Karanlığın Aç Çocukları Seris...

Von lefazen

10.9M 325K 205K

(+18 | Yetişkin içeriklidir.) Parmak uçlarım geniş omuzlarına dokunduğunda aniden gözlerime baktı. "Artık be... Mehr

1.KİTAP | AKILBAZ
1.BÖLÜM: DOĞUM GÜNÜ
2.BÖLÜM: KEŞFEDİLİŞ HİKÂYESİ
3.BÖLÜM: BELİRLİ DÜZEYDE ÇIPLAKLIK?
4.BÖLÜM: ÇEKİM YASASI
5.BÖLÜM: ASANSÖR
7.BÖLÜM: YARDIM
8.BÖLÜM: KAVGA
9.BÖLÜM: PİŞMAN OLACAKSIN
10.BÖLÜM: NÜ SANATI
11.BÖLÜM: MAHZEN
12.BÖLÜM: GÜVEN PROBLEMİ
13.BÖLÜM: TEHLİKE
14.BÖLÜM: ÖLÜRÜM DE SUSMAM
15.BÖLÜM: KORKU
16.BÖLÜM: KARŞILIK
17.BÖLÜM: ÇAPRAZ ATEŞ
18.BÖLÜM: SUSMAK ZORUNDASIN
19.BÖLÜM: MUHTAÇ
20.BÖLÜM: NE İSTERSEN YAPACAĞIM
21.BÖLÜM: YANSIMA
22.BÖLÜM: CÜRETKÂR
23.BÖLÜM: TUTKULU
24.BÖLÜM: KEŞİF
25.BÖLÜM: SENİ BENDEN KISKANIYOR
26.BÖLÜM: SİREN
27.BÖLÜM: AİTLİK HİSSİ
28.BÖLÜM: BÜYÜLÜ SÖZLER
29.BÖLÜM: SENİNLE OLMAK
30.BÖLÜM: HİSLERİM
31.BÖLÜM: ACININ İRONİSİ
32.BÖLÜM: DÜNYA'NIN KARANLIĞI
32.BÖLÜM/2.KISIM: IŞIKLAR SÖNDÜ
33.BÖLÜM: MANİPÜLE
33.BÖLÜM/2.KISIM: SEN OLSAYDIN
34.BÖLÜM: TEHDİT
35.BÖLÜM: TESLİMİYET 'ten alıntı
35.BÖLÜM: TESLİMİYET
36.BÖLÜM: YAKALANMAYAN SUÇ
37.BÖLÜM: TUTSAK
38.BÖLÜM: NEFES NEFESE
39.BÖLÜM: TİLKİLERİN KUMPASI
40.BÖLÜM: KATRAN
41.BÖLÜM: KARANLIĞA SAHİBİM 'den alıntı
41.BÖLÜM: KARANLIĞA SAHİBİM
42.BÖLÜM: PARA VE İTİBAR
43.BÖLÜM: ÜSTÜNLÜK İSTİYORUM
43.BÖLÜM/2.KISIM: KÖSTEBEK
44.BÖLÜM: DESİSE
45.BÖLÜM: DOĞRUYU BUL
46.BÖLÜM: KAPAN
1.KİTAP FİNALİ: AKILBAZ'IN GÖSTERİSİ
AKILBAZ RAFLARDA
2.KİTAP | CANBAZ (yakında)

6.BÖLÜM: BATAKLIK

140K 5.3K 1.8K
Von lefazen





6.BÖLÜM: BATAKLIK

Reha Özaden
8 gün önce

Sessizliğin en büyük ihtiyacım olduğunu bile bile, gürültüden kurtulamayacağım bir bataklığın içinde, kulaklarıma dolan çamuru kabullendim. Ben henüz bir bebekken, gözlerimi açtığım ilk anda ağlamamı dahi beklenmeden bu bataklığa atılmıştım. O günden sonra öyle çok gürültü duydum ki kendi sesimi unuttum. Benim daha ağlamaya fırsatım olmazken; çığlıkları, diyalogları, acıları, ihtiyaçları dinledim. Kimse de kimin dinlediğini umursamadı. Kimse de o küçük erkek çocuğunu umursamadı.

Mekânın içerisinde dönüp duran renkli ışıklar her yüzüme vurduğunda müziğin yankısı zihnimdeki duvarları sallıyordu. Oturduğum loca doğrudan dans eden kalabalığa bakıyorken ben bir kez olsun gözümü oraya çevirmemiştim. Sırtımı geniş koltuğa iyice yaslayarak parmaklarımın arasındaki içki bardağını çevirdim. İçindeki kehribar rengi sıvı çalkalanırken yanımda durmadan konuşan kadına çevirdim başımı. "Ne zaman susacaksın?"

