im your girlfriend

witchizzle tarafından

2.8K 337 805

bilinmeyen numara: ben senin sevgilinim. calum: bunu sürekli söyleyerek beni hipnotize etmeye falan mı çalışı... Daha Fazla

ben senin sevgilinim
son gülen
bakış
suçüstü
şok üstüne şok
grup
önyargılar
dağılış
daniel
lise oyunları
gergin ortamlar
her zamanki yer
her şey yolunda
grup ödevi
birinci sınıf
ve diğerleri

çekirge

180 21 90
witchizzle tarafından

Yemekhanede ben, Carlson ve Rain oturuyorduk. Mathilda ortalıklarda yoktu, nerede ve kiminle olduğu hakkında aklıma bir kaç tahmin geliyordu ama o tahminleri hemen aklımdan atıyordum. Tam Carlson bir şey söylemek için ağzını açmıştı ki yemekhanede Blaire'ın sesi duyuldu. Onu dünden beri ilk kez görüyorduk.

2 sıra arkamızdaki yemekhane masasının üzerine çıkmıştı. Carlson ve Rain yüzleri Blaire'a dönük oturuyordu. Benimse sırtım dönüktü. Arkamı dönüp onu rahatça dinleyebileceğim bir pozisyona geçtim.

"Millet, bakar mısınız," diye bir kaç kez seslendikten sonra nihayet herkesin dikkatini üzerinde toplayabilmişti. Sözlerine "Biliyorsunuz, 2 sokak ötemizdeki mağdur yaşlılara bakılan huzurevi para sıkıntıları yüzünden kapatılacak. Bir sürü hasta ve yaşlı insan evsiz kalacak. Ben de düşündüm ki-"

Lafına devam edemeden yemekhane eski uğultusuna geri dönmüştü. Kimse konunun geri kalanını dinlemek istemiyordu. Blaire böyle konularda hep yemekhanede duyuru yapar, hiçbir zaman istediği dikkati alamazdı.

Ama sanırım bu sefer o kadar kolay vazgeçmeyecekti. Çünkü yemekhanenin gürültüsünü bıçak gibi bölen sesiyle tekrar bağırdı.

"Bir parti veriyorum ve girişte 10 dolar vereceksiniz! Siktiğimin partisine gelin ve hayatınızda bir kez olsun işe yarayın!"

Blaire'ı iyi tanıyordum ve bu parti fikrinin ondan daha şimdi herkesin ilgisini toplamak için çıktığını biliyordum.

Yemekhanedeki herkes şaşkındı. Sonra ileriki masalardan bir çocuk "Parti kimin evinde olacak?" diye sordu ki Blaire'ın soru karşısında oluşan yüz ifadesi bunu düşünmediğinin net kanıtıydı.

Tam o sırada Rain ayaklandı ve "Parti benim evimde. Bu akşam 9'da başlayacak. Hepinizi bekliyorum." dedi ve tekrar yerine oturdu. Yemekhaneden onaylayan sesler çıkınca Blaire masamıza doğru geldi ve Rain'i dudağından öpüp "Sen harikasın." diye bağırdı. Ben ve Carlson kusma hareketi yaparken Rain arka masadaki çocuklara dönüp "Lezbiyen değilim." diye fısıldadı.

İkisinin bu garip yakınlığı yüzünden bizim grup da dahil bütün okul onları lezbiyen sanıyorduk. Şahsen benim şüphelerim hala canlıydı.

Blaire masaya tam da Calum'u çaktırmadan kestiğim yeri kapatacak şekilde oturduğunda manzaramı bozduğu için surat astım.

Carlson Blaire'a dönüp "Fotoğrafını nereden buldun?" diye sordu. Blaire ağzındakini çiğnerken "Harvey'den aldım, ona da Luke göndermiş." diye cevap verdi. Luke'un adını duyunca sinirden gözü seğiren Carlson'a bakıp gülerken Mathilda çığlık çığlığa yemekhaneye girdi. Bir günümüz olaysız geçse ölürdük.

Topuklularıyla son hız bize koşarken sürekli adımı bağıran Mathilda, tabii ki herkesin dikkatini üzerine toplamıştı. Zaten ne yapsa herkes mutlaka onu izliyordu. Ama Calum'un grubunun gözlerinin üzerimizde olması şu an beni aşırı derecede geriyordu.

Sonunda Mathilda masamıza ulaşmış ve beni omuzlarımdan sarsıp kısık bir sesle "Seninle konuşmamız lazım." demeye başlamıştı. Nedense konu Calum ile ilgiliymiş gibi hissediyordum bu yüzden hemen çantamı alıp ayaklandım. Benim ayaklanmamla kızlar da kalkmış, yemekhaneden hızlıca çıkıp bahçeye inmiştik.

Bir banka oturttuğumuz Mathilda koştuğu için hala nefes nefeseydi. Biz dördümüz de başında durmuş, sorguya çeken polis memurları gibi anlatmasını bekliyorduk. Rain'in verdiği suyu içen Mathilda elini kalbinin üzerine koyup bir süre daha sakinleşmeye çalıştı. Benimse sabrım taşmıştı. "Hadi!" diye bağırdım.

