ACIMASIZ [ TAMAMLANDI ]

By wonder_vomen

4M 131K 33.7K

Bir adam, beni yangına çevirmişti. Bir adam, benliğimi bozmuştu tereddütsüz. Ve bir adam benim cennetimin at... More

Tanıtım
1 - İzmir
2 - Karanlık Çocuk
3 - Yeni Okul
4 - Katil
5 - Şikayet
6 - Otopark
7 - Yeni Arkadaşlık
8 - Korku
9 - Merak
10 - Kalpsiz
11 - Tescilli pislik
12 - Serseri
13 - Senin bu yaptığın?
14 - Şımarık Çocuk
15 - Ceza
16 - Kütüphane
17 - Sarhoş
18 - Sende mi buradaydın?
19 - Ateş !
20 - Bar
21 - Şirket
Karakter Tanıtımı
22 - Doğum günü
23 - Ben yanındayım
24 - Film Gecesi
25 - İtiraf oyunu
26 - Hayır, Ateş dedin!
27 - İlgi Odağısın
28 - Tokat
29 - Kıskançlık
30 - Önyargı
31 - Suçluluk Duygusu
32 - Umrumda değilsin
33 - Pişmanlık
34 - Yaramaz şey
35 - Sevgili sahip
36 - Ölümle satranç
37 - Sana Özel
38 - Baş Belası
39 - Hayal kırıklığı
40 - Oyuncak
41 - Beklenmedik anda
42 - Manzara
43 - Duygular
44 - Senfoni
45 - Oyun
46 - Av
47 - Gerçekler
48 - Enkaz
-Tanıtım videosu-
49 - Geçmişin izleri
50 - Minik sevgilim
51 - Davetsiz Misafir
52 - Kördüğüm
53 - Trip
54 - Rüya
56 - Yapboz
57 - Ateş'in kızı
58 - Kelebek
59 - Süpriz
60 - Yangın
Kesit
61 - Yıkılmışlık
62 - Terkediş
Özel Bölüm
instagram
63 - Ruhun yolculuğu
okuyun!
64 - Hikayenin sonu
S O N
satırlarda buluşalım

55 - Kalp acısı

28.7K 1K 212
By wonder_vomen


Bir insanın kendisine acıdığı anlar nadir olurdu hehalde. Ama bir insanın kendisinden hiç tiksindiği anlar olur muydu? Olmazdı muhtemelen olmazdı ama ben şuan kendimden tiksiniyordum, acizliğimden tiksiniyordum, saflığımdan... kendimden tiksinmek için o kadar çok neden sıralayabilirdim ki... kendimi tamamen eksik hissediyordum, çaresizliği hiç bu kadar derinden tatmamıştım. Çaresizliğin kalbimde bu kadar hasar bırakacağını hiç düşünmemiştim.

Bana bu kadar acı vereceğini nereden bilebilirdim ki izlediğim görüntü canımı yakıyordu. Kalbimin terke bir ediyordu ama ben yine de Ateş'in o kıza sarılmış olmasını izliyordum. Bu görüntüyü göreceğime ölmeyi tercih ederdim.

Gözlerim bana ihanet ediyordu onları görmek istemiyordum ama yine de izliyordum göz yaşlarımı akıtmak istemiyordum ama onlar durmadan akıyorlardı. Göz yaşlarımı izlediği yolu yakıyordu ve canımı acıtmasına neden oluyordu. Sanki gözlerimden gözyaşı değil de acı akıyordu. Ruhum benliğime kelepçe vurmuştu sanki bir mahkumuşum gibi.

Canımı en çok yakan şey ise Ateş'in o kızı kollarıyla sarmasıydı. O kolların arası benim yerimdi. Üzüldüğümde, sevindiğimde, mutluluğumda.. aşkımla hep o kollara sığınmıştım. Her anımı ben güvenli kollarda yaşamıştım. Bugün hep kaçtığım inkar ettiğim bir gerçekle yüzleştim ben gerçekten de zavalının tekiydim. Acınılması gereken biriydim aksi olsa başıma bunlar gelir miydi? Daha yarası kapanmamış olan kalbim ağlaya ağlaya tekrar kanar mıydı, beni yaşayan bir ölüye dönüştürür müydü?

Bacaklarım beni taşıyamayacak kadar uyuşmuştu. Aldığım nefesin bile ağırlığını üstümde hissediyordum. Derin bir nefes aldım ardından koşarak çıkış kapısına doğru yöneldim. Çıkarken bilerekten Ateş'in omzuna çarptım. Ama o kadar güçlüydü ki o gücü karşısında kendimi yerde buldum. Ateş ne olduğunu anlamak istercesine arkasına döndü. Beni yerde görünce şaşkınlıkla kaşları yukarı kalktı, tedirgin bir şekilde elini saçlarından geçirdi. Sanki yasak bir şeye dokunmuş gibi hemen diğer elini kızın üzerinden çekti ve iki adım geri adım atıp tam önümde durdu.

