KALP YANGISI

By sevval_yelen

3.3M 191K 47.7K

Adam, ait olduğu kadını bekliyordu ve kendisine ait olacak kadını... Gülüşüne kadar ona ait olmasını istiyord... More

KALP YANGISI
BÖLÜM 1
BÖLÜM 2
BÖLÜM 3
BÖLÜM 4
BÖLÜM 5
BÖLÜM 6
BÖLÜM 7
BÖLÜM 8
BÖLÜM 9
BÖLÜM 10
BÖLÜM 11
BÖLÜM 12
BÖLÜM 13
BÖLÜM 14 - II. Kısım
BÖLÜM 15
BÖLÜM 16
BÖLÜM 17
BÖLÜM 18
BÖLÜM 19
BÖLÜM 20
BÖLÜM 21
BÖLÜM 22
BÖLÜM 23
BÖLÜM 24
BÖLÜM 25
MERHABA
BÖLÜM 26
BÖLÜM 27
BÖLÜM 28
BÖLÜM 29
BÖLÜM 30
BÖLÜM 31
BÖLÜM 32
BÖLÜM 33
BÖLÜM 34
BÖLÜM 35
BÖLÜM 36
BÖLÜM 37
BÖLÜM 38
BÖLÜM 39
BÖLÜM 40 - I. KISIM
BÖLÜM 40 - II. KISIM
BÖLÜM 41
BÖLÜM 42 - I. Kısım
BÖLÜM 42 - II. Kısım
BÖLÜM 43
BÖLÜM 44
BÖLÜM 45
BÖLÜM 46
BÖLÜM 47
BÖLÜM 48
BÖLÜM 49
BÖLÜM 50
BÖLÜM 51
EMİR BOZBEYLİ
BÖLÜM 52
BÖLÜM 53
BÖLÜM 54
BÖLÜM 55
BÖLÜM 56
BÖLÜM 57
BÖLÜM 58
BÖLÜM 59
SÜRPRİZ
EMİR BOZBEYLİ
BÖLÜM 60
BÖLÜM 61
BÖLÜM 62
BÖLÜM 63
BÖLÜM 64
BÖLÜM 65 - I. KISIM

BÖLÜM 14 - I. Kısım

49.4K 2.9K 527
By sevval_yelen

Merhaba, bölüm biraz kısa oldu fakat sizi daha fazla da bekletmek istemedim. Hatalarım varsa mazur görün.

İyi okumalar...


Zaman ömürsüz bir kavramken birçok ömrü içine sığdırmış koca bir evrendi. Bazen geçmeyen ama aynı akışında ilerleyen zaman onlara da bazı anlarda geçmemiş bazı anlardaysa hızla geçmişti. Aradan geçen bir ayda İpar sadece dersleriyle meşgul olmuşken Ferit'ten de olaylar hakkında bilgi almıştı.

İyice ısınan havalardan nefes alamazken bakışlarını önündeki kitaptan kaldırarak açık olan penceresinin kıpırdamayan tülüne nefesini öfleyerek verirken baktı, hava çok sıcaktı ve mahallede oynayan çocukların sesi çok fazlaydı. Bitkince kitabına bir bakış atarak ayağa kalktı ve pencerenin tülünü hızla çekerek top oynayan çocuklara baktı, normalde umursamazdı ama önemli bir sınavı varken ve hava çok sıcakken çocukları uyarmaktan başka bir şey bulamıyordu.

"Çocuklar!" diye bağırdı ve çocukların dikkatini çekmeyi başardığında devam etti. "Yarın sınavım var. Rica ediyorum biraz sessiz oynayın."

Çocuklar öfleyerek İpar'a bakarken bir oğlan çocuğu topu kolunun altına alarak İpar'a baktı. "İyi de abla nasıl sessiz oynayalım? Top bu." derken çocuğun bilmiş tavrına kaşlarını çatarak baktı İpar, bunlar nasıl bir şeydi? Küçükken biri bir şey dediğinde çekinerek asla yapmazdı.

"Onu sen bul. Su dökerim bak bir daha bağırdığınızı duyarsam." dedi İpar ve tülü çekerek arkasını dönüp kalktığı sandalyeye sinirle oturdu. "Velete bak ya, bir de laf yetiştiriyor."

Sinirle kitabının sayfasını çevirerek çalışmaya devam ederken çocukların biraz azalmış sesiyle çalışmak daha kolay olmuştu. Defterine kısa notlar alırken çocukların azalmış sesleri kademeli olarak tekrar artmıştı.

