ALIŞMAK ZORUNDAYIZ (TAMAMLAND...

By MLETH5

13.4K 3.6K 1.5K

Bu bir cinayetin üzerinde birleşen iki kalbin hikayesi, bu hikaye karanlıkta birbirlerini bulmaya çalışan iki... More

Tanıtım
Bölüm1
Bölüm2
Bölüm 3
Bölüm 4
Bölüm 5
Bölüm 6
Bölüm7
Bölüm 8
Bölüm9
Bölüm10
Bölüm11
Bölüm12
Bölüm 13
Bölüm 14
Bölüm 15
Bölüm 16
Bölüm 17
Bölüm 18
Bölüm 19
Bölüm 20
Bölüm 21
Bölüm 22
Bölüm 23
Bölüm 25
Bölüm 26
Bölüm 27
BÖLÜM 28
Bölüm 29
Bölüm 30
Bölüm 31
Bölüm 32
Bölüm 33
Bölüm 34
Bölüm 35
Bölüm 36
Söyleyeceklerim Var

Bölüm 24

200 43 59
By MLETH5

Yazardan...
Anne... Her çocuğun muhtaç kaldığı, sığındığı limandı. En unutulmaz günleri çocuğun hafızasına kazıyan anne, Aysar'ın hafızasında unutulmaz hatıralar bırakmış hatta Aysar'ın insanlara olan güvensizliğinin tohumlarını da o ekmişti minik Aysar'ın yüreğine.

Annesi Merve Veren...
Aysar'ı görmesinin şaşkınlığı ve paniği vardı annenin yüreğinde. Yüzüne bakmayan oğlu ilk defa onun ayağına gelmişti. Anne, Aysar'a yaşattıklarından hala pişman değildi. Hatta hala yaşattıklarını hak ettiğini düşünüyordu. İçinde hala bir öfke vardı oğluna karşı. Fakat şuan da merakı ağır basıyordu.

Aysar annesini gördüğünde karmakarışık duygulara kapılmıştı. Hala annesinin gözlerindeydi öfkenin izleri. Hala Aysar'ın kalbindeydi bu öfkenin kırdığı kalbin parçaları ve batıyordu bu kırıklar, kalbindeki çocuğun ruhuna.

Aysar'ın aklında binlerce düşünce vardı. Bütün düşüncelerinin kuyruğu birbirine dolanıyor ve beyninde soru yumağı oluşturuyordu. Ölüm Meleği annesi olabilir miydi? Gerçekten oğluna böyle bir şey yapar mıydı? Ya da Nazenin ile ne ilgisi vardı? Bütün bu düşünceleri annesinin kadife sesi böldü.

"Neden geldin?"

Çok acımasız bir soru değil miydi "Neden geldin?"? Sahi ya neden gelmişti Aysar? Tekrar kırılmak için mi? Tekrar zor toparladığı yüreğini, duygularını annesinin kırması için mi? Durup dururken annesine bunu sen mi yaptın da diyemezdi ya! Ama işte asıl sebep bu değildi. Özlemişti sanırım biraz. Merak etmişti hala güçlü duruyor mu annesinin bakışları diye. Hala ölümüne savunuyor mu yaptıklarını diye. Asıl sebebi buydu genç adamın her ne kadar bilmese bile. Bugün burada bir şeyler çözülecekti. Bunu hissediyordu. En iyi  ihtimalle ölüm meleğinin annesinin olmadığını öğrenirdi.

Tam konuşacakken gelen mesajın bildirimiyle duraksadı. Mesajı Murat göndermişti.

Murat babasının adamı olmasına rağmen Aysar ona karşı bir samimiyet besliyordu. Murat ve Aysar uzun zamandır tanışıyordu. Aralarında mesafeli bir ilişki olmasına rağmen üstü örtülü samimiyetleri bir patronun oğlu ve çalışan gibi değildi.

Ekranda inmekte olan bir video vardı. Henüz telefonuna inmemişti. Beklemeliydi. Önemli bir şey olabilirdi. Konuşmadan önce öğrenmeliydi.

"Oturabilir miyim?"

Merve oğlunun neden geldiğinin paniği içerisindeydi. Derin bir merak vardı. Kafasını salladı ve sandalyeyi işaret etti.

"Buyur bakalım."

Aysar sandalyeye oturdu. Murat'tan gelen videoyu izlemek için cebinden kulaklığını çıkardı. Kulağına takıp videoyu başlattı.

