ACIMASIZ [ TAMAMLANDI ]

By wonder_vomen

4M 131K 33.7K

Bir adam, beni yangına çevirmişti. Bir adam, benliğimi bozmuştu tereddütsüz. Ve bir adam benim cennetimin at... More

Tanıtım
1 - İzmir
2 - Karanlık Çocuk
3 - Yeni Okul
4 - Katil
5 - Şikayet
6 - Otopark
7 - Yeni Arkadaşlık
8 - Korku
9 - Merak
10 - Kalpsiz
11 - Tescilli pislik
12 - Serseri
13 - Senin bu yaptığın?
14 - Şımarık Çocuk
15 - Ceza
16 - Kütüphane
17 - Sarhoş
18 - Sende mi buradaydın?
19 - Ateş !
20 - Bar
21 - Şirket
Karakter Tanıtımı
22 - Doğum günü
23 - Ben yanındayım
24 - Film Gecesi
25 - İtiraf oyunu
27 - İlgi Odağısın
28 - Tokat
29 - Kıskançlık
30 - Önyargı
31 - Suçluluk Duygusu
32 - Umrumda değilsin
33 - Pişmanlık
34 - Yaramaz şey
35 - Sevgili sahip
36 - Ölümle satranç
37 - Sana Özel
38 - Baş Belası
39 - Hayal kırıklığı
40 - Oyuncak
41 - Beklenmedik anda
42 - Manzara
43 - Duygular
44 - Senfoni
45 - Oyun
46 - Av
47 - Gerçekler
48 - Enkaz
-Tanıtım videosu-
49 - Geçmişin izleri
50 - Minik sevgilim
51 - Davetsiz Misafir
52 - Kördüğüm
53 - Trip
54 - Rüya
55 - Kalp acısı
56 - Yapboz
57 - Ateş'in kızı
58 - Kelebek
59 - Süpriz
60 - Yangın
Kesit
61 - Yıkılmışlık
62 - Terkediş
Özel Bölüm
instagram
63 - Ruhun yolculuğu
okuyun!
64 - Hikayenin sonu
S O N
satırlarda buluşalım

26 - Hayır, Ateş dedin!

53.1K 1.7K 405
By wonder_vomen


Sabah telefonumun ısrarlı bir şekilde çalmasıyla gözlerimi usulca araladım. Öyle çok yorgundum ki adeta başım çatlıyordu, gözlerimi tam olarak açamıyordum bile. Kıpırdamaya dahi mecalim olmasa da bütün enerjimi kullanarak zar zor sehpada çalan telefonu alıp hiç ekrana, kimin aradığına bakmadan açıp kulağıma götürdüm.

"Günaydın," diyen Didem'in neşeli sesi kullaklarımı doldururken bu sırada pemceremden yüzüme vuran güneşten kurtulmak istercesine sağ omuzumun üstüne dönerek sırtımı güneşe dönüp yumuşacık pembe yastığıma sıkıca sarıldım.

"Günaydın," diye yanıt verdim cılız bir sesle esneyerek.

Didem, "inanmıyorum" dedi sesini birden yükselterek. "Sen hala uyuyor musun?"

Bezgin bir sesle iç çektim. "Evet, uyuyordum nolmuş?"

"Oyoyordom nolmoş" deyip taklidimi yaptı. Bu hareketi karşısında kendimi tutamayıp kıkırdadım. Didem cidden taklit yapınca çok tatlı oluyordu. "Gülüyor birde ya" diye konuştu kızmış gibi yaparak "akşam okulda parti var unutun mu?" Diyerek cırladı. Onu görmesem de kaşlarını çatığından emindim.

"Ah, parti doğru ya tamamen unutmuştum" dedim dilimi ağzımın içinde dolandırarak.

Didem'in karşıdan derin bir nefes çektiğini duydum. "Nedense hiç şaşırmadım" diye konuştu.

"Saat kaç ki," diye sordum telefonu kulağımdan çekip saate bakınca gözlerim kocaman oldu. Saat daha 8 buçuktu.

"İnanmıyorum," diye cıraldım. "Saat 8 buçuk," diye devam ettim sinirle burnumdan solurken.

Didem, "evet" diyerek onayladı beni "8 buçuk."

"Afedersin ama sana gerizekalı desem alınma olur mu," diye konuştum öfkeyle.

"Anlamadım," diye sordu şaşkınlıkla.

"Gerizekalı mısın kızım sen ya parti akşam ne diye sabahın köründe arıyorsun.?"

"Off ya Hazan, bende biliyorum partinin akşam olduğunu ama alışverişe çıkmamız lazım, hazırlanma kuaför derken zaten akşamı bulur" dedi, bıtkın bir şekilde açıklama yaparak.