"Lan mal! Topu at!" diye bağıran çocukla İpar elindeki kalemi masaya sertçe bırakarak hızla ayağa kalktı ve odasından çıkarak hemen sağ çaprazındaki mutfağa girerek bir leğene su doldurdu. Geri odasına döndüğünde çocukların ağzından çıkan küfürleri duyarak elindeki su dolu leğenin doğru bir karar olduğunu anlamıştı.

Leğeni pencerenin önündeki mermere dayayarak tülü hızla çekti. "Ben size bağırmayın diyorum, siz bir de küfür ediyorsunuz!" diye bağırarak leğeni aşağı dökmeye başladığında gördüğü adamla hemen dökmeyi hemen durdursa da leğende hiç su kalmamıştı.

İpar seslice yutkunarak üstü sırılsıklam olan Emir'e mahcup ve pişman gözlerle bakarken elindeki leğeni sertçe sıktı, sessizleşen çocukların onları izlediğini biliyordu. Ellerinin titrediğini hissederken alnına düşen saçlarını eliyle iten Emir'in mavi gözlerinin kendisine döndüğünü gördüğünde dudağını büktü.

"Özür dilerim." dediğinde sesinin titreyişi fazla belirgindi, yaptığı aptallığa sinirlenirken dudağının içini ısırdı. "Emir çok özür dilerim."

Emir kadının haline tebessüm etmek isterken dudağına süzülen damlayı eliyle silerek İpar'a sıktığı leğeni gösterdi. "Git onu tekrar doldur." dedi fakat İpar'ın anlamaz ve şaşkın bakışlarını gördüğünde "Hadi." diye ısrar etti.

İpar nedenini sorgulamaya çekinerek içeri girdiğinde Emir kendisine korkarak bakan çocuklara baktı, küfür etmelerini duyarak uyarmaya gelmişti fakat İpar tarafından gayet güzel uyarılmıştı, sinirden gülmek isterken derin nefes alarak boğazını temizledi.

"Geçin camın altına doğru." dedi çocuklara ve birkaç adım ilerleyerek dediğini yapan çocuklara baktı, aralarında küfür etmeyenleri işaret ederek kenarı göstererek ensesine süzülen suları sertçe sildi. "Kadın size sessiz olun diyor siz bir de küfür ediyorsunuz. Laftan anlamıyor musunuz oğlum siz?" diye bağıran Emir'in sesiyle çocuklar başlarını önlerine eğerken camın önüne gelen İpar'da sanki çocuklarla azar işitmiş gibi çekinerek Emir'e baktı, adam sırılsıklam olmuştu...

Emir kadının bakışlarını hissetmiş gibi cama baktığında İpar'ın bakışlarındaki masumluğun hoşuna gitmesiyle belirsiz şekilde tebessüm etti. "Dök şimdi, cezalarını çeksinler." dediğinde İpar'ın gülümsemesiyle Emir'de gülümsedi fakat bakışları çocukları döndüğünde gülümsemesinden iz kalmamıştı.

İpar su yavaşça döktüğünde çocuklar Emir'in bakışları sebebiyle kaçamazken ellerini yüzlerine kapatmışlardı, Emir havanın sıcak olmasından dolayı böyle bir şey yaparken çocukların ders alarak bir daha küfür etmemelerini umuyordu.

"Hadi şimdi eve gidin duş alın, böyle dolandığınızı görmeyeceğim." dedi Emir sert bir ses tonuyla ve penceren hâlâ suçlu gözlerle kendisine bakan İpar'a bir bakış atarak eve doğru yürümeye başladı. Gri tişörtünün üstüne yapışıklığını düzeltmek için önünü biraz çekip bıraktığında bu defa sırtına yapışmıştı tişört, sinirlenerek hızlı adımlarla yürüdü.

İpar, Emir'i izlerken ıslanan tişörtünün belli ettiği sırt kaslarının gergin oluşunuyla bakışlarını kaçırmıştı, adamın fazlaca sinirlendiğini biliyordu ve refleks olarak bile bağırmaması, kendini tutması hoşuna gitmişti. Elindeki leğenle pencereden çekilerek açık olan kitabını kapatarak mutfağa ilerledi ve leğeni tezgahın üstüne bırakırken beyaz alt dolaptan unu çıkardı. Özür için kek yapabilirdi...

İpar'ın şarkı söylemesiyle geçen bir saatten sonra kek ılınmıştı, odasında olan İpar üstüne giydiklerine aynadan bakarken derin nefes alarak yüksek bel, dizleri yırtık kot pantolonunu düzeltti ve gri kısa tişörtünün de eteklerini kontrol ettikten sonra odasından çıktı. Mutfağa girdiğinde kekin güzel kokusunun evi sarmış olduğunu fark ederek dudaklarını büktü, kokuyu aldıklarında abileri de isteyecekti.

