-Dolunay-
Kaç yıl geçmişti onu görmeyeli? 3 yıl . Koskoca 3 yıldır bir kez bile sesini duymadım , bir kez olsun resmini görmedim . Büyümüştü o da benim gibi yüzüne bir olgunluk oturmuştu . Hoş o çocukken bile büyük gibiydi . Yıllarca ailemden uzakta yaşamayı denedim ve başardım. Sırf onu unutabilmek için bunu denemişken görünce kalbimin yeniden hızlanması normal miydi? Bu olmamalıydı, evet unutmamıştım ama hani kabullenmiştim olmayacağını . Acaba hayatında biri var mıydı ? Ah ne saçmalıyorum ben . Dik dur Dolunay kendine gel kızım sen boşa geçirmedin o 3 yılı .
Kendi kendimi telkinledikten sonra yüzüme kondurduğum gülümseme ile Ayaz'a doğru ilerledim . Annemin gözünün üstümde olduğuna o kadar emindim ki . Onu daha fazla üzemezdim kendimle birlikte...
"Hoş geldin demek yok mu Ayaz Ateş?"
Beni süzdü, gülümsedi ve sarıldı .
Ne sarıldı mı?
"Büyümüşsün ." Diyip saçımı karıştırdı.
Yıllardır görüşmedik ve tepkin bu mu Ayaz cidden mi? Demek istesemde gülümsedim sadece.
Masaya geçip yeniden oturduğumuzda Ayaz karşımdaki sandalyeye oturmuştu .
Can amcamın " O arabayı bir daha öyle park edersen elini ayağını severim paşam" demesiyle gülümsedim . Ne çok gülümsüyordum bu gece odama girince ağlayacağımı bilmezmişcesine.
"Baba artık kabullensen mi ya?' Diye sitem eden Ayaz'a ,Levent abi " Aslanım sen park edişini düzeltmezsen bir sabah park edecek araba bulamayacaksın haberin yok." Diyerek olaya dahil olmuştu .
"Ya sabır . Allahım suçum neydi benim bir baba yetmezken ikinciyi verdin iyi hoşta niye birbirlerine benziyorlar biri daha çok bana benzese olmaz mıydı?" Diye kendi kendine konuşan Ayaz'a ,Elisa dönüp " ay abişkom bana da Canerişkomdan iki tane verir mi allahım sen ne suç işledin şöyle bende işleyeyim bana da iki tane canerişko versin." Dedi.
Bu kız benden fenaydı net.
Caner'in olaya dahil olmasıyla bu sefer içten gülmelerim başlamıştı .
"Kızım benden bir tane daha olamaz . Bak ikizim bile ben gibi olamıyo."
Kolumu çekiştiren kisiye döndüğümde yüzüm daha da gülmüştü . Karan'ımdı.
11 yaşında küçük bir delikanlıydı . Tipi ,huyları o kadar Ayaz'ı andırıyordu ki...
" Efendim ablacığım ?"
" Ay parçam gitmeyeceksin dimi geri bak söz verdin bana ?" Diye sordu geldiğimden beri bu kaçıncı sorusuydu ben saymayı bırakmıştım.
" söz veriyorum gitmek yok yakışıklım . " Dedim sarılırken .
Masada dönen muhabbeti duyunca Karan'a sarılmayı bırakırken yutkundum
" ... işte böyle abisinin çingenesi. Dolunay ablanda bana aşıktı küçükken ama bak büyüdük unuttu . Seninki de aşk değil unutacaksın abicim hem ben kardeşimi buna vermem."
Birinin seni sevmemesini anlıyordu insan bir yerden sonra ama sevgisinin basit görülmesi... Kaldırması zor bir acıydı . Dayandım, ağlamadım ve gülümsedim . Çünkü ben ağlarsam annem ağlar. Babamın yüreği hisseder ,yanar.
"Evet prenses abin haklı bir yerde küçükken aşıktım Ayaz'a . Ama bu seninki aşk değil deme hakkını vermiyor kimseye . O güzel kalbinin kime nasıl çarptığını bir sen bilirsin . Sevmek istediğini sever unutmak istediğini unutursun. "
Sustuğumda Ayaz " Kızım sokmasana aklına bak vazgeçmeyecek üzülecek sonra küçük o daha ." Dedi . Cidden mi Ayaz? Keşke beni de bu kadar düşünseydin be .
Elisa'nın "Tüm dediklerini anlamasamda haklısın Ay parçası ablacığım . Ben evlenmeden vazgeçmeyeceğim Canerişkomdan ." Demesiyle sabır dilekçesine havaya baktı Ayaz.
---
Gecenin bitiminde herkes evlerine dağılmadan önce hafta sonuna holding ile ilgili olacak davet hakkında konuşulmuştu.
