EFERYA: Son Savaş

由 ___muheyya___

7.1K 2.5K 993

Durduğu uçurumun kıyısında bir adım daha attı Arya. Amacı düşmek değildi fakat düşse de bir şey değişmezdi on... 更多

Bölüm 1: PLADİX
Bölüm 2: MACERA
Bölüm 3: HİYERARŞİ
Bölüm 4: İNANÇ
Bölüm 5: ŞART
Bölüm 6: ZEKA
Bölüm 7: TANIDIK
Bölüm 8: SORUN
Bölüm 9: GÜZELLİK
Bölüm 10: PLAN
Bölüm 11: GEMİ
Bölüm 12: ALOHİS
Bölüm 13: LARİEL
Bölüm 14: ACI
Bölüm 15: KORUYUCULAR
Bölüm 16: GÜVEN
Bölüm 18: SIĞINAK
Bölüm 19: THELYA
Bölüm 20: ALIŞMAK
Bölüm 21: LİDER
Bölüm 22: İNTİKAM
Bölüm 23: YÜZÜK
Bölüm 24: GÜÇ
Sohbet

Bölüm 17: SES

187 56 5
由 ___muheyya___

Karşısında teklifini kabul etmesi için kendisine yalvarırcasına bakan Alohis'e ne diyeceğini düşündü Arya. Hayatını defalarca kez kurtaran kişiye sana güvenmiyorum demek olmazdı fakat bu kadar kısa sürede birine güvenmek de olmazdı.

Biraz duraksadı Arya. Başını öne eğip düşündü bir süre. Kendisine yalvarırcasına bakan Alohis'le göz göze gelmek düşünmesine engel oluyordu.

Birkaç dakika sonra gözlerini Alohis'e dikti ve başını iki yana sallayarak "Hayır Alohis, senin planın intihardan başka bir şey değil," dedi. Alohis Arya'dan böyle bir cevap beklememenin verdiği şokla öfkelenerek "Ne istiyorsun o zaman? Seni koruyuculara yem mi edeyim!" dedi. Sesi sert ve korkutucu çıkmıştı.

Arya Alohis'e güvenememekte haklı çıktığını düşündü. Alohis reddedildiği ilk anda O'nu koruyuculara vermekle tehdit etmişti. Arya artık Alohis'e karşı ne hissedeceğini bilemiyor, içinde bir yerlerde sakladığı güvenini yerinden dahi oynatamıyordu.

Öfkeden daha fazla koyulaşan altın sarısı gözlerini öfkeyle kendisine dikmiş Alohis'e sertçe baktı Arya. İçinde büyümeye başlayan öfkeyi durdurmadan "Hayatımı kurtardığın için sana minnetarım Alohis fakat sakın bir daha beni tehdit etme! Bana aklımdan geçenleri dahi sormadan kendince yaptığın planlarına beni de ortak etmeye çalışıyorsun. Benden daha güçlü olabilirsin fakat seni tanıdığım şu kısa sürede benden aptal olduğunu anlayabildim. Eğer senin planlarına hayatımı emanet edersem biliyorum ki sonumuz felaket olacak. Bu yüzden benim planımı uygulayacağız!" dedi.

Ağzından çıkan onlarca cümleyi kontrol etmekte zorlanıp istemeden sesini yükseltmişti. Alohis bir anda öfkelenen Arya'dan irkilerek bir adım geri attı ve "Hey hey tamam. Her ne kadar şuan güçsüz olsan da bir efri olduğunu düşündükçe senden korkuyorum. Ayrıca ne planından bahsediyorsun sen?" diye sordu.

Arya kendisinden bu denli korkan Alohis'in O'na bir tehdit oluşturamayacağını anlayıp biraz olsun rahatladı. Derin bir çekerek planını tekrar gözden geçirdi ve "Beni kendi ırkına götüreceksin. Madem onlar senin ırkın ve yaptığın aptallık yüzünden seni kovdular. Aptallığını benimle telafi edeceksin," dedi.

