MISANTHROPE CHERRY

By ShipperWriter

418K 42.2K 67.4K

Harry ve Louis birbirlerinden ölümüne nefret etseler de, Harry onunla mesajlaşmanın eğlenceli olacağından emi... More

1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
harrystyles
louist91

55

6.4K 627 1.6K
By ShipperWriter

"Bak bu Marshall, Lily ile evli, kızıl saçlı olan kadınla. Üniversitede tanışmışlar."

Harry bilgisayarın ekranındaki uzun boylu adamı işaret ederken Louis onun parmağını tutup dudaklarına götürdü. Parmak uçlarını birer birer öperek onun kıkırdamasına sebep oldu. "Lou, yapmasana!"

"Niye? Cetveller misin yoksa?" Louis şakayla ona takıldığında Harry onu ittirdi. "Git başımdan ya."

"Tamam tamam, kızma." Louis onu iyice kendisine çekti. Harry'nin yatağında, bacaklarını öne uzatmış halde yan yana oturuyorlardı. Harry Louis'ye sarılmış, başını onun göğsüne koymuştu. Yedikleri şeylerin tabağı ve boş bardaklar komodinin üzerindeydi.

Bilgisayarın ekran koruyucusu devreye girdiğinde Harry dizi izleme hayalini bir kenara bıraktı. "Acıktın mı?"

"Geldiğimden beri dünyaları yedirdin Harry, tabi ki acıkmadım."

"Annenin nöbette olduğu geceler bizde kalsana." Harry başını kaldırıp ona baktığında göz göze geldikleri için yanakları kızarmaya başladı. Louis onun tatlılığına sadece tebessüm edebildi. "Olmaz, sürekli sizin evinizde kalamam. Tuhaf olur."

"Annemle babam sorun çıkarmaz ki! Onlar bir şeyi anlar diye mi çekiniyorsun? Zaten Gemma bizi gördü ya, onlara çoktan haber vermiştir sevgili olduğumuzu. Bir şey olmaz, sevinirler bile."

"Ben kendimi fazlalık gibi hissederim bir süre sonra." dedi Louis elini onun yanağına koyarken. "Ama ara sıra sen bize gelebilirsin. Hem ben yalnız kalmamış olurum."

Onunla bir evde tamamen yalnız kalma düşüncesi Harry'nin daha da kızarmasına sebep oldu. Çok fazla belli etmemek için bilgisayarını yataktan uzaklaştırıp yavaşça aşağı kaydı. "Uzanalım mı biraz?"

"Olur." Louis onun isteğine uydu ve başını onun yastığına bıraktı. "Yarın öğle arasında futbol maçım var."

"Ben de gelebilir miyim?" diye sordu Harry. "Seni izlerim, tabi sen de istersen."

"Çok isterim."

"Sonra beraber yemekhaneye gideriz. Liam ve Niall ile tanışman lazım."

"Tamam bebek." Louis onun elini kendi ellerinin arasına aldı. "Okuldan sonra ne yapalım?"

"Bilmem, yine bisiklet sürmeye gidebiliriz. Yürüyüşe çıkabiliriz." Harry onunla yaptığı tüm aktiviteleri çok seveceğini fark etti. "Çimlerde otursak bile uyar bana."

"O zaman ben ayarlayayım sana sürpriz olsun."

"Sürprizleri severim. Seni severim. İkinizi birlikte daha çok severim." Harry ona bakıp göz kırpınca ikisi de güldü. Louis onu öpme isteğiyle ona yaklaşıyordu ki, telefonunun çaldığını duyunca kendini durdurmak zorunda kaldı. "Annemdir. Çaktırmıyor ama aşırı meraklı senin hakkında."

"Tomlinsonlar beni çok sever."

"Öyle mi?"

"Değil mi?"

Louis onun yanağını öptü. "Öyle." diye cevap verip elini cebine attı, telefonunu çıkarttı. Fakat ekranda annesi yerine Mason'ın adını görünce telefonu sessize alıp yatağa bıraktı.

"Kimmiş?"

"Mason. Dünden beri Cooper ve yaverleri beni arayıp duruyor."

"Versene telefonu." Harry elini ona uzattı. "Ban açayım, senin işin olduğunu söyleyeyim. Şoka girerse aramayı keser belki."

"Ciddi misin?" Louis onun yüzüne bakarak şaka yapıp yapmadığını ölçmeye çalıştı.

"Ciddiyim. Seni huzursuz etmelerinin sebebi benim." Harry eliyle yatağı yoklayarak telefonu buldu. Tam kapanmak üzereyken çağrıyı cevapladı, kulağına götürdü. "Efendim?"