Gözlerime endişeyle bakıyordu ama niye böyle bakıyordu ki? Yakalandığı için mi? Göz yaşlarımı elimin tersiyle sildim ne olursa olsun onun yüzünden yıkıldığımı görmesini istemiyordum. Ateş mahcup bir şekilde elini bana uzattı. Kalkmama yardım etmek istiyordu onun elini görmezden gelip elimle yerden destek alarak ayağa kalktım bunu yaparken gözlerimi gözlerinden ayırmıyordum. O gözlerde şaşkınlık vardı ama diğer duygunun yanında sönük kalıyordu.

Kızmıştı.

Bana kızmıştı, ama neden?

Benim ona kızmam gerekmiyor muydu?

Gözlerimi ondan kaçırdım çe yanındaki kişiye baktım. Şaşkınlığım beni sahiplercesine her yerimi sardığında az kalsın küçük dilimi yutacaktım. Çünkü bu Defne'den başkası değildi.

Kalp atışlarım ritmini şaşırıp göğüs kafesimi kıracak kadar sert atıyordu. Ardından tekrar Ateş'e, aşık olduğum güzel gözlerine baktım. Ilk defa gözlerindeki duyguları görebiliyordum.

Neydi.?

Pişmanlık mı o ?

Kızgın gözlerle ona bakarak, "Ben sana güvenmiştim. Lanet olsun sana güvenmiştim! Seni sevmiştim. Sen, beni o kadar seviyorken nasıl böyle bir şey yapabildin ATEŞ? Senden tiksiniyorum İĞRENÇSİN!! senden nefret ediyorum. Nefrett!! Hiç birşey hakketmeyen şerefsizin tekiymişsin." Sorularımı daha çok ona değil kalbime soruyordum. Çünkü severken sadece kalbin seni yönlendirir. Hıçkırarak ağlarken elimi göğsüne kalbinin üzerine koydum. Çok hızlı atıyordu kalbi. Ardından elimi yumruk yaparak bir kaç kez göğsüne vurdum.

"Ama ne var biliyor musun?" Diye fısıldarken yumruğumla kalbinin üstüne vurmaya devam ederken. "Sen... sen bana bazı şeyleri gösterdin. Meğersem grisi yoktur aşkın; ya siyah ya beyaz olur ama biz griydik ATEŞ! Üzerine koyu tonların hakim olduğu bir bulutun rengi... biz diye birşey yoktu! senin için sadece sen vardın. BENCİLSİN sevilmeyi dahi hak etmiyorken, nasıl sevebirsin ki?"

Ona söylediklerim ağırdı biliyorum ama bunları hak etmişti. Bana nasıl bunu yapabilmişti? Hemde Defne kaltağıyla.

Hayran olduğum gözlerine baktım. Dudaklarını birbirine bastırmış çenesi gerilmişti. Gözlerinde ise tam anlamıyla endişe vardı. ATEŞ HANCI endişeleniyordu elinden kayıp gitmemem için endişeleniyordu sanki. Ama az önce yaptıkları...
Gözlerim Defne'nin gözleriyle buluştu. Dudağının bir kenarı yukarı kıvrılmış acıyan gözlerle, gözümden akan yaşlara baktı.

Sinirle dişlerimi gıcırdatırken, ikisini daha fazla yan yana görmek midemi bulandırmaya başlarken onlara arkamı dönecekken huzur bulduğum koca bir el beni belimden çekerek sırtımı göğsüne çekti. Aniden çığlık atarak ondan kurtulmaya çalıştım.

"Sana yemin ederim hiç bir şey göründüğü gibi değil." Ateş'in ilk defa yemin etmesine mi şaşırayım yoksa sesinin bu kadar çaresiz çıkmasına mı? Sesi o kadar çaresiz çıkmıştı ki sanki beni inandırmak için herşeyi yapacakmış gibi...

"Bırak beni! Seni ve yalanlarını dinlemek istemiyorum" kolu daha da sıkılaşınca daha çok canım yandı. Ateş de sinirlenmiş olacak ki ağzından hırıltılı bir nefes çıkmıştı. "Ben yalan söylemem biliyorsun o yüzden beni dinleyeceksin!" Emirleri beni çileden çıkarmaya yetmişti. Hem o kıza sarılıyor bir de marifetmiş gibi beni dinkeyeceksin diyor.

Sinir kat sayım artarken eş zamanki olarak akıtığım göz yaşlarım da artı. Bakışları titreyen dudaklarıma ardından ağlamaktan kızaran gözlerime tırmandı. Yumuşak ama aynı zamanda da kızgın bir sesle "kes şunu! Ağlamandan nefret ediyorum" diye tısladı.

"Sende canımı yakma o zaman," diye bağırdım güçsüzleşen sesimle.

Özür dilercesine bakarken aniden belimi tutan kolları inine geri çekildi. Ah! Yanlış anlamıştı 'canımı yakma' derken Ateş çektiğim fiziksel acı sanmıştı oysa ki ben yüreğimdeki acıyı kastetmiştim.

