Naz yaptığı şeyden hiçbir pişmanlık duymadan otelin giriş kapısına doğru ilerleyen ikiliye yaklaştı sinirle bağırdı "Aynı zamanda sağırsınız sanırım "
Tarık gelen sese döndü baktı. Üzeri çamur içinde olan siyah saçlı siyah gözlü bir kadın vardı. Gözlerinde öfke vardı. "Pardon bana mı söylediniz"
naz kendine bakan elaları görünce bir süre duraladı. Önden görünüşü daha mı yakışıklıydı. Kirli sakalda ne güzel yakışmıştı. Herkeste böyle durmazdı. ."ne diyorsun sen Naz kendine gel o sana çamur banyosu yaptırdı" Yutkunma isteği duydu.
Karşısındaki adamın sırıttığını görünce sinirleri daha da tavan yaparak bağırdı "Burada sizden başka biri olmadığına göre"
Tarık kızın aynı anda değişip bağırınca şaşkın "Pardon da ne yaptım ben size"
Eda hala anlamayan adama öfkeyle eliyle kendini gösterip "Baksanıza resmen çamur banyosu yaptırdınız bana "
Tarık şaşkın eliyle kendini gösterip "Ben mi?"
Naz artık sinirden tepinmek istiyordu. Anlamazlığa geliyordu birde sinir olmamak elde değildi. Sesini kontrol edemeden bağırdı "Yok baban"
Tarık kızgın siyah gözlerinden ışıltılar gelip geçen kıza sonra otele bakıp hafif kaşlarını çatıp "siz burada mı çalışıyorsunuz? "
Naz söylenenleri anlamazlıktan gelen adama daha bir sinir oldu sanki daha fazlası mümkün gibi artık var gücüyle bağırıp "evet beğenemedin mi?" iyide ne zaman çalışmasına gelmişti böyle adam resmen yaptığını hiçe sayıyordu. Laf kalabalığı yapıyordu. O da gelmişti ya oyuna söyleyivermişti işte otelde çalıştığını.
Tarık "Ben bu otelin çalışanlarının kibar diye bilirdim anlaşılan her yerde olduğu gibi burada da varmış çürükler"
Naz sinirden ne diyeceğini bilemedi. Birde nasıl çalıştığını bilmeden çürük demişti. "Sensin çürük kendine bak"
Tarık sabrı tükenmek üzereydi bıkkın bir sesle "Bakın hanım efendi ben farkında değilim "
Naz hala farkında olmadığını söylüyordu. Olmayabilir miydi tabi yanındaki hatunla ilgiliyse olmaması mümkündü. "Tabi yanındakinin bacaklarına bakmaktan görememen doğal"
Şevval kendine söyleneni duyunca öksürmeye başladı. Bu kadın ne diyordu böyle
Tarık ellerini yukarı kaldırıp "Ya sabır sizinle uğraşacak vaktim yok eğer ben yaptımsa özür dilerim "
naz adam hala suçunu kabul etmek istemiyor gibi konuşuyordu. Neymiş o yaptı saymış. "Aman özür dileyerek lütfettiniz "
Tarık sinirle "İyi geri aldım of ya çattık yürü şevval " eliyle şevval'e yön vermişti.
Hızlı dönüp kapıya doğru yürümeye başladı. Kolu Şevvalin belindeydi.
Naz arkasından baktı alayla "Yanlış oteldesiniz burası elit bir yerdir başka yere gitmenizi tavsiye ederim "
Tarık öfkeyle döndü "Ne dediniz siz "
Naz hafif ağzını yamultup alaylı bir sesle "Ha birde anlama özürlüsün sanırım"
Tarık ellerini yana açıp "Ya sabır "
Tarık bir an düşünüp yüzünde bir gülümseme belirdi alaylı sesle "Merak etmeyin hanım efendi o dediğiniz için otele gitmiyorum aklınızdan geçtiyse merak etmeyin evim var "
Naz "Geri zekâlı "
Tarık "Maşallah ne kadar geniş kelime hazneniz var herhalde zekânız ilkokulu bitirmeye yetmedi "
Naz kendi eğitimi ile aşağılamaya çalışan adama her sözü sonrası sinir katsayısı daha yükseliyordu. Sinirden ağlamak üzereydi. "Siz kendinize bakın ben... "
Aynı anda otelin kapısı açıldı. Naz çıkanı görünce yutkundu. Otel yöneticisi karşılıyordu. Her zaman olduğu gibi beyaz gömleği ve siyah kalem eteği ve sıkı topuz yapılmış koyu kahve saçları ile kırıtarak yürüyüp misafirleri karşılıyor birde ismen buyur ediyordu.