Nefesini seslice vererek keki fırından çıkardı ve Emir'e hepsini götüremeyeceği için üzülerek dilimlemeye başladı, bir kek yapmaya daha vakti yoktu, ders çalışmalıydı. Koyu gri üst dolaplardan birini açarak tabak aldı ve en güzel yerlerinden neredeyse kekin yarısını tabağa koyarak üstüne kağıt peçete örtüp neşeli bir şarkı mırıldanmaya başladı.

Anahtarı cebine atarak kapıyı açtı ve siyah terliklerini giydikten sonra kapıyı kapatarak elindeki tabağa baktı ve hemen gidip döneceği için kapayı kilitlemeden merdivenleri inmeye başladı, günlerden cumartesi olduğuna güvenerek Emir'in evden gitmediğini düşünmek istedi.

Binadan çıktığında pencerelerden birbirleriyle konuşan kadınlara bir bakış atarak hızlı adımlarla Emir'in evlerine doğru yürüdü, hızlıca bahçenin aralık kapısından girdiğinde Çiçek'le konuşan Emir'i görerek tebessüm etti.

"Kızım sen pasaklı mısın? Bahçede gezdin, şimdi eve gireceğiz, dur da patilerini silelim." derken tüm ilgisini Çiçek'e vermiş Emir elindeki ıslak mendille kedinin kıpırdanmalarına karşı patilerini silmeye çalışıyordu.

"Kedinle bu kadar ilgilenirken çocuklarınla nasıl ilgileneceğini düşünemiyorum." diyerek Emir'in yanına ilerledi İpar ve elindeki tabağı masanın üstüne bırakarak ıslak mendilden aldı, yüzündeki gülümsemenin sebebi, Çiçek'e bakarken eğilerek Emir'in kediyi tutuşuyla patilerini tek tek silmeye başladı.

"İnsan sevdiğiyle ilgileniyor, zaten içimden geliyor." dedi Emir ve gülümseyerek kucağına yatan Çiçek'e baktı, kucağında uyumayı bir alışkanlık haline getirmişti.

"Haklısın. Bu miniği sevememek de mümkün değil." dedi İpar ve Çiçek'in tüylerini okşayarak doğruldu, bakışları Emir'in gözlerine değdiğinde yaptığını hatırlayarak boğazını temizledi. "Şey. Emir ben özür dilerim. Ders çalışıyordum, çok ses yapıyorlardı. Uyardığım halde bir de küfür ederek bağırdıklarında bakmadan döktüm. Gerçekten çok özür dilerim."

Emir kadının haline tebessüm ederek yeşil gözlerine bakarken ıslak mendilden çıkararak ellerini sildi ve İpar'ın getirdiği tabağı gözleriyle göstererek tek kaşını kaldırdı.

"Kek yaptım özür için." diyen İpar'la gülümseyerek kağıt peçeteyi kaldırdı Emir ve bir parça kopararak ağzına götürdü. İpar adamın yerken ki tepkilerini incelerken Emir tüm tepkisizliğini korumuştu fakat yutkunduğunda tebessüm etmişti kekin lezzetiyle.

"Çok güzel olmuş ama ders çalışırken zahmet etmeseydin. Suyu bilerek dökmediğinin farkındayım, yoksa tepkim de başka olurdu." dedi Emir ve İpar'ın hâlâ ayakta durmasıyla eliyle sandalyeyi gösterdi. "Otursana." dedikten sonra kekten bir parça daha kopararak yemeye devam etti, fazla beğenmişti.

İpar omuz silkerek sandalyeye oturduğunda Emir'in kekten yemesine sevinerek tebessüm etmişti. "Zahmet olmadı, kafam da dağılmış oldu. Ayrıca bilerek dökseydim tepkin nasıl olurdu?" diye sorarken dirseğini masaya yasladı İpar.

Emir ağzındaki keki çiğnemeyi bırakarak tek kaşını kaldırdı ve İpar'a bu sorusunda ciddi olup olmadığını anlamaya çalışarak baktı, İpar'ın kendisine merakla baktığını fark ettiğinde yutkunarak başını onaylarcasına salladı bir defa ve İpar gibi tek dirseğini masaya yasladı. "Ben de senin başından aşağı su dökerdim, eşitlenirdik."

İpar Emir'in dediğiyle bakışlarını kaçırarak kek dolu tabağa indirdi ve dudaklarını birbirine bastırarak yaptığının suçluluğunu hissetmeye devam etti.

