"Her gün gevrek yemek zorunda değilsin bebeğim." Gevreğin üstüne bolca süt döktüm.
"Sen de her gün bunu söylemek zorunda değilsin baba." Kahvesinden bir yudum aldı.
"Diğer öğünlerde yeterince sağlıksız besleniyorsun, bari kahvaltıda düzgün bir şeyler ye." Omuz siktim.
"Belki de ne yediğim hakkında daha az düşünmelisin. Sence de o yaşları geçmedim mi babacığım?" Kalkıp başımın üstüne öpücük kondurdu.
"Sen her zaman benim küçük kızım olarak kalacaksın. Altmış yaşına gelsen de." Gülümsedim ve ona sıkıca sarıldım.
"Sabah saatleri duygusallaşmak için doğrı saatler değil." diye mırıldandım.
"Kesinlikle."
Kahvaltımızı yaptıktan sonra odama çıkmıştım.
Ufak bir duştan sonra saçlarımı kuruttum. Üzerime herhangi bir şey almak üzereyken bugün Blake ile buluşacağım aklıma geldi. Bu yüzden kot bir şort ve siyah bir büstiyer giydim.
Biraz daha oyalandıktan sonra evden çıktım.
Blake ile yaklaşık beş gibi buluşacağım için ilk önce çocukların yanına geldim.
Kapıyı çaldığımda her zamanki gibi Zayn açtı.
"Geç." dedikten sonra kenara çekildi. Beraber salona geçtik.
Luke hariç herkes buradaydı.
Louis'nin yanına oturdum. "Sonunda zeki biri gelebildi."
"Sikeyim seni de zekanı da." dedi Zayn.
"June sence köpekler mi daha zeki yoksa atlar mı?" Konu bu muydu amına koyayım?
"Bilemiyorum, zor bir soru." dedim.
"Vazgeçtim, sen de zeki değilsin. Direkt atlar demen gerekti." Göz devirdim.
"Özür dilerim IQ seviyelerini ölçmediğim için amına koyayım."
Gözlerimi Mia ve Harry'ye çevirdim. Birbirinizden iki dakika ayrılın, sikeyim, ölmezsiniz.
"Köpek ve atı bırakın da June Blake ile randevuya çıkıyormuş." dedi Mia.
"Hangi Blake?" dedi Harry.
"Scott olan."
Zayn ve Louis bana sinirli sinirli baktı. "June'nun gerçekten beyni yokmuş amına koyayım."
"Gelip özür diledi ve bir de pişman olduğunu söyledi." dedim kendimi savunurcasına.
"Seni üzdükten sonra tekrar sikmek isteyen erkeklerin yüzde doksan dokuzu bunu söyler zaten." dedi Zayn.
Haklıydı.
"Söz veriyorum tekrar öyle bir hataya düşmeyeceğim." dedim.
"Gecenin sonunda altına gireceğine bahse varım." dedi Harry.
"Genelde ilk kez buluştuğun kızları altına aldığın için sana normal geliyordur bu."
Güldü. "En azından bekaretini aldıklarımı herkese yaymıyorum." Aptal.
"Biraz sakin olun amına koyayım." dedi Zayn.
"Pardon, sen arkadaşlarının adını kaşara çıkarmakta iyiydin değil mi?"
Kaşlarını çattı. "Amacım adını kaşara çıkarmak değildi."
"Neydi o zaman? İnsanları savunmayı beni aşağılayarak mı yapıyorsun?"
"Neden bu sorunu sakince çözmeyi denemiyorsunuz? Birbirinize bağırmak bir sikime yaramayacak." dedi Mia.
Cevap vermediğinde tartışmamızın bittiğini anlamış ve ağzımı açmamıştım. Tabii ki sonra konuşacağımızı biliyordum.
Kapı çaldığında Louis kapıya bakmaya gitti. Birkaç saniye sonra Luke ve Ruby geldiğinde herkese selam verdiler. Sohbet başlayınca ortam rahatlamıştı.
Siktiğimin her dakikası bana laf sokmak zorunda değildi ancak hoşuna gidiyormuş gibi her dakika bunu yapıyordu.
Birkaç saat oturduktan sonra saat dörde gelirken yanlarından ayrıldım.