"Hoş geldiniz Tarık Bey buyurun Selim Bey sizi bekliyor "
Arkadan onlara bakan Naz'a baktı kaşlarını çattı. Kaşlarıyla sanki neredesin sen diye hareket mi çekmişti ne,
Naz yakalanmanın etkisi ile yutkundu başını eğdi personel girişine doğru yürüdü "Of Naz adamla atışayım derken yakalandın"
Naz yürürken söylenmeye devam ediyordu " İkbal cadısı karşıladığına göre önemli biri demek ki umarım bana gelmez yoksa yandım of Naz of şu çeneni tutmayı öğrenemedin gitti "
Birden durdu " Ee en son ne demek istedi peki Allah kahretsin kendisine asıldım sandı gerçekten geri zekâlı ukala kendini beğenmişin teki aptal "
Ayşe "Hayrola ne oldu yine söyleniyorsun dur tahmin edeyim aptalın biri otobüste yine sarktı"
Naz asık ağlamaklı yüzle "Bilemedin "
Ayşe "Yoldan geçen serserinin biri arabasına davet etti "
Naz "Bilemedin canım geri zekâlı biri çamur banyosu yaptırdı birde utanmadan ona asıldım sandı"
Ayşe gülerek "Terbiyesiz Naz'ı tanımıyor ki; Naz ve bir adama asılmak cık cık çok ayıp etmiş canım çoğunlukla adamalar sana asılır "
Naz sinirle "Of Ayşe dalga geçme sinirlerim tepemde zaten "
Ayşe "Dalga geçmiyorum canım adam büyük terbiyesizlik yapmış benim mazbut arkadaşımı çapkın yapmış 3 yıldır tek sevgili ile idare ediyor istikrarlı arkadaşım benim seni tanımıyor tanısa şimdiye kadar bir aktöre bile ay çok yakışıklı demişliği yoktur. "
Naz suratını buruşturup " Ayşe git uğraşma benimle zaten başım çatlıyor o yetmezmiş gibi adam sinirlerimi tepeme çıkardı. Ayrıca Mert benim sevgilim değil, bana ağrı kesici bulsana yoksa bugün bitmeyecek "
Ayşe "Hım öyle mi bunu birde Mert'e anlatabilsen kızım bir defa kabul ettin"
Naz yaptığı hatanın burukluğu sesine yansımış "Of lanet olsun o hafta sonuna alkol birde yağmur direncimi kırdı kabul etmiş oldum hadi ben sana ne dedim ağrı kesici zaten sanki tüm uğursuzluklar bugüne toplanmış her şey bana karşı gibi zaten"
Ayşe Naz'a sarıldı " Canım neşelendireyim dedim seni gece uyumadın değil mi neden gelmedin yanıma ama sordum iyiyim dedin "
Naz "Rahatsız etmek istemedim "
Ayşe "Of ya aklıma gelmedi yoksa ben gelirdim. "
Naz "Biliyorum her zaman yanımda olamazsın ya şurada 2 ay sonra Amerika'ya gidince ne yapacağım yalnız olmaya alışmam lazım onun için öyle dedim"
Ayşe sarılıp "Ah canım benim atamadın gitti şu korkuyu bana ninni gibi geliyor gök gürültüsü yağmur "
Naz "Boş ver atacağım yok neyse o İkbal cadısı yakalamadan değiştireyim işimin başına döneyim kapıda öyle bir baktı ki o olmasa o serseriye haddini bildirirdim ama"
Ayşe "Ne o otelin müşterilerinden biriyle mi atıştın"
Naz "Bilmiyorum kapıda karşıladı adama bir hürmet bir hürmet Selim Bey bekliyormuş "
Ayşe "Belki oğlunun gönderdiği arkadaşlarından biridir belki de Amerikalıdır tanışsaydın canım belki Amerika'ya gidince yardımı olurdu. "
Naz başını iki ayna sallayıp "Iyy mümkün değil onun gibi biriyle kendimi yan yana düşünemiyorum ayrıca adı Tarık'mış Türk sanırım "
