasına yastık attım. "Geber piç."

"Görmeyeli canileşmiş."

Bundan daha uzun süre görüşmediğimiz olmuştu ancak son olaydan sonra hepimiz etkilenmiştik.

"Beni sen canileştirdin Zayn." Yastığı tutmam için yavaşça attığında yakaladım. "İçinde varmış demek ki cani olmak."

Tam bir şey söyleyecektim ki kapı çaldı.

Louis kapıya bakmaya gitti. Mia ile birlikte geri döndüğünde göz devirdim. Gerçekten, hiç gerek yoktu gelmesine.

Ortalık biraz gerildiğinde bir şey demeden tırnaklarımı inceledim.

Açıkçası pek de sorun etmiyordum artık. Mia'yı yani.

Düşünmek sadece beni üzüyordu, onlara giren çıkan bir şey yoktu sonuçta.

"Hoş geldin." dedim. Biraz şaşırmıştı.

Sanırım böyle karşılamamı beklemiyordu. Açıkçası ben de beklemiyordum.

Ama konuşmadığımız dört gün boyunca bu yaptığı hareketin umrumda olmadığını düşünmüştüm. Ayrıca biraz onun durumunda sayılırdım.

Sonuçta o Harry'yi seviyordu ve ben Harry ile istediğim zaman sevişiyordum. Hem de bunu bilinçli yapıyordum. Bu yüzden ona kızmaya hakkım olduğunu düşünmüyordum.

Bilemiyorum, hakkım olabilirdi de ama aynı şeyi ben yaptığım için kendimi biraz yüzsüz hissediyordum.

Bu yüzden Mia'dan artık pek fazla haz etmesem de aramızı düzeltmek istiyordum.

Ayrıca bizim yüzümüzden diğerlerinin gergin olmasını da istemiyordum.

İşte böyle de olgun bir insandım.

"Hoş buldum." dedi gülümseyerek.

"Nasılsın?"

"İyiyim, sen?"

"İyiyim."

Ortalık biraz daha gevşek olduğunda diğerleri de açılıp konuşmaya başlamıştı neyse ki.

Kendimi daha az kötü hissediyordum. Aurora ve Luke ile konuşurken onların yüzüne bile bakmıyordum. En azından şimdilik umrumda değillerdi.

Harry'nin sürekli beni incitmesine göz yumamazdım. Ne yaptığının farkına varması gerekiyordu. İstediği zaman güzel şeyler söyleyip istemediği zaman görmezden gelebileceği biri olamazdım.

Bu konuda üstündeki otoritemi sağlamam lazımdı. Yoksa asla akıllanmayacaktı.

Asla akıllanmazsa da asla beraber olamazdık. Her şeye rağmen bunun olmasını istemezdim sanırım.

Görmezden gelme uğraşlarım işe yaramış olmalı ki mutfağa gidince peşimden geşmişti.

Yani umarım düşündüğüm sebep için gelmiştir.

Karşıma dikildiğinde "Ne var Harry?" dedim.

"Mia ile barıştın mı?"

Ne yani amına koyayım, merak ettiği şey bu muydu?

"Düşününce yaptığı şeyin sikimde olmadığını fark ettim." diye açıkladım.

"Güzel bir karar olmuş." Başımı salladım.

"Diyeceğin başka bir şey yoksa içeri geçeceğim."

Gerçi ne diyebilirdi ki?

Diyebileceği her şeyi dört gün önce demişti. En fazla bir özür daha dilerdi o kadar.

"Benimle konuşmuyor musun?"

"Konuşuyoruz ya."

"Bundan bahsetmediğimi biliyorsun." dedi.

"Harry, ben seninle konuşurken bile gerçekten konuşuyormuş gibi hissetmiyorum. O yüzden saçma sorular sorma."

İçeri geçeceğim sırada kolumu tuttu.

"June, yapma böyle."

Amına koyayım Leonardo Dicaprio'nun peşinsen koşsam şimdiye tavlamıştım. Çektiğim çileye bak ya.

"Harry, bir karar ver artık tamam mı? Sadece siktiğimin bir tane davranışının arkasında dur ve bende nasıl davranmam gerektiğini anlayayım."

"Dört güne karar aramız iyiyken Mia ile barışman için konuşmam mı düşüncelerimde değişikliğe yok açıyor?"

"Sorunun Mia ile barışmam olmadığını biliyorsun."

Kollarımı birleştirmiş ona bakıyordum ki mutfağa Aurora girdi. "Sonra konuşuruz." dedikten sonra onu mutfaktan postaladım.

"Barıştınız mı?"

