nighttime walk | taekook

By adorekimh

106K 11.4K 2.1K

ᴏᴜʀ sᴍɪʟᴇ ғʟᴏᴡᴇʀs ʙʟᴏᴏᴍ More

prologue
one
two
three
four
five
six
seven
eight
nine
ten
eleven
twelve
thirteen
fifteen
sixteen
seventeen
eighteen
nineteen
twenty (m)
twenty one
twenty two
twenty three
twenty four
final
özel bölüm

fourteen

2.7K 393 69
By adorekimh

Birkaç gündür düşüncelerle boğuşuyordu ve Jungkook ile geçirdikleri akşam ne kadar huzur dolu ve onu hayallere sürüklüyor olsa da kafası iyice karışmıştı, kapanan kamera ile yana koyduğu kartı eline aldığında yazılanları yeniden okudu ve düşüncelerini toparlamak için gözlerini kapattı. Jungkook uzun zamandır onu izliyordu, favori randevusunu bilmesinin sebebi buydu, bunu kendi itiraf etmişti zaten ama aklını kurcalayan bağlantıları çözmesi gerekiyordu. Yerinden kalkarken parmakları arasında tuttuğu kartı bırakmamış, ''Yoonha, bana gönderilen kartlar nerede?'' diye sormuştu yayın odasından çıktığında, hemen karşısında bulduğu kıza. Yoonha onu arşive götürürken '' Keşke karşısındayken ona kahve değil, sıcak çikolata içtiğini biliyorum diyebilseydim.'' Kartı ilk okuduğu anda bu kısım zihnine kazılmış gibiydi, ezberlemiş bile olabilirdi. Onunla ilk tanıştığında ona sıcak çikolata getirmişti ve doğru tahmin edip etmediğini sormuştu fakat benzer bir olayın ona kart yollayan kişinin başına gelmesi, ne kadar tesadüftü? Kartı yollayan hayranı ve Jungkook aynı yaşlardaydı, ikisi de hüzünlüydü ve işlerinden nefret ediyorlardı, Jungkook ile tanıştığı zamandan kısa bir an sonra kartı yollayan kişi de âşık olduğu kişi ile karşılaştığını söylememiş miydi?

Yoonha arşivden kartların olduğu büyük bir koli çıkardığında kaşlarını çattı, ''Üç yılın tamamı burada.'' Dedi ona bakarak, onların içinden Jungkook olduğunu düşündüğü bugs bunny takma adını kullanan hayranınkileri bulması gerekiyordu, ''Mingi ve Saerom'u da çağıralım, ayırmamız gerekiyor.'' Dedi hiçbir şey anlamayan Yoonha'ya. Genç kız telefonunu çıkarıp mesaj atarken ona bugs bunny takma adına sahip olan kişinin kartlarını bulmaları gerektiğini ve çok önemli olduğunu söylemişti, mesajın ardından yanına gelen arkadaşlarına da durumu aynı şekilde anlattıktan sonra arşivin ortasındaki masaya karşılıklı oturdular ve tüm kartları masaya döktüler. Ona neden böyle saçma bir şey yaptıklarını sormadan anında dâhil olmaları, Mingi'nin arkaya Taehyung'un sevdiği şarkılardan birini açması ve kartları ayırarak istedikleri olmayanları koliye atarken gülmeleri kendini iyi hissetmesini sağlıyordu. Yoonha bir başka kartı kenara ayırırken, ''Taehyung müzik platformlarından biri üzerinden şarkı listesi yayınlamalı, bunu yapar mısın?'' diye sordu ona, ''Elbette, nasıl bir şey olduğunu söylemeniz yeterli.'' Saerom bir başka karttı koliye attı ve kollarını havaya kaldırarak acıktığını söyledi. Mingi yemek siparişi vermek için telefonunu eline aldığında bunu Jungkook'a mesaj atmak için bir ara olarak kullandı, ona uyuyup uyumadığını sorduğu bir mesaj attıktan sonra eline gelen bugs bunny kartını kenara ayırdı, çok fazla vardı.