Ayşe "Otele genel müdür arıyormuş artık inzivaya çekilecekmiş belki yeni genel müdürdür "
Naz "Umarım değildir yoksa başım dertte demektir "
Ayşe "Aman şurada 2 hafta sonra Alaçatı'dasın sonra Amerika asıl ben yanarım dediğin gibi biriyse yakışıklı mı bari "
Naz "Yüzüne bakmadım ama kirli sakalı uzun saçları kulağında küpesi ile nasıl yönetici olacaksa daha çok motoruna atlayıp yollara düşen özgür yaşamayı seven bir yere bağlanamayan tiplere benziyordu. "
Ayşe sırıtarak "Bakmadın ama adamın nasıl biri olduğunu karar verdin süpersin canım "
Naz gayet ciddi "Sende görsen aynı karara varırdın neyse hadi lafa tuttun beni geç kaldım "
Ayşe "Benn "
Naz "Of Ayşe tamam işte sus "
İkbal kapıyı çalıp "Selim bey beklediğiniz misafirler geldi "
Selim "Oo hoş geldin oğlum böyle ayağıma getirir gibi oldu hoş geldin"
Tarık elini uzatıp tokalaşırken "Olsun Selim bey önemli değil inşaattan çıkarken uğramış oldum "
Selim " Ee ne diyorsun "
Tarık selim beye dosyayı uzatırken "Ben dosyayı hazırladım bir inceleyin bakalım"
Selim dosyayı alıp " Bu ara ne içersin "
Tarık "Blue shark Şevval sen "
Şevval "Alkolsüz olsun fark etmez "
Selim "İkbal hanım ilgilenin "
İkbal "Emredersiz başka bir emriniz "
Selim "Yok hadi ilgilen "
Naz üzerini giyinmiş bara geçmişti. Bir yandan servis yapıyor ve İkbal cadısının ve Tarık denilen o adamın gelmemesi için dua ediyordu. Neyse korktuğu başına gelmemiş ne İkbal cadısı görünmüş nede o adam biraz sonra rahatladı. Müziğin ritmine kapılıp hafif dans ederek servisine devam etti.
Ahmet "Naz "
Naz "ne oldu hayrola "
"Selim beyin misafirlerine bir blue shark birde alkolsüz ne olursa götürüyorsun"
Naz yutkundu "Ben mi "?
" İkbal hanım öyle söyledi Naz getirsin dedi "
Naz yutkundu "Naz getirsin dedi "
Ahmet ciddi bir sesle "Evet "
Naz yalvarır sesle "Ahmet sen götürsen sorarsa müşteri çok kalabalık emir tek başına siparişlere yetişemiyordu ben getirdim desen "
Ahmet gülmesini tutmaya çalışarak "Yok kızım ben ikbalin azarını çekemem "
Ayşe "Ne o surat sanki idam sehpasına çıkacak gibisin geçmedi mi hala "
Naz şimdi tekrar adamı görecek Selim beyin yanında bir şey diyemeyecek iyice sinir olacaktı adam kesin kendine alayla bakardı. "Geçti geçti de "
Başını iki tarafından tutup hafif ovup " Yeniden saplandı İkbal cadısı sipariş göndermiş birde ben götürecekmişim " birden döndü Ayşe'ye masum kedi yavrusu gibi yalvarırı bir sesle "Ayşeee canım arkadaşım benim için sen götürür müsün lütfen bak .. "
Ayşe elini tamam der gibi kaldırdı yoksa Naz daha yalvarmaya dil dökmeye devam edecekti "Tamam, tamam sakin ol bir nefes al ya hazırla hem bu ara şu yakışıklıyı da görürüm "
Naz sinirle "Ayşeee ben öyle bir şey demedim "
Ayşe gülerek "Tamam canım kızma hazır mı?"
Naz gülümseyerek "Tamam, hadi al "
Siparişi gönderdikten sonra bir yandan servis yaparken diğer yandan Ayşe'nin gelmesini bekliyordu bir gözü sürekli kapıdaydı. Sinirden ayağını yere vuruyor sık sık kapıya bakıyordu.