Aurora çekmecelerden bir şeyler çıkarmaya başladı. Tahminimce soğuk kahve yapacaktı.

"Hayır."

"Neden?" Omuz silktim.

"Bilemiyorum, artık onu anlamakta zorlanıyorum. Muhtemelen o da beni anlamakta zorlanıyor." Başını salladı. O kahveyi hazırlarken bardakları çıkardım.

"Bence Harry ilişkiye başlamaktan korkuyor." Ona baktım. "Ne?"

O da bana döndü.

"Seni seviyor ama birlikte olmak istemediği için bu şekilde davranıyor. Yani kendi görüşüm tabii ama." Güldüm.

"Harry beni sevmiyor."

Buzluktan dondurmayı çıkarıp biraz kaşıkladıktan sonra ona verdim.

"Salak mısın June? Dört gün boyunca seni sordu. Bana değil de Luke'a yani." Kaşlarımı kaldırdım.

"İhtimal vermiyorum." dedim.

Eminim ki başka bir şey için sormuştur.

"Hadi ama! Onu gözünde o kadar da büyütme. Sanki sen onun için yasak elmasın amına koyayım. Saçma salak düşünme." diye tersledi beni.

İhtimal vermediğim şey Harry'nin beni sevmesi değil, Harry'nin birini sevebilmesi gerçeğiydi.

"Gözümde büyütmüyorum Aurora. Sadece o karışık bir insan ve beni sevdiğini düşünerek sadece kendime umut vermiş olacağım. Bunu istemiyorum. Mia gibi hayal dünyasında yaşayamam."

"Kendine umut vermene gerek yok çünkü zaten seviyor." Soğuk kahve hazır olunca bardaklara döktü. Tepsiye yerleştirdim.

"Siktir oradan."

Güldüğünde beraber içeriye geçtik.

"En sevdiğim yengem amına koyayım." dedi Zayn Aurora'dan kahveyi alırken.

"Yalaka orospu çocuğu. Gören de sanacak hayatında hiç soğuk kahve içmemiş." diyen Louis'ye güldüm.

"Kıskanma amcık."

"Bu arada, Zayn'i sarışın bir kızla konuşurken yakaladım. Muhtemelen yengemiz." Zayn Louis'nin kafasına yastık fırlattı.

"Kes sesini." Zayn sevgili mi yapmıştı? Vay be, bütün sikikler sevgili yapıyordu ama hiçbiri de belli etmiyordu.

"Tanıştırma sırası Zayn'de." dedi Luke.

"Siktir git, kızı sizinle tanıştırırsam akşamına ayrılır."

Güldüm. "Zayn'in eşekliklerini anlatmak için sabırsızlanıyorum." Zayn bana fırlatmak için yastık aramıştı ancak bulamayınca orta parmağını çekti.

"June... Potansiyel eş adayın karşıma çıkmasın."

"Potansiyel eş adayımı senin karşına çıkaracak kadar kafayı yemedim kaşar." dedim Zayn'e.

Aslına bakarsan Harry ile çok yakın arkadaşlardı ama neyse.

Akşama kadar birlikte oturmuştuk. Mia ile aramız düzelmiş sayılırdı. Tabii ki hala tepkili yaklaşıyordum ama çok da abartmayarak.

Eve geldiğimde kendimi direkt duşa attım. Sikeyim, hava çok sıcaktı. Duştayken bile terleyebilecek potansiyeldeydim.

Yaklaşık yarım saatlik bir duşun ardından kendimi yatağıma uzanmıştım.

Bornozla yatakta uzanmak hayattaki en güzel şeylerden ilk üçe girerdi.

Telefonu elime alıp biraz sosyal medyada gezdikten sonra üstümü giyinmiştim.

Karnım guruldadığında mutfağa inip kendime sandviç hazırlamıştım. Tam bir ısırık alacaktım ki kapı çaldı.

Gece gece kim gelmişti amına koyayım? Gerçi seçenekler kısıtlıydı.

Kendi kendime oflanarak kapıya gittim.

Karşımda Harry'yi görmeyi bekliyordum, evet. Elinde pasta kutusu vardı.

"Senin evin yok mu ya iki de bir gelip duruyorsun?" diye çıkıştım görür görmez.

Beni takmadan içeri geçti. Direkt mutfağa girdi. Pastayı tezgahın üstüne koyup paketini açtı. Çikolatalı almıştı.

"Sana da merhaba June." Göz devirdim.

Barışmaya gelmişse bile affetmeyecektim. O kadar kolay değildi.

"Niye geldin?" Sandviçimden bir ısırık aldım.

