Bölüm 18: SIĞINAK

181 48 10
                                    

Burnuna gelen duman kokusuyla gözlerini açtı Arya

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Burnuna gelen duman kokusuyla gözlerini açtı Arya. Başındaki acı hala geçmemiş, O gözlerini açar açmaz tekrar ağrımaya başlamıştı.

Neler olduğunu anlamak için yattığı yerden doğruldu. Doğrulurken ağrıyan başına şiddetli bir acı girmiş fakat bir iki saniye gibi kısa bir süre sonra tekrar geçmişti.

Etrafta neler olduğunu görmek için bakınsa da her şeyi bulanık görüyor, karşısında yanan ateşin ışığı gözlerine alıyordu.

Etrafı görebilmek için biraz daha çabalasada başaramayıp korkuyla "Alohis," dedi. Ormanda başına giren şiddetli ağrıdan başka hiçbir şey hatırlayamıyordu ve Alohis'in O'nu sığınağa getirmiş olması için dua ediyordu.

Bir süre beklese de Alohis'ten bir cevap alamadı. Bu sefer yüksek bir sesle "Alohis!" dedi. Korkudan sesi titremeye başlamıştı.

Seslenişinin karşılığında bir cevap alamayıp oturduğu yerde birkaç dakika daha bekledi. Umutla gözlerindeki bulanıklığın geçmesini bekleyip, elleriyle gözlerini ne kadar oynarsa oynasın görüşünde hiçbir farklılık olmuyordu.

Nerede olduğunu anlayabilmek için ayağa kalkacağı sırada yukarıdan bir çıtırtı duyuldu. Bir kaç saniye sonra çıtırtıların sesi iyice çoğaldı ve bir ses işitti. Ses Alohis'in sesiydi.

Alohis kendince mırıldanarak bir şeyler söylüyor, ellerindeki odun ve yaprakları sığınağın kapağı üzerine atıyordu.

Arya Alohis'in sesini duyup heyecanlanarak "Alohis!" diye bağırdı tekrar. Alohis Arya'nın sesini işitip "Arya! Bu sen misin?" diyerek sığınağın kapağını açıp aşağıya indi.

Hızla Arya'ya doğru gelip sarılarak "Artık öldüğünü sanmıştım Arya, beni çok korkuttun," dedi.

Arya Alohis'in söylediklerinden hiçbir şey anlayamayarak "Öldüğümü mü sandın?" dedi. Alohis başını sallayıp "Neredeyse iki gündür uyuyorsun. Uyurken defalarca kez avuçlarından ışıklar çıktığını gördüm fakat bugün hiçbir şey olmadı. Nefes alışın da aşırı yavaşlamıştı. Neredeyse senin için yas tutmak üzereydim Arya," dedi.

Arya Alohis'in anlattıklarına şaşırsa da üzerinde konuşması için daha önemli bir meselesi vardı. Alohis'in söylediklerine cevap vermeyi erteleyip "Gözlerim görmüyor Alohis," dedi.

Alohis bir anda gelen bu bilgi karşısında şoka girip "Nasıl görmüyor? Hiçbir şey göremiyor musun yani?" dedi. Arya başını sallayıp "Her yer karanlık değil fakat bulanık. Yalnızca senin beyaz tenini ve şu yerde yanan ateşin ışığını görebiliyorum. Diğer her şey çok bulanık," dedi.

Alohis Arya'nın düştüğü bu duruma üzülerek "O zaman şuraya otur, belki birazdan açılır," deyip Arya'yı kalktığı yatağa tekrar oturttu.

Arya oturduğu yerden görebilmek için sürekli elleriyle gözlerini oynuyor, ne yaparsa yapsın gözleri bir türlü düzelmiyordu. Bir süre sonra çabalamaktan vazgeçip aklına takılan soruları Alohis'e sormaya karar verdi. Belki bu şekilde zaman hızlı geçer ve gözlerim bir an önce eski haline döner diye düşünüyordu.

EFERYA: Son SavaşWhere stories live. Discover now