Yemek için ara verdiklerinde Taehyung'un müzik listesi hakkında konuşuyorlardı, sessizde olan telefonunun ışığı yanması ile eline aldı ve bakışlarını yanındakilerin üzerinde gezdirmenin ardından dilini sos bulaşmış dudaklarında gezdirdi, ''Uyuyakalmışım, sen uyudun mu?'' Jungkook'un sorusuna hayır yanıtını gönderdikten sonra yemek çubukları ile yeni bir parça aldı. Mingi, Yoonha'nın tavuklarını kemiklerinden ayırmasına yardım ediyor, Saerom eline gelen bazı kartları kontrol ediyordu ve Taehyung, telefonunun ışığının yeniden yanmasını bekliyordu usulca. Hiçbir hareket olmadığında omuzları düştü, Saerom'un ''Dokyeom benden hoşlanıyormuş.'' Dediğini duyduğunda kaşlarını çattı, ''Bunu anlamaman senin aptallığındı.'' Diye mırıldandığında Saerom elindeki çubukları ona vurmak için kaldırmıştı. ''Ne düşünüyorsun?'' Yoonha'nın sorusu ile öylece kaldı Saerom, bir şey düşünmediği belliydi ve tavuk parçasını ağzına atmadan önce omuz silkti yavaşça. Jungkook'tan hâlâ mesaj gelmiyor olması sinirini bozmaya başlamıştı, neden bilmiyordu ama onunla şu an konuşmak istiyordu. Yeniden uyuyakalmış da olabilirdi, ona mesaj atmalı mıydı yeniden? Saerom, Dokyeom'un ona terasta hislerini nasıl anlattığını ve kendisinin öylece donup kaldığını eski sevgilisi ve onun kız arkadaşına anlatırken telefonunu eline aldı, ''Seni özledim'' yazarak gönderdi Jungkook'a.

Onunla olmak her geçen gün daha tehlikeli bir hal alıyormuş gibi hissetmekten kendini alıkoyamıyordu Taehyung, ne kadar kendi hislerini zapt etmeyi öğrenmiş olsa da onu her gördüğünde ve ona her dokunduğunda içinde daha fazlası için yanıp tutuşan bir kıvılcım vardı. Öpüşmelerini bitirmek istemiyor, her zaman bir sonraki adıma götürmek için kıvranıyordu. Jungkook onun aksine daha kontrollü, hislerini yönetebilen biri izlenimi veriyordu ona. Telefonu çalmaya başladığında konuşmaya dalmış üçlü bakışlarını ona çevirdi, ekranda yazan yazı ile ayağa kalkmadan önce ellerini mendil ile temizledi ve telefonunu alarak kendini odanın dışına attı. Jungkook'un uykulu sesi kulaklarına geldiğinde geniş salona gelmiş, koltuklardan biri oturmuştu bile. ''Uyumana izin vermedim, değil mi?'' diye sordu sakin bir sesle, uykulu bir kıkırtı hayatı boyunca duyabileceği en güzel ses olabilirdi Taehyung'un, ''Hayır, yeni uyandım sadece. Sen neden uyumadın?'' Jungkook'un merak dolu sorusu ile iç çekti, ''İşlerimiz var, daha ajanstayız.'' Dedi, ona müzik listesi hakkında bir şeyler anlatırken duyduğu uykulu mırıltılar ile kendini iyi hissediyordu, Jungkook ile her şey tahmin ettiğinden iyi gidiyordu.

''Taehyung.''

Küçük olan sözünü kestiğinde kendini sinirli ya da incinmiş hissetmedi, ''Efendim?'' diye mırıldandı yavaşça, Jungkook'un nefes sesleri telefondan ona ulaşıyordu ve onu kolları arasına almak isteği ile doluydu, ''Seni seviyorum.'' Jungkook'un sesi ile kafayı yiyeceğini sandı, nasıl bu kadar güzel olabilirdi? Söyledi cümle kalbini tamamen kaplamış, gözlerini kapatmasına ve içini çekerek başını arkadaki duvara yaslamasına sebep olmuştu. ''Ben de seni seviyorum.'' Diye mırıldandı, arkadan gelen sakin nefes alışverişine minik horlamalar katıldığında telefonu kendinden uzaklaştırarak kahkaha attı, onu şimdi görmek ve uyurken izlemek istiyordu. Telefonu kulağına götürdüğünde onun çıkardığı minik sesleri dinlemeye devam etti, Mingi gelip onu çağırana kadar... İstemeyerek de olsa telefonu kapattı, odaya geri döndüklerinde yemekten kalanların hepsi toplanmış ve çöpe atılmıştı. Yerine oturduktan sonra masanın üzerine dağıtılmış kartlardan birazını eline aldı ve ayırmaya başladı.