"Kapının önünden geçiyordum, uğrayayım dedim." Siktir oradan, yalancı.

Kaşlarımı kaldırmış ona bakarken "Pekala, konuşacağız." dedi.

"Ben istemiyorum konuşmak." Yanıma yaklaşıp hazırladığım sandviçten bir ısırık aldı. "Artık istiyorsun."

"İğrençsin, ağzın doluyken konuşma."

İğrenç falan değildi ancak kendimi dizginlemem lazımdı.

Bu gidişle sonumuz yatakta bitecekti.

"Peki anne." Pasta tabaklarını alıp salona geçtik.

"Ee, seni dinliyorum." dedim koltuğa oturup.

Pasta tabağının birini bana verdikten sonra yanıma oturdu.

"Konuşacağız dedim, konuşacağım demedim."

"Ne konuşacağız tam olarak?" Pastamdan bir çatal alıp ağzıma attım.

Bu çocuk ağzının tadını biliyordu.

"Senin benimle konuşmama sebebini."

Evet, en çözülemez problemlerin başında geliyordu.

"Çok mu umrunda Harry seninle konuşup konuşmamam?" Mal June, eğer umrunda olmasa neden gelsin?

"Evet?"

"Olmasın o zaman." Gülmemek için zor duruyorum. Tam bir aptal gibi davranıyordum.

Olsun, en azından sabrını sınıyordum.

"June biraz daha uzlaşmacı davranırsan sevinirim."

"Harry, zaten aramızı şimdi düzeltsek iki dakika sonra tekrar bozuluyor. Neden uğraşıp duruyoruz ki?"

Dudaklarını birbirine bastırdı.

"Aramızın bozulmasına izin veren kişi sensin."

"Aramızı bozan da sensin ona bakarsak."

Taşşaklarıma beton yetmezdi, gerçekten.

"Her yaptığım şeyi sana cephe alıyormuşum gibi algılıyorsun."

"Ya, öyle mi? Belki de bana sürekli cephe aldığın için böyle algılıyorumdur, buna ne dersin?" Sesim biraz yükselmişti. Yani, haklı olarak.

"Sana cephe almıyorum ki amına koyayım!" Onun da sesi bir miktar yükselmişti, sanırım onun açısından da suçu olmayan oydu.

"Alıyorsun!"

"Kanıtla."

"Ne?"

Sırıttı. "Gaza geldim kusura bakma."

Ayağa kalktım. "Senin yüzünden düzgün bir tartışma bile yaşayamıyoruz."

"Benim yüzümden mi?" Başımı salladım.

"Dediğimin her şeyin zıttını söylüyorsun, biraz daha az vahşi olmayı denersen belki de sorunlarımızı çözebiliriz." dedi. Göz devirdim.

Ben mi vahşileşiyordum?

"Sen daha sorunun ne olduğunu bile kavrayamıyorsun! Bir de çözmeye mi çalışacaksın?"

Şu an boşu boşuna bağrıştığımızın farkındaydım. Tanrım. Kırk yıllık evli çiftler gibi kavga ediyorduk.

"En azından çözmeye çalışıyorum. Senin aksine." Benim aksimeymiş.

"Yani, sorun senin yüzünden çıkıyorsa benim yerime senin çözmen daha mantıklı olabilir." dedim. O da ayağa kalktı.

"Her siki sorun eden sensin."

"Sorun çıkarmazsan etmeyebilirim bak, bu nasıl bir fikir?"

Siktiğimin Mia'sının arkasında olmayıp bu konu hakkında ağzını açmasaydın sorun çıkmayabilirdi mesela.

"Sorun çıkarmıyorum." Sen öyle san amına koyayım.

"Çıkarıyorsun." Kaşlarımı kaldırıp yüzüne bakmaya devam ettim.

"Kime göre neye göre?"

"Sen bir-" Cümleyi tamamlayamadan dudaklarımı dudaklarıyla kapattı.

Hiçbir şey yapmadan durabilme sürem sadece beş saniyeydi.

Beni bu kadar çabuk etkisi altına almasından nefret ediyordum ama sesimi de çıkaramıyordum. Sanırım bundan memnundum.

Uzunca bir süre öpüştükten sonra beni kucağına aldı.

Dudaklarımızı ayırdım. "Kucağında olmam seni affettiğim anlamına gelmiyor." dedim nefes nefese.

Güldü. "Daha farklı yollar da denerim, sıkıntı değil."

Öpüşe öpüşe yatak odama çıktık.

Kapıyı kapatmaya çalışırken beni duvara yasladı. "Salak mısın, yatağa geçelim."

"Böyle daha erotik oluyor."