Ahmet "Yavru kuş bir brendi limonlu olacak "
Emir " Biraz yüksek söyle oğlum kız uçmak üzere sinirden daldı gitti gözü kapıda görmüyor musun nedir beklediği "
Sonra omzuna dokunup "Hey nereye bakıyorsun yoksa sevgilini mi bekliyorsun "
Naz sıçrayıp "Ay ne oldu Emir ne istemiştin "
Ahmet "O değil ben istedim ama ne oluyor sürekli gözün kapıda "
Naz endişeli "Ayşe'yi bekliyorum İkbal cadısı ne dedi ben götürmedim diye merak ettim ondan duymadım ne istemiştin "
Emir "Ben hazırladım canım sakin ol ne diyecek canım Ayşe durumu kurtarmıştır merak etme sen "
Naz "Haklısın aman benimde bu pimpirikliliğim şimdi kapıda da yakalandım ya adam İkbale bir şeyler söyledi de özür diletmek için mi çağırdı diye merak ettim ondan sıkıntım "
Emir "Sakin ol sanmam adamın işi yok seni mi şikâyet edecek sonuçta asıl suçlu o"
Naz sıkıntıyla "Öylede hiçte üzerine alınmış gibi biri değildi doğrusu sanki hiç yapmamışta ben ona iftira atmışım gibi davrandı laf olsun diye özür diledi sonra geri aldı gıcığın teki yani her şey beklenir egosunu tatmin etmek için yapmıştır da."
Naz yine takılıp kalmıştı Ahmet tekrar bara yaklaşıp "Hey hadi iki bira "
Emir başka bir müşteriye bakıyordu.
Ahmet Naz'dan cevap alamayınca omzuna dokunup "Ne oluyor sana ya "
Naz "Of ya Ahmet ne var "
Ahmet "Olan şu hala iki bira bekliyorum sizden Naz hanım "
Naz hazırlayıp verdi "Of al sinir şey "
Emir "Sakin ol telaşlanmana gerek yok biraz söylenir o kadar merak etme "
Naz tedirgin "Umarım gitmeden sorun istemiyorum sinirlerim yeterince gerildi zaten"
Belgin gün boyu arkadaşları ile birlikte geçirmiş derneğe uğramıştı. Eve uğramadan Hulusi'nin bankada neler yaptığını merak edip doğruca bakaya geçti.
Hulusi Münir'den öğrendiklerinden sonra 3 yıl boyunca yapılmış dosyaları şöyle bir göz geçirdi. Yorulduğunu hissetti. Telefonu kaldırıp "Betül kızım gel bakayım bir bak sen bana "
Betül "Tabi efendim "
Kırıtarak girdi. Eğildi Hulusi'nin tansiyonunu ölçmeye başladı. Tabi Hulusi'ye verdiği manzaraya dikkat bile etmeden Hulusi'nin gözleri vadilere tepelere doğru kaymaya başladı. Gözlerini kapatıyor ama yok dayanamıyor yeniden açıyordu.
Tam bu anda Belgin içeriye girdi "Hulusiii Betül "
Hulusi birden Betülü itip Ayağa fırladı. "Belgin hayatım inan sadece tansiyon "
Belgin öfkeyle bağırdı "Buradan pekte öyle görünmüyor Hulusi 3 yıldır beni aldatıyordun öyle mi "?
Hulusi "Ne aldatması hayatım inan sadece tansiyon zibidi yetiştirdi değil mi " ?
Belgin öfkeyle "Ben sana sürpriz yapayım dedim ama sen bana yaptın beni gözümün önünde aldatın beni aptal yerine koydun değil mi "?
Hulusi masadan dolandı yanına geldi omzuna kolunu atıp "Bak hayatım Tarık yaşadığı olayların etkisi ile yanlış anladı inan hem tedbir"
Belgin sinirli gururu kırılmış aldatılmış duygular içindeydi."Tarık söylemedi demek onunda haberi vardı ha nasıl yaparsın Hulusi o mutfaktaki olayı kesin sen planladın değil mi " sinirle kolunu alıp yana bıraktı.
Hızla kapıya yöneldi "Bunu bana yaşatmayacaktın Hulusi "
Hulusi hızla önüne geçti " Hayatım bak sen yanlış anladın Betül sadece tansiyonuma bakıyordu dalmışım dosyalara otur bakayım sen şöyle hadi ama lütfen tövbe ettim biliyorsun sana söz verdim. Hadi verdiğim sözden döndüğümü tutmadığımı ne zaman gördün söyle hem kız işsiz kalmasın dedim 3 yıldır bizimle içim elvermedi. İnan başka niyetim yok Belgin hayatım."