Ekranı Sezgin'in kızıl saçları doldurdu. Murat Sezgin'in ağzından laf almaya uğraşıyordu. Ve saniye saniye kaydedip Aysar'a atmıştı. Murat'ın nadiren gösterdiği acımasız yüzüne bu sefer Sezgin rastlamıştı.

"Söyle lan kimsin sen?"

"Abi ben sadece Merve Veren'in yanında çalışıyorum. Valla bir şey yapmadım."

"Yalan söylüyorsun! Bak beni farklı işkence yöntemlerini uygulamak zorunda bırakma!"

"A..a..abi asıl söylersem işkenceye maruz kalırım."

Murat'ın Sezgin'in çenesine geçirdiği sert darbe çok ani olmuştu.

"Asıl söylemezsen sadece sana değil Ayşe Arslan'a işkence yöntemleri uygulanmaya başalayacak"

Murat elindeki tabletten Ayşe Arslan'ın fotoğrafını Sezgin'e gösterdi.

"Bak görüyor musun? Şuan bir kaç adamım Ayşe Arslan'ın evinde. Hem de senin arkadaşın olarak. Emin ol onlara emir vermemle olaylar çok farklı bir boyut alır."

Murat'ın yaptığının blöf olduğunu Aysar biliyordu. Çünkü Murat gibi bir adam asla hiç bir şeyden habersiz masum birinin canına bilerek zarar vermezdi. Fakat bunu bilmeyen Sezgin blöfü yutmuş ve ötmeye başlamıştı.

"Abi bana sürekli kağıt veriyordu Merve. Sadece o kağıtları okumadan ulaştırmam gereken yere bırakıp kaçıyordum. Bir de..."

"Bir de ne lan!"

" Bir defa da bir kızı bir binanın içinde tehdit etmiştim. Adı Nazenin'di sanırım. Merve'nin verdiği replikleri söyleyip oradan ayrıldım sadece."

Video tam olarak burada kesiliyordu. Yanlış tahmin etmemişti. Bunu yapan Merve Veren'di. Ama neden? Bir anne neden bunu çocuğuna yapardı ki? En önemlisi Nazenin ile ne ilgisi vardı? Ya Burcu ile? Gerçi Aysar Burcu ile ne ilgisi olduğunu az çok Burcu ölmeden önce onun zihnine çekildiği hatıradan anlayabiliyordu. Muhtemelen Burcu'yu  Aysar ile evlendirip holdinge ortak olmak istiyordu. Bu annesinden beklenilir bir davranıştı. Daha fazla düşünmek istemiyordu. Belki de bu kadarını annesinin yaptığını kabullenmek istemiyordu. Olayın sebeplerini artık annesinden öğrenmeliydi.

Merve, oğlu kulaklıkla telefonuna bakarken gergin bir şekilde karşısındaki sandalyeye oturmuş, oğlunun değişsen yüz ifadelerini izliyordu. Oğlu kafasını kaldırıp ona baktığında Merve istemsizce gözlerini kaçırdı. Oğlunun biraz öncekinden çok farklı olan ses tonu kulaklarına ulaştı.

"Neden yaptın?"

Oğlu neyden bahsediyordu ki?

"Neyi?"

Aysar bu sefer öğrendikleri karşısında sakin olamayacak kadar sinirliydi. Ama ne olursa olsun kalbinin kırık olan parçalarının bile hala parçalanıyor oluşu daha çok yakıyordu canını. Hiddetlenerek kalktı ayağa. Ve sinirlendiği zamanlarda olduğu gibi yine el hareketlerini çok sık kullanarak konuşmaya başladı.

"Neden Burcu'yu öldürüp Nazenin'in evine koydun? Neden bize saçma sapan notlar gönderdin? Neden yaptın anne neden? Bir anne neden çocuğuna çocukluğunu yaşatmaz? Bir anne neden sürekli çocuğunun başını derde sokmak için uğraşır? Ya bir anne neden çocuğunun arkasında durmaz ki?"

Merve daha fazla sabredemiyordu. Bazı gerçeklerini her ne kadar saklamaya uğraştıysa bile bundan sonra saklamak kalbine ağır gelirdi. İntikamınının sebebini anlatmak için her ne kadar can atsa da sonrasını düşünmek zorunda gibi hissediyordu kendini. Ama yine de içinden gelenlerin diline dökülmesine engel olamadı.

"Senin ve Nazenin denilen kızın yüzünden! Doğmasaydınız hiç olmasaydınız hayatımı hiç bir zaman mahvetmeyecektiniz. Bir anne neden hayatını mahveden bir çocuğu sever ki?"

