ALIŞMAK ZORUNDAYIZ (TAMAMLAND...

Por MLETH5

13.4K 3.6K 1.5K

Bu bir cinayetin üzerinde birleşen iki kalbin hikayesi, bu hikaye karanlıkta birbirlerini bulmaya çalışan iki... Mais

Tanıtım
Bölüm1
Bölüm2
Bölüm 3
Bölüm 4
Bölüm 5
Bölüm 6
Bölüm7
Bölüm 8
Bölüm9
Bölüm10
Bölüm11
Bölüm12
Bölüm 14
Bölüm 15
Bölüm 16
Bölüm 17
Bölüm 18
Bölüm 19
Bölüm 20
Bölüm 21
Bölüm 22
Bölüm 23
Bölüm 24
Bölüm 25
Bölüm 26
Bölüm 27
BÖLÜM 28
Bölüm 29
Bölüm 30
Bölüm 31
Bölüm 32
Bölüm 33
Bölüm 34
Bölüm 35
Bölüm 36
Söyleyeceklerim Var

Bölüm 13

308 119 35
Por MLETH5

Aysar gelen silah sesiyle arkasına dönmeyi reddederek hızla koşmaya devam etti. Arkasında bir adet sinirli bir baba ve onun adamları vardı. Daha hızlı olmalıydı, çok daha hızlı... Hızla üçü beraber evin sol köşesinden arka garaja doğru döndüler. Araba ne de olsa çok yakındaydı. Bundan dolayı biraz daha sabretmeleri gerekiyordu. Araba görüş alanlarına girdiğinde Aysar ceketinin sol cebinde bulunan anahtar ile arabayı açtı. 

Gelinin babası Aysar ile gözlerinin buluştuğu ilk anda Aysar'ın kızını kaçıracağı aklının ucundan bile geçmiyordu. Neden kaçırabilirdi ki? Aşık dese bunu ona söylemeleri yeterdi çünkü koca Erdinç Holdingin sahibinin oğlu ile kızını evlendirmek onun da işine gelirdi. Ancak ihtimalin bu olduğunu çok da düşünmüyordu. Peki ya kızını elinden kaçırdığı zaman nasıl o parayı alabilecekti? Zaten iflasın eşiğindeydi. Çoğu holdinge haddi hesabı olmayan bir borcu vardı. Kızını evlendirdiği takdirde bu borçların çoğunu aldığı parayla kapatacaktı. Evet, kızını para karşılığında evlendiriyordu. Karşı tarafın da bu durum işine geliyordu. Çünkü karşı tarafın biricik oğlu, Sena'ya deli divane aşıktı. Ondan başka hiç bir kızla evlenmek istemiyor, hiç bir kızla iletişim bile kurmaktan kaçınıyordu ve karşı tarafın tek istediği tek çocuklarının mürüvvetini görmekti. Bundan dolayı gelinin babası şimdi kızının kaçırılmasına müsade edemezdi. Bunun için Aysar Erdinç'i bile öldürmeyi göze alabilirdi.

Aysar arabaya ulaşır ulaşmaz kendini arabanın içine attı. Arkadan gelen Ceren ve Sena da arabanın arka koltuklarına yerleştikleri gibi Aysar gaza bastı. İzini kaybettirmesi elbette kolay olmuştu. Ne de olsa çılgına dönen baba arabaya koşmak yerine Aysar'ın peşinden koşup aptalca bir hamle yapmıştı. Aysar Sena'yı havalimanına kadar götürüp sevgilisinin ellerine teslim etti. Sena ve sevgilisi o kadar mutlu olmuşlardı ki Aysar bir kez daha yaptığından gurur duymaktan kendini alamamıştı. Onlar artık istediği hayatın içinde olabilecekti ve bu her insanın en doğal hakkıydı.  Sena Aysar'a büyük bir minnet ile sarıldı. Aysar kızı kollarının arasından çıkardıktan sonra başıyla her ikisine hafif bir selam verdi. Ve arabasına tekrar geri döndü.