Belgin'den tepki gelmeyince Hulusi ağlamaklı bir ifade ile " Anlaşıldı sen bana inanmıyorsun değil mi? tamam senin inanmam için hemen kovuyorum Betülü "
Betüle dönüp "Kusura bakam Betül Belgin'in üzülmesine bana inanmamasına dayanamam güle güle ben Ragıp'la konuşurum sana bir iş bulması için kısa hizmetlerin için teşekkürler "
Betül başı önünde dışarı çıktı.
Hulusi "Sen beni çok kırdın Belgin sen bana inanmadın seni aldatabileceğimi düşündün ya ne diyeyim "
Belgin " Ama Hulusi görüntünüz "
"Kız sadece biraz eğilmişti o kadar tansiyonumu ölçüyordu napıyorduk sanki yataktaydık "
Belgin sinirle bağırdı "Birde yatakta olsaydınız "
"İyi tamam sen yine benim hasta olmamı istiyorsun üzüyorsun ama"
" Of Hulusi çocuk gibi duygu sömürüsü yapma işe bile başlamana izin verdiğine göre Ragıp artık sorun yok demek ki "
"İnanmadın yani tamam bende eve dönerim sürekli dizinin dibinde olurum öyle inanacaksan onu da yaparım ben bitti gidelim "
"Gidelim evimize Hulusi çok istiyorsan madem tedbir için bir tane doktor alalım bankaya hem bu ara hasta olanlarda bakar bu katta durur oldu mu canım ben senin hiç hastalanmanı ister miyim hadi hayatım gidelim "
"İyi gidelim "
Tarık "Ne diyorsunuz "
Selim "Yine her zaman ki gibi çok cömertsin Tarık evladım sağ ol zeytinliklere ne zaman isterseniz gideriz "
Tarık "Sorun değil "
Ayşe kapıyı çalıp girdi.
Selim" Gel Ayşen kızım alkolsüz şevval hanımın diğeri de Tarık beyin "
Ayşe inceleyerek bıraktı masaya "Afiyet olsun"
Tarık "Teşekkürler "
Ayşe Tarığı görünce çok şaşırdı. Sesi duruşu hali tavrı hele o gözleri içi gitti baygın bakıp "Afiyet olsun " istenenleri bırakıp baka baka çıktı.
Ayşe sırıtarak geldi "Kızım sen yakışıklı değil diyorsun da adam bir içim su karayip korsanı sanki süper ya ahhh bize rastlamaz ki böyleleri "
Naz telaşla "Of Ayşe İkbal cadısı bir şey dedi mi "?
Ayşe "Yoo orada bile değildi"
Naz "İyide Ahmet neden öyle dedi "
Ayşe "Sanırım konuşmalarımızı duydu ondandır sana takılmak istemiştir "
Naz gelen Ahmet'in omzuna sert bir yumruk indirip "Eşek burada ecel terleri döktürdün bana "
Ahmet omzunu ovalarken "Oofff kızım seninde ne ağır elin var morardı kesin omuzum "
Naz elini önünde aşağı doğru sıvazlayarak indirirken "Oh olsun beni kıvrandırmasaydın "
Ahmet gülerek "Sende yeme napalım sazan "
Naz sinirle tek parmağını kaldırıp sallarken "Bana bak dayak istiyor senin canın sanırım ayrıca sensin sazan "
Selim " Teşekkürler anlaştık o zaman "
Tarık "İmzaların atınca anlaştık "
Selim "Teşekkürler evlat senden bir şey isteye bilir miyim"?
Tarık gülerek "Tabi ama kredi olmasın"
Selim "Yok çalışanlarla ilgili hepsi çok iyidir umarım çıkarmazsın"
Tarık "Merak etmeyin şu anda zaten öyle bir şey düşünmüyorum. Şimdilik kendi yağı ile kavrulacak sonraki sezonda yapacağım değişiklikleri hatta el değiştirdiğini bilmelerine bile gerek yok şimdi huzursuz olmasınlar benim içinde çalışanların rahat olması önemlidir "
Selim "Tamam o zaman "
Tokalaşıp ayrıldılar.
Tarık ve Şevval otelden çıktılar
Tarık "Nereye bırakayım seni "
Şevval "Yakın otobüs durağına bıraksanız olur "
Tarık "Dur evine bırakayım o taraftan geçeceğim nasılsa "
Şevval "Size de hep böyle zahmet oluyor "
"E benim yüzümden kaçırıyorsun servisleri napalım aslında sana bir araba mı alsak var mı ehliyetin "
"Yok, efendim hiç araba kullanmak kısmet olmadı "
" Geç kalmış sayılmazsın git bir kursa ehliyet alınca araba benden tamam mı ?"
