mellifluous/taegguk

By rosseliny

142K 9.9K 6.3K

Benim mutluluğum, senin gülüşünde başlıyordu. More

|01| Tebrikler , çünkü baba oluyorsunuz evlat.
|02| Şımdı ben amca mı oluyorum yoksa dayı mı?
|03| Sence erkek mi olacak , kız mı?
|04| Busan'a gitmeye ne dersin?
|06| Jungkook buraya gel, bebeğimiz iyi değil!
|07| Bir daha bu korkuyla yüzleştirme beni.
|08| Bu sorumsuz davranışlarından vazgeç, çünkü sen böyle yaptıkça ben ölüyorum.
|09| Çift göz kapağından iki kez öperdim onu.
|10| Gülüşün bütün yorgunluğumu alacak kadar güzel.
|11| Sen bana geldin, sen bana dünyaları verdin.
[12] Lütfen bunun sikik bir şakadan ibaret olduğunu söyleyin.
[13] "Evren sırtını dönsün ama sen, sen bana sırtını dönme."
[14] Göğsümde ki papatyaları soldurdun sen, şimdi açar mı sanıyorsun yeniden?
[15] Taehyung senden mahrum kalmak beni tüketiyor, yapma bunu nolur'
[16] Öyle çok konuşuyorsun ki, bana öpmekten başka çare bırakmıyorsun.
[17] Bu hayatın bana yaptığı en hoş inceliksin sen.
[18] "Sen bana güvenmiyorsun Taehyung. Bu durumda kalmam için bir sebep de yok."
[19] "Biraz zamana ihtiyacımız var Taehyung."
[20] "Teninde hala parmak uçlarımın izi var, böyle gidemezsin."
[Final] "Dansımız asla bitmesin sevgilim."
[Açıklama ve bolca teşekkür.] "Her şey başladığı gibi bitti."

|05| Nasıl olur da tüm şehrin ışıklarından daha çok parlarsın?

6.9K 553 217
By rosseliny

Bölüm sonunda ki notu okumayı unutmayın.

Iyi okumalar♡

-------------------------------------------------

"Jungkook.." Gözümü yoldan çektiğimde, hemen yan tarafımda ki sızlanan eşime döndüm. Üstünde ince bir örtü vardı, kollarına kadar çekmiş ve yarı kapalı gözleriyle mırıldanıyordu. Küçük bir çocuktan farkı yoktu. Saatlerdir tek bir mimik bile oynamayan yüzümde ona baktığımda kocaman bir tebessüm oluştu. Nasıl bu kadar güzel ve tatlı olabiliyordu bilmiyordum. Bildiğim tek bir şey vardı o da deli gibi aşık olduğumdu.

"Efendim güzelim." Kafasını cam kenarından çekerek koluma koydu. Anında gözleri tekrar kapanırken "Sanırım kusacağım." demişti. Ve bunu öyle bir sakinlikle söylemişti ki, sanırsın acıktığını falan söylüyordu. Gözlerim fal taşı gibi açılırken "Ha?" demiştim. Koluma biraz daha sarılırken üstüme kusmaması için dua ediyordum. Çünkü ona üstümden kalkmasını söylersem, "Eşinim ben senin neden iğreniyorsun?" der ve kalan bütün yolu surat asarak geçirirdi. Eh, o hamile olduğu için ve resmen tavanda olan hormonları için bu durumda yalnızca dua edebilirdim.

"Biraz hava almak ister misin?" Kafasını belli belirsiz salladığında arabayı kenara çektim. Kolumdan kalktığı gibi kendini dışarı atmıştı. Tam vaktinde durdurmuştum arabayı. Zira biraz daha gitsek kustuğu yer yol değil kolum olacaktı. Midesinin nerdeyse yarısını bıraktığından emin olduktan sonra hafifçe doğrulmuştu. Arabanın icinden aldığım su ve peçeteyle hızla yanına gittim. Neden kusarken gitmedin derseniz eğer, bu konuda çok büyük tecrübem vardı. Mesela bir keresinde kusmaya gittiğinde ben de peşinden gitmiştim. O kusarken ben de sırtını ovalıyor, bir şekilde destek oluyordum. Sakin ol diye konuşmaya devam ettiğim sırada kafasını kaldırıp "Doğum yapmıyorum Jungkook kusuyorum. Rahat bırak beni." demiş ve yeniden kusmaya devam etmişti. O günden beri o kusarken yanına pek gitmezdim.