"Ama.." diye söze başlamıştım ki,
"Aması yok kanka deyip sözümü kesti. Itiraz istemiyorum Ezgi ile birlikte yarım saate kadar sende oluruz. Sende o sırada hazırlan geldiğimiz gibi vakit kaybetmeden çıkalım." Deyip telefonu yüzüme kapattı.

Bir kaç saniye telefona aval aval baktıktan sonra telefonu geri sehpaya bırakıp yorganı yüzüme kadar çekerek uyumaya devam ettim.

...

1..

2..

3..

Duyduğum sesle birlikte gözlerimi açtım. Buz gibi su yüzüme ve saç diplerime işlerken ardından yataktan doğruldum. Şaşkın şaşkın etrafta olan biteni süzerken ne olduğunu anlamaya çalışıyordum. Kahkaha sesleri etrafta yayılırken kahkahalar arasında, "şuna baksana ne kadar da şaşkın!" Diyen Ezgi'ye çevirdim gözlerimi.

"Ya kızlar manyak mısınız ya," diye konuştum sinirle, Ezgi'den gözlerimi alıp hala kıkırdayan Didem'e sert bir bakış yolladım.

"Delirdiniz mi siz, bu yapılır mı ya" diye konuştum ikisine hitaben.

"Sen dua et sadece yüzüne su döktük yoksa bununla kalmazdın" dedi Ezgi, elini tehditkar bir şekilde salayarak.

Didem, "hadi kalk ve hazırlan daha çok işimiz var, hem baksana saçların ot yığınına dönmüş bugün seninle çok işimiz var" dedi mızmızlanarak.

Didem'e ölümcül bir bakış attım. "Keşke biraz naif olsaydınız kızlar," dedim ikisine hitaben konuşarak.

Ezgi, hemen atıldı. "Ne yani Hazan beni naif bulmuyor musun?"

Bıkkın bir nefes verdim. "Ezgiciğim insanlar sabah sabah bir kova dolusu su ile uyandırıldığı zaman naif olmasını bırak akıl yoksunu diye düşünebilirler. Bilgin olması açısından söylüyorum" diyerek homurdandım. Şuan çok sinirliydim çok.

Didem arkadan fısıltı şeklinde, "bir kova değildi bir kere sadece bir bardakçıktı." Deyip elindeki bardağı göstererek şirince tebessüm etti.

"Ama Hazan sende hiç bir şekilde memnun kalmıyorsun," diyerek yatağıma oturdu.

Gözlerimi devirdim. "Ah Ezgiciğim bi durumdan nasıl memnum kalabilirim söyler misin?"

"Bebeğim seni uyandırmak amacıyla yaptık. Kabul ediyorum yöntemimiz farklıydı ama önemli olan sonuca varmaktı."

Gözlerimi kısıp yatağımda oturan Ezgi'ye pis pis baktım. "Sonuçtan kastın ne?" diye sorduğumda Diden hemen iki elini birbirine vurarak araya girdi. "Sonuçtan kastı seni uyandırdık ya onu diyor," deyip göz devirdi Ezgi'ye.

Ezgi, "ah evet," deyip elini saçlarının arasından geçirdi.

"Sizi beklerken uyuya kalmıştım," dedim bana bakan Didem'e odaklanırken.

"Hiç bizi beklemiş bir halin yoktu valla," diye konuştu Ezgi, bir bacağını diğer bacağının üstüne atarak.

"Ne sıktınız kızlar ya! Hem alt tarafı bir parti, kırmızı halı değil."

"Evet bir parti olabilir ama yine de alışveriş gerek ha sen illa da gerek yok diyorsan pijamalarınla gelebilirsin." Konuşan Ezgi'ydi.

Seslice iç geçirerek sabır dilercesine yukarı baktım. Sonra da düşünür gibi "aslında fena fikir değil," dedim.

Ikiside sinirlenmişti. Ve uykumu böldükleri için bu halleri hoşuma gitti. Ardından ikisi de birbirlerine bakmayı kesip bana baktıklarında "ne?" Diye cıyakladım. Ezgi iki elini belinde birleştirmiş, Didem ise ellerini göğsünde kavuşturmuş bana kızgın bir şekilde bakıyorlardı.

Gözlerim ikisi arasında gidip geldi. Sonra umursamazca omuz silkip yorganı başıma kadar çektim.

"Eğer hemen kalkmazsan sonu kötü olur," diye konuştu dişlerinin arasından tıslayarak. Didem sonunda sessizliğini bozmuştu.