Buluşacağımız yere doğru biraz oyalanarak yürüdüm. Saat beşe beş kala geldiğimde daha gelmemişti.
Sahile bakan bir banka oturdum ve üzerimde gölge yapan bir ağaç olduğu için şükrettim. Beklerken telefonumu çıkarıp biraz takıldım.
Bazılarının ne yediğine, bazılarının ne dinlediğine, bazılarınınsa nereye gittiğine falan bakarken yaklaşık on dakika harcamıştım.
Kafamı telefondan kaldırıp biraz da etrafıma bakındım.
Çoğu insanın sıcaktan bunalmış gibi bir surat ifadesi vardı. Bu gayet normaldi gerçi. O kadar sıcaktı ki insanların denizde bile terleme ihtimali vardı.
Yaklaşık bir saattir bekliyordum ve hala gelmemişti. Beş diye anlaşmıştık amına koyayım.
Telefonumu çıkarıp mesaj yerine girdim.
june: nerde kaldın?
İşi çıktıysa haber vermeliydi.
Cevap vermesini beklerken mesajın hala iletilmemesi sinirimi bozmuştu.
İkinci saatin sonunda hala yazmadığında ayağa kalktım. Eve doğru yürümeye başladım.
Siktiğimin teklifini neden kabul etmiştim ki?
Aptalın tekiydim.
Harry'ye sinirlenmiş ve teklifini kabul etmiştim ama yine sinirlenen taraf ben olmuştum. Sikeyim, cidden.
Eve gelince direkt odama çıktım. Sanırım babam evde yoktu. Her zamanki gibi.
Üstümdekileri çıkarıp üzerime bol bir tişört giydim. En azından izlediğim bir dizinin sezonunu bitirebilirdim.
Salona indim ve televizyonun karşısına kuruldum. Tam başlatıyordum ki kapı çaldı.
Bıkkınca ofladıktan sonra kalktım ve kapıyı açtım. Bu saatte kimi bekliyordum ki?
Göz devirip geçmesi için kenara çekildim. "Seninle tartışamayacak kadar yorgunum ve ayrıca her an babam gelebilir." dedim o içeri adımlarken.
"Biraz hayalkırıklığına uğramış gibisin. Blake seni ikinci kere mi üzdü yoksa?" dedi ve koltuğa oturdu.
"Ne kadar aptal olduğumu anlatacaksan yanlış bir zaman diliminde geldin Styles."
Gittim ve yanına oturdum.
"Anlatmama gerek yok bence Rutherford. Zaten ikimiz de biliyoruz."
Ofladım. Zaten sıkkın olan canımı daha çok sıkıyordu.
Kafamı arkaya yasladım ve tavana baktım.
"İstersen onu tekrar benzetebilirim." Omuz silktim. "Sağ ol ancak istemiyorum. Gelmemesi umrumda bile değil." Başını salladı.
"Öyleyse neden suratın asık?" Belki sen Mia ile çok yakın olduğundandır sikik.
"Bugün diğer günlere kıyasla fazla konuşuyorsun. Sus biraz." Elini çıplak bacağımda gezdirmeye başladı.
"Bugün dediklerim hakkında özür dilerim." Kafamı kaldırarak yüzüne şaşkınca baktım.
Vay be. Harry özür dileyebiliyormuş. Ama yumuşamayacaktım kesinlikle.
"Her seferinde aynı siki yapıyorsun Harry. Beni becermen beni aşağılayabileceğin anlamına gelmez veya senin de dediğin gibi yaptıklarım ve yapacaklarım hakkında söz sahibi yapmaz."
"Yalnızca seni uyarmak istemiştim June." dedi gözlerime bakarken.
Başımı salladım. Daha fazla tartışmak istemiyordum. Bu yüzden kucağına çıktım. "Odama gidelim."
Zorlanmadan ayağa kalktığında bacaklarımı beline doladım. Dudaklarımı dudaklarına sürttüğümde gözlerini gözlerime kilitledi.
Merdivenleri çıktıktan sonra odama girdi ve kapıyı kilitledi. Sırtımı kapıya yasladığında dudakları dudaklarımı bulmuştu. Alt dudağımı dişlediğinde dilimi ağzına ittim.
Kendini bana bastırınca boğazımdan yükselen sese engel olamadım.