"Beni şımartıyorsunuz"
"O kadar kahrımız çekiyorsun olsun o kadar dert etme "
Kapıyı açıp geçmesi için yol verdi. Sonra geçip arabaya oturdu. Telefonu alıp Sadri'yi buldu aradı
"Alo Sadri "
"Hayrola bir terslik mi çıktı "
"Yok, çıkmadı işim bitti demek için aradım. Alayım mı "?
"Yok, lapelde buluşuruz "?
"Anlaştık "
Sırıtarak adamın biri yaklaştı "Güzelim bana baby ruth senin elinde olsun"
Naz hafif zoraki gülümseyip hazırlığa başladı. Çatmıştı yine birine neden hep onu buluyordu ki böyleleri sanki mıknatıs gibi çekiyordu.
Adam "Kendine de hazırla bana eşlik etmeni istiyorum"
Naz "Üzgünüm eşlik edemem görev başında içmiyoruz buyurun afiyet olsun "
Adam "Müşteri velinimetiniz değil mi ee bende müşteriyim ne istersem onu yapacaksın"
Naz sıkıntıyla "Söylediğim gibi beyefendi görev başındayım lütfen zorluk çıkarmayın izninizle hazırlamam gereken siparişler var "
Adam "Ben içmeni istiyorum ayrıca çok güzel dans ediyorsun benimle dans etmeni istiyorum"
Naz yüzünde sahte bir gülümseme ile adamı ikna edebilmek için hala yumuşak sesle "Beyefendi size söyledim görev başındayım eğer yanınıza bayan istiyorsanız yanlış yerdesiniz sizi pavyona gitmenizi öneririm"
Adam "Nereye gideceğimi size mi soracağım gelip benimle dans edeceksin o kadar"
Emir "Beyefendi size ne söylendi alın içkinizi gidin masanıza zorluk çıkarmayın böyle devam ederseniz güvenliği çağırmak zorunda kalacağız "
Adam "Sana ne karışma "
Naz'ın yanına dolandı kolundan tutup çekmek istedi aynı anda kendini yerde buldu. "Size arkadaş masanıza geçmenizi söylemişti sanırım ne diyorsunuz "
Naz adamın kolunu arkaya doğru kıvırmaya devam ediyordu "Duyamadım ne dediniz "
Adam acı ile yüzünü buruşturup "Tamam, özür dilerim hemen gidiyorum "
Naz başını sallarken sinirle "Aferin akıllılık edersin yoksa buradan direk hastaneye gitmek zorunda kalacaktın "
Sadri ve Tarık barda buluşmuşlardı. Tarık konuşmuyor sadece elindeki içkiyi yudumluyordu. İçinde engel olamadığı bir öfke seli yine onu esir almıştı.
Sadri "Muhabbetine de doyum olmuyor yani maşallah "
Tarık gözleri sanki bir noktaya takılmış gibi ileri bakıyor ama görmüyordu. Cevap bile vermedi.
Sadri omzuna dokunup "Oğlum ne bu halin neler oluyor sıkıldıysan gidelim "
"Hıı ne oldu "
"Ne bu surat tek kelime etmediğin gibi yüzüme bile bakmıyorsun hatta cevap bile vermiyorsun baban anneni aldatıyor diye değildir umarım sabahtan beri sirke satıyor "
Tarık elindeki kadehi yudumlarken sıkıntı ile "Biliyorsun canım sıkkındı oda tuz biber oldu"
"Tamam, anladım iyi avlar sana "
Bu ara kendini süzen sarışın bir hatuna hafif gülümseyerek başını eğdi. Biraz sonra karşılık bulan kadın yanına yaklaştı ." Selam "
"Selam "
"Ben jale "
"Ben Tarık arkadaşım Sabri, gelseydi arkadaşınızda birlikte takılırdık "
"Süper "el kaldırdı. Kızın arkadaşı da geldi. Yine boş geçen gecelerden birini daha yaşıyordu. Karşılıklı boş sohbetlerde devam etti. Bir yandan su gibi gidiyordu içkiler.
Tarık "Eğlencemize başka mekânda devam edelim isterseniz ne dersiniz kızlar"
"Bize uyar "
Birlikte dışarıya çıktılar.
......................................................