Sorum üzerine birden sustu. Ardından tek kaşını kaldırarak "Bana bir yanıt verdiğin zaman?" demişti.

Karşımdaki sarışın, tam bir aptal rolünü üsleniyordu. Yapmak istediği saçmalıkların başka açıklaması olamazdı. Neredeyse iki aydır çekimlerini ben yapıyordum. Başta modellikle ilgilendiğini düşünmüştüm fakat kızı tanıdıkça olayların farklı yerlere evirildiğini anlamak zor olmamıştı. Zira benim çevremdeki kimse yaptığım işin ne olduğunu bilmezdi. Şayet yaptığım işle bir bağlantısı yoksa...

Sercan'ın söylediğine göre kız kullanıcıydı. Başta fotoğraf çekimi için gelen bir model olarak nitelendirmiştim onu. Nerdeyse yedi ay önceydi. Zamanla işlerin rengi değişmişti. Tüm bunlar neyse de o torbacılık yapmak istiyordu.

Asıl sorun burada başlamıştı.

"Neyin içerisine dahil olmak istediğini bilmiyorsun. Hayatını karartmaya neden bu kadar meraklısın?"

"Çünkü senin hayatın pek kararmış görünmüyor."

Cüreti karşısında kaşlarım havalandı. Gözlerimi içki bardağından çekerek ona çevirdim. "Sen kendini benimle bir mi tutuyorsun? Ben doğduğum andan itibaren bu karanlığın içindeyim. Benim başka yolum yoktu."

Alaylı gözlerle bana baktı. "Mecburiyetten mi bu işi yaptığını ima etmeye çalışıyorsun?" İnsanları bu konuda böylesine eğlendiren nokta nedir? Sanırım zevkle işimi yapıyor olmam onların gözünde son derece olağanken aksi hayli anlamsız geliyordu.

Hoşlanmadığım iki insan tipi vardı. Biri, gördüklerinin aslı astarını bilmediği halde kuşkusuzca düşüncelerine işleyenler. İkincisi aptalca düşüncelerini üzerime yazarak o çizgiden çıktığımda beni sorgulamaya kalkanlar. Ben, üzerime ezbere yazılan hiçbir şeye benzemiyordum. "Sana beni sorgulama hakkını vermedim. Mirasıma sahip çıkmak benim görevim. Piyasadaki herkes bana saygı duyar. Bana hiçbir şey olmaz. Ama seni yerler, Elvin Akdere."

Başını olumsuz anlamda salladı. Gözlerine bürüyen hırs onu esir almıştı. "Kazandığın parayı gördüm. Paranın anasını ağlatıyorsunuz. O yüzden saçma bahanelerle beni vazgeçirmeye çalışma." Derdi para mıydı yani? Uyuşturucu satarak kazandığı paradan kendine uyuşturucu mu alacaktı? Uyuşturucu satmak uyuşturucu kullanmaya benzemezdi. Bir kez oraya düştüğünde, onu melekler bile aklayamazdı.

Sinirlenmeye başlamıştım. Ne halt ettiği gram umurumda değildi ancak en azından hayatını karartan ben olmayacaktım. "Defol git başımdan."

"Gitmeyeceğim."

Gözlerim tehditkârca kısıldı. "Bende bir daha kibarca söylemeyeceğim." Yüzündeki ifadeden içinden 'bu kibar hali miydi?' diye düşündüğünü tahmine edebiliyordum. Kadınlar bazen o kadar da karmaşık olmuyorlardı.

Ayağa kalkarak parmaklarını sarı saçlarının arasından geçirdi. Beden dilindeki panik dikkatimi çekmişti. "Gitmeyeceğim çünkü gidemem!"

Aklımdan binlerce düşünce geçerken içki bardağını sertçe önümdeki masaya koydum. "Ne saçmalıyorsun sen?"

"Çoktan ilk satışımı yaptım."

Dişlerimi birbirine bastırmaktan yanağımdaki kas oynadığında, öfkem gün yüzüne çıkmıştı. "Geri zekâlı. Seni uyardım. Sana uzak durmanı söyledim. Ben senin fotoğrafçındım, sana mal sağlayacak patronun değil! Sercan'ın haberi var değil mi? Onun gibi mi olmak istiyorsun? Torbacı olup hayatının içine sıçmak mı istiyorsun? Buyur, cehenneme giden yol tam da buradan geçiyor. Ahmaklar!" ahmaklar derken oldukça yüksek sesle bağırarak koltuktan kalkıp masadan uzaklaşmaya başladım.

Tertemiz olarak doğup, hiçbir kire buluşmamış olmalarına rağmen sırf para için böylesine iğrenç bir yolu neden seçerlerdi?