Alohis Arya'nın bu kadar kısa sürede, bu kadar az bilgiyle, bu kadar iyi bir plan yapmasına şaşırıp "Sanırım gerçekten senden aptalım. Dünden beri sığınak için uğraşıyorum," diyerek elini utançla ensesine götürdü. Utancının getirdiği bir refleks olarak ensenini kaşırken bir an duraksayıp elini indirdi ve gözlerini tekrar Arya'ya dikerek "Ya ırkım senin efri olduğuna inanmazsa?" diye sordu.

Arya planını yaparken böyle bir şeye ihtimal vermemiş olsa Alohis'in sorusu bu konuyu da dikkate almasını sağlamıştı. Bilmiyorum anlamında omzunu silkerek "Ata şifacı benim güçlü olduğumu hissetmiyor muydu? Sizin lideriniz de hissedebilir diye düşündüm," dedi.

Alohis Arya'nın cevabıyla biraz olsun rahatlayarak "Bizim liderimiz gücü değil bilgiyi hissediyor fakat ata şifacı seni ele geçirmesin diye kaçtığımızı söylersek belki bize inanabilir," dedi.

Arya, karşısındaki kişinin tüm bilgilerini kendine kolayca aktarabilen biri olmasına rağmen diğer taraftan da bu kadar aptal olabilmesine şaşırarak "Gerçekten çok şaşırtıcısın, nasıl bir plan bu? Ya lideriniz bize inanmayıp ata şifacıyla iletişime geçerse, beraber ortak olup da beni yakalatabilirler. Ayrıca ata şifacının gerçekten  beni ele geçirme gibi bir niyeti var mı onu dahi bilmiyoruz. Tek yapman gereken bildiğin her şeyi, dilinizi de dahil bana aktarman. Bu şekilde içimdeki bilgiyi hissedebilir," dedi.

Alohis Arya'nın zekasına bir kez daha şaşırsa da söyledikledinin imkansız olduğunu söylercesine yüzünü buruşturup "Bir efri olduğunu düşünsek de daha ne olduğunu tam olarak bilmiyoruz. Bu tehlikeli olabilir. Eğer efri değilsen senin için tehlikeli olabilir, gerçekten bir efriysen de benim için..." dedi.

Arya umursamadığını göstermek için omzunu tekrar silkerek "Benim için tehlikeli olması önemli değil, zaten bu gezegende nefes aldığım her an benim için tehlikeli. Nasıl nefes alabildiğimi bile bilmiyorum... Neyse zaten efriysem de şuan acayip güçsüzüm. O yüzden sana da bir şey olmaz. Hem senin tek amacın bu düzeni yıkmak değil mi? başarmanın tek yolu bu, eğer gerçekten başarmak istiyorsan tehlikeyi göze almalısın," dedi.

Alohis Arya'nın zekası yüzünden bir anda değişen planını aklına yerleştirmekte zorlansa da bir süre düşünüp "Tamam o halde," dedi ve gözlerini kapatıp avuçlarını sıktı. Birkaç dakika sonra gözlerini tekrar açarak Arya'ya yaklaştı ve sıktığı avuçlarını gevşetip Arya'nın alnına koydu.

Arya Alohis'in az önce yaptığı göz kapama ritüeline şaşırarak "Bunu ata şifacıya yapmamıştın, ona bilgi aktarmak daha mı kolay?" diye sordu.

Alohis odaklanmayı çalıştığını belli etmek için sessiz bir şekilde "Hayır cesaretimi toplamak" içindi dedi. Bu itirafıyla Arya'nın karşısında iyice aptal durumuna düştüğünün farkında olsa da, zaten yaptığı saçma plan yüzünden yeterince rezil olmuştu.  

Ellerini Arya'nın alnına biraz bastırıp gözlerini kapadı ve bildiği her şeyi Arya'ya aktarmaya başladı. Gözleri kapalı olduğu için avuçlarından çıkan beyaz ışığı görmese de çok net bir biçimde hissediyordu. Tüm o ışıklar şu ana kadar öğrendiği her bir bilgiyi içinde barındırıyordu. İyice odaklanarak bilgilerin Arya'nın beynine kusursuz bir biçimde ilerlermesini sağlamaya çalıştı.

