Kişisel Şuur Kayıpları

Von biarisoir

382K 46.6K 54.6K

"Ne ölüm ne kalım, ama yine de acıtıyor." Mehr

1 - Ah canım ya
2 - Cinnet cinayet, kopsun kıyamet
3 - Şarkı değil o, selam okunuyor
4 - Tavanı değil, yüzünü izliyorum
5 - Sevgili Freud'a
6 - Adler'ı anlamak
7 - Uydurukçuluk sanatı
8 - Yorgun palto askıları seni taşıyamaz
9 - Düğme kalpli âşıklar
10 - Yüzük parmağı otobanı
11 - Çelimsiz hikâye çocukları
12 - Dününü unutmuş, yarını belirsiz adamlar
13 - Kaybedilen arkadaşlar listesi
14 - Evin en sevilen yeri
15 - Ağlatı
16 - Bol güneşli sağanak yağmurlar
17 - Kalp kırığı
18 - 970901
19 - Bazen böyle olur
20 - Âşık Desi'nin biricik aşkı Elfur
21 - İnsan her neyse o değildir
22 - Şuur Kaybı
23 - Emprovize bulantı
24 - Tereyağlı kedi paradoksu
25 - Otostopçunun Kim Taehyung rehberi
26 - "Çünkü dünya gene de dönecek, biz dönmediğimiz zaman bile."
27 - "Yaşamak bir can sıkıntısı mıdır?"
28 - "elveda ve tüm balıklar için teşekkürler"

Kişisel Şuur Kayıpları

42K 2.8K 1.1K
Von biarisoir

Okulun sitesinde her fakülte için haftalık yazı yayınlanırdı ve biz öğrenciler olarak bu yazıları yayınlayan kişilerin ya sadece mahlaslarını bilirdik ya da onu bile bilmezdik. Üçüncü senemin beşinci haftasıydı. Yayınlanan yazılar güzel olduğu için ben de herkes gibi hevesle paylaşılanları takip ediyordum. Pazarı pazartesiye bağlayan gece, saat bilmem kaçı bilmem kaç geçe, yatağımda uzanmış ve "yazı yayınlandıysa onu okuyup öyle yatayım" dediğim bir vakitte; önce dosyanın telefona inmesini sonrasındaysa açılmasını beklemiştim. "Kişisel Şuur Kayıpları" başlıklı bu yazı beni inanılmaz heyecanlandırmıştı tabii. Böyle abuklukları severdim. Hem kişisel, hem bilinçsel hem de kayıplı mayıplı bir şeyler, demiştim kendi kendime. 

Bir de bu yazı olayları rutindi artık herkes için. Tüm fakülte okurdu ve yazılar hakkında yorum yapardı. Kimisi, kimin yazdığı hakkında düşünürken kimisi de içerik hakkında tartışırdı. Eksik kalmamak için okuma isteğimin olmadığı zamanlarda bile okumuşluğum vardı. Sonuç olarak bu duruma bir nevi toplumdan kaynaklı mecburiyet diyebilecekken paylaşılan şeyin zevkime hitap etmesi haliyle beni zevkten dört köşe yapmıştı.

Yazı aynen şu şekildeydi; "Önce ölür sonra doğarız. Bu insan biyolojisiyle değil, psikolojiyle ilgilidir.  Anne karnıyla başlayan serüven dünyada son bulduktan sonra işleyişini tam tersi bir şekilde devam ettirir. İşte bu yüzdendir ki, tavsiyelerine güvendiğimiz insanlar feleğin çemberinden geçmiş kimselerdir. Adını duyurmuş psikologlar tıpkı duyuramamışların da katıldığı gibi, insanın sürekli bir devinim içinde olduğunu söyler. Bugün sevdiğimiz şeyi yarın sevmeyebiliriz; bugün sevmediğimizi ise yarın kalbimizin orta yerinde bulabiliriz. "Büyük lokma ye, büyük söz söyleme" deyimi bu söylediklerimle alakalı olabilir mi? Sanırım bu soru bana daha önce yöneltilmiş olsaydı "asla" diyerek cevaplardım. Peki, şimdi ne oldu da cevabımın değiştiğini ima ediyorum? Evet, bahsettiğim şeyi yaşadım. Sevmem dediğimi sevdim ve yapmam dediğimi yapıyorum. 

Hayatımız boyunca savaşlar veririz ve o savaşları yine bizler bitiririz. Bu büyük bir karmaşa ve trajikomik bir aldatmacadır. Yaşam, ölüm ve kalımdan ibarettir. Bu iki meselenin içine karıştığı tüm şeyler de insana mutlaka bir parça hüzün verir. O, bu söylediklerime dahil olmadığı halde acıtıyor. Ne ölüm ne kalım, ama yine de acıtıyor. Üçüncü sınıf öğrencisi Jeon Jeongguk, soğuk bir kış günü okulun bahçesinde gördüğü anne kediyi kucağına alıp atkısıyla sardıktan sonra evine götürdüğünden beri canımı acıtıyor. Üçüncü sınıf öğrencisi Jeon Jeongguk, yağmurlu bir günde liseli öğrencilerle şemsiyesini paylaştığı günden beri canımı acıtıyor. Karnı aç birine yarım saat sıra bekledikten sonra aldığı yemeği verdiği günden beri çok fena canımı acıtıyor. Gülerken, canı sıkkınken, sinirliyken, endişeliyken... Gayet olağan olan bu ruh hallerinden herhangi birindeyken bile canımı acıtıyor. Söylediğim gibi ne ölüm ne kalım, ama yine de acıtıyor. Bana yapmam dediğim şeyi yaptırıyor. Bu yazıyı yazdırıyor ve biliyorum ki bu sefer yayınlatacak da. Devinim böyle bir şey mi? Bilmiyorum. Bugün bildiğim tek şey canımın acıdığı ve o acıyı kalbimin orta yerinde incecik bir sızı olarak hissettiğim. Jeon Jeongguk, benim ilk kaybım. Jeon Jeongguk, benim kişisel şuur kaybımın literatürde olmayan ismi." 



Weiterlesen

Das wird dir gefallen

130K 13.5K 28
taehyung kırmızı defterini kaybeder 290423, tk ☁️
38.2K 8K 24
kim taehyung, intiharın eşiğindeyken jeon jungkook ile tanışır. agust d - so far away
70K 3.1K 27
Yabani evrenindeki çiftimiz Asi ve Alaz'ın hayatları farklı bir şekilde kesişeydi, mesela Asi, Soysalan Üniversitesi'ne bomba gibi düşseydi, nasıl ol...
46.7K 6.9K 40
The Babysitter kitabının, 2. Kitabıdır. Felix evine bebek bakıcısı olarak girdiği ünlü iş adamına aşık olur. Ama hisleri karşılık bulduğunda, sonunda...