Herkesin mecburiyetleri vardır. Mecburiyetlerimizi tıpkı genlerimiz gibi ailemizden alırız. Doğduğumuz aile geleceğimizi inşa ederken, neden bir harabe inşa ediyorsunuz diye soramazsınız. Ama bir şaheseri harabeye çevirmekte ısrarcı olursanız, onu hakkedecek kadar aptal olursunuz. Ben bu harabeyi hak etmedim diyebiliyorum. Fakat Elvin ve onun gibiler kendi sonlarını kendi elleriyle getirirken aynı şeyi söyleyemeyeceklerdi.

"Bekle!" diye seslendi arkamdan. Sesini yutan müzik geriye hiçbir şey bırakmadı.

Merdivenlerden iniyorken dans pistinin ortasında bara doğru ilerleyen bir grup kızı gördüm. Siktir, düzeltiyorum. Diğer kızların yüzüne bile bakmamıştım. Gözlerim o gece saçlı, gök gözlü kızı görmüştü yalnızca. Az önceye kadar çarkı keyif halde olan ben şimdi hiç olmadığım kadar sarhoş gibiydim. Az önce konuştuğum öfkelendiğim her şey birden aklımdan uçup gitmişti.

Merdivenlerden yukarı çıkan Sercan "Ne oluyor?" diye sordu.

Müziğin sesini ilk kez o kadar net duydum. Bulanık gözlerimin önüne netlik düşmüştü sanki. Şarkının her bir sözü bütünleşerek ritme karıştı.

(Mekanda çalan şarkı.)

Siyah beyaz ekranıma renkler saçıldı. Gözlerimi kızdan alamadım. Bar taburelerine zorlanmadan otururken bacak bacak üstüne atarak uzun bacaklarını sergiledi. Yüzündeki gülümsemesi adeta seni mahvedeceğim diyordu. Kıyafetlerinden modaya ilgisini anlamam uzun sürmedi. Kırmızı askılı büstiyeri bembeyaz boynunu öne seriyor, dekoltesi göz alıyordu. Karşımdaki kadının tutkunun vücut bulmuş hali gibiydi.

"Bu kızları tanıyor musun?" dedim burnumun ucuyla o ve arkadaş grubunu işaret ederek. Sercan'ın sorusunun cevabı bu değildi. Hatta ona sormam gereken şey de bu değildi. O kız aklımı almıştı...

Olduğum basamağın iki üstünde Elvin'in varlığının farkındaydım. Sessizce olanları izliyordu. Sanırım Sercan'a bağırmam gerekirken sakince sorduğum alakasız soru onu da şaşırtmıştı.

"Sana bahsettiğim Şebnem ve arkadaşları işte. Neden sordun?" Şebnem ismini duyduğum ilk an anımsayamadım, sonra birkaç kez konuşmamızda adının geçtiğini hatırlamıştım.

Bir basamak inerek ona yaklaştım. "Kırmızılıyı daha önce okulda görmedim." İçlerinden kırmızı giyen yalnızca oydu. Bu sebeple kimi kastettiğimi hemen anladı.

"Çünkü bizim okulda değil. Kızı en fazla birkaç kez gördüm. Mezuna kalmış, bu yıl başlayacakmış." Cevap vermeden merdivenleri inerek dans pistinin etrafından dolandım. Arkamdan gelen Sercan'ın gülüşünü duyduğumda duraksayarak ona döndüm. "Neye gülüyorsun?" O kız gerçekten fena dikkatimi dağıtmıştı, asıl konuya odaklanamıyordum.

Sırıtarak "Doğru yoldasın. Kızın modellik hayalleri var." dedi.

"Sen nereden biliyorsun?" diye sordum.

"Şebnem laf arasında söylemişti." Cevabını verdi. "Bugün de ablasının doğum gününe hazırlık yapmak için geldiler. Şebnem bana mekân sorunca burayı önerdim. Özel pasta hazırlatıp burada kutlayacaklar."

Gitmeyi düşünüyorken onu görmemle vazgeçmiştim. O yüzden aşağı kattaki masalardan birine oturdum.

Elvin çekinerek Sercan'a yaklaşıp "Reha her şeyi öğrendi." dediği zaman şalterlerim attı ve hızla onlara döndüm. "Hadi bu geri zekâlı, sen nasıl ona izin verirsin?" Gecikmeli de olsa sonunda asıl konuya dönmüştük.

"Ben izin vermedim. Kız benden aldığını gidip satmış. Ne bileyim ben?" Elvin en başından beri kendini açık etmişti. Öyle nereden bileyim diyerek sıyrılamazdı. "Amacını anlamamış gibi konuşma." Omuz silkerek umursamazca "Anladım açıkçası ama umurumda değil. Para için kendini ateşe atmak istiyorsa kendi bilir. Ekmek aslanın ağzında derler." dedi.