Eve girdiğinde karanlık gökyüzünde mavilikler belirmeye başlamış, o saatte işe gitmek zorunda olan insanlar sokaklara dökülmeye başlamıştı bile. Kartları topladığı küçük kutuyu bir kolunun altına aldıktan sonra kapının şifresini girmiş, içeri girdikten sonra arkasına basarak tam giymediği ayakkabılarını çıkararak odasına adımlamıştı. Gözleri uykusuzluktan kapanıyor, her an bir yerde uyuyakalacakmış gibi hissediyordu, kulağına Jungkook'un uyurken çıkardığı nefes sesleri, mırıldanmaları dolduğunda dudakları yavaşça yana kaydı ve gülümsedi. Birinin nefes sesleri bile dizlerinin titremesine sebep oluyordu, kutuyu masasının üzerine bıraktıktan sonra pantolonundan ve üzerindeki gömlekten kurtuldu hızlıca. Kendini yastıkların arasına bıraktıktan sonra bir tanesini alarak kendine doğru çekti, kollarının arasına hapsederek gözlerini kapamadan önce geçen gece Jungkook'a sarılan kollarının şimdi bir yastığa sarılıyor olmasından nefret etti.

''03.05.2017

Merhaba, Vante yoksa Kim Taehyung mi demeliydim? Ben bugs bunny, bu isim üzerine çok fazla düşündüm, gerçekten. Uzun süre ortadan kaybolduktan sonra bir daha seni bulamayacağımı düşünürken bir ekranın karşısından bana gülümsedin, bu kez sana ulaşmak istedim ve ajansı aradığımda bana kart ya da mektup yazabileceğimi söylediler. Biraz acımasızlar. Sana kendimi anlatmak istiyorum ama öncelikle programın için herkes deliriyor. Umarım çok uzun sürer ve seni izlemeye, önerdiğin şarkıları dinlemeye, gülümsemeni görmeye devam ederiz. Güzelsin, çok güzel olduğunu biliyor muydun? Vante de olsan Kim Taehyung da olsan, her zaman burada olacağım.''

Gözlerini ilk açtığından beri yapmak istediği kartları almak ve okumaya başlamaktı ama önce duş alması, ardından yemek yemesi gerekiyordu ve bunları yapmadan önce Jungkook'a mesaj atsa da hâlâ uyuduğunu düşündüğü çocuktan cevap alamamıştı. Dün gece tarihlere göre onar adet ayırdıkları kartların olduğu kutuyu alarak masaya bırakmış, çay ve sandviçini de alarak oturmuştu sandalyesinde. İlk kartta dikkatini çeken tek şey bugs bunny takma adlı kişinin onu Vante olduğu zamandan beri takip ediyordu olduğuydu ki bunu zaten biliyordu, arkasına yaslanarak sandviçinden bir lokma ısırdıktan sonra telefonu çalmaya başladı. ''Günaydın Bay Jeon.'' Diyerek açtı telefonu, arkadan Seol'ün bağırışlarını duyuyordu. ''Günaydın Taehyung, çok fazla uyumuşum...'' diye mırıldanmasını duydu Jungkook'un. Bir tabağın kırılma sesi geldiğinde arkadan bir kadının konuşmaları geliyordu, ''Ah, üzgünüm. Seol masaya tabak koymak isterken düşürdü. Nasılsın?'' diye sordu Jungkook. İç çekerek dudaklarını ıslattı, ''İyiyim, sen nasılsın?'' Jungkook'un odasının kapısının kapanma sesini duydu önce, ''Seni özledim... Taehyung ben seni çok özledim.'' Ağlamaklı çıkan sesi kahkaha atmasına sebep olsa da içinin acımasına da sebep oluyordu, ne yapıyordu bu çocuk ona? Bir anda gelmiş, hayatına girmiş ve tüm her şeyi yerle bir etmişti. Onsuz nefes alamadığını bile hissettiği oluyordu, bu korkutucuydu, çok fazla. ''Bana gelmeye ne dersin? Film izleriz, oyun oynarız... Bilmiyorum.'' Dedi hızlıca, ''Seni özledim.'' Diye ekledi sonrasında. Küçük olanın kıkırtıları doldu kulağına. ''Seol'den kaçabilirsem gelirim, sen konumu at bana.'' Dedi Jungkook. Telefonu kapattıktan sonra ona konumunu gönderdi, kartlara yeniden döndü.