Süslenmeyi filan severdimde her ne kadar aileminde olsa bilmediğim bir ortama girecek olmak beni germişti.
"Ay parçam ,güzel kızım konuşalım mı anne kız?"
"Tabiki konuşalım annegüzelim ne hakkında?"
"Sence ne hakkında ay parçam?"
" Anladım annegüzelim ama kafana takıp kendini üzmeni gerektiren bir konu yok . Gerçekten yok . Iyiyim ben baksana gözlerim bile işemiyor . " diyip gözlerimi açtım irice.
"Seni çok seviyoruz biliyorsun değil mi? "
"Biliyorum ve bende sizi çok seviyorum . " deyip anneme sarılacakken "Ablacığım birlikte uyuyalım mı yine hikaye anlatırsın?' Diyerek odaya giren Karan'a başımı salladım onaylarcasına.
Odadan çıkan annemin ardından Karan yatağa girmiş boyun girintime yerleştirmişti kafasını .
Kardeşlik , o kadar kutsal bir duyguydu ki . Hele ki birbirinden uzakta büyüdüysen daha çok hasret duyuyor daha duyarlı yaklaşıyordun kardeşine .
"Ay parçam ,bana Sevmeyi Bilmeyen Prens masalını anlatır mısın?" Diyen Karan'a ne diyeceğimi bilemedim ilk önce . Bu masalı ben uydurmuştum başrol Ayaz'dı. Tabi bunu ne Karan bilirdi ne bir başkası ,küçük sır küpüm böyle bir masal olduğunu kimselere söylememişti .
"Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde kalbur saman içinde. İki küçük çocuk varmış . Bunlardan biri kız , biri erkekmiş.
Kız olan ,oğlana küçücük yaşında aşık olmuş . Her sabah onun için uyanır ,uyanır uyanmaz onun adıyla başlarmış güne . Okula bile sırf onu görebilmek için hevesle gider sütünü bir tek onunla paylaşırmış . Ama oğlan bunu anlamamış . O kıza değer verirmiş vermesine ama başka kızlarla da sütünü paylaşmaktan geri kalmazmış. Oğlan ve kız büyümüşler aradan yıllar yıllar geçmiş kız artık pes etmiş ,sütünü oğlanla artık paylaşmayacakmış . Çünkü oğlan başkalarıyla sütünü paylaşmaktan vazgeçmiyormuş. Kız da demis ki sevmeyi bilmiyor bilse sadece benimle paylaşırdı sütünü...."
Gözüm geçmişe dalarken kendime gelip Karan'a baktığımda çoktan uyumuştu.
Kendime gelmek için hava almam şarttı.
Kıpırdamamaya özen göstererek evden yataktan çıktığımda odamın balkonuna geçtim . Temiz havayı içime çekerken kendi kendime mırıldandım .
"Sahiden sevmeyi bilse sütünü benimle mi paylaşırdı yoksa sadece beni mi sevmeyi bilemedi ..."
"Pişt " sesiyle yerimde zıpladım . Evet zıpladım .
Etrafıma bakındığımda yan balkonda olan Ayaz'ı görünce yutkundum . Sahi her anımda görmeye alışabilecek miydim ?
"Korkuttun beni ." Dedim
" Neye daldın böyle ay parçası ?" Dedi gülümseyerek
"Ay parçası Karan'ımın sözü lütfen . " deyip gülümsesemde keşke hep dese diye dilemiş olabilirim .
" Benim ağzıma daha çok yakışıyor kabul et ' deyip göz kırptı. Sakin ol kızım kendine gel .
"Ilgi alanımda olmadığı için ağzın ve ağzına yakışanlar dikkatimi çekmiyor Ayazcığım."
" Hâlâ o küçük kız çocuğu laf ebesi ... Çocukluğum senin laflarına yetişmeye çalışarak geçti kızım . " diye isyan etti . Evet evet isyan etti. Nöron eksikliği yasayan spastik benim çocukluğum senin acınla geçti laf ebeliği ne ki demek istesemde diyemedim.
"Ozaman da zekiydim şimdide zekiyim . Bundan 10 yıl sonra yine zeki olacağım kabullen artık . "
"10 yıl sonra karımdan başka kimsenin çenesini çekemem kusura bakma ay parçası. " diyip gülümsedi
Boğazımda oluşan düğüm neydi ?
" 10 yıl sonraki karın zeki biri olursa iyi anlaşırım bu sefer birlikte laf sokarız sana ." Dedim ,bunu diyebilmek kalbimi parçalasada ona olan aşkımı artık belli edemezdim .
Bir gün hayalini kurduğum damatlığın içinde olacak ama yanındaki gelini bir başkası olacak . Benim yerime bir başkasını sevecek . Bunları düşünmek neden bunca yıl sonra hala canımı yakıyor?