Aysar beyninden vurulmuşa döndü. Annesi ne demek istiyordu. Gerçekten dinlemeli miydi onu? Ona inanmalı mıydı? Kafası karışmış bir şekilde sordu.

"Ne demek istiyorsun?"

"Daha fazla saklamak istemiyorum. Artık bunu saklaya saklaya, içimdeki duyguları insanlardan gizlemeye çalışa çalışa kalbim nasır bağladı. İçimde tuttuğum duygular boğuyor artık beni. Otur ve dinle."

Annesinin emir veren ses tonu dikkate alınmayacak ya da merak uyandırmayacak türden değildi. Aysar oturdu. Annesini dinlemek istedi. Bu dinleme hevesi sanırım ilk defa annesinin ona bir şey anlatıyor oluşundan kaynaklanıyordu. İlk defa annesi onu adam yerine koyup duygularını ona anlatıyordu.

Merve Sakin, donuk bakışlarını balkondan görünen yoğun ışık seline bıraktı. Uzaklara baktı, çok uzaklara. Kendinden uzak olan bir çok duyguyu, birçok kişiyi aradı o gün gözleri belki de. Konuşmak için çaba sarf etmesine gerek kalmadı. Kelimeler ciddiyetle, duygudan uzak bir şekilde döküldü bir bir dudaklarının arasından. 

"Ben henüz 18 yaşındaydım. Sevdiğim bir adam vardı. Burak Gürtekin. Nazenin'in babası. Deli gibi seviyordum onu. Sedat ile de yakın arkadaştık. Ailem her ne kadar Sedat ile evlenmemi istese bile ben Sedat ile evlenmek istemiyordum. Günler böyle birbirini kovalarken bir gün Burak'a açıldım. Açıldığım gün çok fazla içkiliydim. 18 yaşının verdiği özgüvenle ile sürekli içki içiyordum. O gece neler olduğu tam olarak hatırlamıyorum. Ama ondan sonra hamile olduğumu öğrendim. Esma doğdu. Sevdiğim adamdan bir kızım olmuştu. Daha ne isterdim ki... Burak hamile olduğumu veya bir kızı olduğunu bilmiyordu. Çünkü üniversite için yurt dışına çıkmıştı. Babamlar elimdeki tüm telefonları almıştı hamile olduğumu öğrendiğinde. Bundan dolayı Burak'a ulaşamamıştım. Hatta evden bile çıkamamıştım. Yanıma sadece Sedat geliyordu. Ailem Sedat ile evlenmem konusunda çok fazla baskı yapıyordu. Ama olmazdı, kucağımda Burak'ın bebeği varken bu olmazdı. Ama daha sonra Sedat'ın bana getirdiği mektuptan sonra bütün hayalim her şeyim yerle bir olmuştu. Burak bana hep ulaşmaya çalıştığı ama ulaşamadığı ve başkasını sevdiği hatta onunla evlendiğini yazmıştı. Gözüm öyle bir dönmüştü ki Sedat ile evlenmeyi kabul etmiştim. Daha sonra da saçma sapan bir gün sana hamile olduğumu öğrendim. Yaklaşık 4 yıl sonra da Burak'ın da Nazenin adında bir kızı olmuştu. Eğer sen ve Nazenin olmasaydı bütün bunlar hiç yaşanmazdı. Burcu da daha önce hiç görmediğin teyzenin kızıydı. Teyzen erken yaşta ölmüş ve bebeği benim üzerime kalmıştı. Bebeğin babası zaten bebek doğmadan önce ölmüştü. Onu herkesten gizli büyütmüştüm. Çünkü onu Burak'a ulaşmak için kullanabilirdim. Esma'yı ya da seni kulanamazdım. Çünkü seni ve Esma'yı zaten biliyordu. Sedat'tan olduğunuzu düşünse bile sizi biliyordu. Burcu benim için bir fırsattı. Fakat daha sonra Burcu'yu Burak'a ulaşmak için kullanmaktan vazgeçtim. Çünkü aklımda dönen daha farklı planlar vardı. Olay bu işte. Sen ve Nazenin benim hayatımı mahveden iki çocuk oldunuz her zaman. Önümde varlığınızı kabullenmekte çok fazla zorlandığım iki engel oldunuz bana. Aşamadığım tek engeldiniz.."