Mason sorgular gibi "Louis?" dediğinde Harry hoparlörü açtı. "Ben Harry, Louis şu an meşgul."

"Harry mi?"

"Evet. Ben ona senin aradığını söylerim, canı isterse geri arar." Ona konuşma fırsatı bırakmayıp telefonu kapattı, kenara koydu. "Hadsizler. Hem seni üzmüşler, hem de yüzsüz yüzsüz hesap sormaya arıyorlar. Engelle şunların numaralarını."

Louis omuz silkmekle yetindi. Eski arkadaş grubu hakkında konuşup moral bozmak istemiyordu.

Harry onun canının sıkıldığını hissedip ellerini onun yanaklarına koydu. Kendine doğru çekti, üstüne eğilmesi için onu yönlendirdi. "Öpsene beni."

"Neden benden isteyeceğine sen öpmüyorsun ki?" diye sordu Louis. Ama bir yandan da dudaklarını onunkilere değdirmeyi ihmal etmedi. Kollarını onun iki yanına koymuş, dirseklerinden kuvvet alarak üstüne eğilmişti.

"Senin beni yönetmeni seviyorum, kontrolü ele almanı seviyorum." Duraksayıp güldü. "Biraz da utanıyor olabilirim."

"Yanakların hemen pembeleşti zaten." Louis son anda hedef değiştirerek onun yanaklarını öptü. Sonra hafifçe ısırıp bağırmasına sebep oldu. "Isırmasam olmazdı."

Harry ellerini onun boynuna indirdi, parmaklarını ensesinde birleştirip kendisine yaklaştırdı. "Bana sevdiğin bir ressamı söyle."

"Ressam mı?"

"Evet. Ve en sevdiğin tablosunu. Neden o tabloyu sevdiğini..."

"Claude Monet. İzlenim, Gün Doğumu tablosu. Tüm o sis ve boğukluğun içinde parlayan tek şeyin turuncu güneş olması çok etkileyici."

"Hep manzara tabloları yapıyor, değil mi?"

"Evet. Sevdiğim ressamı sormak nereden geldi aklına?"

"Salvador Dali ve Leonardo Da Vinci dışında bir ressam bilen nadir gençlerden olduğunu tahmin ettim. Genel kültürün çok hoşuma gidiyor."

"Yani aslında beni test ettin." Louis onun dudaklarına hafif bir öpücük bırakıp geri çekildi. "Öyle mi?"

"Test etmeme gerek yok ki, genel kültür bir şekilde gelişir." Harry gözlerini kapatıp onun saçlarını okşadı. "Ben senin aklının çalışma biçimini seviyorum. Detaycı düşünüyorsun, pratik çözümlerin var. Hafızan kuvvetli. Parçaları birleştirmeyi ve olaylara geniş pencereden bakmayı çok iyi biliyorsun. Bunlar doğuştan gelen şeyler."

Louis onun bu içten itirafına sırıttı. "Sende zeka ne gezer be, beyinsiz demişti biri bana. Kimdi acaba o? Adı H harfiyle başlıyordu... Kimdi acaba?"

"Bilmem, tanımıyorum." dedi Harry gülerek. "O değil de, birini öpecektin sen az önce. Adı H harfiyle başlıyordu..."

Louis güldü. "Sen cadısın." deyip tamamen onun üstüne eğildi ve dudaklarını onunkilere bastırdı. Harry memnuniyetle gülümsedi, Louis'nin hırkasının kapüşonunu tutup ikisinin yüzlerini kapatacak şekilde örttü. İkisi de karanlığa gömülünce Harry kendini daha özgüvenli hissederek ona karşılık verdi.

Gemma odaya aniden daldığında Louis uzaklaşmak istedi ama Harry onu durdurdu. Nasılsa ablası çok da yabancı sayılmazdı. "Harry ben dışarı çıkıyo-woah, özür dilerim."

"Tamam, kapıyı kapat çıkarken."

"Siz de az değilmişsiniz bu arada..."

Harry başını Louis'nin kapüşonundan çıkartıp Gemma'ya ters bir bakış attı. "Abla git."

"Tamam." Gemma sessizce tekrar kapıyı kapattığında Louis başını kaldırdı. "Fena yakaladı."

Harry anında şımarıklık moduna geçiş yaptı. "Sence umrumda mı?" deyip kollarını iki yana açtı ve esnedi. Bedeninin altındaki esneyen kedi, Louis'de onun boynunu öpme isteği yarattı. "Uykun mu geldi?"