"Onu emeğiyle çalışanlar için söylüyorlar. Zehir satanlar için değil."

Afallayarak bana baktığında ne yaptığımın farkına vardım. Kahretsin, cehennemde melek rolünü üstlenircesine konuşmaya son vermeliydim. Aksi halde kendi cehennemimden kovulacaktım. "Sen iyi misin?" İnsanlar doğruları duyduğunda yaptıkları ilk şey sorgulamak oluyordu. Oysa doğruluğu sorgulasalar köhne zihinlerine güneş doğardı. Aklıma gelen ilk bahaneyi dillendirdim. "Acemi bir kullanıcıyı torbacı yapmayacağım."

"Ben eğitirim." Sercan'ın bunu söylemesiyle Elvin'in yüzü aydınlandı. Baya hevesliydi bu bok çukuruna gördüğü herkesi çekemeye. "Siktir git, cehenneme kadar yolunuz var."

Kısa bir sessizlikte Elvin "Ben içecek bir şeyler alacağım." Diyerek bizden uzaklaştı. Sercan Elvin'in gitmesini fırsat bilerek merakla "Sen bugün tersinden mi kalktın?" diye sordu.

"Her şeye burnunu sokma Sercan. Aptal aptal şeyler yapmaya son ver. Elvin'in ne işi var lan bu işlerle?"

"En başından beri seninle öylesine takıldığını biliyorsun. Hayalleri olan biri değildi." Hayalleri yok diye bir daha hayal kuramayacağı bir hayat mı yaşayacaktı? "Her ne sikimse. Ben kapıda uyarıyı yaparım. İçeri giren yandım diye ağlamasın." Diyerek konuyu kapattım. Daha fazla konuşmam yalnızca imajıma zarar verecekti.

Sercan baktığım yere göz atarak bıyık altından gülümsedi. "Kızı beğendin..." Yorum yapmadım. Gece saçlı, kar tenli kıza bakmaya devam ederken "Şebnem'e benden bahset." Dedim. Aklımda planlarımı işlenmeye başlarken tesadüfü yaratıp, zorunda bıraktım. Şansı giydirip bütün imkanları bizzat ben hazırladım.

Sercan, sözlerim yanlış anlamaya müsait olduğundan ne yapacağını bilemedi. "Anlamadım?"

Derin bir nefes alarak gözlerimi Sercan'a diktim. "Şebnem'e benden bahset ki o da arkadaşına yardımcı olmak için, ona benden bahsetsin. Anladın mı?"

Yüzü aydınlandı. "Anladım."

Ve sonra onun karşısına çıkacağım ilk gün, okula geldiği ilk gün, perdeler açılacak. Gösteri başladığı andan itibaren çıt çıkmayacak. Gerilmiş ipin üzerinde yürüyen cambazdan daha tehlikelisi. Gerilmiş kaderin üzerinde yürüyen bir Akılbaz...

"Kızın adını biliyor musun?"

"Tutku."

Aynen öyle olmalı dedim kendi kendime. Aynen öyle...




-BÖLÜM SONU-






AKILBAZ'IN BU BÖLÜMDEN SONRASI KİTAP OLDUĞU İÇİN YAYIMDAN KALDIRILMIŞTIR.

Eğer ilgileniyorsan devamını okumak için Akılbaz'ı kitap satan her yerden temin edebilirsin.

AKILBAZ'ın TAMAMINI OKUMADAN CANBAZ'ı OKUMAMALISIN. ÇÜNKÜ DEVAM KİTABIDIR.

Anlayışın için teşekkürler 🙏🏻

Burada olduğunuz için minnettarım,
Sevgilerimle,







...

Weiterlesen

Das wird dir gefallen

4.3M 121K 41
054* ***: benim seninle sevişme 054* ***: pardon antrenman yapma ihtimalim nedir? - : kapak tasarımı için @gokbuttired 'a çok teşekkür ederim.<3 :
410K 15.5K 48
"Oo küçük hanım iki gündür sizin peşinizdeyiz." "Siz de kimsiniz niye peşimdesiniz ne istiyorsunuz?" " sakin küçük kız" "Kimsiniz dedim" " babanın öd...
1M 36.6K 58
alev:OĞUZ BEN ASIK OLDUM!!! oğuz:YİNE KİME AMK????!! alev:acar'a oğuz: siktir!
2.3M 144K 61
pabucumun bayboyu Ayşen: Ama senin gibi tiplerden hoşlanmam. Ayşen: Senin gibi tipler dediğim. Ayşen: Kötü çocuk gibi takılan. Ayşen: Zeki ve çalışk...