                                                                                      ***

Ertesi gün bu beşli Aysar'ın gizli çalışmalarını sürdürdüğü evinde Aysar'ın bulaştığı işin içinden çıkmak için çabalıyorlardı. Ceren'in ağzı durmamış yaptıklarını bu beşliye anlatmıştı. Saklanmaktan başka çareleri yoktu. Her biri Aysar'ın düşüncelerine her ne kadar hak verse bile korkmamak hiçbirinin elinde değildi. Olay anlatıldıktan hemen sonra Emir olay karşısında sessiz kalmış, Mert Aysar'ı destekleyen abartılı bir tepki vermiş ve Rüya ise sevdiğine sarılarak içindeki korkuyu dindirmek istemişti.  Akşam olduğunda hepsi bahçeye bir ateş yakıp etrafında çember oluşturarak oturdu. Rüya Aysar'ın yanında Ceren ise Emir ve Mert'in arasında oturuyordu. Hepsi kafalarının biraz daha rahat olmasını istiyordu. Hepsi içlerindeki huzursuzluğun dinmesini istiyordu. 

Emir eline gitarını aldı. Ne zaman içinde kötü bir his birikse kendini şarkıya kaptırırdı. Şarkının sözlerinde kendini kaybetmeyi severdi. Gerçi bu hepsine iyi gelirdi. Yaşlı amca grubunun Yıldızlara bak şarkısını söylemeye başladı. Severdi bu şarkıyı. Sözleri hep anlamlı gelirdi. 

Sonuna geldik
Çocuk aklı ermez hiç
Her ayrılığa
Görmez olmasın gönül, unutmasın hikayeyi
O ahşap yazlık evi

Rengi gözlerinden of kokusu rüzgarından
"Yüzer miyiz?"
Dediğin denizin kumsalından
Şimdi bak ne uzak küstüğümüz baharlar
Adını kazıdığım masum ağaçlar

Yıldızlara bak, biz küçüktük
Demez miydin hep sevdikçe büyürsün Gözlerini kapat biz büyüktük Birbirimizden büyük sevdikçe küçüldük Ve geçti zaman
Eridi sevdam

Rüya'ya baktı. Sevdiği kız sevgilisinin omzuna başına yaslamış gözlerini ateşe sabitlemiş mırıldanarak şarkıya eşlik ediyordu. Ne de çok isterdi şuan o omuz olmayı. Ne çok isterdi bu şarkıyı onun gözlerine bakarak söylemeyi. Ne çok isterdi bu şarkıyı Rüya için söylediğini bilmesini...

Bi' tekne vardı senin bizim olsun dediğin,
Geceleri gizlice çıkardık güverteye
Gün geçtikçe yüzüne bakmaz oldun
Hani nerde o hani nerde o
En azından seni bana hatırlatır

Rengi gözlerinden of kokusu rüzgarından
"Yüzer miyiz?"
Dediğin denizin kumsalından
Şimdi bak ne uzak küstüğümüz baharlar Adını kazıdığım masum ağaçlar

Yıldızlara bak, biz küçüktük
Demez miydin hep sevdikçe büyürsün Gözlerini kapat biz büyüktük Birbirimizden büyük sevdikçe küçüldük Ve geçti zaman
Eridi sevdam 

Şarkı bittiğinde herkes ufak mırıldanmalarını keserek ateşe bakmayı sürdürdüler. Hepsi içlerindeki huzursuzluğa bir ateşin düşmesini ve o huzursuzluğu, alevinde yakmasını istiyorlardı. Uzun bir süre kimseden ses çıkmadı. Ortamdaki sessizliği bozan ise Rüya'nın gözlerine gelen kırmızı lazer ışığı oldu. O lazer ışığı Rüya'nın dikkatini dağıtıp lazer ışığını gözleriyle takip etmesine sebep oldu. Kırmızı lazer ışığı sevdiceğinin sol göğsünün üzerinde belirdi.

Rüya aklından geçen düşünce ile kendisini Aysar'ın önüne atmaktan kendini alıkoyamadı. Ona gelecek zarar Rüya'ya gelmeliydi çünkü Rüya biliyordu ki kendisi o olmadan bir saniye bile yaşayamaz, ailesinin ölümünden sonra ailesi yaptığı kişinin ölmesine izin veremezdi. Belki yaptığı tamamen bencillikti. Belki kendini Aysar'ın önüne sadece kendisi için atıyordu, bilmiyordu. Ama refleksi ona seçme hakkı tanımamış ve Aysar'ın kalbine gelecek olan kurşunun Rüya'nın kalbine gelmesine sebep olmuş ve bu beşli grubun dostluk bağının acımasızca kopmasına sebep olmuştu.