"Tamam, anlatacağım ama söz ver çığlık atmayacaksın!" diyen Mathilda'ya gözlerimi devirerek "Off, tamam!" diye cevap verdim bıkkınlıkla. Ama o ikna olmamıştı, tekrar "Söz ver." dedi. "Tamam! Söz veriyorum çığlık atmayacağım." derken artık sabrımın son sınırındaydım.

Derin bir nefes aldı ve anlatmaya başladı. "Biliyorsunuz İletişim Tarihi dersimiz Calum ve onun bütün grubuyla ortak. Öğle molasından önce ki son ders İletişim Tarihi'ydi. Günümüzdeki iletişimin bu kadar kolay olmasının yararlarından ve zararlarından bahsediyorduk," verdiği gereksiz detaylar yüzünden Carlson off'ladı ama Mathilda ona hiç aldırmadan anlatmaya devam etti.

"Sonra Calum söz istedi ve ona birisinin gizli numaradan mesajlar attığını, kendisinin de o kişi tarafından taciz edildiğini söyledi. Bu zararlara bir örnek dedi ve sonra da neyse ki neler döndüğünü çok iyi biliyorum diyerek bana döndü ve yüzünde imalı bir gülüşle baktı. Aynı anda Zayn, Luke, Ashton ve Justin de o gülüşle bana baktılar."

Lafını bitiren Mathilda tepkimi beklercesine bana baktı. Benimse şaşkınlıktan küçük dilim tutulmuştu neredeyse. Ve yapabildiğim en iyi şeyi yaptım.

Çığlık attım.

***

Rain dolaptan biraları alıyor, bana veriyor, ben de biraları alışveriş arabasına koyuyordum. Parti için alışveriş yapıyorduk. Blaire kucak dolusu cipslerle yanımıza gelip onları da biraların üzerine yığdı. Carlson bir yandan şarapları incelerken konuşmaya başladı.

"Calum'un ona gizliden yazan kişinin sen olduğunu öğrenmiş olma ihtimali seni niye bu kadar korkuttu?"

Omuz silktim. "Bilmiyorum." Rain, buzdolabının kapağını kapatırken "Ya, tabii." diye cevap verdi imalı bir ses tonuyla. Blaire'da yüzünü bana çevirmiş, imalı bakışlar atıyordu.

Mathilda ima etmek yerine direkt konuştu. "Ondan hoşlanıyorsun."

Senin Zayn'den hoşlandığın gibi mi? dememek için kendimi zor tuttum. Blaire hah diye bir ses çıkarttı.

"Boş yapmayın." diyerek alışveriş arabasını sürmeye başladım.

Bu sefer abur cubur reyonundaydık. Mathilda, kendi istediği cipsleri aldırmaya çalışırken diğerleri de bunun tartışmasına girmişti. Telefonumu çıkartıp malum kişiye mesaj attım.

bilinmeyen numara: ne oldu yazmıyorsun bayadır

calum: bunu benim sana demem gerekmiyo muydu ya

bilinmeyen numara: wattpad okuduğunu daha fazla belli edemezdin

calum: NASIL ANLIYORSUN AMK

bilinmeyen numara: 😊

bilinmeyen numara: akşamki partiye gelecek misin?

calum: tabii ki hayır

calum: o sürtüklerin partisine gitmem

Kaşlarımı çattım. Sürtükler demek, ha Calum?

bilinmeyen numara: ama ben de orada olacağım :)

calum: ee yani??

bilinmeyen numara: kim olduğumu öğrenmek istersin diye düşünüyorum

calum: var bi kaç tahminim

calum: doğrulamak için orada olacağım

calum: parti ortamında telefonla mesajlaşan çok kişi olmaz

calum: o yüzden seni bulmam da kolay olacak :D

Görüldü atıp telefonu cebime koydum. Kasaya doğru yönelmiş, paraları ödüyorken aklımda tek bir şey vardı. Calum'un bir kaç tahmininin içinde ben de var mıydım?

***

Parti başlayalı henüz yarım saat olmuştu ama ev hınca hınç doluydu. İlk dakikalar herkese kapıyı açıyorduk ama sonra bununla uğraşmaktan sıkılmış ve kapıyı açık bırakıp gitmek istemiştik böylece herkes girebilecekti. Ama Blaire bunu kesin bir dille reddetmişti. Kapıda nöbet tutup herkesten 10 dolar alıyordu.

Oturduğum koltukta sıkıntıyla kıpırdandım. 10 dakika önce Carlson ile otururken tuvalete gidiyorum diye kalkmış, daha da gelmemişti. Mathilda partinin başından beri ortada yoktu zaten. Rain ise evin her yerini gezip bibloları falan devirenleri azarlamakla meşguldü. Calum da ortalarda gözükmüyordu.