''17.05.2017

Kim Taehyung, ne yapacağını bilemediğin bir şekilde kaldın mı hiç? Ben bugs bunny, geçen programda benim için hüzünlerine sevinç yerleştirmeye çalışan bir çiçek demiştin ve ben bunu unutamıyorum, rüyalarıma girdiğini biliyor musun? Küçük bir kız kardeşim var, babam bizi bırakıp gittiğinde henüz konuşamıyordu bile ve şimdi, baba dedi. Öylece. Biz hiç kullanmayız o kelimeyi biliyor musun, hiç. Belki televizyondan, belki gittiğimiz bir yerden duymuştur fakat kollarını bana uzatarak baba dediğinde hiçbir şey yapmadım, hayatımda en çok çaresiz hissettiğim andı. Onu kollarım arasına almak, sevmek istedim ama bunu yapmak, kabul etmek olacaktı ve onu durduramayacaktık artık. Bana bakarak ağlamaya başladığında kalbimin yavaşça parçalara ayrıldığını hissettiğim, parçaların bağlı oldukları ince ipler koparken acı içinde ölüyordum. Adımın küçük bir kısaltmasını dudakları arasından çıkarana kadar ağlamasını ağlayarak izledim, ancak o zaman sarabildim kollarımı ona. Yirmi yaşında olan ben için çok zor değil mi hayat?''

Gözlerinden süzülen yaşlara engel olamıyor, acıyı içinde hissederken Jungkook'un yerde oturmuş ağlayan Seol'ü izlerken ağladığını düşünmek tüm iplerin kopmasına sebep oluyordu. Bir başka kartı okurken çok fazla ayrıntı olmadığını gördüğünde, bir başka karta geçti.

''12.06.2017

Merhaba, Kim Taehyung-ssi, ben bugs bunny. Sesinizin huzur dolu olduğunu biliyor muydunuz? İçimi acıtacak kadar huzur dolu. Sizi dinlerken tüm hayatımı unutuyorum, bu iyi mi yoksa kötü mü? Bazı geceler çalıştığım için sizi izleyemiyorum, sesinizi duymak zorunda kalıyorum. Söylediğiniz kelimeler, seçtiğiniz şarkılar ve bazen gözümde hayal edebileceğim kadar güzel olan kıkırtılarınız. Sonsuza kadar bu hayatın içinde sıkışıp kalacak gibi hissederken bana nefes aldırıyorsunuz, bunun için teşekkür etmek istedim.''

İç çekerek arkasına yaslanmadan önce Jungkook'un attığı ve Seol'ün onun saçlarını tokalarla süslediği fotoğrafına baktı. Gözleri iki ateş parçasını andırıyordu, her zaman onu yakacakmış gibi parıldıyorlardı ve gözleri dudaklarının altındaki benine kaydı, onu yeterince öpmediği için pişman hissetti. Uzun saçları iki yana ayrılmış ve çilek şeklinde tokalarla toplanmış, üzerinde bol bir naylon ceket vardı. Gülümseyen yüzünde dişleri öne çıkmıştı, özlem ile iç çekerek, ''Ah, tüm Bay Jeon karizman yerle bir oldu, küçük tavşan'' yazdıktan sonra göndermiş, fotoğrafı telefonunun ana ekranının duvar kâğıdı yapmıştı. Tamamen bebek olan bu çocuğun nasıl oluyor da dudakları birleştiği andan itibaren tüm kontrolün sahibi oluyordu?

''04.07.2017

Taehyung-ssi ben bugs bunny, bugün ilk defa kendimi mutlu hissediyorum sanki. Âşık oldum, dün gece. Üzerinde beyaz bir gömlek vardı ve bakışları, kalbimi öyle bir acıttı, kıkırtısı tatlı bir esinti olarak acılarımın üzerinde esti ve ben, ona tutuldum. Hiç yüz yüze görmediğim birinin sesine, gözlerine ve kendisine âşık oldum. Hayatımda acı dolu o kadar fazla şey var ki, bu aşkı mutlulukla yaşamak istiyorum. O bilmiyor olsa bile siz biliyorsunuz, siz benim aşkımı gördüğünüz sürece hiçbir şey önemi yok.''

Eline ilk defa somut bir kanıt bulabilecek bir şey geçmişti Taehyung, eğer Temmuz'un dördünde bu kartı yazmışsa ve kart onun içinde ayın üçünde beyaz çizgili gömlekli bir yayın yapmış olması gerekiyordu. Telefonu eline alarak ajansın sosyal medya hesabına girdi, üç yıl öncesine inmek zor olacaktı ama bunu yapacaktı. Hızlıca gönderileri aşağıya kaydırırken Saerom'dan gelen bildirimi kapattı. Her yayın için fotoğraf atıyorlardı ve haftada üç yayın olduğu düşünülürse bu oldukça fazla fotoğraf demekti, gözleri kaşınmaya başladığında bakışlarını telefondan çekti bir süreliğine, kâğıdını eline aldığında minik kalp şeklindeki süslere baktı. Bugs bunny'nin Jungkook olmasını çok fazla istiyordu, kendisinin yanında bu kadar hislerini kontrol eden çocuğun aslında kendisi için gerçekten delirdiğini görmeye ihtiyacı vardı. Kartı bırakarak telefonu yeniden eline aldı, hızlıca inerken gri saçlı, çizgili beyaz gömlek giymiş kendisini geçtiğinde durdurdu ve yukarı çıktı. Fotoğrafa tıkladıktan sonra tarihe baktı.