Kızın babası Aysar'ın kızını kaçırmasıyla deliye dönmüştü. Gözünü öyle bir boyamıştı ki, içi Aysar'ı öldürmeden rahat etmeyecekti. Ne cüretle kızını kaçırmayı göze alabilirdi? Hangi cesaret bunu ona yaptırabilirdi? Sinirden küplere binmiş ve Aysar'ı adamlarına takip ettirme kararı almıştı. Kızı kaçarken Aysar her ne kadar izini kaybettirse de o eve giderken adamlarına yakalanmıştı. Aysar'ı kendi elleriyle öldürecekti. Aysar onu batırırken nasıl hiç düşünmediyse o da bir an bile düşünmeyecekti.

Adamları Aysar'ı takip ettikten sonra bulunduğu konumu patronlarına haber vermişlerdi. Kızın babası büyük bir hiddetle gelmiş ve hiç düşünme gereksenimi bile duymadan kurşunu Aysar'ın kalbine doğrultmuştu. Fakat ateşe bastığı an kurşun yanlış kişinin kalbine gelmiş, masum bir insanın kanının akmasına sebep olmuştu. Fakat o kurşun onun intikamını bin katıyla aldırtmıştı. Bundan dolayı masum birinin canına kıymak bile umrunda değildi.

Aysar sevdiğini kanlar içinde kollarında bulmuş ve ne olduğunu anlayamadan etrafına bakınmıştı. Tam karşısına. İşte oradaki duvarın hemen üzerinde bulun bir çift mavi göze kilitlenmişti gözleri. Bu bir çift mavi göz Sena'nın babasına aitti ve muhtemelen almak istediği şey kızının kaçması yüzünden kaçırdığı paranın intikamıydı. Kaçırdığı kızın intikamını sevdiği ödemişti. Hepsi tıp öğrencisi olmalarına rağmen kimse Rüya'yı kurtarmayı başaramadı. Çünkü Rüya kalbine giren kurşundan saniyeler sonra canını, çığlıklar eşliğinde vermişti.

Emir sevdiğinin ölümüne ve çığlıklarına karşı hiç bir şey yapamadıkça kahroluyordu. Elinin kolunun bağlı olması herkesin olayın şoku yüzünden donup kalması ve tek odak noktalarının Rüya'nın çığlıkları olması kimseye yardımcı olmuyordu. Emir'in aklından ilk geçen Aysar yüzünden Rüya öldürülmüş olmasıydı. Rüya'yı dolaylı yoldan bile olsa  Aysar öldürmüştü. Ölmesi ve intikamın bedelini ödemesi gereken Aysardı.

Herkes olayın şokundan çıktığı anda Rüya'nın etrafına toplanmışlardı. Ancak müdahale edebilmeleri için çok geçti. Rüya'nın acı içeren tiz çığlıkları son bulmuş, yerini derin bir sessizlik kaplamıştı. Emir titreyen ve buz kesen parmaklarını Rüyanın boynundaki şah damarının üzerinde gezindirdi. Nabız alamıyordu. Kulağını korkarcasına Rüya'nın ağzına yaklaştırıp nefes alıp almadığını kontrol etti. Almıyordu! Rüya nefes almıyordu! O gün son kez sevdiğinin kulağına fısıldadı.

"Sevdiğim yanlış intikamın bedelini yanlış kişi ödedi. Senin intikamınının bedelini de yanlış kişi ödeyecek. Senin üzerine yemin ederim ki intikamını senin gibi bir masumun canına kıyarak alacağım. Hem de o masum can Aysar'ı da öldürecek. Aysar diri diri yanacak sevdiğim. Yaşarken ölecek o da sevdiğim."

O günden sonra bir daha eskisi gibi olamadı Emir'in kalbi. O günden sonra bir daha eskisi gibi bağlamamadı kimseye Aysar...