Gülerek kendini bana bastırdı. "Siktir git." Ayağıyla kapıyı kapatmayı başardığında yatağa geçtik.

Soyunurken kendi kendime güldüm.

Sonumuzun yatakta biteceğini biliyordum amına koyayım.

İşimiz bittiğinde saat neredeyse ikiye geliyordu. Kucağından inerek kendimi yatağa bıraktım.

Üstte olmak zevkli ama yorucuydu. Ve kesinllikle yürümekte zorlanacaktım.

Bana vahşi diyen Harry ilk önce kendisine bakmalıydı.

"Daha çok üstte olmalısın." diye mırıldandı.

Başımı olumsuz anlamda salladım. "Uzun bir süre ne üstte ne de altta olacağım."

Bana döndü. "Bu lafı yarın hatırlatırım." Omzuna vurdum. "Yeter artık seni kapımdan içeri almayacağım."

Omuz silkti. "Camdan girerim." Kafamı göğsüne koydum.

"Cama kilit takacağım."

"Eminim ki baban beni içeriye alır."

"Defol. Kimse seni içeriye almayacak."

Parmaklarını çıplak sırtımda gezdirmeye başladı. "Bu lafı da aklımın bir köşesine yazdım." Güldüm.

Nasıl böyle davrandığım hakkında bir bilgim yoktu. Sanırım içten içe Aurora'nın söyledikleri beni rahatlatıyordu.

Eğer onun dediği şekildeyse Harry'yi bu konuda değiştirecek olan bendim. Evet, bana oldukça iş düşüyordu ancak aşkım için göze alamayacağım bir şey değildi.

Gerektiği kadar uğraşacaktım ve eğer Harry beni gerçekten seviyorsa bunu anlamasını sağlayacaktım.

Çünkü onu seviyordum ve Mia'ya kaptırmaya niyetim yoktu.

Gerçi Mia ile Harry'nin olma ihtimali ben ve Harry'nin olma ihtimalinden daha düşüktü.

"Uyudun mu?"

"Hayır." İnce pikeyi üstümüze çektim.

"İyi geceler June." dedi Harry saçımla oynarken.

"Sana da iyi geceler Harry." Gözlerimi kapatmış huzurlu bir uykuya dalmayı bekliyordum ki telefon çaldı.

Harry'ninkiydi.

Bu saatte kim arıyordu?

Doğrulup telefonu eline aldığında ekranda yazan 'Olive Lee' yazısını görmüştüm.

Kaşlarını çatarak yataktan kalktı ve odadan çıktı.

Niçin yanımda konuşmuyordu? Ayrıca Olive kim?

İki dakika sonra odaya girip üstünü giyinmeye başladı.

"Harry... Nereye gidiyorsun?"

"İşim var." Sesi oldukça garipti. Sinirli gibiydi ama değildi de. Bilmiyorum.

"Ne işi?" Üstünü giyinince kapıya doğru yol aldı. "Sonra söyleyeceğim tamam mı? Gitmem gerek."

Başka bir şey söylemeden kapıdan çıkıp gitmesini seyrettim.

Takmamaya çalışarak gözümü kapattım. Uyumazsam onu düşünecektim ve ben bu gece onu düşünmek istemiyordum.

yazdığım en kötü bölümlerden ilk üçe girer.. neyse artık kötü bir ruh haliyle yazdım idare edin🥺💖

bu arada neden okunma bu kadar fazlayken oyların düşük olduğunu anlamıyorum :(

diğer bölümlerin oyları düzelene kadar bölüm atmayı düşünmüyorum.

bir de yeni bir harry styles fic yayınladım, profilimden ulaşabilirsiniz.

sınır 50 oy 50 yorum

görüşürüüz!

junerutherford: home diaries

harrystyles: bruh

aurorabelmont:🐦

lukehemmings: i took it -aurora

zaynmalik: hi motherfuckers

miadowney: 🌸



Continue Reading

You'll Also Like

30.3K 7.8K 19
"ben seninle sarsılmak istiyorum."
31.3K 1.8K 32
Kızın sesini duyunca Alaz'ın omuzları gevşedi. "Öldüm, Asi." Gözlerini kızın yüzünde dolaştırdı. "Sensiz geçirdiğim her gün biraz daha öldüm." Asi al...
15.6K 1K 32
Jungkook; Dolabımın şifresini değiştirip üstüne bir de içini prezervatiflerle dolduran orospu çocuğu sendin değil mi? Jungkook hoşlandığı kıza çok ya...
197K 19.7K 31
Ülkesine dönen delta ve kendi halinde takılan sessiz bir omega bir gece birlikte olur.