Gölgedeki Çiçek | Texting

By redciklet

4.4M 235K 48.8K

K: O mezuniyete geleceksin. Ayçiçeği: Asla. K: Dinle. K: Çünkü o zamana dek seni bulmuş olacağım. Ayçiçeğ... More

1. Bölüm
2.Bölüm
3. Bölüm
4. Bölüm
5. Bölüm
6. Bölüm
7. Bölüm
8. Bölüm
9. Bölüm
10. Bölüm
11. Bölüm
12. Bölüm
13. Bölüm
14. Bölüm
15. Bölüm
16. Bölüm
17. Bölüm
18. Bölüm
19. Bölüm
20. Bölüm
21. Bölüm
22. Bölüm
23. Bölün
24. Bölüm
25. Bölüm
26. Bölüm
27. Bölüm
28. Bölüm
29. Bölüm
30. Bölüm
31. Bölüm
32. Bölüm
33. Bölüm
34. Bölüm
35. Bölüm
36. Bölüm
37. Bölüm
38. Bölüm
39. Bölüm
40. Bölüm
41. Bölüm
42. Bölüm
43. Bölüm
44. Bölüm
45. Bölüm
46. Bölüm
47. Bölüm
48.Bölüm
49. Bölüm
50. Bölüm
51. Bölüm
52. Bölüm
53. Bölüm
55. Bölüm
56. Bölüm
57. Bölüm
58. Bölüm
59. Bölüm ( Son iki gün)
60. Bölüm (Son bir gün)
61. Bölüm (Mezuniyet)
62. Bölüm
63. Bölüm
64. Bölüm
65. Bölüm
66. Bölüm FİNAL
GÜNLÜK
Günlük 2
Günlük 3

54. Bölüm

56.3K 3.1K 575
By redciklet

Geri kalan otobüs yolculuğum düşünmekle geçti. Sadece oturup bütün yol boyunca ne yapacağımı düşündüm.

Ve nihayetinde otobüsten inmiş, kalabalık bir şekilde üniversite girişinde bekliyorduk.

O sırada üzerinde Eskişehir Işık Üniversitesi yazan bir erkek görevli aramıza karıştı. Hemen arkasında ellerinde isim kartları ile duran 6 kişi daha vardı.

"Arkadaşlar öncelikle hepiniz hoşgeldiniz ben Bilgisayar Mühendisliği bölümünden Sarp Sarıtaş bu projede sizlerle birlikte olacağım. Uzun bir yolculuk olduğunun farkındayız bu yüzden sizleri yormuyacağız ve hemen yerleştireceğiz merak etmeyin. " diyerek konuşmaya giren genç adam derin bir nefes aldıktan hemen sonra konuşmaya devam etti.

"Şimdi...Sizleri sınıf şubelerinize göre böldük ve her sınıfın başına erkek, kız olmak üzere yanımda gördüğünüz görevli arkadaşları tahsis ettik. "

"Görevli arkadaşlar ellerinde bulunduğu yaka kartlarını sizlere verecek ve bu üç günlük süreçte sizi az da olsa tanımamızı sağlayacak. "

"Evet şuan herkesin sınıf şubelerine göre ayrılmasını istiyorum. Bir an önce yerleşelim. "

*

Sınıfların ayrılması sonucu herkes kendi yatakhanesine geçmişti ve eşyalarını yerleştiren çoğu kişi ya direk yatağa yatmış ya da dışarı keşfetmek için gecenin bu saatinde dışarı çıkmıştı.

Elif çoktan uykuya dalmıştı bile ama nedense benim gram uykum yoktu.

Neden uykum olmadığını biliyordum. Ya da uyumama engel olan şeyi tahmin ediyordum.

Gece yarısına yaklaşık 10 dakika vardı.

Bir kaç dakika sonra 6 hazirana ayak basıyorduk.

Yatakhanedeki diğer kişilere baktım. Bir kaç kişi yatmış diğerleri oturmuş heycanlı heycanlı birbirlerine bir şeyler anlatıyorlardı.