"Hayır, öğle vakti ne uykusu?" Harry gözleriyle iki yana açmış olduğu kollarını işaret etti. "Sarılma saatim geldi, sarıl."

"Memnuniyetle." Louis kendini onun üstüne bıraktı, kollarını sıkıca sardı. Yerlerini değiştirip kendisi alta geçti, Harry'yi de üste çekti. "İstediğin sarılma böyle bir şey miydi?"

Harry kıkırdadı. "Bu biraz boğuşur gibi oldu ama neyse." 

"Benim tarzım bu bebeğim, alışman lazım."

"Kaç kişiye sarıldın da bunu tarz haline getirdin?" Harry onun kollarının arasından çıkamadığı için rahatça trip bile atamadı. Zaten istemsizce sırıtıyordu.

"Yastığa sarılarak gelecekteki sevgilime sarılma provaları yapıyordum. Tam bir divayla birlikte olacağımı tahmin etmiştim."

"Sensin diva." Harry kendini sağa sola ittirerek ondan kurtulmaya çalışsa da Louis ona izin vermedi. "Rahat dur Kiraz."

"Ya ben kullanıcı adımı mizantrop muz yapsaydım? O zaman bana muz mu diyecektin?"

"Sana kiraz dememin tek sebebi kullanıcı adın değil bebeğim, öyle olsa mizantrop kiraz derdim." dedi Louis. Yanaklarının kırmızılığı, dudaklarının tatlılığı yüzünden kiraz diyorum ben sana."

Harry gülerek işi şakaya vurdu. "Ben de sana şeftali diyeyim mi?"

"Sen de mi popoma bakıyordun?"

"Sen de derken?" Harry bu sefer doğrulmayı başarıp onun kasıklarına oturdu ve kaşlarını çatarak yüzüne baktı. "Başka kim bakıyormuş?"

"Hiç..." Louis i harfini uzatarak gözlerini kaçırsa da Harry onun yüzünü tutup kendisine çevirdi. "Cevap ver."

"Freshmen öğrenciler kendi aralarında konuşurken Felix duymuş, o söylemişti."

"Pis terbiyesizler."

"Ne var yani, sen de bakmışsın?"

"Ben sevgilinim ben istediğimi yaparım. Ayrıca Felix kim?"

"Kimya dersinden sınıf arkadaşım. Komşumuz ayrıca."

"Ben bilirim o Freshmen grubuna ne yapacağımı..." O sinirli bir yüz ifadesine bürünmüşken Louis avcunu onun yanağına yasladı. "Hepsi bir araya gelse bir sen etmez gözümde. O yüzden kimseyi kıskanmana gerek yok."

"Kıskanmadım, sinirlendim bir kere." Harry kaşlarını çatmaya devam ederek duvara baktı. Bu salak öğrenciler okula yeni gelmişti, ne cesaretle Louis'ye göz dikiyorlardı!

Doruklara ulaşan sahiplenme duygusunun esiri olarak öne eğildi ve onun dudaklarını kendininkilerim arasına hapsetti. Öpüşünde kıskanç bir vahşilik vardı ve Louis bundan hiç rahatsız değildi. Hatta aslına bakarsanız, hoşlanmıştı bile.

Sevgisi katlana katlana artıyordu, zaten artık Harry'nin ondan başka şansı yoktu. Louis buna izin vermezdi. Gayet samimi bir şekilde gülümsedi. "Seni seviyorum."

Continue Reading

You'll Also Like

631 74 9
"Seni öldüreceğim! " "Hadi ama John, beni öldürmek iki yıl öncenin modası..." Dostum Toplock haberin olsun başka ihtimal düşünülemez zaten aq.
225K 9.4K 38
ʜᴇʀ şᴇʏ ꜱᴀʟᴀᴋ ᴋᴀʀᴅᴇşɪᴍɪɴ ʏᴀʟᴀɴıʏʟᴀ ʙᴀşʟᴀᴅı... ꜱɪᴢ: ᴅᴇʟɪᴋᴀɴʟıʏꜱᴀɴ ᴋᴏɴᴜᴍ ᴀᴛᴀʀꜱıɴ!
1.7K 171 21
(OmegaVerse!)+(Smut!)+(NaruSasu!)+(Harco!)+(Mpreg!)+(NaruSasuSmut!)+(KawaMenSmut!)+(AlfaNaruto!)+(AlfaSasuke!)+(AlfaKawaki!)+(AlfaMenma!)+(AlfaSarada...
126K 11.7K 49
Cody hayatının aşkını kaybetti, Peyton. O olmadan aklını kaçırıyor, tıpkı Peyton'ın kendini kaybetmesi gibi.