Merve her şeyi anlatmanın verdiği rahatlık içerisindeydi. Artık kimseden bir şey saklamak zorunda değildi. Burcu ölmüştü. Onu Merve öldürmüştü. Yıllarca özenle, herkesten gizli büyüttüğü, kendi kızı gibi gördüğü Burcu onun ellerinde can vermişti. Pişmandı. Bu oyuna Burcu'yu kurban ettiği için gerçekten pişmandı. Ama Nazenin'in ve Aysar'ın başına açacağı işler için hiç bir zaman pişmanlık duymamıştı. İntikamını ancak iki çocuktan alabiliyordu. Burak'tan alamazdı ki intikamını. Bir insan sevdiğimden hiç intikam alabilir miydi?

Aysar bunları öğrenmenin şaşkınlığı içerisindeydi. Nazenin ile geçmişlerindeki sırrı öğrenmenin verdiği şaşkınlık onu sarsmıştı. Nazenin ve Esma kardeşti. Annesinin onu dışlamasının sebebini öğrenmek daha çok yakmıştı canını. Sanki o kendi isteği ile mi dünyaya gelmişti? Sanki tüm suç Nazenin ve Aysar'ın mıydı? Aysar yıllardır dışlanmanın acısı içerisindeydi zaten. Yıllardır intikamını alamamıştı mı annesi? Aslında farkında değildi fakat en büyük acıyı Aysar dışlanmakla ve annesinin çocukluğunu harcamasıyla yaşamıştı. Farkında değil miydi annesi? Zaten Aysar'ın elimden çocukluğunu alarak intikamını almış olmuyor muydu?

Aysar daha fazla tutamadı kendini. Uzun zamandır hatta bekli de yıllardır ilk defa gözlerine yaşlar firar ediyordu. Bu acıyı kaldıramıyordu işte. Dayanamıyordu...

Aysar'dan
Öğrendiklerim gerçek olamazdı değil mi? Annem bir intikam uğruna çocuğunu ve masum bir insanı harcayacak kadar vicdansızlaşmamıştı. Ama ya duyduklarım...

Annemin gözlerine bakıyordum birkaç dakikadır. O ise arada bir gözlerini benimle buluşturuyor ve daha sonra batan güneşe çeviriyordu. Artık o benim sığınmak istediğim bir liman olmaktan çıkıyordu. Kalbim bin parçaya bölünmüştü.

Gitmek için ayağa kalktım. İçimden geçen onlarca söz vardı ona söylemek istediğim. Ama ağzımdan hiçbiri dökülmüyordu. Gözü kararan bir anneye ne denilebilirdi ki? Kalbi nasır bağlamış bir anne gerçekten annelik yapabilir miydi hala?

Arkamı dönüp gitmek için hazırlandım. Dönüp arkama bakmak istemiyordum. Bunları kabullenmek istemiyordum belki de. Ama yapamadım işte. Döndüm ve arkama baktım. Annem bana değil gökyüzüne bakıyordu. Yine de son sözlerimi söylemeliydim.

"Anne bundan sonra yapacaklarımdan dolayı özür dilerim, affet beni! Sen ne kadar pişman olmasan bile ben aklımdan geçenler yüzünden bile pişmanım. Ben şu anda dünyaya geldiğim için bile pişmanım. Ben sana anne dediğim için de pişmanım. Ben Burcu'ya bir defa bile kuzenim diye sarılamadığım için de pişmanım. Nazenin'e yaşatacağım kalp kırıkları için de çok pişmanım. Ama ne Burcu'nun kanı yerde kalacak ne de Nazenin'in gözyaşları..."

Selaaaam🎈

Bölüm nasıldı bakalım?

Umarım beğenmişsinizdir. Uzun zamandır bölüm atmıyordum. Keyfini çıkara çıkara okuyun canımlarım❤️

Yorumlarınızı ve oylarınızı esirgemeyin lütfen💜

Continue Reading

You'll Also Like

2.2M 139K 60
pabucumun bayboyu Ayşen: Ama senin gibi tiplerden hoşlanmam. Ayşen: Senin gibi tipler dediğim. Ayşen: Kötü çocuk gibi takılan. Ayşen: Zeki ve çalışk...
124 61 5
Sercan Demir Boztoprak 21 yaşında genç bir üniversite öğrencisidir. Bir akşam üniversiteden dönerken başına gelenler, onun hayatını değiştirecektir. ...
40.8K 748 11
Bir zaman elini tuttuğunuz, sarılarak uyuduğunuz, acılarınızı, sevinçlerinizi anlattığınız adam bir yalan yüzünden şimdi size inanmıyor ve size karşı...
795K 54.6K 34
Peyda, bir Gerçek Aile/Kaçırılmış Çocuk klasiğidir. "Şimdi, on yedi yıl sonra annem ve babam karşımda dikiliyorlardı. Onları görüyor, onlarla aynı m...