Bölüm 1: PLADİX

1.2K 246 320
                                    

Kitaba yeni başlayan arkadaşlara duyurudur! Bu kitap 24

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Kitaba yeni başlayan arkadaşlara duyurudur! Bu kitap 24. bölümde yarım kalıyor, devam etmiyor. Ne yazık ki kitabı bitiremedim ve devamı gelmeyecek. Eğer kitabı devam ettirmek ya da baştan değiştirmek isteyen olursa ona verebilirim, isteyenler bana mesaj atabilir. Bir süre bu duyuruyu herkese ulaştırmak için kitap yayında duracak ama sonra kaldıracağım. Kimseyi yarı yolda bırakmamak adına bu duyuruyu yapma gereği duydum. Bir aya yeni bir kitap yayınlayacağım, tekrar kimseyi yarı yolda bırakmamak adına kitabı bitirdikten sonra yayınlayacağım. Yeni kitabımda görüşmek üzere, hoşçakalın🌿


Not: bölüm başlarındaki fotoğraf ve yazılar konulduğu bölümlerle ilgilidir.

Durduğu uçurumun kıyısında bir adım daha attı Arya. Amacı düşmek değildi fakat düşse de bir şey değişmezdi onun için.

Gözlerini kapadı. Çektiği onca acı hala yüreğinde yaşıyordu. Uzun zamandır yankılanan bir ses gibi tüm organlarında geziniyordu zaman zaman.

Bir adım daha attı Arya. Ölüme yaklaşmak, ölümden daha mı korkutucuydu? Öldükten sonra yaşayacak mıydı? Babasının sürekli bahsettiği o cennete gidebilecek miydi? Sahi o cennete layık mıydı ki?

Sağ ayağını dipsiz boşluğa uzattı. Ölmek cesaret isterdi belki ama ya yaşamak... Asıl yaşamak cesaret işiydi onun için. İçindeki bilinmezlik duygusuna aldırmadan gülebilmek cesaretti. Ölümü tercih etmek hayattan kaçmaktı. Hırslı bir insan değildi fakat dik başlıydı Arya. Her gün üzerine kara bulutlar indiren hayata karşı her an dik başlıydı...

Yaşamak nefes almaktan ibaret değildi. Nefes almak ölüme yaklaşmaktı... O ise aldığı her nefesin hakkını arardı. Güldüğü her saniyenin hesabını sorardı. Tüm cesaretiyle yaşadığı hayatı, gülebilmek için verdiği mücadeleyi sorgulardı her nefeste...

Ne için yaşıyordu? Nefes almak, gülmek, hayata karşı dik başlılığını korumak için mi yaşıyordu? Peki ya diğer insanlar, onlar ne için yaşıyordu? Hayatı boyunca topladığı tüm anıları ölüm sıfırlamıyor muydu? Ölüm varken yaşamak ne anlam ifade ediyordu?

Dipsiz derinliğe doğru uzattığı ayağını geri çekti. Topladığı anıların erkenden sıfırlanmasına göz yumamazdı. Karmaşık düşüncelerle geldiği uçurumdan karmaşık duygularla ayrıldı. Yolun kenarında sanki yıllardır özlemle onu bekliyormuş gibi bekleyen arabasına bindi. Belki de ölse üzülecek tek kişi bu arabaydı.

Babasından kalan ve yaşayan tek şeydi, binerken her defasında heyecanladığı bu araba. Önce direksiyona baktı uzun uzun, sonra oturduğu koltuğa. Hala yan koltukta oturan ve babasının yaptığı soğuk esprilere sırf babası gülüyor diye gülen o küçük kız gibi hissediyordu kendini. İçindeki boşluğu hissetmeden önceki o kız gibi...

Arabayı çalıştırıp camı açtı. Defalarca kez temiz havası için geldiği fakat her defasında ölümü düşündüğü uçurum kıyısına tekrar baktı. Ölse arkasından ağlayacak kimse yoktu, ölmese yüzü gülecek kimse de yoktu. Omzunu silkip arabayı çalıştırdı. "Zaten yok hükmündeyim şu hayatta nefes almayı bıraksam ne olacak ki" diye düşündü.

EFERYA: Son SavaşWhere stories live. Discover now