consumed, with what's to transpire
Sarışın olan korkuyla Felix'den uzaklaştı, uzun olansa Felix'i bıraktı, kahve gözlerinden yaşlar akmaya başladı. Kapının orada gördüğü figürün Changbin olduğunu anlamıştı ve Changbin sarışın olana döndü.
"Ben beşe kadar saymadan önce lanet olası evimden siktir olup gitmenizi istiyorum."
Sert bir bakışla sarışın olan odadan çıkıp gitti. Felix evdende gitmiş olmasını diliyordu.
Changbin uzun olan çocuğa döndü. "Ne sikim oluyor, Hyunjin? Böyle bir şey yapabilecek kadar aklını mı kaçırdın?"
Hyunjin omuz silkip gözlerini sildi. "Zorlandım, o beni zorladı. Bana tam olarak ne dediğini sana söyleyemem ama korkmuştum. Lütfen bana inan Binnie."
Changbin kafasını salladı. Sarışın olanın insanlara şantaj yapmaktan hoşlandığını biliyordu bunu da Hyunjin'e şantaj yapmak için iyi bir fırsat olarak görmüş olabilirdi.
Changbin Felix'in yanına oturdu ve titreyen çocuğa sarıldı. "Bir sorun yok, iyisin."
Felix sızlandı ve Changbin'e sıkıca sarıldı. "O-onlar neredeyse b-ben-"
Changbin yavaşça Felix'in sırtını sıvazladı, Felix'i rahatlatmaya çalıştı ama Felix çok hızlı nefes alıp veriyordu.
"Ssh, Felix sakin olmak zorundasın tamam mı? Eğer hızlı hızlı nefes almaya devam edersen bayılacaksın."
"Yapamam-" Felix burnunu çekti hâlâ titriyordu. Hyunjin odadan çıkıp merdivenlerden indi.
"Ssh, güzel çocuk. İyisin."
Felix bu gece eve baya geç gitmişti hâlâ titriyordu ve Changbin ona eşlik ediyordu.
Changbin kapıya vurdu ve Felix'in annesi kapıyı açana kadar bekledi.
Kadın Felix'e bir bakış attı. Solgun görünüyordu ve yanaklarında gözyaşları vardı. "Felix, bebeğim ne oldu?" Endişeli bir şekilde sordu.
"H-hiçbir şey. Sorun yok."
Changbin kadına gülümsedi. Onu bir yerden tanıdığına emindi ama nereden?
"Odasına çıkmaksına yardım edeyim, biraz korktu. Şimdi daha iyi sadece biraz dinlenmeye ihtiyacı var."
Changbin Felix'i odasına çıkardı ve onu yatağına yatırdı. Gitmeden önce alnına bir öpücük kondurmuştu.
Changbin Felix'in ebeveynleri gereksiz sorular sormadan onlara el sallayıp evi terk etti.
Arabasına yürürken bir şeyin farkına vardı.
Felix'in annesini tam olarak nereden tanıdığını fark etmişti.