Kalçamı sıkarken beni yatağa götürdü ve vücudumu yatakla buluşturdu. Dudaklarımızı tekrar birleştirdiğinde babamın bu gece eve gelmemesini umdum.
Yüksek sesle çalan telefonun sesine uyandığımda açık olan gözümle nerede olduğunu bulmaya çalıştım. Telefonu elime aldığımda bunun benim değil Harry'nin telefonu olduğunu farkettim.
Annesi arıyordu.
Yanımda yatan çıplak bedenini dürttüğümde bir süre homurdandı ancak kalkmadı. Bu yüzden telefonu sessize alıp kenara koydum.
Tekrar uykuma dönmeye çalıştım ama uyanmıştım bir kere. Aptal çocuk telefonunu sessize alsa olmaz mıydı?
Vücudumu ona çevirip parmaklarımı sırtında gezdirdim. Saçının uçlarını parmaklarıma dolayıp oynamaya başladığımdaysa derin bir nefes alarak bana döndü ve gözlerini açtı.
"Beni bu saatte uyandırmanın sebebi sabah seksi değilse seni öldüreceğim." dedi. Yeni uyandığı için sesi olduğundan daha kalın çıkıyordu.
Kafasını karnıma koyduğunda tekrar uyumaya çalışacağını biliyordum.
"Annen aradı." dedim. Onaylarcasına mırıldandı.
"Ne diyormuş?"
"Açmadım aslında. Sonuçta saat sabahın dokuzunda oğlunun telefonunu bir kız açsa garip olurdu."
"Haklısın."
Parmaklarımı tekrar saçında gezdirdim.
Saat beşe kadar üzerimde tepinmişti ve şimdi uykusuzluktan ölüyordu. Seks yaparken yorulmayı bilmiyordu resmen.
Biraz daha uyumasına izin verdim. Saat 10.30 olduğunda uyanması seslendim.
Gözlerini açtı ve doğruldu. "Baban evde mi?"
"Sana da günaydın ve hayır. Arkadaşındaymış." Gece geç saatte bana mesaj atmıştı. Bu sabah görmüştüm mesajını.
Yataktan kalkıp gece üzerinden çıkardıklarımı geri üstüne giydi. Ben de kenarda duran tişörtü üstüme geçirdim ve banyoya girdim. Rutin işlerimi hallettikten sonra salona indim.
"Gidecek misin?" diye sordum.
"Evet. Louis ile buluşacağım." Başımı salladım.
Vedalaştıktan sonra evden çıktı ve ben de duşa girdim.
Kısa bir duştan sonra üstümü giyindim ve bir müddet uzandım.
Nihayet telefonu elime alabildiğimde grubu açtım ve yazılanları okudum.
mia: buluşma nasıl geçti
louis: aynen
zayn: aynen
luke: aynen
mia: örgüt müsünüz amına koyayım
zayn: öyle de denilebilir
louis: ne alaka sadece merak ettik?????
louis: arkadaşımızı merak da mı etmeyelim mia????
luke: aynen
zayn: aynen
mia: kesin bir işler çeviriyorsunuz, kesin
zayn:
biz: a
mia: kesin bir şeyler çeviriyorsunuz
louis: şu mesajın alnı olsa da öpsem
louis: harry nerede kaldın piç
harry: yoldayım
zayn: harry dün gece eve gelmedi xd
zayn: gel bir üstünü değiştir güzellik
mia: neredeydin harry
june: blake ile buluşmadık
mia: nE
mia: neden??
zayn: isabet olmuş
luke: aynen
louis: aynen
harry: aynen
mia: harry de aynen yazdıysa kesin bir boklar dönüyor
june: aynen
mia: var ya sikeceğim ayneninizi
june: haklı
zayn: aynen
Göz devirip görüldü attığımda eş zamanlı olarak telefonuma tanımadığım bir numaradan mesaj gelmişti.
bilinmeyen numara: sırf adının kaşara çıkmasını kendine yediremedin diye seni beceren insanların Blake'i dövmesine gerek var mıydı cidden?
------------
junerutherford: tired af
louistomlinson: photo by @zaynmalik
harrystyles: bad hair day
lukehemmings: mess but okay
zaynmalik: omg im hot af
YILLAR SONRA MERHABAAA
keyfiniz yerindedir umarım♡