Hızla oradan uzaklaşırken Ateş arkamdan haykırmıştı ama peşimden gelmemişti. Bu daha fazla ağlamama neden olurken daha hızlı koşmaya başladım. Nereye gittiğimi bilmiyordum. Bir işe yaramıyordu belki koşmak ama ne kadar uzaklaşırsam o kadar çabuk kurtulacağımı düşünüyordum.

Uzun bir süre koştuktan sonra nereye geldiğimi idrak etmeye çalıştım pekte umrumda olduğu söylenemezdi. Bedenimden çıkan ruhum arafta kalmış gibi çaresiz yürüdükçe göğsüme ağrılar saplanıyordu.

Bilinmedik sokaklara girdiğimi anladığımda titreyen ellerimi durdurmak istercesine göğsüme bağladım. Aralık, ağlamaktan morarmış olduğunu bildiğim dudaklarımdan kesik kesik nefesler alıyor ciğerime yaşaması için şans veriyordum.

Belirsizlik abartılı, hızlı atan bir kalp ritmi ve görmezden gelmeye çalıştığım bir baş ağrısı... hepsini; herşeyi birden hissetmeye başlamıştım. Kulağımı tırmalayan uğrultular artmaya başladığında beynim zonkluyordu sanki. Yaşananlar, az önce yaşananlar gözümün önüne geldiğinde dişlerimi birbirine bastırarak sıkıca gözlerimi yumdum.

Ceketimin cebindeki telefon belki bininci kez çalmıştı ama Ateş olduğunu gördüğümden açmamıştım. Kendimi berbat hissediyordum, kendimden tiksiniyordum, ondan nefret ediyordum. Önüme bakmadığım için kendimi yerde bulurken kafam hemen önümdeki taşa çarptı. Kaşımdan akan kan usulca yanağıma süzülürken kanın kokusuyla yüzümü buruşturdum. Düştüğüm an sızısını belli etmeyen dizimdeki yanmayı umursamamaya çalışıyordum. Bitik haldeydim.

Yeni girdiğim sokaktan erkek sesleri işitmemle ensemde bir soğuma hissetmiştim. Gökyüzündeki ay gizlediği yüzünü göstermeye başlarken gecenin kararmasından bir an ürperdim. Yerden kalkıp tüm yükümü sağlam olan diğer bacağıma vererek evlerin önüne geçerken hızlıca oradan uzaklaşmaya başladım. Sokağa giren seslere yakalanmak istemezdim. Kalbimin atışlarını şah damarıma kadar hissedebiliyordum. Biraz daha yürürsem hızla atan kalbim ağzımdan çıkacak gibiydi. Başım dönmeye başlayınca daha fazla devam edemeyeceğimi biliyordum.

- B Ö L Ü M S O N U -

Evet fazla arayı açtırmadan bölüm atmayı başardım. Nihayet bu bölümde bitti valla bölümü yazana kadar duygudan duyguya girdim. Bölüm biraz kısa hatta çok kısa lütfen ona kafa takmayın çünkü yeni bölüm hemen iki gün sonra gelecek.

Doğru tahmin ile bu bölümün ithafını emine_isik arzu60600 ve ZehranazHicret kapmıştır.

🌟Bu arada Ateş'in sarıldığı kızı da görmüş olduk 😂😂 siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz. Sizce nasıl olmuş olabilir de Ateş ona sarılmıştır.

🌟Ikincisi sizce bir sonraki bölümde neler olacak.?

⭐Bölüm tahminlerinizi sorduğum soru altına bırakın ki bende bakabileyim. Sizi daha fazla sıkmadan son birşey yarın kesit instagram hesabından gelecektir 'acimasiz_wattpadd'

🔽Parodi hesaplarımız da açılmıştır onları da aşağıya bırakıp gidiyorum.

➡Ateş - ates_hanci_
➡Hazan - hazanbannister

Defne👆


Instagram: solgun_papatyaa

Continue Reading

You'll Also Like

9.4K 577 40
"TEK TARAFLI AŞK" adlı kitabımın konusu gerçek yaşantılarımdan çektiğim acılardan alınarak yazılan bir kitaptır. Bu hayatta gerçekten birini sevdiğin...
252K 16.2K 21
17 Yıl sonra gerçekleri öğrenen Bade, yıllardır onu arayan abilerine giderse. Azıcık dram. Bolca eğlence. Bolca aksiyon. Bir tutam da kaos. Daha...
2.5M 79.4K 59
İtalyan bir mafya... Başka açıklamaya gerek var mı? Ters köşelere doyamayacağınız. Her an şaşırarak sürükleneceğiniz bir kitap hayal edin.. Sonra oku...
836K 58K 35
Peyda, bir Gerçek Aile/Kaçırılmış Çocuk klasiğidir. "Şimdi, on yedi yıl sonra annem ve babam karşımda dikiliyorlardı. Onları görüyor, onlarla aynı m...