Daha fazla dayanamayacağımı anlayınca kalkıp kapıya doğru adımladım. En azından Blaire ile konuşurdum.

Tesadüfün böylesi, ben kapıya geldiğimde Calumlar da gelmişlerdi. Kapı açıktı ama Blaire her gelenin önüne geçip para istiyordu. Evin ön bahçesinden içeri giren grubu görünce sıkıntıyla iç çekti. Kulağına yaklaşıp sıçtın diye fısıldadım. Bana delici bakışlarından birini attı.

Calum ve fedaileri kapının girişine gelmiş, evde grupça ayna karşısında çalıştıklarını düşündüğüm sırıtışlarından atıyorlardı. Hepsinin yüzünde aynı gülüş olması kadar garip bir şey yoktu.

En önde Luke vardı ama Blaire'ı görünce yana kayıp Ashton'un öne çıkmasını sağladı. Zayn yanlarında yoktu. Mathilda'nın nerede ve kiminle olduğu sorusunun cevabı netleşmişti.

Blaire elindeki Rain'in yıllar önce ölmüş ve cenaze töreninde I Will Always Love You'yu söylediğimiz balığından kalma boş akvaryumu onlara tuttu. "10 dolar."

Hepsi cebinden parayı çıkartıp akvaryumun içine atarken Ashton "Söylesene Blaire, çıplak fotoğrafıma bakıp edepsiz şeyler yaptın mı?" diye sordu.

"Evet, kahkahalarla gülmek ve ardından kusmak edepsiz şeylerden sayılıyorsa yaptım Ashton."

Cevabı üzerine kahkaha atan Ashton parasını akvaryumun içine soktu ve alaycı bir ses tonuyla "Hayatını bu saçma sapan protestolarınla harcaman beni üzüyor." dedi. Bir süre hepimiz Blaire'ın cevap vermesini bekledik ama susmuştu. Ki bu beklenmedik bir şeydi.

Sonra grup yanımızdan ayrıldı. Blaire'a neden cevap vermediğini anlamaya çalışırcasına baktım. Bakışlarını kaçırıp yeni gelenlere akvaryum uzatırken onun kırıldığını anladım.

***

Parti son hız devam ederken telefonumun popomda titremesiyle mesaja bakmak için açtım.

calum: neredesin?

bilinmeyen numara: burada

Salona girip Calum'a bakındım. O da ayaktaydı. Telefonumu cebime soktum böylece gizlenmiş olacaktım.

Etrafına bakan Calum benimle göz göze geldiğinde heyecandan apışıp kalmıştım. Ama sonra gözlerini benden çekmişti. Hızlı adımlarla koridora saptım.

calum: bu oyun sıkmaya başladı

calum: ortaya çık

bilinmeyen numara: ortaya çıkar

Koridorda ilerlerken çiftlerin yanından geçiyordum. Rain'in evi iki taraflıydı. Yani iki kişi aşağı kattan en yukarı kata doğru sağ ve sol olmak üzere 2 farklı merdivenden çıkabilirdi.

Ben sağ merdivenden çıkarken telefonum tekrar titredi.

calum: kaçtığını mı sanıyorsun

Telaşla arkama bakındım. Çiftlerden başka kimse yoktu.

bilinmeyen numara: kovaladığını mı sanıyorsun

Şimdi 2. katın koridorundaydım. Burada da bir kaç çift vardı. Bir kişi koridorun ortasında sızmıştı. Üzerine basmadan geçtim ve koridorda yürümeye devam ettim.

calum: sen neredesin

calum: çünkü ben her yerdeyim

bilinmeyen numara: olduğum yerde yoksun

bilinmeyen numara: o zaman ben hiçbir yerdeyim

Koridorun sonuna gelmiştim. Merdivenlere yöneldim.

calum: çekirge bir zıplar

Evin son katı olan 3. katın merdivenlerini hızla çıkmaya başladım.

calum: iki zıplar

Merdivenlerin sonuna gelmiştim. Kata adımımı attım.

calum: üçüncüde yakalanır

Başımı telefondan kaldırdığımda Calum koridorun diğer ucunda bana bakıyordu.

sıçışşşşş:)))))))))

bi sonraki bölümde ayrı bi çifte daha ağırlık vercem

by

Okumaya devam et

Bunları da Beğeneceksin

132K 22.7K 17
oğlum sadece en sevdiği oyuncakları kırıyor. ben onun yok ettiği kumdan kalelerin kralıyım omegaverse, etl texting
54.9K 2.6K 16
"kurtarıcısına aşık kız... klişe hikaye." "komşu kızına platonik aşık çocuk mu söylüyor bunu?" ya da asi'nin şebnem'in kızı olarak doğup büyüdüğü ve...
82.4K 11.2K 15
taehyung'un en yakın arkadaşına karşı duyguları vardı.
452K 37K 28
Melez Kaplan Taehyung, Melez Tavşan Jungkook ile sevgili olmak istiyordu Ha birde onu altında inletmeyi... [texting+düz yazı] #3 - taekook [13.08.202...