Yatağın üzerine attığım hırkamı alarak sessizce odadan çıktım. Merdivenlerden inerken hırkamı üzerime geçiriyor. Geldiğim yolu unutmamak için etrafa bakınıyordum.

Nihayet dışarı çıktığımda etrafa ufak bir göz gezdirdim oturabileceğim güzel bir çimelik gözüme kestirdiğimde fazla vakit kaybetmeden direk oraya doğru yol aldım.

Kendimi çimenlerin üzerine atarak derin bir iç çektim. Yıldızlar bütün o görkemiyle gökyüzünde parlıyordu.

Uzun bir süre sadece gökyüzünü seyrettim. O sırada da telefonuma bir bildirim geldi. Çıkarma zahmetinde bulunmadım ve direk çimenlerin üzerine yatar pozisyona geçtim.

Bir az böyle durmanın kimseye bir zararı olmazdı.

1 sene önce 6 haziran

Genç kız bütün umursamazlığı ile kendini okul kapısımdan dışarı yani güneşin ortasına attı. Elinde tuttuğu kağıt parçasıyla deli gibi bir o yana bir bu yana savruluyordu. Gözleri kan çanağına dönmüş ağlamaktan gözleri şişmiş, burnu akmıştı ve şimdide açıkta kalan yerleri hafif hafif yanıyordu.

İçinden bağırmak, çığlık atmak kendini parçalayıp yerden yere vurmak istiyordu.

Ama tek yapabildiği kendini öldürücesine ağlamasıydı. O kadar ağlıyorduki artık nefes alamaz hale gelmişti. Göz pınarlarından akan yaşlar görmesini bile engelliyordu.

Bu durumda iken koşarak okulun arka bahçesine doğru giti. Her zamanki gibi duvara yaslanarak çömeldi ve ayaklarını kendine çekti.

Ne zaman ağlamak istese ve ya babası aklına gelse buraya gelirdi. Artık özel bir yer haline gelmişti burası.

Ve işte yine buradaydı.

Gözlerinş bile kapatamıyordu çünkü her kapattığında babasının kalp atışlarının nasıl durduğunu, doktorların bir o yana bir bi yana savrularak babasını kurtarmak için neler yaptığı aklına geliyordu.

Ve yanındaki doktorların beyaz çarşafı babamın yüzüne kadar çekip kalp mesajı yapan doktorun yüzündeki ifadesi ve şu sözü aklından hiç çıkmıyordu

Ölüm saati 6 haziran pazar saat 00.15

Gözlerini dayanamayıp açtı ve elinin tersiyle gözlerini sildi. Hıçkırıklara boğulmak yetmiyor gibi bir de şimdi gözleri yanıyordu.

"Galiba yine karşılaştık ha?"

Genç kız hiç duymamış gibi yapıp ağlamaya devam etti. Onunla uğraşak hali yoktu.

"Heyy sana diyorum. Eğer ağlayacaksan başka bir yere git. Buranın aynı zaman da benimde yerim olduğunu unutuyorsun. "

Bu sefer durdu.

"Burası senin yerin falan değil. "

Karşı taraftan anında cevap geldi. Genç kız hala ağlamya devam ediyordu.

"Ama seninde değil. " duvarın karşı tarafındaki genç bir kaç kez öksürerek kendini ciddileştirdi. "Hey baksana."

"Ne var. "

"Sen şu güneşe alerjisi olan kızsın değil mi? "

Genç kız içten içe güldü. Ağlaması dinmişti bir az daha ama hala arada kendi elinde olmadan hıçkırıyordu.

"Evet o kızım. Aynı anda babası ölmüş ve arkadaşları tarafından terk edilmiş zavallı birisiyim. "

Genç çocuk kısa bir süre sustu. Bir şey diyemiyordu sadece genç kızın bu haline fazlası ile üzülmüştü.

"Bu gün babam ölmüştü. " dedi genç kız.