Arya kafasının üstünde uçuşan ışıklardan korkup görmemek için gözlerini kapadı. Yine de ışıkların kafasına değdiğini ve beyninin her bir zerresini uyuşturduğunu hissediyordu. Beyninde hissetiği uyuşukluk yüzünden kaçıp gitmek istese de Alohis ellerini çekmediği sürece uzaklaşmak tehlikeli olabilir diye düşünerek kaçamadı.

Arya beyninde büyüyerek yüzüne doğru yayılan uyuşukluk yüzünden artık ayakta duramayacak hale geliyordu. Beyni ve yüzü tamamen uyuşmuş, başı delicesine dönmeye başlamıştı. Dönen başı yüzünden midesinde bir bulantı yükselmiş, vücudundan soğuk terler boşlamıştı.

Alohis'in bir an önce ellerini alnından çekmesini istese de Alohis hala devam ediyor, neredeyse bayılacak duruma gelmiş Arya için hiçbir şey yapmıyordu.

Bir süre sonra Arya artık bayılacağını düşünüp kendisini deli gibi dönen başının girdabına bıraktı. Midesinden yükselen bulantı genzini yakarken kusmamak için direnmeyip daha da yükselmesine izin verdi. Titreyen bedeninden saçılan soğuk terler üşümesine neden olsa da direnmeyip bedeninin daha da fazla titremesine izin verdi.

Birkaç saniye sonra Alohis ellerini hızlıca Arya'nın alnından çekerek yere düşmek üzere olan bedenini kucaklayıp yatağa yatırdı. Arya sonunda işkencesi bittiği için büyük bir rahatlama duyarak yatağa serilmenin tadını çıkarmak istese de zevki kısa sürmüştü.

Arya midesinden genzine kadar yükselen asitli kusmuğu yataktan eğilip yere bırakırken Alohis O'na endişeli gözlerle bakıyor bir yandan da "Ben demiştim" diyerek hayıflanıyordu.

Arya bitkin bir halde koluyla ağzını silerek, ağzındaki iğrenç tadın verdiği tiksintiyle yüzünü buruşturup "Sen demiştin ama ben haklıydım," dedi. Söylediklerini efer dilinde söylemiş ve tüm bu bilgileri kaldırabilidiği için Alohis'e gururla bir bakış atmıştı.

Alohis Arya'nın kendi dillerinde konuşmasına sevinip O'nu test etmek için "Yani söylediğim her şeyi anlıyorsun artık," dedi. Kurduğu cümleyi kendi dillerinde kurmuş ve konuşurken kendilerine özgü bir şaşırma ifadesi takınmıştı.

Arya halsizce başını sallayıp "Evet fakat şu yerdeki şey kokmaya devam ederse bildiğim her şeyi tekrar unutacağım," dedi. Bu sırada halsizce sol elini aşağı doğru sarkıtıp işaret parmağıyla az önce kustuğu yeri gösteriyordu.

Alohis Arya'nın imalı cümlesinden sonra hızlıca kalkıp "Bunu temizlemek için zamanımız yok Arya. Ayrıca burada dinlenmen için de zamanımız yok. Sığınak buraya çok yakın. Oraya kadar dayanamaz mısın. Orada dinlenirsin ve sonra argonlara gideriz," dedi.

Arya kalkabilecek gücü olmasa da her an koruyucuların tekrar dönmesinden veya ata şifacının O'nu satmasından korktuğu için halsizce başını sallayıp "Tamam" dedi ve yerinden doğrulmaya çalıştı.

Alohis Arya'nın kalkmaya çalıştığını görünce hızlıca O'na yardım ederek beliyle kolunu kavradı ve Arya'nın kolunu kendi omzuna attı. Arya Alohis'in yardımıyla zar zor da olsa kalkmış, kulübenin kapısı dahi O'na uzak görünürken sığınağa kadar nasıl gideceğini düşünmeye başlamıştı.

Kulübenden çıkmak için zar zor da olsa kapının önüne geldikleri sırada Arya Alohis'i durdurarak "Dışarıdakiler bizi görürse," dedi. Alohis tekrar yürümeye devam edip "Hepsi kendi yarasıyla uğraşıyor, koruyucular geldikten bir müddet sonra kimse korkudan dışarda dolaşamaz. Keşif için geride kalan koruyuculara yem olmaktan korkarlar," dedi.