03.07.2017

''03.07.2018

Âşık olmamın üzerinden bir yılın geçtiğine inanamıyorum, bir gün ona kavuşma düşüncesi ile hayatıma devam ettiğimi fark ettim. Küçük kız kardeşim büyüyor, annem ona bakıyor ve büyükannem hastaneye yattı bugün. Doktor tedavisine evde devam edilemeyeceğini söylediğinde bizim için bir yıkım oldu, onu hastane odasında bırakmak da. Bugün bir iş daha aramam gerekti çünkü iki yarı zamanlı iş ile hem hastane masraflarını karşılayıp hem de evi geçindirmek zor tabii. Bunları neden anlattığımı bilmiyorum ama sana anlatıyor olmak iyi hissettiriyor, yanımdaymışsın ve beni dinliyormuşsun gibi...''

Kart hâlâ devam ediyor olsa da Jungkook'un mesaj atması ile bırakmıştı, ''Bir saat sonra yanınızdayım, Bay Kim. Kendinizi Bay Jeon cazibesine hazırlasanız iyi edersiniz.'' Gülümsemesini durduramadı Taehyung, ''Ben daha çok dudaklarınız için hazırlanıyorum, Bay Jeon.'' Yazıp gönderdi ve kartlara devam etti.

''Üç gün önce siyah bir kazak vardı.''

''Bordo ona çok yakışıyor''

''Bir hafta öncesiydi onu kahverengi gömleğinin içinde gördüğümde.''

Nasıl bir aptaldı da bunların kendisi olduğunu görememişti, kart üzerinde yazan tarih ve onu gördüğünü söylediği tarihlerdeki yayınlarda tam da bahsettiği şekilde giyiniyor oluyordu ve onu anlattığı kelimeler, kalbinin hızlı çarpmasına, karnının kasılmasına ve sıcaklığın tüm iliklerine işlenmesine sebep olmuştu. Gözü telefona kaydığında Jungkook'un gelmesine çok az bir zaman kaldığını gördü, kartları sırasını bozmadan kutuya topladı ve onları bir dolabın içine koydu, ona kahve hazırlamak istese de evinde kahveye dair hiçbir şey yoktu. Çay için suyu ısıtıcıya koydu ve düğmesine bastı, üzerine baktığında beyaz bir tişört, siyah bir eşofman altı giyiyordu ve saçları tamamen dağınıktı. Üzerini değiştirmek için odasına adımladığı sırada çalan kapı ile küfür etti, onun karşısına bu halde çıkacak olmak zorunda mıydı?

Jungkook mükemmel görünüyordu, yeşil kargo pantolonu ve onun içine soktuğu siyah tişörtü ince belini ortaya çıkarmıştı. Giydiği bomber ceketin kolları uzun duruyordu ve bir elinde poşet tutuyordu. Saçları özenle taranmış, iki yana ayrılmıştı ve uçları hafif dalgalı mıydı yoksa yanlış mı görüyordu? Parmakları ceketin üzerinde Jungkook'un beline sarıldı, onu içeri doğru çekti ve kapı kapanırken dudaklarını karşısındaki küçüğün dudaklarına bastırdı. 

Continue Reading

You'll Also Like

36.9K 1.9K 32
Kızın sesini duyunca Alaz'ın omuzları gevşedi. "Öldüm, Asi." Gözlerini kızın yüzünde dolaştırdı. "Sensiz geçirdiğim her gün biraz daha öldüm." Asi al...
394K 24.2K 41
"Geçti" dedim. "Geçti sevgilim, ben geldim bak. Sana tekrar yuva olmaya geldim." « Au, mizah » ©yoongiminax
69.1K 6.5K 26
bir jeonkim aile hikayesi.
401K 35.1K 33
kim taehyung, erkek arkadaşı jeon jeongguk'un beş yıllık ilişkilerini bitirmesinin ardından oldukça üzgündü ve iki yıllık ayrılığın ardından gelen me...