"Şimdi de eşitlendik ama." diyen Emir'le bakışlarını tekrar mavi gözlere baktı İpar ve sorarcasına kaşlarını kaldırdı. "Kek getirdin." dedi Emir ve iki parça kopardığı kek diliminden kalanı alarak ağzına attı, çiğnerken bakışlarını yeşil gözlerden çekerek uyuyan Çiçek'e baktı. İpar'ın tavırlarının masumluğu Emir'in içini titretiyordu, kadına daha fazla bakarsa ne yapacağını şaşıracağını hissediyordu.

İpar çalan telefonunu cebinden çıkararak ekrana baktığında Agah abisinin aradığını görerek hızla aramayı yanıtladı. "Efendim abi." dediğinde abisinin sesini duyması için birkaç saniye beklemişti.

"Mıncırığım neredesin?" diye soran Agah'ın sesiyle İpar dudaklarını birbirine bastırdı ve mavi gözlerin onu izlediğini bilerek topladığı saçlarını düzeltti.

"Emirlerin bahçesindeyim." dediğinde İpar, Emir'in ikinci dilim keke uzandığını görünce gülümsememek için kendisini sıkması gerekmişti.

"Ne yapıyorsun orada?"

"Abi ben yanlışlıkla Emir'in üstüne su döktüm de ona özür için kek yapıp getirmiştim." diye açıklayan İpar'ın dürüstlüğü Emir'in dudaklarının kıvrılmasını sağlamıştı, kadının dürüstlüğü ve hatta her şeyi çok hoşuna gidiyordu.

"Su mu döktün?" diye sorarken kahkaha atan Agah'ın sesinin eko yaptığını hisseden İpar telefonu kulağından çekerek mahalleyi dinlediği sırada abisinin sesini duymasıyla telefonunu tekrar kulağına yaklaştırdı.

"Abi sen mahallede misin?" diye sordu İpar abisinin kahkahalarının arasında kendisini duymasını umarak.

"Evet, zile bastım, kapı açılmayınca seni aradım." dedi Agah ve tekrar gülmeye başlarken duraksadı. "Lan sen niye o adama kek yapıyorsun? Özür dilemeseydin, iyi olmuş." diyerek tekrar gülmeye başladı Agah.

İpar abisinin dediklerine kaşlarını çatarken Çiçek'i kucağından kaldırarak elinde tutan ve ayağa kalkan Emir'e baktı, sert adımlarıyla bahçe kapısına doğru yürümesini izlediğinde derin nefes alıp verdi. "Ayıp abi ya. Tamam geliyorum," dedi İpar fakat Emir'in konuşmasıyla duraksadı.

"Gel çay içelim, öyle gidersiniz eve." diyen Emir'le İpar telefonu dinlemeye başladı fakat abisi aramayı sonlandırdığında cevaben ne dediğini anlamayarak Emir'in tavırlarını izledi.

Emir Çiçek'i göğsüne yaslayarak eve doğru yavaş adımlarla ilerledi ve zile bastığında İpar şaşkınlıkla ona baktı, kendisi burada otururken eve mi girecekti? Abisinin olumlu bir cevap vermediğine kuşkusuzca emindi.

Kapıyı açan Bade Hanımın kendisine baktığını gördüğünde İpar, şaşkınlığını atmaya çalışarak başıyla selam verdi. "Anne çay var mı?" diye soran Emir, annesinin kendisine bakmasıyla uyaran gözlerle baktı.

"Var oğlum. Getireyim iki tane." dedi Bade Hanım sevinçle fakat Emir'in arkasından gelen sesle duraksadı.

"Üç tane, teyzem." diyen Agah hızlı adımlarla İpar'ın yanına ilerlerken Bade Hanıma da baş selamı vermişti.

"Tabii oğlum." dedi Bade Hanım Agah'a bakarak ve gözlerini Emir'e çevirdiğinde "Başka bir şey ister misiniz?" diye sordu.

"Yok annem sağ ol." dedi Emir ve kucağında kıpırdanan Çiçek'i evin içine bırakarak uyku minderine doğru koşturmasını dudaklarındaki kıvrımla izledi. Annesinin gidişiyle Emir'de kapıyı kapatarak biraz önce oturduğu sandalyeye ilerleyerek oturdu.

"Bu kek niye yapıldı şimdi? Olay ne?" diye sorarken keklere uzanan Agah'a ifadesizce baktı Emir, onun için getirilen kekten alması hoşuna gitmemişti.