Günümüz

Nazenin hemşirelerin yardımıyla hazırlanmış, sedyeye geri yatırılmıştı. Bir sürü ameliyat malzemesi bir anda geniş odaya getirilmiş, ameliyat için bütün her şey hazırlanmıştı. Nazenin hala şaşkın bakışlarını odada gezdiriyor gözyaşlarına hakim olamıyordu. Kalbinin her köşesine umutsuzluk  çökmüştü. Aysar yetişse bile onu bu derin intikam ateşinin içinden çekemezdi. Olacakları Nazenin kabullenmeye çalışıyor bir yandan da Emir'i anlamaya çalışıyordu. Neden intikam almak istiyordu ki? Düşünceleri ifade etmek bir işe yarar mıydı? Denemeliydi...

"Bak...bak gerçekten sizi anlamaya çalışıyorum ama...ama anlayamıyorum. Bir insan neden intikamını öldürmekle alır ki? Bak belki bana saf diyebilirsiniz ama gerçekten sizi anlayamıyorum bayım."

Emir Nazenin'in canını alacak olmanın azabı içinde kavrulsa bile Rüya aklına geldikçe bu vicdan azabını göze alıyordu. Derin bir nefes alıp ona cevap verdi. "Peri kız... O kadar çok benziyorsun ki Rüyama... O kadar saf gönüllü iyi bir kızsın ki. İntikam için seni kullanmak bir daha sevdiğimin acısını yaşamak gibi olacak. Ama Peri kız ona söz verdim.  Sevdiğimin kulağına son olarak intikamını fısıldadım."

Nazenin'in sabrı artık taşmak üzereydi. Emir'e ne kadar sakin anlayışlı yaklaşmaya çalışsa bile adam ters tepiyor hiç bir açıklama yapmıyordu. Hayır yani ölecekse her şeyi anlayıp ölmeliydi. Ayrıca sakin olması için bir neden de kalmamıştı, nasıl olsa ölecekti.

"Bakın bayım! Beni delirtmeyin. Hayır yani madem öldürüyorsunuz, beni şu sedyeyle yatırıyorsunuz o zaman bana şuraya yatmamın sebebini açıklayın! Benim sinirlerimi tepeme attırmayın. Hayır yani benim üzerimde alacağın intikam sizi sanki çok mu rahatlatacak? O kız...Rüyan sanki sizin fısıldadığınız intikama karşılık mı verdi? Sanki o bu intikamı isteyecek miydi?"

"Sakin ol Peri kız sana bunları Aysar açıklayacak. Daha doğrusu..." Duraksamasına sebep olan odanın kapısının gürültülü bir biçimde açılmış olmasıydı. İçeriye giren Nazenin'in,  Emir'in adamlarından biri olduğu düşündüğü bir kişiydi. Adam soluk soluğa olayı anlatmak için çabaladı.

"Efendim Aysar geldi. İçeri girmek için zorluk çıkartıyor." Emir'in yüzündeki ifade anında katılaşmış ve acımasız, korkunç bir hal almıştı."Yanında başka biri var mı?"

"Kimseyi bulamadık efendim."

"Peki girsin içeri. Girsin ve intikam başlasın!"

Selaaam💙

Biraz sıkıcı mı oluyor bölümler? Söyleyin hadi nasıl buluyorsunuz?🤨

Anlatın bakalım nasıl gidiyor?🙄

Beğeniyorsak oylayalım yorumlayalım oylattıralım yorumlattıralım💕

Benim mükemmel okuyucularım💛
Sizi seviyorum🧡
Size çoook güveniyorum💚
Umarım beklentilerinizi karşılıyorumdur💜
Fikirlerimizi belirtelim

Continuar a ler

Também vai Gostar

31.1K 273 4
" Gece, yaşadığı bir olay sonucu hayatı değişiyor bu olay ona bir hasar bırakıyor...Küçükken annesi tarafından terk edilen gece yurtta annesinin bir...
2.4M 76.6K 58
İtalyan bir mafya... Başka açıklamaya gerek var mı? Ters köşelere doyamayacağınız. Her an şaşırarak sürükleneceğiniz bir kitap hayal edin.. Sonra oku...
212K 14.3K 21
17 Yıl sonra gerçekleri öğrenen Bade, yıllardır onu arayan abilerine giderse. Azıcık dram. Bolca eğlence. Bolca aksiyon. Bir tutam da kaos. Daha...
909 642 19
Lenora və Mary illərdir tapmaq istədikləri bir vadinin ardınca getdiklərində başlarına gələcək şeylərdən xəbərsiz idilər. Lenora o mağaradan keçdikd...