"Offf! Yeter Hazan, sabahtan beri seninle uğraşıyoruz ama sen uyuyarak zaman öldürüyorsun." Konuşan Ezgi'ydi sitem etmişti bana sesinde daha çok kızgınlık hakimdi.

Didem hızla yorganı üstümden çekip yere attı.

Didem'e aldırış etmeden yastığı alıp başıma bastırıp yatağa iyice sindim.

"Aaa, Ateş arıyor Hazan buna cevap vermelisin," diye konuştu Ezgi.

Ateş'in ismini duymamla şimşek hızıyla yataktan çıktım. Bir an sendeleyerek düşecek gibi olsam da kendimi hemen frenlemeye başlayıp Ezgi'nin yanına gittim. "Ne.. Ateş mi," diye bağırdım "hani nerde?" alt dudağımı ısırıyordum.

Ezgi elinde duran telefonumu yukarı doğru kaldırarak "burada," deyip kıkırdadı.

Telefonu Ezgi'nin elinden aldığım gibi aynanın karşısına geçerek sanki beni görüyormuşcasına saçımı düzeltim.

Derin bir nefes alarak telefonu kulağıma götürdüm. "Alo," dedim o sırada arkamdan hunharca gelen kahkaha seslerinden anladığım kadarıyla telefonumu elimden düşürdüğüm gibi sinirle arkamı döndüm.

Ezgi ile Didem benim sinirlendiğimi anlamış olacaklardı ki ikiside birden sus pus olup gözlerini gözlerimden çektiler.

Elimi tehditkar bir şekilde onlara doğru salayıp, "siz.." gürledim "sizi var ya.."

"Tamam canım ! Şaka yaptık işte" diye savunmada bulundu Ezgi.

"Şaka yaptınız ha.. şaka." dedim sinirden gülerken. Sinirlenmiştim hemde çok

"Ama sende Ateş ismini duyunca baya bir sakarlaşıyorsun," diyen Didem kahkahayı patlatı.

"Şuna bak,: dedi Ezgi beni gösterip göz kırparak, Didem'in koluna dokunup "aynanın karşısına gecmeler, saç düzeltmeler.. heyecanını gizlemeler. ." Ikiside kahkahayı tekrar basarken sinirden ayağımı yere sürte sürte banyoya gittim.

Dün geceden dolayı da başımda hafif bir sızıntı vardı. Sanırım böyle bir durumda banyo iyi gelecekti. En azından bir süre gerginliği uzak tutacak öfkemi körükleyecekti.

Suda düşündüğümden daha uzun süre kaldım. Gevşeyerek rahatlamıştım. Saçlarımı ve vücudumu kurutunca giyinerek odadan çıktım. Odamda kimse yoktu anlaşılan sinirli hallimle karşılaşacak cesaretleri yoktu. Ne yalan söyleyeyim ben bile sinirlenince bu halimden çekiniyordum haksız sayılmazlardı.

Merdivenleri ikişer ikişer inerek salona girdim. Ikisini de salonda televizyonun karşısında görünce yaptıkları şaka zihnimde süzüldü. Sinsice gülümseyerek Didem'in karşısına Ezgi'nin yanına oturdum. Didem'i kızdırmak için dün geceden birşeyleri hatırlamaya çalıştım ama sadece birkaç şeyi kesit kesit hatırlıyordum. Sarhoş olmadan önce hatırladıklarım netti ama ondan sonrası hafızamın gerisinde puslu bir sisle örtülmüştü sanki. Tek hatırladığım bir ara Ateş'i Defne denen sarı sürtükten kıskanmıştım. Olayı tekrar hatırlayınca midemde kasılmalar oluyormuş gibi hissettim. Yüzümü buruşturarak daha çok hatırlamak için hafızamın en derinine indim. Ama sadece belli şeyleri hatırlıyordum ve buda bana hiç yardımcı olmuyordu aklımı toplayarak olayları hatırlamak için başa sardım.

Ateş'i kıskandım sonra çok içtim ve Didem ile eve döneceğimiz zaman yere yığılıp kalmıştık. Sonra bir ara Ateş ile konuşmuştuk ama o hiçte sarhoşmuş gibi görünmüyordu ama üç şiseyi devirdiğini kendi gözlerim ile görmüştüm nasıl oluyor da öyle dinç durabiliyordu.

Sanırım bunu Ateş'e sorsam daha iyi olacaktı sonra aklıma gelen bir düşünce ile biran ürpererek tedirgin oldum. Acaba ona hissetiklerimden veya onu kıskandıgımdan bahsetmiş miydim? Bunun cevabını sadece biri verebilirdi "Ateş!" Dedim

Didem ve Ezgi "kim?" Diyene kadar ismini seslice düşündüğümün farkında bile değildim.