"Iyi misin?" Suyu biraz içtikten sonra elime vermiş ve ağzını silmişti. Arabaya yaslanan bedeninin önüne geçip bacakları arasına girdim. Tek elimi beline koyduğum da kafasını göğsüme indirdi. "Şımdı daha iyiyim."
Bunu söylerken kokumu içine çektiğini farkettim. Aldığı derin nefesler, benim kokumla karışıyordu ve bu inanılmaz hissettiriyordu. Kafasını kaldırmadan önce saçları arasına yumuşak bir öpücük kondurdum ve gülümsedim. "Daha ne kadar kaldı Jungkook? Bebeğimiz acıktı." Kocaman bir sırıtış yüzümde belirdiğinde, Taehyung elini karnına atmış bebeğimizle konuşuyordu. "Değil mi bebeğim?" Bir kaç saniye susmuş sonra sanki cevap alabilmiş gibi gülümsemişti. "Babama söyle ben acıktım diyor." Cümlenin neresinden tutsam kalbimde kalıyordu ve ben fena oluyordum. Hangisine eriyeceğimi şaşırmıştım. Bana böyle masum bakan eşime mi, yoksa duyduğum babam kelimesine mi?

"Şu an seni fena halde sevesim var Taehyung." Önümde küçücük kalan bedenine yasladığımda, o da kafasını arkaya atmış ve uğruna dizelerce şiir yazılabilecek olan boynunu açığa çıkarmıştı. Burnumu hafifçe sürttüğümde hızlanan nefesleri kulağımı dolduruyordu. Alışkındı Taehyung ani dokunuşlarıma normalde, ancak hamilelik hormonlarının etkisiyle elini bile tuttuğumda heyecanlanıyordu. Eh, bu da benim yaramazlık yapmak isteğimi arttırıyordu.

"Sonra seversin, gidelim artık Jungkook." Arabayla bedenim arasından kolayca sıyrılarak bana göz kırpmıştı. Şu an ona o kadar çok şey yapmak istiyordum ki, söylesem bir hafta yüzüme bakamazdı. "Hatırlatacağım sana bunu." Arabanın kapısını açmış ve içeri girmiştim. Yüzüme bakarken utanmazca sırıtmış ve kulağıma öpücük kondurmuştu. "Gece konuşuruz bunları hayatım." Elimin altında ki direksiyonu sıkıyordum ama bunun farkında bile değildim. Zira beni zor durumda bırakmak hoşuna gidiyor olmalıydı çünkü elleri şu anda hiç hoş olmayan yerlere gidiyordu. Zaten sınırda duruyordum ve o böyle yaptıkça kendimi tutamayıp üstüne atlayacaktım. "Hamilesin Taehyung." demiştim biraz zorlukla. "Arka koltuğu kullanamayız." Cümlemi bitirdiğimde dizimde ki ellerini hemen çekmiş ve karnına koymuştu. "Jungkook!" demişti uyarır bir tonda. "Bebeğimiz duyabilir, konuşma böyle." Gözlerimi devirirken alaylı ses tonumla konuşmuştum. "Sanki yaparken hiç duymayacak Taehyung?" Ateş saçan bakışlarını hissettiğimde ağzımı kapatmış ve önüme dönmüştüm. "Çeneni kapatmazsan o aklından geçenler hiç yaşanmayacak Jungkook." Tamam, bu çok büyük bir tehditti bu yüzden kesinlikle konuşmayacaktım. Kaç haftadır ucunda yaşadığım hormonlarım yüzünden her an patlayacak gibiydim ki şu an nefes alma dese almazdım bile.

Arabayı tekrar çalıştırıp yola çıktığımızda, Taehyung da radyoya uzanmıştı. Hoş bir müzik kulaklarımızı doldururken, biraz daha sesini yükseltmiş ve kenardaki elini tutmuştum. Dudaklarım avuçlarında can bulurken, kalbim de güzel gülüşünde yeniden var oluyordu.

Busan'da hava kararırken, kulaklarımızda eşsiz müzik vardı. Ve bir de yanımda gönlüme taht kurmuş, eşim ve çocuğum.

