Bölüm 24: GÜÇ

129 23 9
                                    

Kısa bir aradan sonra tekrar hepinize selam arkadaşlar👋

Sizleri beklettiğim için çok özür dilerim. Önümde bir sınav vardı ve onu atlattığım için artık tekrar buralardayım.☘

Bu bölüm biraz kısa oldu fakat diğerlerinden biraz farklı olarak olaylar bu bölümde daha hızlı ilerliyor.

Diğer bölümler mi yoksa bu bölüm mü sizin için daha iyi bilemiyorum. Eğer yorumlarda belirtirseniz yazılarımı size göre düzenleyebilirim.

Ayrıca diğerlerinden farklı olarak bu bölüm başında resim ve söz yok. Resim ve söz koymak hoşuma gitsede ayarlamak için çok fazla uğraşmam gerekiyordu. Fakat bunun için zamanım yok. Lütfen kusuruma bakmayın💕

Yorumlarınız bana yazmak için güç veriyor lütfen bol bol yorum yapın. İyi veya kötü tüm yorumlarınızı takip ediyorum.😊

Umarım beğenirsiniz🌿

İyi okumalar...

Yüzüğü taktığında etrafında uçuşan ışıklar veya daha acayip şeyler görmeyi beklesede hiçbir şey olmamıştı. Sessizce homurdanıp "Bu mu yani?" dedi. Bir cevap beklediğinden değil, gücüne dair herhangi bir belirti beklediğindendi sorusu.

Damenlerin bölgesine doğru dönüp bir ağacın arkasına saklandı. Saklandığı yerden gizlice bölgedeki damenleri izledi. Az önceki fırtınayı yalnızca kendi yaşamamıştı ve damenların bu duruma nasıl tepki verdiğini görmek istiyordu.

Fırtına sonrası ormana çöken dinginlik sanki az sonra gelecek büyük bir fırtınanın daha habercisiymiş gibi derin ve gizemliydi. Damenler sığındıkları kulübeden bu derin ve gizemli sessizliğin getirdiği korkuyla başlarını çıkarıyor ve gökyüzüne bakıyorlardı.

Sonunda bir damen kulübesinden çıkmaya cesaret edip toprağa ilk adımını attığında O'nu gören diğerleri de cesarete gelmişti.

Birkaç dakika sonra neredeyse tüm damenlar kulübelerinden çıkmış, hararetli bir şekilde az önceki fırtınayı konuşmaya başlamışlardı.

Biraz sonra diğerlerinden daha akıllı olduğunu düşünen bir damen bağırarak "Her şey efri olduğunu söyleyen o yaratıktan sonra başladı. O'nu bulup sorguya çekmeliyiz. Ben bir efri değil aksine lanetli bir efer olduğunu düşünüyorum" dedi.

Arya duydukları karşısında şaşkına dönsede efer dediklerinde kısmen haklıydı. Fırtına Arya yüzünden çıkmıştı ve lanetli olmadığı da söylenemezdi.

Diğer eferler elleriyle konuşan kişiye hak verircesine hareketler yapıyor ve her biri kendince bir fikir yürütüp Arya'ya karşı planlar yapıyordu.

Arya daha fazla saklanamayacağını düşünerek ağacın arkasından çıktı. Saklanmak ve eferlerin aklında daha fazla soru işareti oluşturmaktı ve bu her şeyi daha da kötüleştirirdi.

Arya içindeki tüm cesareti toplamış bölgeye doğru yürürken damenlar Arya'yı görüp bağırarak üzerine yürümeye başladı. Her biri farklı bir hakaretle Arya'nın üzerine yürüyor, içlerindeki kin gözlerinden okunuyordu.

Arya elleriyle durmaları için işaret yapıp bir adım geri gitti. Eğer sesini çıkarmazsa O'na zarar verecekleri çok barizdi. Yüksek bir sesle bağırarak "Az önceki fırtına benim efri olduğumun kanıtıydı" dedi.

Damenler efri kelimesini duydukları an duraksayıp ne cevap vereceklerini düşünmeye başladılar. Az önceki konuşmasıyla diğerlerini galeyana getiren damen öfkeli bir şekilde "Bize yıllarca efri hakkında hikayeler anlattılar. Sen O'na hiç benzemiyorsun" dedi.

Diğerleri sonunda Arya'yı karalayacak bir cümle söylendiği için rahatlayıp homurdanarak o damena hak verdi.