Alt dudağımı ısırarak kızlara baktım ikisi de kaşları çatılmış bana merakla bakıyorlardı. Bende aniden telaşla Ateş yerine "Burak,"dedim.

Didem şüpheyle gözlerini kısarak "hayır Ateş dedin," dedi.

Bende inatla "hayır Burak dedim," deyince Ezgi, "Burak ne alaka ya!" diye sordu hiçbirşey anlamamışçasına.

Didem'e bakıp göz kırparak "biraz edebiyat yaptım,"
"Dökülen yapraklar
Ah içimi hüzün kaplar
Burak yok diye üzülme
Bu gece başlıyor kutlamalar.."

Didem ısrarla gözlerimin içine bakınca telefonumun melodisi salonda yankılandı. "Telefon," deyip telefonu işaret ettim yapmacık bir şekilde gülüp konuyu değiştirmeye çalışarak.

Telefona baktığımda tanımadığım bir numara ile karşılaştım.

Didem, "kim?" diye sordu.

Dudağımı büzüp "bilmiyorum," diye konuştum "rehberimde kayıtlı değil."

"Aç,"

Didem'i onaylayıp telefona cevap verdim.

"Efendim?"

"Merhaba nasılsın?"

Didem tek kaşını kaldırarak "kimiş?" diye sordu.

Dudaklarımı oynatarak "Doğuş," dedim.

"Iyim, sen nasılsın?"

"Bende ne olsun öyle seni merak ettim, aramak istedim."

"Iyi yaptın da numaram sende yoktu kimden aldın?" diye sordum içten bir gülüşü dudaklarıma yerleştirerek.

"Kuşlar söyledi," deyip kıkırdadı.

Ona eşlik ettim.

"Hm bak sen o kuşun adı Didem olmasın." deyip Didem'e baktım. Didem suç işlemiş yavru kedisi gibi başını aşağı eğip tırnaklarını kemirmeye başladı.

Güldü. "Bilmem," diye konuştu. "Bu akşam partinin en güzel kızı ile gideceğim tabi onun da izni varsa"

"Bak sen," deyip kıkırdadım. "Kimiş bu güzel ve şanslı kız?"

"Kim diyenin sahibi,"

Hafif yanaklarım kızarırken. "Aslında," diye başladım cümleye ama tabikide devamını getiremeden Doğuş lafı geri ağzıma tıkadı.

"Beni kırmayacağını biliyordum Hazan teşekkür ederim. Saat 5'e doğru gelip seni alırım" deyip telefonu yüzüme kapattı.

Ezgi, "noldu" diye sordu.

Didem'e bakıp "Doğuş," dedim "beni akşam partiye davet etti yani partneri olmamı istiyor."

Didem, "ne güzel işte" diye konuştu tatlılıkla bana kaçamak bakışlar atarak.

Didem'e ölümcül bakışlar atmayı sürdürürken tam konuşacaktım ki benden önce davranarak, "bence çok fazla zaman kaybettik artık çıksak mı?" dedi iğneleyici bir tonda, ayağa kalkarak.

Ezgi, Didem'e katılarak "bence de çıksak iyi olur," deyip bana döndü. Ben de başımı salamakla yetindim. Ezgi bizim önümüzden yürürken Didem'e dönerek "bu konuyu sonra konuşacağız Didem! sakın caydığını düşünme. "

Bana tatlı gülümsemeye çalışarak koluma girdi ve soruma karşılık başını salamakla yetindi.

Bende ceketimi ve çantamı almak için dolaba yöneldim.

Üçümüz arabaya binerken müzik açtım ve yol boyunca kimse konuşmadı...

Instagram: solgun_papatyaa

Continue Reading

You'll Also Like

YUVA By _twclr

Teen Fiction

678K 33.7K 49
Amelya 20 yıl sonra aslında ailesinin gerçek olmadığını intikam için bebeklerin karıştırılmasına nasıl bir tepki verecek gelin hep birlikte okuyup öğ...
25.4M 905K 78
♌ İNTİKAMDAN DOĞAN TUTKULU BİR AŞK ♌ Küçük yaşta anne ve babasının ölümüne şahit olan acımasız genç bir adam... Edim Demiray. Daha on sekizinde uyuş...
18.9K 1K 21
Aşkın devrimi❣️ Birbirinden habersiz hayatın getirdikleri sayesinde karşılaşan iki insan ve büyük aşkları❤️
1.6M 53.1K 24
"Zorla evlendik farkındasın değil mi?" dedim dehşetle. Umursamadı ve gözlerimin en derine bakıp, belimde olan eli belimi okşamaya başladı. "Evet kar...