**

"Jungkook nasıl olmuş?" Aynanın önünde kravatımı bir kez daha düzeltmeye çalışırken sinirle oflamış ve arkamı dönmüştüm. "Taehyung kravatı yapa-" Şu an tüm bunların rüya olmasını istiyorum, gerçekten tam şu an rüyada olayım. "Taehyung bu ne hal?" Hızla yanına giderken sakin kalmaya çalışıyordum lakin sadece çalışıyordum zira o bu kadar güzel olmuşken benim sakin kalmam imkansızdı. "Olmamış mı ya?" Benimle dalga geçiyor olmalıydı, evet kesinlikle benimle dalga geçiyordu. Sikeyim bu kadar güzel olmamalıydı. Gözlerim üstünde dolaşırken aklımı kaybetmemeye çalışıyordum. Nasıl göründüğünün farkında değildi. Üstünde ki zarif gömlek, incecik bacaklarını saran pantolonu, özenle taradığı saçları ve sanki yeterince göz alıcı değilmiş gibi taktığı uzun küpeleri. "Sen beni delirtmek mi istiyorsun?" Ellerimi beline koyup kendime çektiğimde hemencecik kollarım arasına girmişti.

"Hayır." demişti büyük bir sakinlikle. "O zaman bu halin ne?" Gözlerime bakmadan uzun parmaklarını kollarıma yerleştirmişti. Bulunduğu yeri hafifçe sıkıp geri bırakırken, beni sakinleştirmeye çalışıyordu. "O kadar da güzel değil, abartma Jungkook." Bu dediğine kendi bile inanmıyordu zira o Tanrının elinden çıkan en güzel eserdi.
Hemen arkamızda olan aynaya döndüğümde, onu da döndürmüştüm. "Bak şuraya." dedim kızgın sesimle. "Ne gördüğünün farkında mısın?" Havada olan elimi elleri arasına alırken "Evet." demişti. "Aynaya bakınca harika bir çift görüyorum." Çatılı kaşlarım anında gevşerken, o da bunu fırsat bilip bana dönmüştü. "Harika bir adam ve harika bir baba görüyorum." Boynuma sarıldığında ellerimi yeniden beline koymuştum. "Yapma şöyle." Sesim sanki az önce sinirimden kuduran ben değilmişim gibi sakin çıkıyordu.

"Çok güzelsin Taehyung, aklım almıyor çok güzelsin sen." Dudaklarında tebessüm oluşurken, gülüşünden öpmüştüm onu. "Keşke kendime saklasam seni. Kimse görmese sadece ben sevsem olmaz mı Taehyung?" Parmakları yüzümde dolaşırken, derin bir nefes aldım. Bu kadar güzel olmaması gerekiyordu, bu kadar güzel olup beni delirtmemesi gerekiyordu.
"Bana bak." demişti parmakları dudaklarımda durduğunda. "Şuradan çıkan nefes var ya ışte onun kadar yakınım sana. Nefesin kadar içindeyim senin, ben sana aitim Jungkook. Sadece sana." O an her şeyi siktir etmiştim. Dışarda bekleyen Yugyeom ya da görüşmemiz gereken diğer adam,hiçbiri umrumda değildi. Sadece Taehyung vardı ve ben onu deli gibi öpmek istiyordum. Bana nefesim kadar yakın olan bu adamı nefesim haline getirmek istiyordum.

"Gitmemiz gerekiyor Bay Jeon." Tam dudaklarına yaklaştığım sırada pat kapı içeri giren Yugyeom tüm atmosferi bozmuş ve öpmek için delirdiğim eşimin de kollarımdan çıkmasını sağlamıştı. Ona ölümcül bakışlarımı atarken, önümden giden bedene yetişmeye çalışıyordum. Asansöre son anda yetiştiğimizde içimde ki öfkeyi hala atamamıştım. En son Taehyung'a bu şekilde dışarı çıkamayacağını söyleyecekken şımdı kendimi onunla birlikte yemeğe giderken buluyordum. Konu Taehyung olunca hiçbir şekilde ona karşı koyamıyordum, günün sonunda hep onun istediği oluyordu ve ben bunu durduramıyordum.

"Gülümseme." Asansör dolu olduğu için kısık sesle konuşmuştum ama Taehyung'un duyduğuna emindim. Çünkü suratında ki tebessüm büyüyüp daha güzel bir hal almıştı. "Gülümseme dedim Taehyung."
Suratında ki gülümsemeyi silmeye çalışırken bile çok güzeldi. Ellerini ağzına kapatırken, dudaklarını gülmemek için dişlerken de çok güzeldi. Dedim ya o çok güzeldi ve ben kafayı yiyordum ışte.