Arya kendisini onlara nasıl ispatlayacağını düşündüğü sırada baktığı her eferin bilgilerine kolaylıkla ulaşabildiğini fark etti. Yüzüğün içindeki gücü hissedemesede artık kullanabiliyordu. Artık gücü vardı...

Arya her bir damenin bilgilerini teker teker kontrol edip onlara efri hakkında öğretilen her şeye sahip oldu. Gözlerini az önce konuşan damene dikerek "Size öğretilenler gerçeklerin yarısı bile değil" dedi.

Verdiği cevaptan sonra damenler bir süre duraksayıp sustu. Yine de Arya'ya inanmamakta kararlıydılar. Cesaretini toplayan farklı bir damen öfkeli bir şekilde "O zaman sen gerçeği söyle! Ne olduğunu söyle! Bize hiç benzemiyorsun! Liderimizi öldürdün ve geçmiş karşımızda efri olduğunu söylüyorsun. Sen lanetlenmişsin ve yalnızca ölümü hak ediyorsun!" dedi.

Damenler içlerindeki öfkeye hakim olamayarak Arya'nın üstüne yürümeye başladı. Kimse O'nu dinlemeye yanaşmıyor, başlarına gelen her şey Arya öldükten sonra bitecekmiş gibi davranıyorlardı.

Arya korkuyla gözü dönmüş eferlere bakıyor ve geri geri gidiyordu. Onlardan kaçması gerekiyordu fakat kaçmak tüm ithamlarını kabul etmekti. Bu yüzden ne gidebiliyor ne de kalabiliyordu.

Damenler içlerindeki kin ve nefretle hakaretler yağdırıyordu. Bir anda hepsi Arya'nın üzerine çullanmış, kendini savunmasına dahi fırsat vermemişti.

Arya bedenine çarpan yumruk ve tekmeler yüzünden yere yığılıp kollarıyla başını korumaya çalışıyordu. Damenlar tüm güçleriyle Arya'ya vuruyor asla merhamet etmiyorlardı.

Arya içinden acının bitmesini dilesede bitmiyor aksine Arya'nın acıyla çıkardığı her ses damenleri daha fazla gaza getiriyordu.

Damenler artık Arya'nın ölüm fermanını yazmış O'na öldüresiye saldırıyorlardı. Arya vücuduna yediği acı dolu darbeler yüzünden kıvanırken içini büyük bir öfke kaplamaya başlamıştı.

Arya'nın içinde biriken öfke vücuduna yediği her bir darbe yüzünden kat ve kat çoğalıyor tüm bedenini bir titreme kaplıyordu. Bir eferim suratına indirdiği tekme O'na vurdukları son darbe olmuştu.

Arya bir anda çığlık atmaya başlamış ve adeta O'nun çığlığını duyan toprak harekete geçmişti.

Eferler sanki bir rüzgar tarafından sürükleniyormuşçasına üzerinlerine doğru gelen topraktan kaçmaya çabalıyor fakat etraflarını saran topraktan kurtulamıyorlardı.

Arya öfkeyle yerinden doğrulup simsiyah gözlerini eferlere dikti. Acı bir tonda bağırıp "Size efri olduğumu söyledim! İşte tüm bunlar da kanıtım. Şimdi ya bana inanırsınız ya da bana yaptıklarınız için sizi affetmem!" dedi.

Eferler büyük bir korkuyla yalvarıp "Bizi affet" demeye başlamışlamışlardı. Arya karşısında aciz bir şekilde yalvaran eferlere acımış ve tüm öfkesi bir anda kaybolmuştu.

Gözlerini kapatıp tekrar açtığında siyahlık gitmiş, toprak normale dönmüştü.

Damenler bir süre duraksayıp yaşadıklarının şokunu atlattı. İçlerinden birisi öne çıkarak "Eferya'da az önce yaptıklarını yapabilecek kimse yok. Holam Şehri liderleri bir araya gelse dahi toprağa o şekilde hükmedemez. Sen efri olduğunu kanıtladın. Az önce sana yaptıklarımız için özür diliyoruz ve artık liderimiz sensin" dediler.

Arya sonunda kendisini birilerine kabul ettirebilmenin sevincini yaşıyordu. Merhamet dolu bir şekilde gülümseyip "Her şeye yeniden başlayacağız" dedi...

EFERYA: Son SavaşWhere stories live. Discover now