"Ben mahallede oynayan çocuklara kızıp üstlerine su döktüm, yani öyle sandım ama Emir'in üstüne dökmüşüm." diye açıklayan İpar Emir'den bakışlarını kaçırarak ikinci dilim keke uzanan abisini gözleriyle uyarmaya çalışıyordu.

"Sen İpar'ın camının altında ne arıyorsun Reis?" diye sorarken tek gözünü kırparak ağzına bir parça kek attı Agah ve tebessüm ederek Emir'e baktı, kahkaha atma isteğini bastırmaya çalışıyordu.

"Çocukları uyarıyordum." dedi Emir ve arkasındaki kapının açılmasıyla derin nefes alarak sakince verdi. Ayağa kalkarak, "Ben alayım anne." dedi ve Bade Hanımın elindeki tepsiyi alırken tebessüm etti annesine. "Anne dur da İpar'ın getirdiği kek tabağını vereyim, sonra yerim ben onları." dedi Emir ve elindeki tepsiyi masanın üstüne bırakarak Agah'ın gözlerine bakarak tabağı aldı ve Bade Hanıma verdi.

İpar tepsinin içinden çay bardağının birini alarak abisinin önüne sertçe koydu ve diğer bardağı Emir'in önüne bıraktıktan sonra kendi çayını aldı ve bir yudum içerek kuruyan ağzını ıslattı.

"Acıkmışım lan." diye mırıldanarak tepsideki kurabiye tabağına uzanarak bir tane aldı ve İpar'ın ona olan bakışlarını umursamadan yerken sandalyeye oturan Emir'e baktı. "Ferit anlattı, şu işin son durumu ne?"

"Tüm deliller hazır, yakında baskın yapacak sizinkiler." dediğinde Emir İpar'a bir bakış attı, kadın abisinin kurabiye canavarından farksız şekilde kurabiyelerden yemesine bakıyordu. Emir sevdiği kurabiyeden bir tane alarak İpar'a uzattı. "Sana uzak kalmış." dedi fakat aslında kadının kurabiyelere uzanabileceğini biliyordu.

"Teşekkür ederim." dedi İpar ve bakışlarını Emir'den çekerek kendisine bakan Agah'a bakmadan kurabiyeyi ısırdı. İki adamın arasında oluşan gerginliği fazlaca hissetmişken kurabiyeyi hızlı hızlı yedi ve çayını da hızlıca içti.

"Abi kalkalım, sen de açmışsın. Yemek hazırlarım." dedi İpar ve abisinin rededetmemesi için uyaran bakışlarla Agah'a baktı.

Evin kapısı açıldığında İpar ve Agah'ın bakışları Bade Hanıma dönerken Agah'ın vereceği cevap ertelenmişti. "Çocuklar, yemek yapacağım ben de aklıma geldi. Bu akşam hep birlikte yiyelim, olur mu?" diye soran Bade Hanım, İpar ve Agah'a bakıyordu.

"Zahmet vermeyelim biz." dedi İpar fakat abisinin bakışlarını görünce sessizce yutkundu.

"Olur mu zahmet kızım? Hiç zahmet olmaz." dedi Bade Hanım ve cevap istercesine Agah'a baktı.

"Olur teyzem." dedi Agah ve kurabiyeleri göstererek "Çok güzel olmuşlar, ellerinize sağlık." diye devam etti. "Anne yemeği yiyeceğiz lan, çok şükür." diye mırıldanmasını duyan Emir ve İpar sadece Agah'a bakmakla yetindiler...



Yemekte sizce neler olabilir?

Bölümün devamı 27 Temmuz'da gelecek, erken bitirirsem daha erken de atmaya çalışarak bölümün kısalığını da telafi etmeye çalışacağım.

İyiki varsınız. Allah'a emanet olun.

Continue Reading

You'll Also Like

600K 32.3K 57
Alışılmışın biraz dışında olan bir gerçek aile kurgusudur. Yani,nasıl anlatılır bilmiyorum.Ama galiba "Gül" ailesinden değilim. Biliyordum. Benim gib...
404K 31.2K 10
Boş kalan son sayfa dolmadan, kibritler yere saçılmadan, yanan son mum sönmeden, bu yabancı duman her yanımızı sarmadan ve onlar beni bulmadan bul be...
865K 56.4K 47
Çilek Alança Yıldırım mı yoksa Çilek Alança Saruhan mı demeliyiz? 17 yaşında tam bir neşe patlaması olan Çilek, ailesinin gerçek olmadığını ve küçük...
1.6M 28.4K 34
Efsan zorla evlendirilmekten kurtulmak için Mardin'den İstanbul'a kaçar. Ama yağmurdan kaçarken doluya yakalanacağını nerden bilebilirdi. İstanbul'u...