Asansör durduğunda inen insanların arasından çıkmış ve lokantaya doğru ilerlemiştim. Kapının önüne gelip, Taehyung'a döndüğümde hala suratını düzeltmeye çalışıyordu. "Çok gülümseme Taehyung duydun mu beni?" Kafasını salladığında "Güzel." demiş ve parmaklarını parmaklarım arasına almıştım. Kapıyı itip içeri girerken, bizim masamızı bulmaya çalışıyordum. Yugyeom eliyle sol tarafı gösterince onu takip etmiş ve masamıza ulaşmıştık.
Iki kişinin olduğu masa da bizi görünce bir sessizlik oluşmuştu. Ikisi de ayağa kalkarken uzun olan-kesinlikle merdiven falan yutmuş olmalıydı- bana doğru gelmiş ve güzel gülümsemesiyle elini uzatmıştı.

"Park-Byun Şirketinin ortağı Park Chanyeol." Elini sıkarken ben de gülümsemiştim. "Jeon Jungkook." Elimi bıraktıktan sonra gözleri eşimi bulduğunda gerilmiştim. Elleri bu sefer ona uzanırken Taehyung hafifçe tebessüm etmiş ve karşılık vermişti. "Jeon Taehyung." Chanyeol kafasını bana çevirdiğinde "Kendisi eşim olur." demiş ve eşimle beraber sandalyelerimize yerleşmiştim.
Tam bir şey söyleyecekken Chanyeol yanında ki kişinin elini tutmuş ve bize bakmıştı. "Sevgilim Baekhyun ile tanışın." Ikisinin birbirine olan bakışlarını gördüğümde herhangi bir tehlike olmadığını farketmiş ve geldigimden beri ilk kez samimi bir şekilde gülmüştüm. "Memnun oldum."

Karşılıklı oturduğumuzda, Taehyung Baekhyun ile konuşmaya başlamış, ben de buraya gelmemizin asıl amacı olan konuyu açarak Chanyeol'a dönmüştüm.

**

"Sizinle çalışmak zevkli olacak Bay Jeon." Ceketimi elime aldığımda ayağa kalkan Chanyeol'a dönmüş ve elimi uzatmıştım. "Sizinle de öyle Bay Park."

Kısa süren vedalaşma faslından sonra Taehyung'u tuttuğum gibi yukarı çıkmıştık. Odamıza girdiğimiz de elimde ki ceketi yatağa fırlatmış ve camın önünde ki eşime ilerlemiştim.
Ellerim belinde yerini bulurken, kafasını omzuma yaslamıştı. "Çok güzel değil mi?" Açılmış olan boynuna öpücüklerimi kondururken "Evet." demiştim. Parmaklarını tekrar cama koymuş ve hayran hayran bakmıştı. "Ama sen daha güzelsin." Nefesi hızlanırken bana doğru dönmüştü. Busan'ın tüm ışıklarından daha çok parlıyordu. "Nasıl olur da tüm şehrin ışıklarından daha çok parlarsın?" Cümlemi tamamladığımda gülmüş ve ardından tüm gün öpmek için delirdiğim dudaklarını dudaklarıma kavuşturmuştu.

Şehrin ışıkları odamıza vuruyordu ve ben ışıklar altında parlayan esmerimi öpüyordum.










Merhaba, fice devam etme kararı aldığımı belirtmek için buradayım.

Size nasıl teşekkür etsem bilmiyorum, beni kararımdan döndürdüğünüz için çok minnettarım.

Dün o bölümü yazdığımda aklımda tamamen burdan gitmek vardı. Her şeyi silip gidecektim lakin bu sabah gördüğüm yorumlardan sonra kendime bir kez daha sordum ve kalmak istediğimi farkettim.

Zor zamanlar geçirdim evet ama bu fic bana umut veriyor bu yüzden bırakmayacağım. Elimden geldiği kadar devam edeceğim.

Bana destek olduğunuz için , kalemime güvendiğiniz için çok teşekkür ederim, sizleri çok seviyorum.

Kendinize iyi bakın, iyi geceler♡♡

Continue Reading

You'll Also Like

26.1K 5.5K 33
+82 10 1311 5960: Hamileyim. JJK: Kimsin?
156K 16.5K 53
Jungkook, erzağının bitmesiyle kendine yiyecek birşeyler ararken, Taehyung'un liderlik yaptığı bir küçük bir şehirle karşılaşır. Jungkook, açlığını d...
24.7K 1.4K 14
Oynanılan her oyun er ya da geç bitmeye mahkumdur..
2.5M 214K 33
okumayın for vanilla baby