Karşı taraftan cevap gecikmedi.

"Bu gün annem ve babam ayrılmıştı."

Her iki tarafta uzun süre konuşmadılar. Duvarın arkasındaki genç çocukta aynı şekilde çömelmiş dizlerini kendine çekmişti.

Babası ile birlikte yaşamaya başlamış olması bir senedir anne özlemi çekmesine sebep olmuştu.

"Sana bir şey vereceğim. " dedi genç kız.

O sırada elinde sıkıca tutmaktan kırışmış kağıt parçasına baktı.

"Hırkamsa eğer kalsın ondan ümidimi çoktan kestim."

Genç kız kısa bir süre afalladı. Doğru ya çocuğun hırkası kendisinde kalmıştı.

"Hayır hırkan değil." dedi ardımdan duvardan boyu yetiştiğinde kaşıdı uzattı.

Genç çocuk karşı taraftan kırışmış olan kağıdı alıp içini açtı. Kocaman bir ayçiçeği demeti çizilmişti ve bir adam onu kucaklıyordu.

"Bu nedir? "

"Ben ve babam. "

Diğer taraftan ses gelemdi. Genç kız konuşmaya devam etti.

"Bizim okulda okuyorsun değil mi? "

"Evet. "

"İki sene sonra mezun olacağız. O zamana kadar beni unut. Sana söylediklerimide aklından sil. "

"Peki ya bu resim? "

"Onun artık pek bir önemi yok. "

Yine aynı rüyayı görüyordum. Rüya gördüğümün farkındaydım ama etkisi hiç bir şekilde değişmiyordu.

Doktorlar etrafta koşuşturarak babama bir şeyler yapmaya çalışıyorlardı. Sonra aniden doktorlar gelip babamın yüzü örtüyor mahcup bir şekilde şöyle diyorlardı.

Ölüm saati 6 haziran pazar saat 00.15.

Ve bütün her yerimi bir fırtına gibi kaplıyordu bu cümle.

Ve yine uyanıyordum.

"Baba!? "

Gözlerimi ani bir şekilde açmıştım.Bu kadar karmaşık bir rüyadan sonra durgun gökyüzünü görmek beni iyice şoka uğratmıştı.

Yattığım yerde o kadar kasılmıştımki bacağım uyuşmuş gibi hissediyordum.

O sırada sulanan gözlerimi elimle sildim ve kendime gelmek için bir kaç kez kırptım.

"Güzel bir tarih."

Duyduğum bu sesle kafamı yan tarafa çevirdim. Kayra ayaklarını uzatarak elleriyle arkadan destek almış bir şekilde çimenlerin üzerinde oturuyordu.

Hiç bir cevap vermedim. Sadece gözlerimi ondan alarak gökyüzüne bakmaya başladım.

"6 haziran. Üzülmek ve iç dökmek için harika dizayn edilmiş bir gün. "

Hala daha bir şey diyemiyordum çünkü fazlasıyla haklıydı.

"Ama aynı zamanda mutluyum çünkü nihayetinde uzum zamandır merak ettiğim birisini buldum."

Continue Reading

You'll Also Like

18.7K 1.7K 54
Han Jisung 16 yaşında lise öğrencisidir.Derslerinde çok başarılıdır amma ailesi çok baskıcı olduğu için anksiyete sorunları yaşıyordur. Lee Minho ise...
7.9K 190 2
Bu hikaye 18 yaşından küçükler için uygun değildir!! Lütfen uyarılarımı dikkate alınız. Aksi halde mesuliyet benim değildir!!
310K 6K 37
"Bu bir rolden ibaretti. Her şey yalandan kuruluydu. Sen benim için bir hiçtin." ... "İste öleyim, iste yok edeyim. Ama benden git deme." "Bu hikaye...
110K 8.4K 22
"Sadece arkadaş olduğumuzu söylüyorsun ama arkadaşlar birbirlerinin tadını bilmezler" 141123