Kulübeden çıktıkları sırada Arya tekrar duraksayıp "Geride kalanlar mı? Ya bizde onlara yakalanırsak?" diye sordu. Alohis başını sallayıp Arya'nın durmasın izin vermedi ve "Hayır yakalanmayacağız, buradan gitmezsek daha kötü şeyler olabilir," dedi. Arya Alohis'in ısrarları sonucu durup düşünmek ve bir plan kurmak istese de ne vakti vardı ne de hali...

Arya Alohis'e tutunarak büyük bir çabayla şifacıların bölgesinden çıkmayı başarabilmişti. Bir süre daha ormanın içine doğru yürüdükleri sırada Arya'nın başına büyük bir acı girmiş ve zaten zar zor ayakta duran bedeni büyük bir acıyla yere yığılmıştı.

Arya düştüğü yerde ellerini başına bastırıp kıvranırken acının geçmesini beklese de geçmiyor, acısı her saniye katlanarak büyüyordu. Birkaç dakika sonra başındaki ağrı artık katlanılamaz bir boyuta geldiğinde etrafında neler olduğunu soran Alohis'in sesini dahi duyamamaya başlamıştı.

Arya başındaki acının geçmesi için göz yaşları içinde o an var olmasını çok istediği yaratıcısına dualar ederken gözlerinin önüne karanlık bir perde inmiş, kulaklarında daha önce hiç duymadığı bir ses yankılanmaya başlamıştı.

Arya ne kadar çabalarsa çabalasın kulaklarında yankılanan sesin ne dediğini anlayamıyordu. Başındaki ağrının verdiği acıyla çığlık atıyor ve acının şiddeti arttıkça çığlığının sesini daha da yükseltiyordu.

Alohis geride kalan koruyuculardan birinin Arya'nın sesine gelmemesi için panikle Arya'yı susturmak için çabalıyor ve neler olduğunu anlamaya çalışıyordu.

Arya'nın acısı ve çığlıkları birkaç dakika daha sürdükten sonra Arya bir anda çığlıklarını kesmiş, simsiyah olan gözleriyle birlikte bayılmadan önce "Yaşam içimde" demişti.

Arya bayılmadan hemen önce kurduğu cümleyi daha önce hiç konuşmadığı bir ses tonunda söylemiş  ve Alohis'in O'ndan daha çok korkmasına sebep olmuştu.

Alohis Arya'nın başına gelenlerden korksa da etrafta kendilerine doğru gelen koruyucuları hissedip Arya'yı kucaklayarak sığınağa doğru götürmeye başladı...

Selam arkadaşlar👋

Bir gün önce Cidal adlı bir fantastik hapishane kitabı yayınladım. Sizleri yeni kitabıma da davet ediyorum. Bu kitabın yazım ve anlatım şeklinden farklı, kurgusu üzerine çok düşündüğüm bir kitap.

Bu kitabımı okuyup benden desteklerini esirgemediğiniz için çok teşekkür ediyorum. Cidal adlı kitabıma da bir göz atarsanız çok sevinirim😊

Sizleri seviyorum, yeni bölümde görüşmek üzere👋

繼續閱讀

You'll Also Like

189K 15.6K 41
Av oyunlarını bilir misiniz? Hani bir ormana hayvanları salarlar, en hızlı avcıyı bulabilmek için. Avcılar için bir zevk ve güç gösterisi olan bu oyu...
216K 19.2K 57
Eleanor için kurt adam, vampir ve büyücülere inanmak kolaydı. Sonuçta o, anne ve babasının kurt adamlar ve vampirler tarafında öldürüldüğünü savunan...
34.7K 2K 29
Yıllardan 2038 di aylardan Nisan . Gezegen adı:Barlik Krallık 25 yıl önce kurulmuştu. Kralımızın kayıp kızı 18 yıldır aranıyordu. En sonunda Krallık...
279K 24.5K 45
Astsubay Kıdemli Başcavuş Tuğra Duman, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin seçkin bir birimi olan Pençe timinin yardımcı komutanıdır. Görev, sınır ötesindeki...